02 Ekim 2025

Yeni Okuldan Eski Okula

     

    Hamam konusunu işlerken eski hamamı bırak yenisinin bile bir fotoğrafını bulamamıştım. 69 İmar Planı albümünde diğer pek çok bina ile birlikte on yıl önce yapılan yeni hamamın fotoğrafını bir kaç karede görebiliyoruz. İşte onlardan birisi... 

    Bu fotoğrafın yakın planında hamam olmak üzere, ileride belediye binası, eski ortaokul, Çakırların ev, daha ötede Yörüğoğluların ev; solda Gıvığın ev ile Hatiplerinki çok belirgin...

    Yeni açılan İlkokuldan çıkmış öğrenciler... Öğle paydosu olduğu besbelli, ilerideki kalabalık evlerine gitmekte... Bir kaç yıl sonra öğrenciliğe adım atacağımız bu okula dair aklımda kalan seslerden biri de 'evlere' kelimesidir. Birbirimize ders ve teneffüs programını sayarken 'Birinci ders, birinci tenefüs, ikinci ders, uzun tenefüs, üçüncü ders, üçüncü tenefüs, dördüncü ders, evlere!' diye bağırırdık. Bu kelime dersin ve okulun bittiğini, en zevkli oyun  ve serbest gezme zamanlarının başladığını bildiren sihirli bir anlam müjdelerdi. İşte bu öğrenciler evlere kelimesinin müjdesiyle pek mutlu görünüyorlar... Özellikle çekim yapıldığının farkındaymış gibi objektife bakan şu dördü...

    Bu çocukların olduğu yerde genelde dağdan getirilmiş meşe odunları yığılı olurdu. Şu anda görülmediğine göre ya bitti, ya da hamamın aşağıdaki avlusuna atıldılar. O yıllarda kim yakıyordu acaba?

    İleride köşedeki belediye binasını daha önce konuşmuştuk. Uçtaki belli belirsiz direğin başka fotoğraflarda daha net göründüğünü ve onun sokak aydınlatmasında kullanılan lüks lambası direği olduğunu da... Yalnız bahçe köşesindeki o karaltıyı anlayamadım; kıştan kalma odun yığını mı, yeni palazlanmaya başlamış çam ağacı kümesi mi, yoksa kamelye mi?

    Belediyenin karşısında duvarla çevrili alanın ucunda dört köşe ağartı var, öğrenci grubunun ardına denk geldiği için dikkat çekmiyor. Sanırım Atatürk büstünün duvar kaidesi. Kireçlenmiş, yahut mermer kaplanmışsa ondan parlıyordur... Bu avlu görünümlü park tam bir kayalıktı, 1980 yılında Korkmaz Ayvaz bey azmetti, öğrencilerine kazma kürek, çapa bel ile orayı parka çevirtmişti. Ondan sonra yine mezbeleliğe döndü, ta ki 1994'te yeni belediye binası yapılana kadar...

    Meşhur meydandaki telgraf direğine dayanmış manzarayı izleyen kişi, az ilerisinde durup yarenlik eden örtmeli iki kadın ve daha ötede okulun yan tarafında biri boz diğeri kara iki eşekle aralarındaki sıpayı zikredip ortaokula geçelim.

    Burası 1948'den beri ilkokul olarak kullanılmıştı. Üç derslikli olarak planlanmış, sonra bir derslik daha eklenmiş, büyüklerin birisi de bölünerek derslik sayısı ite kaka beşe çıkarılmış. Buna rağmen son yıllarda binanın yetersizliğinden dolayı bir sınıf sağda solda ders görürmüş. Bunun üzerine planlı 6 derslikli ilkokul binası yapılarak bu yıl (1969) öğretime açılmış. Şu evlere dağılırken gördüğünüz öğrencilerin yeni binada ilk yıllarıdır.

    Geçenlerde Hacapo (Abdullah Erdem) Abi, eski okula ayrı kapılı bir ek derslik yapıldığını anlatmaya çalışmış, fakat Fişek (Cengiz Öztürk) ile ben böyle olmadığına dair itiraz etmiştik. Tam öfkelenecekken 'Belki yıkılmıştır, bizim zamanımızda yoktu' diye tatlı bir viraj alıp yumuşatmıştık. Hacı'nın haklılığı bu fotoğrafta apaçık görünüyor, zira Kelahmetlere doğru ayrı kapılı ek derslik işte orada... Sanki kapısının önünde biri var gibi...

    Kapı önünde insana benzer karartı dışında eski binada kimse görülmüyor. Terk edilmiş bir virane gibi; dış duvarlar yıkık dökük, sıvalar dökülüyor, çatının görünümü kötü... 

    Oysa bugünlerde, şu binada Anıtkaya Ortaokulu açılmasına dair onay çıkmak üzeredir. Hızlı bir tamir süreci başlayacak ve 3-4 ay sonra Eylül 1969'da okul öğretime açılacaktır. Belki de merhum Aliefe (Ali Tüplek) öncülüğünde tamire başlanmıştır...

    Bundan on yıl sonra, 1979 baharında biz birinci sınıftayken baksanız; bahçe duvarlarının muntazam yapılarak yükseltildiğini, ön tarafta güzel ve sağlam bir demir kapı bulunduğunu, yandaki dişbudak ağacının gölgesi altında bir sınıf oturacak kadar genişlediğini, arkada Çakırların meydan ambarı okul bahçesinde kalacak şekilde bahçe genişlediğini ve arkada öğle sonraları voleybol oynandığını görürdünüz...

    Şimdi şuradan bakıldığında ise, iki kareden müteşekkil fotoğrafta bulunan nesneleri göremezsiniz. Gıvığın ev ile Yörüğoğluların haney müstesna...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder