27 Ağustos 1922 akşam saatlerinde 2. Süvari Tümeni, ertesi günü Eğret yakınlarındaki Yunan birliklerine baskın yaparak ricatini geciktirmek ve olası düşman kaçış yolu olarak Afyon-Kütahya demiryolunu tahrip etmek üzere görevlendirildi.
Olucak'tan ayrılıp Eğret'e doğru yöneldiklerinde Tümenin yürüyüş düzeni şu şekildeydi: 13. Alay öncü, arkasında 20. Alay, 4. Alay, 2. Alay ve en sonda Tümen Bataryası...
Bu düzende orman içinde ilerlerken süvari uykusuz ve yorgundu. Raporlarda belirtildiğine göre fundalık diye nitelenen çalılık orman arazisindeydiler, belirgin bir yol yoktu, olanı da karanlıkta seçilemiyordu. Yorgunluk, uykusuzluk, sapa arazi, karanlık ve daha başka sebepler birleşince olan oldu...
20. Alayın son bölüğü biraz geride kalınca önündeki alayıyla irtibatı koptu. Bir ayrıma geldiklerinde ne tarafa gideceklerini şaşırdılar. 2. Alay Komutanı bütün birlikleri emri altına alarak Eğret istikametine yönlendirdi. Çünkü Kolordu bütün tümeni o istikamette görevlendirmişti. Böylece 20. Alayın bir bölüğü ile 2. ve 4. Alaylar ve Tümen Bataryası sabaha karşı Eğret güneyindeki Bağlar mevkiine konuşlanarak aldığı emri icra etti.
Son bölüğü koptuğunda 13. Alayı takip eden 20. Alay onunla birlikte sağa yönelmişti, dolayısıyla istikamet farklı olunca vardıkları yer de öyle oldu. Raporlarda Çatalçeşme-Bayramgazi'nin 3-4 kilometre kuzeyi deniliyor, orada Trikopis kuvvetlerine çattılar. Hesapta olmayan bu düşman motorize birliğine ciddi hasar verdiler. Hepsinden önemlisi Trikopis güçlerinin hareketini ciddi anlamda geciktirdiler.
Burada odaklanacağımız husus, bizim birliklerin yürüyüş esnasında birbirinden kopup ikiye bölünmüş olmasıdır. Raporlardan anlaşılacağı üzere bu olay Olucak'tan ayrıldıktan sonra yaşanmış. Tam olarak vakti ve yeri belirtilmemiş olsa da fundalık/çalılıkta, yani orman içinde koptukları kesindir. Olucak'tan çıktıklarına göre Keçiyatakları civarı da olabilir, benzer alanlıkların bulunduğu başka yerler de...
Gedik geçidinin eteklerdeki uzantısı, yani şimdiki Yörükyolu'nun olduğu yerler de olabilir. Günümüzdeki kadar büyük olmasa da İmranguyusu'ndan dağa doğru uzanan bu yol bir asır önce de varmıştır.
Hatırlanacağı üzere Olucak Yolu ile Yörük Yolu'nun kesiştiği bir makastan söz etmiştik. İşte bu makasa geldiklerinde son bölük 20. Alayı kaybetmiş olmalıdır. Kopmanın burada gerçekleşmiş olma ihtimali yüksek...
2. Tümen her nerede kopup ikiye bölünmüş olursa olsun, Olucak'tan itibaren takip ettikleri güzergah bizim Olucak Yolu dediğimiz yoldu. Yörükyolu makasında koptular, arkadaki kol sola, Eğret'e yöneldi. Öndeki iki alay ise Olucak Yolu'ndan hiç ayrılmadı ve yolun sonunda Çirçir'e ulaştı. O civarda onları Trikopis sürprizi bekliyordu...
Bu kesinlikle böyle oldu diyemeyiz, çünkü belgesi yok; ama yakın geçmişte yaşanan bu olaydan sonra Eğretliler bu yola Asker Yolu da demeye başladılar.
Güzel bir yazı olmuş .Imrankuyusunun adını nerden aldığım merak ettim bununla ilgilide bilginiz varmı hocam. Teşekkürler.
YanıtlaSilEğret temel sülaleri içinde Emirhanoğluları var, İşoflar ve Hacamadinguyu mevki ve kuyu adında ismi yaşayan Hacı Ahmet bu sülalenin son dönem temsilcileri olarak biliniyor. Emirhan Eğret ağzında İmran'a dönüşmüş. Dağda İmranın Çat diye bir mevki de var. Bunların sülalenin atası olan Emir Han ile ilişkili olduğu düşünülüyor.
Sil