06 Haziran 2024

Aşşığın Son Torunu, Bilye

 
    Bin yılı aşkın saltanatının son dönemlerinde aşşığın tahtına varis olabilecek çeşitli oyunlar ortaya çıktı. Portakal, ceviz, fındık, ilik/düğme, kutu/gazozkapağı bunlardan bazılarıdır. Hiç biri uzun soluklu olmadı, zaman hızlandıkça bunların ömrü kısaldı. Bu dönemin son gözde oyunu bilye...

    Kendisiyle tanışıklığımız tuhaftır... Çullugızı Şerife Haykır'ın torunu İbrahim Zenger, her yaz tatilinin bir kısmını köyde geçirirdi. Sonradan büyüyünce ziyaretler bitti, ama henüz çocukluk devresi tatillerinde, yanında getirdiği ilginç oyuncaklar ilgimizi çekerdi. O sene, 'meşe' dediği renkli yuvarlak şeylerle geldi. Bizimse en popüler oyunumuz kutu ve bildiğimiz tek meşe de odun idi. Elimize dahi almadığımız, ne işe yaradığını, nasıl oynandığını bilmediğimiz bilye ile tanışmamız böyle soğuk oldu...

    İbrahim gittikten bir müddet sonra Kelsüleyman'ın dükkanda satılmaya başlamış. Aldık. Bunlar içinde üç dört renk dilimi plakayla süslenmiş bilyelerdi, estetik açıdan müthiş yelkenli gibi görünürlerdi... Sonra başkaları da sattı aynı bilyelerden... İşler kızışıp bir sektöre dönüştükçe bilyelerin güzelliği de kaybolmaya başladı. Belirgin renk cümbüşü, yerini belli belirsiz, tüy gibi hafif çizgilere bıraktı... İlk zamanlarda nasıl tutacağımızı, fırlatacağımızı bilmezken kısa bir süre sonra çeşit çeşit oyun türleri keşfettik, öğrendik. Bir yıl gibi kısa sürede artık herkes bilye oynuyordu. Böylece rengarenk sırça yuvarlaklar, sokakların hakimi oluverdi...

    Peşinen söylemek lazım; bilye, toprak zemin ister. Parkede, asfaltta, betonda mümkün değil oynayamazsın. Yer toprak olsun da... Çamur deryası da olsa, kar buz ortalığı kasıp kavursa da bilye oynamaya engel değildir. Hatta ilk zamanlarda, henüz zihnimizi kutu kurallarından arındıramadığımız vakitler oynadığımız bilye oyunlarında, çamuru avantaja bile çevirirdik.

    Kutu oyununun bir türünden aşina olduğumuz şekilde, rakibin bilyesini vurma yahut ona bir karış yaklaşmaya dayalı oynadık. İki, üç, dört kişiyle oynanabilen bu oyunda, sırasına göre herkes kendine en yakın rakibin bilyesine nişan alarak atışını yapar. İsabet ettirir, nişanladığını vurursan bir bilye kazanmış olursun. Atışı hızlı yapmakta fayda var, çünkü vuramayıp da rakibin yakınlarında kalırsa, sıra ona geçeceğinden rakip için kolay bir hedef durumuna düşersin. Hızlı attığında vuramasan bile, rakibine kolay pozisyon bırakmazsın... Burada sayı kazanmanın başka bir yolu daha var. Vuramasan bile, hedefindeki bilyenin bir karış veya daha kısa yakınına düşürürsen yine bir bilye ütmüş sayılırsın. Tabi bu atışı yavaş yapman gerekir. Yerlerin kuru olduğu zamanlarda çok riskli olan yavaş atış, çamurlu yerlerde tercih edilir. Çünkü doğru atışı yaptığında, bilye lap diye çamura oturur kalır...

    İki bilye arasının ölçümünde belirsizlik varsa karışlanır, iki parmağın ucu bilyelere değdiğinde tamamdır. Bir karıştan fazlaysa yandın, avcı iken av oldun... Her elin yapısına göre karışlama tekniği farklıdır. Başparmak sabit olmak kaydıyla, birisinin serçe parmağı daha uzağa değerken, bir başkasının orta parmağı veya yüzük parmağı daha fazla uzayabilir. Bu yüzden karış diye standart bir ölçü birimi yok... Kimin karışı olduğu önemli... Her oyuncunun karış ölçümü kendi eliyle yapılacağından sürpriz sonuçlarla karşılaşabilir. Biri vardı, lüzum hissettiğinde parmaklarını kütletmeye başlar, yeterince uzadığını düşününce karışlar, şaşkın bakışlarımız arasında kazanıp sırıtırdı... Sinir şey...

    Hoş karşılanmayan, ama nizami olduğu için bir yaptırımı bulunmayan kusurlu atıştan da burada söz etmek lazım. 'Bılimek' denilen bu atışla, sırayı savmış olursun; ama hakkıyla bir atış değildir. Rakibe pozisyon vermemek için atıyormuş gibi görünürsün. Bu yüzden daha baştan 'bılimek yok' diye geçici bir kuralda uzlaşılabilir.

    Vurmalı karışlamalı bu ilk tür oyunumuzu sonraki yıllarda da oynamaya devam ettik. Bu arada, oyunu daha ilginçleştiren bir atış türünü öğrendik. Kimden, bir kaç yıllık yaban macerasından sonra köye dönen Şaşdımoğlu Ziyattin'in Yılmaz Şen'den... Tuhaf ve zor bir atış, daha doğrusu buna atış değil fırlatma demek lazım. Başparmağının tırnağını, ortaparmağın  ikinci boğumuna mandal yapıyor; u vaziyetindeki işaret parmağının ucu ile mandaldaki başparmağın şemleği arasında bilye sıkıştırılmış durumda. Tam bu haldeyken yumruğunu yere yatırıyor ve mandalı çekip başparmağı ateşlediğinde gülle/bilye fırlıyor... Yahu biz elimizi o şekle bile sokamayız, bırak namluya bilye yerleştirmeyi, atmayı... Bir de adam çatır çatır attığını vuruyor...

    Yılmaz'dan öğrendiğimiz dikmeli oyundu. Bu da yine dikmeli kutunun aynısı... Kendine güvenen oyuna katılıyor, belirlenen miktarda bilye sermayeyi bir çizgi üzerine tek sıra diziyorlar. Sıranın baş tarafı belirleniyor, bu yön belirleme önemli... Dikilen bilye ne kadar çoksa o kadar uzak mesafedeki bir çizgiden atış yapılacak. Atış sırasını belirlemek için de o çizgiye doğru tersine bir atış yapılıyor. Tabi bu atışlar yukarıda anlattığım çetrefilli fırlatma atışından değil, normal bildiğimiz atış... Çizgiye yakınlığına göre atış sırası belirlendi... İlk oyuncu bilye dizisine atışını yapar; baştaki bilyeyi vurup onu diziden çıkarırsa dikili bilyelerin tamamını kazanmış olur, oyun bitti. Ortalarda bir yerdeki bilyeyi vurup çıkarırsa ondan sonrakileri kazanmış olur. Bu ilk atışta isabet yoksa, atış yaptığı bilyenin durd'uğu yerde diğer oyuncuların da atmasını bekler. Bütün oyuncular atışını yaptıktan sonra dizide kalan dikili bilyeler için o meşhur atışlara geçilir. Buradaki sıra da yine baş bilyeye olan mesafeye göre belirlenmiştir. Sıraya dikili bilyeler bitene kadar atışlar tekrar edilir... 

    Burada ilk bilyeye 'baş', ikincisine 'başaltı' denilir; diğerlerinin özel bir adı yoktur. Yalnız atış yapılan bilyenin adı 'atcek'tir. 'Atacak' anlamına gelen bu kelime, yukarıda aşşık türevi olarak saydığımız bütün oyunlarda kullanılır. Oyun aracı olan nesneler arasından en büyük, güzel ve gösterişli olanı atcek olarak seçilir. Dolayısıyla bilyede atcekler çok güzel ve kıymetli olup onları üttürmek utanç sebebidir... 

    Atmalı karışlamalı oyundaki atış yapılan bilyelere de atcek denir. Oyun kaybedildiğinde cepten çıkarılan herhangi bir bilye verilir, atceğe dokundurulmaz. Yılmaz'dan öğrendiğimiz atışı zamanla bu karışlamalı oyuna da uyguladık. Atışlar artık o alengirli ve havalı fırlatma ile yer değiştirmişti...

    Soğukta sıcakta; toz toprak, yağmur çamur demeden bilye oynamak ne kadar zevkliymiş ki, ortalık kararana kadar oynadığımız olurdu. Kendimizden geçer, evi ekmeği unuturduk. O günleri izleme imkanımız olsaydı, akan burunlar, kirli yenler, ayazdan çatlamış eller, ıslak çoraplar ve mutlu yüzler görürdük. Pantolonun az bir dizinde mutlaka çamur lekesi olduğunu görüp şaşırırdık. Aslında bunda şaşıracak bir şey yok, bilyeyi deklemek/vurmak için iyi nişan almak lazım. Yatman gerekiyorsa yatacak, çökmen gerekiyorsa çökeceksin. Dekciler iyi nişan alır, attığını vururlar... Bazıları da rastgele atar, ama hep vururlar, onlara da 'körnişan' denir... O günün dekcileri de körnişanları da hala aklımda... Neyse, dekcilerin dizleri lekeli; ama cepleri şişkindir. Bilyeyle dolu o cepten şıkırtı eksik olmaz...

    Hep ütmek, cepleri doldurmak istiyorsan, üstbaşının perişanlığını göze alacaksın. Evde yiyeceğin zılgıtı bir kenara koyarsak, aslında bu durumu dert edeni görmedim. Islanmışsa sabaha kadar kurur, kuruyan çamur sabahleyin oğuşturarak çıkarılabilir. Ertesi gün toz toprağa bulanmaya devam... 

    Oyun esnasında atceğin yolunu veya karışlama aralığını temizlemek gerekebilir. Dikili bilyelerle arada bir takım engeller varsa onları kaldırmak için diğer oyunculardan izin isteme bir kurala bağlanmış. Hızlı davranıp 'çelçöp' dersen bu izni kapmış oluyorsun. Atmalı/vurmalıda karışlama aralığındaki engelleri temizlemek için de çelçöpe başvurulur. Arada çakıl, ebir gübür, yani çer çöp varsa kaldırırsın...

    Sonra ne oldu? Büyüdük ve hepsi yalan oldu. Bizden sonra bilyenin başka oyunları da çıkmış, kuyuya atmalı, çember içine dikmeli filan. Onlarda da kendince yeni kurallar, terimler icat edilmiş. Fakat sonra bilyelerle birlikte hepsi terk edilmiş. Netice itibariyle aşşık oyununun bilmem kaç göbekten son torunu bilye de tarih oldu...



04 Haziran 2024

Körs Oyunu

     
    Unutulan oyunları raftan indirdiğimiz bu bölümde daha önce bir çok oyunun sözünü ettik. Bunların tamamı bizzat oynadıklarım, en azından oynadıklarına şahit olduklarımdı. Misal, aşşık oynamadım, ama oynayanları gördüm, kurallarını söylediklerinde hemen hatırlayabildim. Bu yüzden onları yazmak zor olmadı.

    Şimdi hatırlanması kadar anlatılması, anlatılması kadar anlaşılması, kendim anladıktan sonra yazılması zor bir oyun var sırada... Oynayanlar hatırlamakta zorlanıyor, hatırladığı kadarını anlatamıyor. Bense bölük börçük anlatılanlardan bir hikaye çıkarmaya çalışıyorum. Üstelik oyun Eğret'e has gibi görünüyor, yani bizim köyden başka kaynağımız yok...  

    İki yıl kadar önce ilk defa adını duyduğumda pek üstüne gitmedim, zira sülaleler gibi daha önemli bir konuyu çalışıyorduk. Bugüne geldiğimizde yine elimizde çok bir şey yok. Bu yüzden peşin peşin anlatımdaki yanlışlık ve eksiklikleri haber vermiş olayım...

    1940 Ve 50'li yıllarda erkek çocuklar arasında oldukça popüler olduğu anlaşılan körs, tahmin edilebileceği gibi masrafız, zahmetsiz, oyuncak gerektirmeyen oyunlardan. Bununla beraber henüz diğer oyunları oynamak için küçük kabul edilebilecek yaş grubundakiler oynuyormuş. Sonra met, mundulu/manne, aşşık, tokmak atma ve benzerlerine terfi ediyorlar. 1960'lı yılların başlarındaki çocuklar pek seyrek oynamışlar, sonra tamamen unutulmuş. Bunda şehre göç, teknolojik gelişmelerle yeni oyuncak ve oyun imkanlarının genişlemesi gibi sebeplerin etkisi düşünülebilir.

    Gelelim körs oyununun tarifine... Karşılıklı iki oyuncu arasında yarışmaya dayalıdır. İki, üç veya dörder kişilik iki takım arasında da oynanabilir. Bu tarif bireyseldir, takım oyununda sayılar artırılabilir. Ne sayısı? Yere çizilecek kare ve içlerine konulacak taş sayısı...

    Her oyuncu için altı kareden oluşan iki sütün çizilir. Birbirine komşu sütunların birisindeki her bir kareye bir taş yerleştirilir. Böylece sütunların birisi dolu, diğeri boş durumdadır. Oyun başlamadan bütün bunların hazırlanması, tıpkı kaydırak/seksek çizgilerine benzeyen şekillerin çizilmesi gerekir. Anlaşılacağı üzere körs, ilkbahar ve sonbaharın yağışlı günlerinde toprağın kolayca çizilebileceği dönemlerde oynanıyordu. Tam çamur ve karın kapattığı kışlarda ve her yerin tozduğu  yazlarda değil...

    Oyunun temel amacı, rakibin dış sütunundaki taşlarını birer birer yiyerek, iç sütuna taşıyıp, dış sütunu kendisi için tamamen boşaltmaktır. Bütün taşları yediğinde sona varmış olacak, böylece oyunu kazanacaktır. Peki taş yeme, yani sayı kazanma durumu nasıl gerçekleşiyordu; bir maharet gösterme, yahut atış filan yok mu? Olmaz olur mu...

    Körsün taşlardan sonraki ve belki ondan daha önemli tek oyun aracı, özel meşe çubuklarıdır. Met/çelikten azıcık daha büyük ve kalın, ancak değnekten daha ince olan bu çubukların da önceden hazırlanması gerekir. Tabi bu hazırlık, yere çizgi çizip bir avuç taş toplamaktan daha ciddi ve zahmetlidir...

    Bir defa yukarıda bahsettiğimiz gibi meşenin boyutları tam ayarında bulunmalıdır. Yaşlı ve kalın meşenin kabuğu pütürlenir. Oysa taze ve küçük dallar daha düzgün olur, ayrıca pürüzsüz bir cilde sahiptir. İşte körs için aradığımız meşe bu... Târayla tek vuruşta veya testereyle düzgün bir şekilde uçları kesilen bir karışlık meşe, öylece bırakılmaz. Şu haliyle biraz büyücek bir mettir çünkü; oysa bize daha fazlası lazım...

    Elde edilen meşe çubuğu eşit kalınlıkta ikiye yaracağız. Bunun için düzgün kesilmiş bir ucundan başlayıp, târayla döve döve diğer ucundan çıkarız. Bilenler bilir, taze meşeyi düzgünce yarmak çok kolaydır... Şimdi elimizde iki yarık çubuk var, bunların iç kısmı düzgün ve beyaz; dışı ise bombeli ve koyu renklidir. Bundan bir tane daha yap ve elinde dört adet yarık meşe bulunsun. İşte körsün yegane atış aracı olan bu yarık meşelerdir ve fakat az daha sabır, çünkü iş bitmedi...

    Dışı balık sırtı, içi ise düzgünce kesilmiş bu meşeleri hayalen canlandıralım. Havaya atılıp düştüğünde beyaz tarafın yere, kabuklu siyah tarafın göğe bakacağını aklı olan anlar. Fizik kurallarına göre bu böyledir, ama zeminin durumu, düşüş hızı gibi faktörler de devreye girince, meşenin sırtüstü yatıp beyaz tarafı havaya bakar vaziyette tuş olması da mümkündür. Normalde on atışın sekizinde odunun kara yüzü göğe bakarken, iki atışta yüz akıyla karşımıza çıkabilir.... 

    Bu ak-karanın üzerinde niye bu kadar çok duruyorum? Çünkü körste ak göbeğin göğe bakması sayı demek de ondan... Bir oyunda sayı kazanma olasılığı/şansı yüzde yirmi ise, bu çok yüksek bir orandır. Öyle olduğu zaman rakibin taşlarını yiyip bitirme ve yolu açıp oyunu kazanma süresi çok kısalır. Oyunun tadı kalmaz. O halde sayı kazanmayı zorlaştırmak gerekir...

    Meşenin iç/beyaz yüzü düzgündü ya... İşte o düzgün yüzeyi daha da düzgünleştiriyoruz. Gerekirse dişli taşlara sürterek törpüleyebiliriz. Sayı zorlaştırması için bu yeterli değildir, bombeli dış kabuk kısmını da daha biçimsizleştirmeliyiz. Bunun yolu da iç düzgünlüğüne zarar vermeden, uçlardan dışa doğru çok hafif bükmektir. Ağaç yaş olduğu için biçim değişikliği kolaydır, lakin bu arada kabuğu soymamaya dikkat etmeli... Bütün bunlardan sonra, bu meşe parçalarıyla sayı almak belki yüzde ona düşer... Dört çubukla sayı için olasılık hesabı lazım...

    Çizgi ve meşeler hazır ise oyuna başlayabiliriz. Kim başlayacak? Sırayla çubuklar atılır, sayıyı ilk yakalayan oyuna başlar. Yalnız ilk atışlarda beraberlik varsa, iki tarafta aynı atışı yapmışsa devam edilir... 

    Burada atışlar hakkında bilgi vermeliyim... Dörtlü ağaç atışında, onların beyaz-siyah pozisyonunda kalma durumuna göre beş ihtimal var: 1 Beyaz, 2 beyaz, 3 beyaz, 4 beyaz, ve 4 siyah... Şimdiye kadar 4 beyaz hiç gelmemiş, dolayısıyla onu çıkarıyoruz. Diğer dört ihtimalin her birine ayrı bir ad verilmiş. Tıpkı tavladaki 'dubara', 'carıyek', 'pencüse' gibi körs pozisyonlarının da özel isimleri var. 1 Beyaza 'birince', 2 beyaza 'pirince', 3 beyaza 'kirince' ve 4 siyaha 'garaltıya' deniliyor. Bu son isim, boş isabetsiz atış anlamına gelen karavanayı andırıyor. Zaten garaltıya atan boşa atmış kabul edildiğinden, sıra rakibe geçiyor.

    Gelelim körs ismine... Oyuna bu ad verilmesinin sebebi, her sayıya körs denilmesidir. Yani birince, pirince ve kirince atışlarının her biri körstür ve her körsten sonra bir taş yenerek kare boşaltılır. Diğer terimlerle birlikte körs kelimesinin manası da anlaşılmıyor. Körüsler (Kök soyadını taşıyanlar) sülalesinin köyü olan Körs ile alakası olabilir mi?

    Oynamadığım ve oynayanı da görmediğim bir oyun hakkındaki bu yazı benim de içime sinmedi. Berber Emmim Ahmet Kabadayı geldiğinde birlikte oynamayı kabul etti; o zaman uygulamadan edindiğim gözlem ve tespitlerimle yazıyı gözden geçiririz...



03 Haziran 2024

1997 4/A-B Afyon Gezisi

 


    Anıtkaya İlkokulu

    1996/97 Öğretim yılı 4. Sınıflar Afyon Gezisi.

    Öğretmen, Şeref Ertaş

    Sırasız olarak öğrenciler: Sinan Honça, Hüseyin Honça, Serdar Efe, İsmail Kurt, Ömer Kurt, Mehmet Ali Öztürk, Sedat Dadak, Abdullah Toka, Ahmet Eser, Ahmet Sağlam, Şükrü İdis, Ali Soylu, Mehmet Şık, Emin Kopan, Muhammet Aracı, Ayhan Tektaş, Abdullah Ildız, Mahmut Omak, İbrahim Türkmenoğlu, İbrahim Omak, Osman Külte, Halil Tüplek, Mehmet Güler, Cansel Erdem, Melek Dadak, Selime Yırgal, Elvan Öztürk, Özge Tüblek, Özlem Tüplek, Mustafa Öncül, Hasan İnanır.

    Fotoğraf Kaynak, Mehmet Şık



1998 Ortaokul Karne Hatırası

 


    Anıtkaya Ortaokulu

    1997-98 Öğretim yılı toplu yarıyıl karne hatırası

    Öğretmenler; Mesut Taşdemir, İbrahim Varlı ve Fatma Eren...

    Sırasız olarak öğrenciler: Özge Tüblek, Melek Dadak, Sedat Dadak, Ayhan Tektaş, Elvan Öztürk, İsmail Kurt, Ömer Koç, Mehmet Aracı, Mehmet Güler, Hüseyin Honça, Ömer Kurt, Mehmet Ali Öztürk, İbrahim Türkmenoğlu, Emin Kopan, Ali Soylu, Ahmet Sağlam, Halil Tüplek, Cansel Erdem, Özlem Tüplek, Osman Külte, Mehmet Şık, Abdullah Toka, Emre Özen, Şükrü İdis, Sinan Honca, Fatma Tüblek, Alparslan Dalgıç, Mevlüt Azbay, Soner Kaçmaz, Harun Öncül, Gülsevin Öztürk, Fatih Kopan, Bekir Atay, İsa Okutan, Ahmet Kayır, İbrahim Eser, İbrahim Omak, İrfan Sağlam, Kadir Özdemir, Ahmet Eser, Azime Koç Arzu Tüblek, Abdullah Özen, İbrahim Aracı, Hatice Dalgıç, Mehmet Sağlam, Kerime Yırgal, Fatih Haykır, Önder Ölçer, Harun Öztürk, Harun Azbay, Ahmet Özdemir, Zekeriya Külte, Ali Demir. Yasar Soylu, Bilal Kaya.


    Fotoğraf Kaynak: Mehmet Şık



02 Haziran 2024

Anıtkaya Okul Albümü

 


    Geçenlerde sosyal medyada bazı Anıtkayalıların profilini incelerken çok değerli fotoğraflara rastladım. Fi tarihinde yüklenmişler, sonra çok gerilerde kaldığı için unutulup gitmişler. Bunların bazıları okul hayatına dair topluluk fotoğraflarıydı. Böyle bir meydanda sergilendiklerine göre özel bir yanı kalmamış sayılan bu fotoğraflara yine de ihtiyatla yaklaştım. Bunları bir araya getirip albüm oluşturma fikrini sunarsak, sahipleri rızalarıyla verebilirlerdi. 

    Çağrımızı yaptık, niyetimizi söyledik. Beklediğimizden fazla karşılık buldu, bir kaç günde  yüze yakın fotoğraf geldi. Birbirinin aynı olanları eledikten sonra yarıya yakınından aşağıdaki albüm oluştu. 

    Aslında buna albüm de denemez, belki ileride oluşacak geniş albümün çekirdeğidir. Duymayanların elinde daha çok fotoğraf var. Duyduğu halde paylaşmak istemeyenler de çok. Herkesi anlayışla karşılamak lazım.

    Albüm genişleyerek oluşmaya devam edecek. Yeni gelecek fotoğrafları kronolojik köşesine yerleştireceğiz. Bu arada albümdeki fotoğraflara ekleme ve düzeltme notu eklemek isterseniz fotoğraf altındaki yorum bölümü bu işe uygundur.

                     1964 3/B Sınıfı (Ramazan Varlı)

                     1967 3/A Sınıfı (Ömer Karakaya)

                     1969 2.Sınıf Osman Zenger Sınıfı (Gül Taşkın)

                     1969 Ortaokul Açılış  

                     1972 Han'da Piyes  (Ahmet Ege)

                     1972 Orta 3 (Ömer Karakaya)

                     1972 Orta 3, İlk Mezunlar toplu (Ali Osman Türkmenoğlu)

                     1973 1/A Sınıfı (Musa Boy)

                     1973 2. Sınıf (Hasan Alperen)

                     1973 3/A Sınıfı (Ahmet Ege)

                     1973 4/A Sınıfı /Gürsel Aydın)

                     1973 Üyük Kır Gezisi (Ahmet Ege)      

                     1974 5/A Sınıfı (Gürsel Aydın)

                     1975 Orta 1'den Bir Grup (İsmail Seçen)

                     1976 2/B Sınıfı (Süleyman Patlar)

                     1976 4/A Sınıfı

                     1976 3/A Sınıfı /Ahmet Soylu)

                     1976 5/A Sınıfı (Hasan Alperen)

                     1976 5/B Sınıfı (Mehmet Ali Saki)

                     1976 Orta Toplu 19 Mayıs

                     1977 3/A Sınıfı (Arif Seçen)

                     1977 4/A Sınıfı

                     1977 4/A'dan Bir Grup         

                     1977 Karma (Resul Omak)

                     1978 4/A'dan Bir Grup (Arif Seçen)

                     1978 4/B Sınıfı (Süleyman Patlar)

                     1978 5/A Sınıfı

                     1978 Orta 2 (Hasan Alperen)

                     1979 5/A Sınıfı (Arif Seçen)

                     1979 Bayram

                     1979 Orta 1 (Ahmet Alperen)

                     1980 5/A Sınıfı (Ahmet Külte)

                     1983 Orta Karma Bando

                     1983 Orta Basket Takımı (Abdülkadir Dinler)

                     1988 1/A Sınıfı-1 (Osman Koç)

                     1988 1/A Sınıfı-2 (Osman Koç)

                     1991 4/A Sınıfı-1 (Süreyya Erdem)

                     1991 4/A Sınıfı-2 (Süreyya Erdem)

                     1991 4/A Sınıfı-3 (Süreyya Erdem)

                     1993 Ortaokul Bayram (Halil Alorta)

                     1994 23 Nisan 

                     1994 Orta 3

                     1996 5/A Kır Gezisi    (İsa Okutan)    

                     1996 Ortaokul Toplu

                     1997 4/A-B Müze Gezisi (Ayhan Tektaş)

                     1997 4/A-B Afyon Gezisi (Mehmet Şık)

                     1998 4/A Sınıfı (Ahmet Eryılmaz)

                     1998 Ortaokul Toplu Karne Hatırası (Mehmet Şık)

                     1999 1/A Sınıfı (Nurefşan Varlı)

                     2000 2/A Sınıfı-1 (Nurefşan Varlı)

                     2000 2/A Sınıfı-2 (Nurefşan Varlı)

                     2000 7/A Karne Hatırası

                     2001 Anasınıfı (Fadime Varlı)

                     2001 1/A Sınıfı (Ahmet Eryılmaz)

                     2002 2/A Sınıfı (Mutlucan Dadak) 






1979 Bayram

 


    Anıtkaya İlkokulu

    1970'lerden okul avlusunda bir bayram kutlaması. 

    Belediye Başkanı Gocayusuf (Yusuf Kopan) ve solundaki Karakol Komutanı Sabri Çağıl olduğunu düşünerek 1978-79-80 yıllarına ait olabilir. Bayram kutlamasından ziyade misafirlere okul korosunun bir sunumu da olabilir. 



Ortaokul 1993

 


    Anıtkaya Ortaokulu

    1993-94 öğretim yılı Cumhuriyet veya Çocuk Bayramı

    Fotoğraf Kaynak, Halil Alorta




1999 1/A

 


    Anıtkaya İlköğretim Okulu

    1998-99 Öğretim yılı 1/A sınıfı

    Öğretmen, Hanifi Kalafat

    Sırasız olarak; Aysel Bozkurt, Fethullah Bucak, Şerife Argunşah, Zarife Öztürk, Fadime Seviş, Özlem Yavuz, Nail Öztürk, Salim Öztürk, Sabri Bozkurt, Hasan Demirdelen, Ömer Eser, Fatma Öter, ... Kızılyer, Ayşe Öztürk, Nurefşan Varlı, Şerife Sancak, Serdar Bozkurt




2001 1/A

 


    Anıtkaya İlköğretim Okulu

    2000-2001 Öğretim yılı 1/A sınıfı

    Öğretmen Ahmet Eryılmaz

    Soldan sağa ayaktakiler;

    Oturanlar; 

    Fotoğraf Kaynak, Ahmet Eryılmaz


Ortaokul 1996

 


    Anıtkaya Ortaokulu

    1995/96 Öğretim yılı okul toplu.

    Öğretmenler: Okul Müdürü Güngör Günaydın, Fatma Eren (Turan), Saadet Yeşilyurt, İbrahim Varlı.

    Sırasız olarak; Bilal Kaya, Arzu Tüblek, Aziz Ata, Hakan Mola, İbrahim Öncül, Ahmet Tetik, Azime Koç, Hatice Dalgıç, Halil Seviş, Yaşar Soylu, Halil Tüplek, Harun Azbay, Gültekin Yet, Kurtuluş Tüblek, Ahmet Özdemir, Gökhan Özdemir, Osman Koç, İsmail Dalgıç, Erdal Efe, Tahir Kızılyer, Kadir Özdemir, Mehmet Sağlam, İrfan Aydın, Halil Salman, Kerime Yırgal, Aslıhan Kayır, Harun Öztürk, Ömer Tüblek, Hasan Ün, Mehmet Ali Tok, Fatih Soylu, Fatih Kızılyel, Halil Saçak...




Ortaokul 1969

 



    Anıtkaya Ortaokulu

    1969-70 Öğretim yılı ve Okulun açılış programı.

    Üç yıllık Eğret İlkmektebi talebeleri, ilk zamanlarda eski medrese binasında eğitim görüyorlardı. 1940'lı Yılların sonunda modern sayılabilecek okul binası yapılana kadar bu böyle devam etti. Aliefe (Ali Tüplek)in Muhtarlığı dönemine isabet eden bu bina ile beş yıllık ilkokul dönemi de başlıyordu. Bünyesinde o kadar derslik bulunmadığı için zamanla bu bina de yetersiz kalacaktı. 1960'lı Yılların son yarısında altı derslikli yeni İlkokul binası yapılınca, emektar bina boşa çıktı. Yapılışında aktif rol oynayan Aliefe, dernek kurarak onu ortaokula dönüştürmek için kolları sıvadı. Tamiri 1969 yılında tamamlanıp okul açılış onayı alınınca, bir törenle binanın da açılışı yapılmış oldu.

    Binanın tamiri sırasında her türlü işgücü katkısını veren Gıdakömer (Ömer İdis) okulun kadrolu hizmetlisi olmuş.  Açılış için gereken bütün hazırlıklar yapılmış. Masa üstüne bir büst, yanlarda çelenkler, ortada basit bir tâk, bayraklar ve katılımcılar... Fotoğrafın öğrenciler içeri girdikten sonra çekildiği anlaşılıyor.

    Sırasız olarak törende bulunanlar; Reis Delimısdık (Mustafa Erdem), Jandarma Komutanı, Zabıta Süleyman Eren. Zabıta Ali İhsan Ölçer, Hademe Ömer İdis, Mustafa Omak, Adem Erdem. Usta Süleyman Öztürk, Usta Mevlüt Öztürk, Okul Müdürü Kelmahmut, Öğretmen Emine,  Bekçi Rafi Taşkın, Guliz Osman Koç ve Öğretmen Fevzi Gümüş, Mardakların Mehmet Saki, Posdeci Ramazan Öncül, Bakkal Ramazan Türkmenoğlu...





01 Haziran 2024

2002 2/A

 


    Anıtkaya İlköğretim Okulu

    2001-2002 Öğretim yılı 2/A sınıfı

    Öğretmen, Mehmet Beytemir

    Soldan sağa ayaktakiler; Serkan Erol, Süleyman Sancak, Nafi Çetin, Mehmet Ali Dadak, Hasan Kaya, Ömer Honça, Ramazan Sargın, Hasan Saki, Sinem Öter, Esra Kopan, Fatma Öztürk, Zahide Nur, Emine Aykaç, Kübra Keleş, Fatma Öztürk, Tuğçe Kaynar, Azime Salman, Fulya Sarıtaş.  

    Oturanlar; İbrahim Kızılyel(Zaza), Kenan Öztürk, Ahmet Omak, Oğuzhan Seviş, Şerafettin Azbay, Mutlucan Dadak, Mevlüt Kızılyel, Mustafa Karakaya, İzzet Eser,İ zzet Koç, Ahmet Tayyip Erdoğan, Lütfi Erdem, Selahattin Soylu, Onur Azbay, Derya Tetik, Fatih Ata.

    Fotoğraf Kaynak. Mutlucan Dadak 


2000 2/A

 


    Anıtkaya İlköğretim Okulu

    1999-2000 Öğretim yılı 2/A sınıfı ikinci yarıyıl

    Öğretmen, Hanifi Kalafat

    Sırasız olarak Öğrenciler: Ömer Eser, Hasan Demirdelen, Sabri Bozkurt, Zarife Öztürk, Ayşe Öztürk, Şerife Sancak, Şerife Argunşah, Sibel Sim, Yasemin Kızılyer, ... Kızılyer, Fethullah Bucak, Nail Öztürk, Ahmet Öztürk, Fadime Seviş, Özlem Yavuz, Nurefşan Varlı, Aysel Bozkurt, Sultan ..., Salim Öztürk. Fatma Öter.







2000 2/A

 




    Anıtkaya İlköğretim Okulu

    1999-2000 Öğretim yılı 2/A sınıfı ikinci yarıyıl.

    Öğretmen: Hanifi Kalafat

    Sırasız olarak öğrenciler: Ömer Eser, Hasan Demirdelen, Sabri Bozkurt, Zarife Öztürk, Ayşe Öztürk, Şerife Sancak, Şerife Argunşah, Sibel Sim, Yasemin Kızılyer, ... Kızılyer, Fethullah Bucak, Nail Öztürk, Ahmet Öztürk, Fadime Seviş, Özlem Yavuz, Nurefşan Varlı, Aysel Bozkurt, Sultan ..., Salim Öztürk. Fatma Öter.




Ortaokul 1975

 



    Anıtkaya Ortaokulu

    1974-75 Öğretim yılı, 1/A sınıfı iç görünümü.

    Sıralara üçer kişi oturduğu düşünülürse, öğrenci sıkıntısı yok; ama sıra yetersiz. 

    Ön sıradakiler; Şahin Honça, Süleyman Oran, İsmail Seçen

    Orta sıra; Gürsel Aydın, Rıdvan Şahin, Rafet Azbay

    Arka sıra; Mehmet Honça, Saadettin Dadak, Şükrü Tok

    Fotoğraf Kaynak, İsmail Seçen




1998 4/A

 



    Anıtkaya İlköğretim Okulu

    1997-98 Öğretim yılı 4/A sınıfı

    Öğretmen, Ahmet Eryılmaz

    Sırasız olarak: Gökhan Yıldız, Sinan Sağlam, Cemali Soylu, İbrahim Soylu, Mustafa Azbay, Yücel Özdemir, Hakan Sarıtaş, Hakan Bozkurt, Hakan Öter, İbrahim Taşkın, Yasir Bucak, Mürsel Doğan, Emrullah Onay ,Ömer Faruk Aykaç, Zeynep Koç, Emine Kızılyel, Gülsüm Saki, Hava Yola, Nurdan Kurt, Elvan Dirlik.

    Fotoğraf Kaynak. Ahmet Eryılmaz




1997 4/A-B

 



    Anıtkaya İlkokulu

    1996-97 Öğretim yılı 4. sınıflar müze gezisi

    Öğretmen, Şeref Ertaş

    Sırasız olarak: Sinan Honça, Hüseyin Honça, Serdar Efe, İsmail Kurt, Ömer Kurt, Mehmet Ali Öztürk, Sedat Dadak, Abdullah Toka, Ahmet Eser, Ahmet Sağlam, Şükrü İdis, Ali Soylu, Mehmet Şık, Emin Kopan, Muhammet Aracı, Ayhan Tektaş, Abdullah Ildız, Mahmut Omak, İbrahim Türkmenoğlu, İbrahim Omak, Osman Külte, Halil Tüplek, Mehmet Güler, Cansel Erdem, Melek Dadak, Selime Yırgal, Elvan Öztürk, Özge Tüblek, Özlem Tüplek, Mustafa Öncül, Hasan İnanır.

    Fotoğraf Kaynak, Ayhan Tektaş




2000 7/A

 



    Anıtkaya İlköğretim Okulu

    1999-2000 Öğretim yılı, 7/A sınıfı yarıyıl karne hatırası.

    Öğretmen, İbrahim Varlı

    Sırasız olarak: Sinan Honça, Hüseyin Honça, Serdar Efe, İsmail Kurt, Ömer Kurt, Mehmet Ali Öztürk, Sedat Dadak, Abdullah Toka, Ahmet Eser, Ahmet Sağlam, Şükrü İdis, Ali Soylu, Mehmet Şık, Emin Kopan, Muhammet Aracı, Ayhan Tektaş, Abdullah Ildız, Mahmut Omak, İbrahim Türkmenoğlu, İbrahim Omak, Osman Külte, Halil Tüplek, Mehmet Güler, Cansel Erdem, Melek Dadak, Selime Yırgal, Elvan Öztürk, Özge Tüblek, Özlem Tüplek.



2001 Anasınıfı

 



    Anıtkaya İlköğretim Okulu

    2000-2001 Öğretim yılı, Anasınıfı yıl sonu şenliği. 

    Öğretmen, Ayşegül Hanım.

    Okullar birleşip orta kısım yeni binasına taşındıktan sonra, eski ortaokul binası anasınıfı olarak kullanıldı. Okul öncesi eğitim de böylelikle başlamış oldu. Bu fotoğrafta görülen, eski ortaokul binasındaki son eğitim etkinliğidir. 




1996 5/A

 



    Anıtkaya ilkokulu

    1995-96 öğretim yılı, 5/A sınıfı sene sonu pikniği

    Öğretmen, Gülsefa Gümüş

    Ayaktakiler soldan sağa: Mualla Sımsıkı, Sinem Kasal, Neslihan Kopan, Seval Zal, Perihan Mola, Ali Tetik, Sedat Dadak, Halil İbrahim Omak, Harun Öncül, İbrahim Eser, İrfan Sağlam, Soner Kaçmaz, Bekir Atay.

    Oturanlar soldan sağa: Birgül Öter, Fatma Tüplek, Azime Sağlam, Zeynep Onay, Müyesser Tok, Firdevs Dirlik, Azime Azbay, Alparslan Dalgıç, Satı Külte, Gülsevin Öztürk, Yaşar Soylu, Ahmet Kayır, İbrahim Dadak, Mevlüt Azbay, Fatih Kopan, Fatih Saki, İsa Okutan, Engin Öztürk

    Fotoğraf Kaynak. İsa Okutan



1977 4/A

 


    Anıtkaya İlkokulu

    1976-77 Öğretim yılı, 4/A sınıfından bir grup 

    Öğretmen, Ali Zafer Turna

    Ayaktakiler soldan sağa: Alaattin Muratkan, İbrahim Varlı, Mehmet Seçen, Sait Kopan.

    Oturanlar: Huriye Aydın, Aygün Azbay, Fatih Turna, Nail Sağlam



1973 Gezi

 


    Anıtkaya İlkokulu

    1972-73 Öğretim yılı okul gezisi

    Üyük'te yeşil-sarı fendirfeslerin ardında poz veren öğretmenler; Meliha Turna, Ali Zafer Turna, Ahmet Ege... Arka planda karede kendine yer bulmak isteyen öğrenciler...

    Fotoğraf Kaynak, Ahmet Ege


1972 Piyes

 



    Anıtkaya İlkokulu

    1971-72 Öğretim yılı Kervansaray'da tiyatro etkinliği.

    Öğretmenler, Hamiyet Kıpçak, Ahmet Ege ve Şerife Hanım.

    Öğrenciler; Mehmet Azbay, Hasan Aytar, Rafet Azbay, Şahin Honça, İsmail Seçen, Mehmet Zenger.

    Fotoğraf Kaynak, Ahmet Ege



Ortaokul 1994

 


    Anıtkaya Ortaokulu

    1993-94 Öğretim yılı 

    Okul bahçesinde bir grup öğrenci...

    Ayaktakiler soldan sağa: Adem Azbay, Ahmet Salman, Tamer Sağlam, Gökmen Tüplek, Harun Öztürk.

    Oturanlar: Süreyya Erdem, Bekir Tok, Halil İbrahim Tetik, Halit Honça, İbrahim Soylu.



1994 23 Nisan

 


    Anıtkaya İlkokulu

    1993-94 Öğretim yılı, Okul bahçesinde 23 Nisan bayram kutlamaları.

    Yumurta yarışlarını ilgiyle izleyen halk. Daha heyecanlı kadın izleyiciler, kendilerini okul ve hamam gölgesine attıkları için görünmüyorlar...



31 Mayıs 2024

1988 1/A

 



    Anıtkaya İlkokulu

    1987-88 Öğretim yılı,  1/A sınıfı ilk onbiri

    Öğretmen, Kadir Aygün

    Soldan sağa: Ayhan Karagül, Fatma Tüblek, Ali Rıza Bayındır, Yeliz Omak, Süreyya Erdem, Osman Koç, Fatih Omak, Kadir Çilikiz, Ahmet Erdem, Hasan İdis.

    Fotoğraf Kaynak, Osman Koç




1988 1/A

 



    Anıtkaya İlkokulu

    1987-88 Öğretim yılı 1/A sınıfı

    Öğretmen, Kadir Aygün

    Sırasız olarak: Osman Koç, Halil Aykaç, Ahmet Erdem, Süreyya Erdem, İzzet Kızılyer, Fatih Omak, Oktay Tetik, Mehmet Sargın, Halil Kirkit, Abdülkerim Demir, Hasan Hüseyin İdis, Hüseyin Külte, Yusuf Kopan, İsmail Sargın, Kazım Şık, Mehmet Demir, Ayhan Karagül.

    Fotoğraf Kaynak, Osman Koç



1991 4/A

 


     Anıtkaya İlkokulu

    1990-91 Öğretim yılı 4/A sınıfı Yerli Malı etkinliği

    Öğretmen. Nuray Gözüsarı

    Fotoğraf Kaynak, Süreyya Erdem



1991 4/A

 



    Anıtkaya İlkokulu

    1990-91 Öğretim yılı 4/A sınıfı Yerli Malı etkinliği

    Öğretmen. Nuray Gözüsarı

    Soldan sağa: Pınar İdis, Elveda Tüblek, Sultan İdis, Gülsüm Sancak, Yeliz Kopan, Sabire Tüblek, Suna Sağlam, Satı Tüblek, Hüseyin Külte, Kazım Şık, Hasan İdis, Fatma Tüblek, Dilek Kuş, Oktay Tetik, Süreyya ErdemAhmet Erdem, Fatih Omak, Izzet Kızılyer, Mehmet Sargın, Osman Koç

   Fotoğraf Kaynak, Süreyya Erdem



1991 4/A

 


    Anıtkaya İlkokulu

    1990-91 Öğretim yılı 4/A sınıfı

    Öğretmen, Nuray Gözüsarı

    Arka sıra soldan sağa: Dilek Kuş, Elveda Tüblek, Fatma Tüblek, Sultan İdis, Yeliz Kopan, Pınar İdis, Sabire Tüblek... Kadriye Atay, Gülsüm Sancak, Yeliz Omak, Nazik Dadak, Sebile Yıldız, Eşe Saki, Satı Tüblek... Fatma Haykır, Gülcan Kirkit, Suna Sağlam, Fatih Omak, Halil Kirkit... Osman Koç, Halil Aykaç, Ahmet Erdem, Süreyya Erdem, İzzet Kızılyer, Oktay Tetik, Mehmet Sargın, Kerim Demir.... Hasan Hüseyin İdis, Hüseyin Külte, Yusuf Kopan, İsmail Sargın, Kazım Şık, Mehmet Demir, Ayhan Karagül.

    Fotoğraf Kaynak, Süreyya Erdem



1967 3/A

 




    Anıtkaya İlkokulu

    1966-67 Öğretim yılı 3/A sınıfı

    Öğretmen,

    Soldan sağa arka sıra:

    Ön sıra:

    Fotoğraf Kaynak, Ömer Karakaya



Ortaokul 1983

 


    Anıtkaya Ortaokulu

    1982-83 Öğretim yılı Basketbol A Takımı

    Koç, Fen Bilgisi Öğretmeni Korkmaz Ayvaz

    Soldan sağa ayaktakiler: Şevket Yıldız, Adem Aydın, Abdülkadir Dinler, Mürsel Taşkın, Muhittin Varlı.

    Oturan: Osman Erdem.


 

1977 Karma

 


    Anıtkaya İlkokulu

    1977-78 Öğretim yılı bayan öğretmen ve karma öğrenciler.

    Öğretmenler: ..., ..., Meliha Turna, ...

    Öğrenciler: ..., ..., ..., Resul Omak, ..., ..., ...

    Çocuk: Fatih Turna

    Fotoğraf Kaynak. Resul Omak



1973 4/A

 


    Anıtkaya İlkokulu

    1972-73 Öğretim yılı 4/A sınıfı

    Öğretmen, Lütfiye Erel Özhan

    Sırasız olarak: Sadettin Dadak, Hanife Azbay, Mustafa Temel, Aynur Kızılyel, Fatı Ün, Gülşen, Hasan Aytar, Seviye Kaçmaz, Ahmet Sağlam, Şükrü Tok, Mehmet Honça, Şahin Honça, Bekir Argunşah, Hüseyin Sımsıkı, Rafet Azbay, Kıymet Patlar, Hüseyin Yırgal, Ahmet Öncül, Aysun Karakaya.

    Fotoğraf Kaynak, Gürsel Aydın 



1974 5/A

 


     Anıtkaya İlkokulu

    1973-74 Öğretim yılı, 5/A sınıfı

    Öğretmen, Emine ...

    Gürsel Aydın, Sezai Sımsıkı ...

    Fotoğraf Kaynak, Gürsel Aydın



Ortaokul 1976

 


    Anıtkaya Ortaokulu

    1975-76 Öğretim yılı 19 Mayıs, karma tören takımı

    Öğretmenler: Müdür Mustafa Gökçe, Sema İnce, Ramazan Akgöz, Ayşe Tepecik.

    Sırasız olarak: Sadettin Dadak, Ali Tektas, İbrahim Honça, Ömer Kayır, Ahmet Eser, Ramazan Dadak, Ramazan Sevinç, Mehmet Diril, Mehmet Şık, Sahin Honça, Mehmet Honça, Mehmet Omak, Bayramgazi Mustafa, Çerkez Rıdvan, Adem Sancak, Mehmet Zenger, Gürsel Aydın, İsmail Seçen, Hüseyin Akgöz.



1978 4/B



    Anıtkaya İlkokulu

    1977-78 Öğretim yılı 4/B sınıfı, 7 Haziran 1978

    Öğretmen: Kezban Budan

    Soldan sağa ayaktakiler: Ali Tetik, Selami Şen, Neriman Tok, Gülsüm Aykaç, Şevket Yıldız, Adem Öztürk, İbrahim Aydın

    Oturanlar: Halil İbrahim Sargın, Mahmut Arslan, Süleyman Patlar, Ahmet Sancak, Osman Ata, Adem Mola, Ali Osman Varlı, Melek, Nursel Kopan, Ümmühan Azbay, Sevda Tok

    Fotoğraf Kaynak, Süleyman Patlar - Arif Seçen



Ortaokul 1983

 


    Anıtkaya Ortaokulu

    1982-83 Öğretim yılı, karma tören takımı

    Öğretmen, Mehmet Altuncu

    Bayraktar, Bayramgazili Osman Demirdelen

    Ayaktakiler: Erdal Tüblek, Ömer Kurt, Hüseyin Yavuz, Yalçın Salman.

    Oturanlar: Kazım Öztürk, Hasan Külte, Süleyman Patlar, Tuncay Kaçmaz, Salih Külte.

    Fotoğraf Kaynak, Süleyman Patlar




1976 2/B

 



    Anıtkaya İlkokulu

    1975-76 Öğretim yılı 2/B sınıfı, 10 Mayıs 1976

    Öğretmen, ?

    Soldan sağa ayaktakiler: Halil İbrahim Sargın, Şevket Yıldız, Adem Mola, Osman Ata, Mahmut Arslan, Ahmet Sancak, Selami Şen, İbrahim Aydın, Süleyman Patlar, Ali Osman Varlı, Mehmet Dadak, Hasan Kaynar

    Oturanlar: Ali Tetik, Neriman Tok, Ümmühan Azbay, Nursel Kopan, Melek, Nuray Oran, Gülsüm Aykaç, Sevda Tok, Hatice Patlar

    Fotoğraf Kaynak, Süleyman Patlar - Arif Seçen




1973 3/A

 


    Anıtkaya İlkokulu

    1972-73 Öğretim yılı, 3/A sınıfı 

    Öğretmen, Ahmet Ege

    Soldan sağa ayaktakiler: Erol Kızılyel, Mehmet Ali Saki, Mehmet Ali Azbay, Mevlüt Patlar.

    Oturanlar: Ekrem Yıldız, Osman Dadak, Abdullah Onay.

    Fotoğraf Kaynak, Ahmet Ege