Birinci karenin merkezinde PTT binası olmak üzere iki yanında Belediye binası ile Göçmen Süleyman Sancak'ın evin küçük bir kısmı görülüyor. Belediye binasının kalan kısmı ikinci karede ve Gıvık Şükrü Aydın evi ile yeni Karakol binası son karede yer alıyor. Bu üç kare, makine sabitlendiği yerde yaklaşık onar derecelik açıyla batıya doğru çevirmek suretiyle çekilmiş. Üç ayrı karenin birleştirme noktalarındaki isabet oranı şaşırtıcı derecede yüksek. Sadece Belediye ve PTT önündeki duvar kenarına uzatılan telgraf direklerinde hafif bir sapma dışında objeler başarıyla birleştirilmiş. Baktığında, insana tek fotoğrafmış izlenimi veriyor.
Bir bütün olarak değerlendirdiğimizde, bütün yüzlerin Belediye'ye dönük olduğu dikkat çekiyor. Orada Başkan Mustafa Erdem ile meşhur Mühendis olduğunu düşündüğümüz şık görünümlü bir zat bulunuyor. Çocukların ve büyüklerin ilgisi onlara mı, yoksa Belediye önüne park etmiş otomobile mi olduğu tartışılır. O arabayı bir kaç karede daha göreceğiz. Mühendislik firmasına ait olduğu besbelli....
Sıvasız Göçmen Süleyman'ın evin hemen alt tarafında bulunan PTT ve Belediye binaları hemen hemen aynı tarihte yapılmış gibi görünüyor. Yalnız PTT duvarlarının henüz küpeştesi atılmamış ve Belediye bahçe duvarlarının alt tarafı biraz kırılmış olduğu gözönüne alınırsa PTT'nin daha yeni olduğu da düşünülebilir. Ayrıca önündeki sarmaşığın çatıya tırmandığını da hesaba katarsak Belediye'nin daha eski olduğu fikri pekişir.
Belediyenin aşağı ucunda eğri uzun bir sırık dikili olduğu dikkatli bakınca görülüyor. Önce onu bayrak direği olarak düşünmüştüm, tepede makara filan var çünkü. Sonra binanın hemen önünde çok düzgün demir direğin asıl bayrak direği olduğunu fark edince, o eğri sırığın sokak lambası olduğunu anladım. İlk defa Çakır Osman Erdem döneminde köyün belli noktalarına bu direklerden dikilerek geceleri lüks lambasıyla aydınlatıldığını söylüyorlar. Acaba Belediye binasıyla bu direğin yaşı aynı olabilir mi? Yaklaşık dört yıl sonra, Anıtkaya'ya elektrik gelmesiyle bu direkler tamamen tarih olacak...
Fotoğraftaki insanlara gelince... Belediye önündekilere dikkatle bakan meraklı çocukları söylemiştik. Aynı merkeze doğru bir kaç büyük köylünün de yürüdüğü görülüyor. Yalnız daha aşağıdan, sol köşeden dönüp gelmekte olan okul alayı önemli. Belli ki İlkokulun öğle paydosu vakti gelmiş. Arkadaki yedi sekiz kişilik grubun öğretmenler olduğunu tahmin ediyorum. Daha gerilerde ikişer üçer kişilik öğrenci siluetleri de var. Coşkuyla evlerine dağılan asıl öğrencilerin Han'ın arası ve pazaryerinden yukarı doğru, çeşme arasından da Mezerböğrü'ne doğru çoktan uzaklaştıklarını tahmin etmek güç değil. Yalnız bir çocuğun elinden tutmuş yukarı çıkmakta olan şık beyefendiye dikkatinizi çekerim.
İkinci görüntümüz de yine üç fotoğrafın birleştirilmesinden oluşmuş. Açı değiştiği için olsa gerek, ilk fotoğraf parçasında bu sefer Göçmen Süleyman'ın ev ile PTT'nin tamamı ve Belediye'nin yarısı; ikinci parçada Belediye'nin diğer yarısı ile Gıvık Şükrü'nün evin tamamı ve Keliban'ın evin yarısı; son parçada da Keliban'ın evin diğer yarısı, Karakol, Atatürk büstünün bulunduğu anıt köşesi ve Kooperatif binasının duvarları bulunuyor. Görüldüğü üzere açı çok genişlemiş. Şimdinin imkanlarıyla bile aynı noktadan bu açıyı yakalamak mümkün mü bilemiyorum...
Bu kadar geniş açılı bir manzarada ister istemez obje zenginliği göze çarpıyor. Belediye önünde bir dakika önceki manzara değişmemiş, meraklı çocuklar hala oradalar, çünkü otomobil ve yolcuları hala orada, daha hareket etmemişler...
Yalnız tam karşılarındaki Kooperatif önüne bir traktör römorkuyla yanaşmış görülüyor. Römorkta bir kişi bir şeyler indiriyor besbelli. Hemen arkasında biri askılı pantolon ve başına büyük gelen şapkasıyla iki çocuk, elleri ceplerinde bütün bu manzarayı uzaktan seyrediyorlar. Yolun daha ortasında kooperatife doğru yürümekte olan kişi ise yetişkin birine benziyor. Kendinden emin bir şekilde adım atarken her şeyin farkındaymış gibi, dönüp makineye bakarken yakalanmış.
Ve öğretmen kalabalığına bir dakika içinde yenileri eklenmiş. Asıl dikkat çekici olan ise yeni fotoğrafta görülen Göçmen Süleyman'ın gocagapı... Bir kanadı aralanmış bu kapının hemen önünde bir kadın görülüyor, sanki kucağında bebek var... Kucağındakini ve kendisine bakmakta olan önlüklü kız öğrencinin kim olduğunu bilemeyiz, ama bu kadın Göçmen Süleyman'ın hanımı Emine Sancak olmalıdır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder