15 Aralık 2025

Resulbaba Siperleri

 
    Resulbaba tepesinden Dombeyalanı/Demirce dengine kadar İlbulak sıradağ zirvesinde hendek gibi siper kalıntıları var. O kadar belirgin ki bunlar çıplak gözle seçilebiliyor. Gedik taraflarına doğru uzandığı tahmin edilen siperlerin o kısmı ağaçlandırma çalışmaları sırasında bozulmuş olabilir.

    Resulbaba tepesinin doruğunda, orayı her yana karşı savunacak biçimde dairesel kazılmış. Oradan batıya doğru ise bir hat olarak uzuyor. Hendeklerin koca taşlarla sağlamlaştırıldığı anlaşılıyor. Çünkü her siper kalıntısında bu sıra taşlar görülüyor. Siperler zamanın tahribatına karşı koyabilmişse, bu biraz da o taşlar sebebiyledir.

    İlbulak'taki mevzi/siperlerin kim tarafından inşa edildiğine yönelik çok tartışmalar yapıldı. Özellikle Resulbaba tepesindeki dairesel hendeğin Resul Baba müritlerince gözetleme noktasının çevresine savunma amaçlı yapıldığını iddia edenler var. Basit bir siperin 6-7 asır boyunca sağlam kalamayacağı, bu fikrin geçerliliğini zorlaştırıyor.

    Bir diğer görüşe göre de İlbulak genelindeki siperler Milli Mücadele sırasında Türk ordusu tarafından inşa edildi. Türk ordusu 1920-22 arasındaki Yunanlılarla yapılan çarpışmalarda İlbulak dağlarında hiç bir zaman eğlenmedi. Ne 1921'de geri çekilirken, ne de Büyük Taarruzda düşmanı kovalarken buraları tahkim etmeye vakti yoktu. Ayrıca bunun mantığı yok. Bu yüzden bunların Türk siperi olduğu fikri de temelsizdir.

    Bu siperlerin Yunanlar tarafından kazılıp inşa edildiği çok açık. Buna dair fotoğraflar ve canlı tanıkların anlatımları var. Odun kestirmek ve siper kazdırmak için Eğret, Dandır hatta Hacıbeyli'den bile angaryacı getirmişler. Bir kısmını da kendi askerleri kazmış. 

    İşin aslı, Sakarya yenilgisinden sonra kışı geçirmek için, Mart 1921 sonunda ilk işgal ettikleri yerlere kadar çekiliyorlar. Çekilme bölgesinin en gerisinde Eğret yöresi ve İlbulak bulunuyor. 7. Tümen Eğret merkez olmak üzere birlikleriyle Yenice, Cumalı, Susuz ve İlbulak'a dağılmıştı. Kış bu vaziyette geçirildi, 1922 baharından itibaren direnekler hazırlamaya başladılar. Siper kazdılar, mevcutları sağlamlaştırdılar tel çektiler. Çünkü Türkler'in büyük bir hücuma geçecekleri belliydi, ama bunun zamanını ve yerini kestiremiyorlardı. Her ihtimale karşı bulundukları her yere mevzi yaptılar. İlbulak siperleri de aldıkları bu tedbirin parçasıdır.

    Aradan bir asır geçmesine rağmen siperler hala seçilebiliyor. Özellikle Almalı dengiyle Resulbaba arası çok net. Gerçi ben tam tepe noktaları gördüm, daha güneye inmedim. Çatkuyu ve Köprülü'ye ait mevkilerde daha sağlam kalabilmiş düzenli siperler varmış. Bunları 2016'da çıkan koruma kararından anlıyoruz.

    Galiba 2015 yılında Bayramgazi, Çatkuyu ve Köprülü Muhtarları birlikte başvurmuşlar. Önce rapor hazırlanmış: "Afyonkarahisar ili, Merkez Bayramgazi, Köprülü ve Sinanpaşa Çatkuyu köyleri sınırları dahilinde, Bayramgazi Köyünün yaklaşık 3 km güneybatısında dağlık bir alanda yer almaktadır. Resulbaba Tepesinin zirvesinde ve eteklerinde yer yer hendek kazılarak, anakaya olan noktalarda ise toplama taşlarla oluşturulmuştur. Hendeklerin içi erozyon ile dolmuştur. Milli Mücadele Döneminde Yunan İşgal Kuvvetlerince yapıldığı düşünülmektedir."

    Görüldüğü gibi başvuru ve raporda Anıtkaya'nın esamisi okunmuyor. Keşke başvuru dilekçesinde Anıtkaya Muhtarının da mührü olsaydı. Çünkü bahsi geçen ve Sit Alanı ilan edilen bölgenin bir kısmı Anıtkaya sınırları içinde. Neyse ki 2016'da çıkan kararda bu durum belirtilmiş. 

    Önemli olan siper gibi tarihi değerlerin korunması olduğu için şu köydü, bu köydü hususunu geçelim. Yalnız daha önce de belirttiğim gibi, İlbulak Tarih Turizmini başlatarak, biz Anıtkayalılar önceki yıllardaki ihmalkarlığımızı telafi edebilir, hatta bu hususta bir adım öne geçebiliriz.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder