Yukarıdaki paragraf bu yıl içinde yazılan bir makaleden... Hender Bahar Mezarı'ndaki Eski Bir Pers Parçası* başlıklı bu makale Özdemir KOÇAK, Selim Ferruh ADALI, Enver AKGÜN ve Ömür ESEN ortak çalışmasıyla hazırlamış. Makalede işlenen konu üzerinde durup bir sonuca varacağız. Önce başlığa çekilen Hender Bahar mezarından bahsedelim.
Adı geçen mezar/türbe Osmanköy güneydoğusunda Herdane Bahar Baba yatırı olarak biliniyormuş. Şu anda harabe halindeki bu türbe kalıntısının 13. yüzyılda yapıldığı söyleniyor, yani Eğret Kervansarayından daha eski. Hemen yakınında aynı adla, yani Hender Bahar diye anılan bir höyük bulunuyor. 2019 ve 2020 yıllarında bölgede yapılan yüzey çalışmaları çerçevesinde bu höyük de incelenmiş. Tabi bu sırada türbe de incelenmese olmazdı.
Türbe kalıntılarında çok fazla devşirme malzeme bulunması araştırmacıların dikkatini çekmiş. Fakat onları asıl şaşırtan bir blog taştaki çivi yazısı ifadeleri olmuş. Yapılan araştırmada bu yazının bir Pers hanedanlığına ait kitabenin parçası olduğunu keşfetmişler. Zerdüştlük inancının iyilik/bilgelik tanrısı olan Ahuramazda'dan bahsedildiğini çözmüşler. İşte bu taştan yola çıkarak önemli bilimsel tespitler yapılmış makalede... Beni heyecanlandıran noktalardan bahsedeceğim...
Türbeye bir kilometre mesafede iki tümülüsten oluşan ve halkın Çatalüyük adını verdiği bir başka höyük daha var. Bizim Çatalüyük'e ne kadar benziyor, üstelik orası da bizimkinde olduğu gibi kaçak kazılara maruz kalmış. Neyse, işte araştırmaya bu Çatalüyük'ü de dahil ediyorlar. Hatırlanacağı üzere aynı yıllarda bizim köydeki Bayramgucağı, Terlemezinüyük, Çatalınguyu, Mandıra, Ardıçlıguyu, Cinlidere mevkilerinde de yüzey araştırması yapılmıştı. Hepsi aynı çalışmanın parçasıymış. Osmanköy'deki çalışmalarında tarih öncesinden Hellenistik döneme kadar çok farklı çağlara ait buluntular elde edilmiş. Bunlardan yola çıkarak ele alınan bölgede "yerleşimin Kalkolitik Çağ'dan beri neredeyse kesintisiz olarak iskan edildiği" sonucuna varıyorlar.
Frig ve Lidya egemenliğinden sonra bölgede Perslerin dönemi başlamıştı. Hender Bahar höyüğünden başka bölgenin önemli yerleşimleri arasında Bayramgucağı da sayılıyor. İşte Persler döneminde bu yerleşimlere dokunulmamış, hatta bazıları Pers eyaletlerinin başkenti hüviyetine bürünmüş. Hender Bahar Höyüğü'nün en yakındaki eyalet başkenti (muhtemelen Sinanpaşa Küçükhüyük)e bağlı bir yerleşim olduğunu düşünüyorlar.
Çivi yazılı devşirme taşa dönecek olursak... Bunun Perslerin Ahmeriş Hanedanlığı dönemiyle ilişkili olduğu kesinmiş. Pers anakarası (İran) saraylarında benzerleri tespit edilmiş. Burada yani Hender Bahar mezarında bulunması ise, yakınlardaki kalıntılardan devşirile devşirile en son 13. yüzyılda türbe duvarına yerleştirildi, biçiminde açıklanabilirmiş. Taşa asıl kaynak olarak ise metropluk (eyalet) sarayı gösteriliyor. Şu cümleler çok dikkat çekici: "Eski Persçe yazıt bloklarından oluşan bir mimari yapının Hender Bahar Höyüğü civarında var olduğu tahmin edilmektedir; ancak bu yapı şu anda kayıptır veya henüz keşfedilmeyi beklemektedir."
Hender Bahar mezarında keşfedilen taşın önemi, üzerinde Persçe çivi yazısı bulunmasıdır. Bu bölgede daha önce böyle bir buluntuya rastlanmamış. Onu bizim için önemli kılan bu Pers bağlantısı... Peki, neden?
Hatırlanacağı üzere Mandıra mevkiinin adından yola çıkarak en son Pers Komutan Mardonios ile mantıksal bir bağ kurmuştuk. Elimizde veri yoktu, sadece kelimelerdeki ses benzerliğinin yordamıyla ilerlemeye çalışmıştık. Şimdi şu taş, kesinlikle bu bölgenin önemli bir Pers egemenliğine sahne olduğunu gösteriyor. Üstelik makalede çivi yazısıyla kitabe yazma geleneğinin buralara I. Darius döneminde geldiği öne sürülmüş. Bu isim de bize yabancı değil; zira Mandıra yerleşimine adını verdiğini düşündüğümüz Mardonios, İmparator I. Darius'un komutanlarındandı...
Gerçi makalede Hender Bahar Höyüğü ile Anıtkaya'dan sadece Bayramgucağı yerleşimi ilişkilendirilmiş. Bence bu Persçe yazıttan sonra Mandıra ile bağ kurmak daha mantıklı olabilir...
*Hender Bahar Mezarı'ndaki Eski Bir Pers Parçası
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder