12 Aralık 2025

Şebekeye Bağlı Meydan Çeşmeleri


    Daha önce Kuyular Ve Çeşmeler başlığıyla bunlardan bahsetmiştik. Şebeke suyu bağlanmış, musluklu çeşmeler... 1969 fotoğraflarında kıyıda köşede de olsa görünce tekrar hatırlattılar kendilerini. Böylece bu yazı fikri doğdu.

    Tuna Hüseyin Kayır zamanında olması lazım, su deposu yapılıp şebeke suyunun ilk adımı atılıyor. Fakat evlere hemen su verilememiş. Masraflı ve zahmetli bir iş şebeke tesisi. Bunun yerine başka bir şey yapıldı. Madem evlere su veremiyoruz bari mahallelere verelim demiş olmalılar. Bazı merkezlere meydan çeşmesi yapıldı ve bu çeşmelere depodan su verildi. 

    Tabi lula yerine musluk takıldı. Bu çeşmeler ilginçti, betondan dökülmüş, yalaklı, iki yanında sekisi olan ve tepesinde estetik bir şapka. Su kaynağına (çeşmeye veya kuyuya) uzak olanlar ya da kuyudan su çekme zahmetine girmek istemeyenler bu çeşmeleri kullanıyorlardı. Musluğu çevirmek kadar bir zahmeti vardı. 

    İstismar edilmesin diye çamaşır bulaşık yıkamak ve hayvan sulamak yasaktı. Sadece kullanım suyu alınabiliyordu. Bu kuralları ihlal edenlere cezalar yazılıp yazılmadığını bilmiyorum. Eski meydan çeşmesinde bez ve dene yıkayanlar cezalandırıldığına göre buralarda kurallara uymayanlara haydi haydi ceza yazılmıştır.

    Kahvelerin önündekinin yalağında oynarken veya duvarına ceviz sürterken bazı büyüklerin bizi uyardığını hatırlıyorum. Çeşme kullanım kılavuzunda bizim bu masumane hareketlerimizi yasaklayan bir madde var mıydı acaba?

    Kahvelerin önünde Kuran Kursu yerinde, Tökürdeklerin evin önünde, eski belediye binasının Ortaokula bakan yan tarafında, İlkokul bahçesinde hamam ile sırt sırta, Söğütcük'te fırının yanında, Cıldır'ın evin karşı köşesinde, Güdüğizzet'in evin önünde, Arzıların Veysel evi yanında, Tekirgızıların ev civarında... Yirmiye yakın demiştik, bak on tane sayamadık şimdi... Kısaca milletin ihtiyacını görecek kadar önemli meydanlara serpiştirilmiş bu çeşmeler...

    Yalnız bu çeşmelerin yeri belirlenirken siyaset gözetildiğini söylüyorlar. En azından bir kaç sokakta böyle bir şey apaçık varmış. Misal kahvelerin önündeki çeşmeyi kadınlar rahat rahat kullanamadıkları için bizim sokağa da bir çeşme istenmiş. Mahallenin büyükleri toplanmış, Böbülerin Ömer Emmiyi de sözcü seçip varmışlar Tuna'ya... 

    - "Macur Ali orada olduğu müddetçe sizin mahalleye zırnık yok!" diye kestirip atmış. Seçimde rakibini destekledi diye sevmezmiş Dedemi... Elleri boş dönmüş ve mecburen kuyu suyunu kullanmaya devam etmişler... Tuna'dan sonra Delimısdık (Mustafa Erdem)e aynı istekle çıkmışlar. Hatta masrafını mahalleli olarak karşılamayı teklif etmişler. O da olumsuz cevap vermiş, ama bu sefer gerekçe sevindiriciymiş;

    - "Boşa masraf etmiş olursunuz, yakında suyu evlerinize vereceğim." Dediği gibi de oluyor, şebeke suyu belli saatlerde de olsa evlere ulaştırılıyor.

    1970’lerde evlere su verilince bu çeşmeler de hayatımızdan çıktı. Öylece kupkuru kalakaldılar. Ne kadar süre öyle durdular bilmiyorum, yerlerinden kaldırıldığını bile fark etmedik. Şimdi yoklar. Muzaffer Türkmenoğlu, evlerinin önündeki böyle bir çeşmede arılarla çevirdikleri oyunu söyleyince ben de bunları hatırladım... 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder