-Ü-
Üçgözköprü: Bir
mevki adı
üfülemek: üflemek
üfülük:
ıslık
üğünmek/üyünmek: Tahılın
ambar veya çuvaldan yol bulduğu bir delikten akması.
üleşmek:
bölüşmek, paylaşmak
üleşik:
Paylaşılmış, üleşilmiş
ülker:
Mayıs-Haziran döneminde Güneş ülker burcuna girdiğinde mahsul için tehlikeli
bir dönem.
ülker vurması: Ülker
denen bahar-yaz geçiş soğuğunun özellikle nohutları çarpması.
ümürtlek: boğaz,
gırtlak
ümzük: İbrik,
çaydanlık gibi kaplardan suyun akıtıldığı dar ve ince boru kısım.
ünnemek:
çağırmak (ünlemek)
ünnetmek: ilan
ettirmek
ününü goyvemek: Bağıra
bağıra ağlamak.
üremek: 1.
çoğalmak, 2.iş ilerlemek
üretmek: Katkı yaparak çoğaltmak (hamur mayasını üretmek, çayı üretmek vb.)
ürüyen: Çok
üren köpek.
ürya: düş,
rüya
üryañda mı gördüñ: Sabah çok erken bir
şey yapanlara söylenir.
üsbaş: Elbise,
giyecek.
üsde: Mal
değişiminde, malı değerli olanın aldığı para (üste)
üsde çıkmek: Suçlu olduğu halde
kendini suçlayanları suçlayarak kendini aklamak.
üsdüme mi çıkceñ: Teklifsizce yanına
yaklaşan kişiye söylenir.
üsdüne garı getimek: Karısı varken bir
karı daha almak.
üsdüne geçirmek: Bir taşınmazın
tapusunu kendi adına yazdırmak.
üsdüne olmek: Hamile kadın aybaşı
olmak.
üsdü olmek: Kadın aybaşı olmak.
üsdünnük: O
sırada çevrede çok yaygın olan nezle hastalığı (üstünlük)
üst: Elbise,
giysi. (Üsdümü geyip çıkcen)
üstlük: Kabaca üste alınan giyecek.
ütdürmek: Hile
ile veya kumarda elindeki malı kaybetmek.
ütmek: şans
oyunlarında rakibini yenip elindekini almak
ütmeli: Sonunda
galip gelenin, yenilenden bir şeyler (ceviz,aşık, bilye vs.) alacağı üzerine
anlaşılan oyun.
ütülemek:
Yolunmuş kazı, tavuğu; koyun kafa ve ayaklarını ateşe tutarak ince tüylerini
yakmak suretiyle temizlemek.
ütülmek: kumarda
kaybetmek
üvez: küçük
sinek
Üyüğaltı: Bir
mevki adı (Üyük altı)
Üyük: 1.Yığma
tepe, Tümülüs; 2.Köyün kuzeybatısında, şehitliğin bulunduğu tepe (höyük)
Üyükyolu: Bir
mevki adı
üyütmek:
1.Öğütmek, 2.(mec)Tatlı tatlı yalan söylemek.
üzerlik:
1.nazarlık, 2.Nazara karşı çocukların üzerine veya duvara asılan hoş kokulu ot.
üzük: Eskiyip
incelip kopma delinme durumuna gelmiş kumaş, bez.
üzülmek:
1.Yırtılmak, bez veya elbisenin yırtılması. 2.Kopmak, ipin kopması veya kopacak
duruma gelmesi.