04 Ağustos 2025

Mustafa Kemal Paşa'nın Şartı Kabul Edilse...


    Şimdiye kadarki Milli Mücadele okumalarımda dikkatimden kaçmış bir husus, 1921 Londra Konferansı ve 1922 Paris görüşmeleri... İkincisi İstanbul Hükumetinin yanında TBMM hükumet temsilcilerinin de katılmış olması bakımından önemli. Yoksa toplantıdan bir sonuç alınamıyor.

    Müttefiklerin zora koşmasıyla bu katılım gerçekleşmiş, Ankara'nın gerçek muhatap olduğunu anlamışlar. Gerçi ancak 'özel davet' olursa katılım sağlayacaklarını söylüyor Ankara ve bu özel daveti de İtalya'ya yaptırıyorlar.

    Yunan tarafı ateşkes istiyor, çünkü 'Küçük Asya'da bunalmaya başlamış, lakin kuyruğu dik tutarak buradan ayrılmayı düşünüyor. Bu yüzden Sevr'in değişik bir versiyonunu barış diye imzalattırma amacında... Müttefikler ise gidişatı hissettikleri için daha yumuşak tekliflerle geliyorlar. Tekirdağ dışındaki Trakya'yı Yunanlara bırakma, İzmir'i Milletler Cemiyeti yönetimine bırakma, Boğazları uluslararası tarafsız ve silahsız yönetime devretme, 50 binlik Türk ordusu sayısını 85 bine çıkarma, Doğuda Ermenistan kurulması filan...

    Ankara barış görüşmelerine taraftar olmakla beraber Müttefiklerin şartlarını kabul edilemez buluyor ve kendi şartını öne sürüyor. Buna göre ateşkes yeterli değil Yunan tarafının işgal ettiği yerlerden çekilmesi temel şarttır. Ateşkes başladığından sonra 15 gün içinde Eskişehir-Kütahya-Afyonkarahisar hattının batısına çekilmeli, dört ay sonunda da İzmir'i tamamen boşaltmış olmalıdır. Bu temel şarttan sonra diğer hususlar görüşülebilir.

    Tarafların ileri sürdüğü şartların hiç biri karşı taraflarca kabul edilmeyince görüşmeler sonuçsuz kalıyor. Burada önemli olan TBMM hükumetinin Müttefiklerce muhatap kabul edilmesidir.

    Paris'te yapılan görüşmeler ve daha sonraki Dışişleri Bakanları toplantısındaki müzakereler aynen Ankara'ya aktarılarak sorular, cevaplar, açıklamalar, şartlar, notalar derken haberleşmeler Nisan 1922 ortalarında cereyan ediyor. 

    Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın önşartı dikkat çekicidir. Eğer bu şart kabul edilseydi Haziran başlarında Eskişehir-Kütahya-Afyonkarahisar hattının batısına Yunanlar çekilmiş olacaklardı. Yani daha bu tarihte Eğret köyünün de içinde bulunduğu bölge işgalden kurtarılacaktı. Eylül başında da işgal ettikleri son nokta olarak İzmir'i boşaltacaklardı. 

    Görüşmelerden bir netice elde edilemedi, yani Türk tarafının şartı dikkate alınmadı... Alınmadı da ne oldu peki? Herkes olduğu pozisyonda kaldı. Eğret'te işgal devam...

    Haziran ortalarında Mustafa Kemal Paşa taarruz hazırlıklarına başladı, ama bu düşüncesinden sadece Fevzi Paşa, İsmet Paşa, Kazım Paşa'nın haberi vardı, çalışmalar büyük bir gizlilik içinde yürütüldü. Sonra süreci biliyorsunuz, 26 Ağustos'ta Büyük Taarruz, 29'unda Eskişehir-Kütahya-Afyonkarahisar hattının temizlenmesi ve 9 Eylül İzmir...

    Türk tarafının şartlarına göre ateşkes yapılsaydı, barış anlaşmasından 15 gün sonra Eğret boşaltılacak, dört ay sonra da, yani yine 9 Eylül gibi Yunanlar Anadolu'dan tamamen çekilmiş olacaklardı, ama onca kayıp yaşanmayacaktı.

    Tarihte 'şöyle olsaydı böyle olsaydı'nın yeri yok... Ne diyelim, 'öyle olacak da öyle olacak...'



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder