06 Ekim 2023

Adalılar


    Avrupa'dan Anadolu'ya tersine göç hızlanınca 19. yüzyıldan itibaren muhacirlerin iskanına yönelik bir devlet politikası belirlendi. Uygun yerlerde yeni köyler oluşturulup muhacirler buralara yerleştirildi. Göçler düzenli ve toplu gerçekleştiği için iskan da böyle bir düzenle yapılıyordu. 1912-13 Balkan Savaşlarındaki bozgundan sonra Müslüman halkın düzenli göçü kaçışa dönüştü. Herkes canını kurtarma derdine düşmüştü, bu yüzden 1910'dan sonra pek 'Macur Köyü' kurulmadı. En fazla bir iki aile biçiminde parça piynak gelenler nerede tutunabildiyse orada kaldılar...

    O yıllarda Eğret'e gelen Macurlardan biri de Gümülcineli Ahmet idi...  Babası vefat etmiş, annesi sağ görünüyor, ama Eğret’e yalnız geldi. Babası Abdi vefat etmiş; amma Rumeli'de vefat etti, amma burada, orası meçhul... Annesi Selime Hanım hakkında da bilgi yok… Başka kardeşleri var mıydı, varsa ne oldu, onları da bilemiyoruz; tek bilinen Eğret'e geldiği...  Gümülcine’de 1885 Yılında doğan Abdi oğlu Ahmet, Eğret Kütüğüne ‘Gümülcine Muhaciri Ahmet’ olarak kaydedilmiş…

     Sonradan öğrendiğimiz hikayesine göre Gümülcineli Ahmet, Kırcaali’de Selime Hanım ile evlenmiş. Hüseyin kızı Selime Hanım, 1892 Karcali doğumludur. Bu evliliğin Balkan Savaşlarından çok önce gerçekleştiğini düşünebiliriz. Zannedersem çocukları yok, o karışıklıkta nasıl olduysa ayrı düşmüşler, karısı orada kalırken Ahmet Anadolu’ya kapağı atmış. Eğret’e geldiğinde yalnızdı, ama hep öyle kalacak değil. Himmetoğlu Halil’in kızı Aliye ile evleniyor. Aliye Hanım da anası itibariyle Danalara bağlanır, yani bir bakıma Danagızı diye lakaplanan Hatice Hanımın kızıdır…

     Macurun, Balkanlarda kalan karısı Selime Hanıma dönecek olursak… Kocasının gidişinden sonra Selime Hanım yine Kırcali’de başka bir bey ile evlenmiş, Mustafa adını verdikleri bir oğulları da olmuş. Kocası vefat etmiş; ama göç yolunda mı öldü, yoksa Kırcali’de mi yahut Anadolu’da mı öldüğünü bilemiyoruz. Sonunda araya taraya eski kocasını Eğret’te buluyor.

    Lakapları 'Adalılar' imiş... Neden böyle dendiği hiç bilinemeyecek; ama bu lakapta asıl memleketleriyle ilgili bir ipucu bulunabilir... Gümülcine Macuru Ahmet’in iki eşi, onlardan olan çocukları ve bir üvey oğlunun hikayesi, Adalıların hikayesidir.

    Macur Ahmet Eğret'e Himmetoğlu/Tekirgızıların Halil kızı Aliye ile evlenerek tutunuyor. Aliye Hanımın erkek kardeşi yok, bir küçük kız kardeşi var Şerife; o da Tekelioğlu Nuri eşi olacağından Gümilcineli Macur Ahmet ile Tekeli Nuri bacanak oluyorlar... İlk zamanlarda Aliye Hanımın çocuğu olmadığı anlaşılıyor, olduysa da erken ölmüş. Zaten 1925 doğumlu ilk çocuk kaydı Seyid Ahmet var ki, iki yaşındayken vefat ediyor.

     1931’de Vefat ettiği kaydedilen Macur Ahmet’in hayatta kalan oğlu Abdi, bundan önceki bir tarihte doğmuş olmalıdır. Babasının adını verdiği bu oğlu, ileride Eğretlilerce ‘Şekerim Abdi’ diye lakaplanacaktır. Sonradan İzmir’e yerleşti, Hayriye Hanım ile evlendi. Çocukları olmadı, Ali adında bir çocuğu evlat edindiler… Şekerimabdi hakkında bilebildiklerimiz bu kadar.

     Şekerimin Annesi Aliye Hanım 1943 yılı başlarında vefat etmiş. Bacıdede onun vefatını ‘Kelhasanların Aliye Nine’ diye kaydetmiş. Tekirgızıların Kelhasan (Gambırömerin babası)na istinaden bu tanımlama yapılmış olmalıdır. Soyadı uygulaması sırasında kocası Macur Ahmet hayatta olmadığı için Aliye Hanım kendi babası ve amcaları Tekirgızıların soyadı olan Haykır’ı almış olması da normal kabul edilebilir. Gümilcineli Macur Ahmet sağ olsaydı acaba hangi soyismini alırdı?..

      Hikayeyi tamamlamak için tekrar geriye dönmeliyiz. Kırcali’deki eski eşi Selime Hanım Eğret’e gelmişti. Macur Ahmet onu da tekrar nikahına aldı. 1921 Yılında bir oğulları oldu, adını Behçet koydular. Daha önce duymadıkları bu isme ağızları alışık olmayan Eğretliler onu hep Beyhat/Beykat diye çağıracaklardır. Belki ana babası da benzer şekilde telaffuz ediyorlardı, orasını bilemiyoruz; ancak oğlanın resmi kayıtlardaki adı Behçet…

     Beykat on yaşındayken babası vefat etti. Eğret’te anasıyla kalakaldılar. Soyadı uygulamasında kardeşi Abdi ile birlikte Haykır soyismiyle kaydettirdiler. Beykat’ın evlenip evlenmediğine dair bir bilgi bulamadım. Bacıdede 1960 yılında vefat ettiğini yazmış, annesi Selime Hanım ise iki yıl sonra, 1962’de vefat ediyor…

     Şimdi tekrar geriye dönüş… Hatırlanacağı üzere Selime Hanımın yanında Mustafa adında bir oğlu tay gelmişti. Eski kocasının Eğret’e geldiği dönemde Kırcali’de başka birine varmış, Mustafa o vakit dünyaya gelmişti. Bu vaziyette tekrar eski kocasının nikahına girdikten sonra Beykat doğdu, on yıl sonra 1931’de Macur Ahmet vefat etti. Üçüncü kez dul kalan Selime Hanım 1934’teki soyadı uygulamasında küçük oğlu Beykat’ı, Abdi Abisi gibi Haykır soyismiyle kaydettirirken yanında tay gelen Mustafa’yı kendisiyle ayırıp Adalı olarak kaydettiririyor. Şu durumda Adalı soyismini Selime Hanım seçtiğine göre bu doğrudan onunla ilgili bir durumdur. Dolayısıyla, Adalılar hikayesinin merkezine de Selime Hanım ve oğlu Mustafa’yı oturtmak gerekir.

            Kiminle olduğunu bilemiyoruz, Selime Hanım oğlunu Eğret’te evermiş. Onların da 1943 yılında bir oğulları olduğunda Behçet adını koyuyorlar. Bu ismin Selime Hanımda bir hatırası olmalıdır; zira bir oğluna ve bir torununa ısrarla aynı ad verilmesi dikkat çekici. Tabi yine millet ona da Beykat diyor… Üç yıl sonra bir de kızları olduğunda ona da Kerime adını veriyorlar.  Beykat 1955 yılında mezun olmuş; ama Kerime ilkokulu bitirmeden İzmir’e taşınıyorlar… 1956 Yılına ait Eğret Köyü bütçe cetvellerinde Mustafa Adalı sağ görünüyor ve adına salma salınmış. Demek ki İzmir göçü bu tarihten sonraya rastlıyor... Mustafa Adalı’nın annesi Selime Hanım 1962’de vefat ettikten sonra galiba nüfus kütüğünü de Anıtkaya’dan aldırıyorlar, çünkü bundan sonrasına dair bilgi kaydı yok.

     Mustafa Adalı ve her kim ise eşinin ne zaman öldükleri bilinmiyor. Yalnız Beykat Adalı Anıtkaya ile bağını kesmemiş. Gerçi İzmir’den Almanya’ya gitmiş, ama izne geldiği zamanlarda Anıtkaya'ya uğrarmış, hayırsever biri olduğunu söylüyorlar. Mesela ihtiyaç hasıl olduğu bir vakitte Gocacami’nin ses sistemini her şeyiyle yenilemiş; sonra Tekirgızıların İsmail Haykır’ın düğününe öncülük etmiş. Beykat (Behçet) Adalı hakkında bilgilerimiz bu kadar, Kerime hakkında ise bu kadarını da bilemiyoruz.

    Bilenler, Adalıların evinin Gobakların Apak (Mevlüt Kopan) evi civarında olduğunu söylüyor. Yalnız kastedilenler, yukarıda anlattıklarımızın hangisi; 1960’ta vefat eden Beykat Haykır mı, Şekerim Abdi Haykır mı, yahut Macur Ahmet’in üvey oğlu Mustafa çocuğu olan Beykat Adalı mı?..

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder