Kara lastik deyip geçme...
Zamanında lüks sayılır, herkes giyemezmiş...
Çarıktan kunduraya geçişin ara elemanı sayılan lastik yemeninin saltanatı da uzun sürmüş...
Yalnız yemeniye geçiş bir anda olmuş değil; o da bir süreç... Dedik ya herkes sahip olamıyor... Çarığın aksine, evde kendin yapabileceğin bir şey değil. Petrol mamulü, fabrikasyon bir ürün olduğu için eldeki imkanların ve el becerine güvenip imal edemezsin yani... Öyle olunca da satın almak için para lazım... Savaşlar ve ardından küresel ekonomik krizden yeni çıkmış bir ülke çocuğuysan para ne gezer... İlk çıktığında her ürünün başına gelenleri lastik yemeni de yaşamış. Ona sahip olana gıptayla bakarlarmış...
Molla Osman oğlanlardan birine yemeni almış... Köyün ileri gelenlerinden ve zenginlerinden olduğu için yemeni alacak kadar durumu var... Amma gözlü mala ne olursa ona da o olmuş; kaybolmuş. Biri almış götürmüş... Artık evlerinden mi yürüttüler, odadan mı kim bilir...
Hatiplerin yemenilerin çalınması olay olmuş.... Köyde zaten kaç lastik yemeni var ki... Orda burda hırsızın kimliğine dair yorumlar yapılmaya başlanmış... Ora bura dediğimiz de odalar tabii ki...
Hatiplerin Goca Oda, şimdiki Yağcının yanı... Genelde Hoca takımı da o yıllarda orada oturuyor. Terlemez, Lomcu, Körhoca... Oda ahalisinde hoca olduğu zaman sohbet mevzunun varıp dayanacağı şey bellidir. Yalnız o hoca içinizden biri, yani o köylü olduğu zaman herkesin ilgi alanı neyse sohbet oraya odaklanmış olur...
Alt tarafı bir yemeniydi kaybolan; ama yine de Molla Osman da bu durumdan etkilenmiş görünüyordu. Oda sahibinin morali bozuk olması, odadakilere de tesir ediyor haliyle... Hocalar odada bulunmak hasebiyle kendilerini ister istemez o atmosferin içinde buluyorlar.
Bir de o yıllarda Hocanın köyde çok forsu var. İdari olarak Muhtar ile birlikte İmam da söz sahibi... Ayrıyeten ahali arasındaki itibarları daha fazla... Hemen hemen her problemlerinin çözüm mercii olarak Hocayı görüyorlar. Başın ağrıdı, yürü Hocaya; gelin kaçak gitti, doğru Hocaya; koyun kayboldu, Hocaya kurtağzı bağlattır... Şimdi böyle bir ortamda, oda sahibinin yemenisi kaybolmuş, olay herkesin dilinde ve siz de Hoca takımı olarak orada bulunuyorsunuz... İster istemez gözler Hocalara çevriliyor ve bu vartadan çıkış yolu bekleniyor... Çözüm nedir, yemeniyi bulman...
Molla Osman'a 'Bir avuç nohut getir' diyorlar... Bu istek karşısında millet şaşkın. Molla Osman da şaşırmış; ne yapacaklarını düşüne düşüne gidip getiriyor nohutu... Hocalar başlıyorlar okumaya... Dudakları kıpır kıpır, okuyup okuyup üflüyorlar orta yere konulan nohuta... Yeteri kadar okuduktan sonra, yarı yerine kadar suyla dolu bir kavanoza dolduruyorlar.
- 'Bu nohutları iyi gözle, yarılmaya başladıklarında hırsız da çatlayacak...'
Yemeni bulma duasına şahit olanlar ve Molla Osman, yapılanlara inandı mı bilinmiyor. Yalnız, dua etkisini çabuk göstermiş. Daha nohutlar yarılma fırsatı bulamadan, hemen ertesi akşam yemeniler gelmiş...
Bu kadar çabuk sonuç alınmasını sağlayan, etkili duayı merak eden bazıları sormuşlar Hocalara 'Ne okudunuz?' diye... Katiyen öğrenememişler...
Mutlaka okudukları bir dua vardı; yalnız Hocalar 'yemeni bulma' duasına başlamadan önce aralarında konuşmuşlar. Hırsızın tanıdık birisi olması gerektiğini, Molla Osman'ın yakınlarından birisi olması muhtemel olduğunu ve hatta oda ahalisinden birisi olabileceğini değerlendirmişler. Dua öyle bir okunmalı ki muhtemel hırsız akıbetinden korksun, aldığını geri getirsin...
Sonradan yemeni hırsızının kim olduğu ortaya çıkmış Hocaların nezdinde. Tahmin ettikleri gibi Molla Osman'ın yakınlarından ve o sıralarda Hatiplerin Goca Odaya takılan birisiymiş...
Duanın sırrnı söylemedikleri gibi, hırsızın kimliğini de açık etmemişler kimseye...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder