Birinci sıraya Eğret'in o anki imamı 'İmam Molla Halil Efendi, uzun boylu kırçıl sakallı, 45 yaşında' biçiminde yazılmış. Vergi mükellefi kaydı olduğu için kadınlara ve kız çocuklarına yer verilmeyen bu listeye göre imamın erkek evladı yokmuş. Varsa kız çocuklarından haberimiz yok...
İkinci sırayı işgal eden haneye de eski imam kaydedilmiş. Vazifesi bittikten sonra hala Eğret'te oturuyor olması ilginçtir, bu eski imamın... Kayıttaki ifade şöyle: 'Köyün eski imamı, orta boylu kırçıl sakallı İbrahim Efendi, 38 yaşında...' Eğret'ten ayrılmayan eski imamın üç de oğlu var; Mehmet, Yusuf, Yahya...
Görevdeki imamın kızları varsa Eğretli birilerine gelin eder mi? Yahut eski imam oğullarını Eğret'ten everir mi? Bilemeyiz... Lakin İbrahim Efendi'nin en küçük oğlunu Çatalların kızı Şerife ile everdiğini biliyoruz. O Yahya ki, Yarımağanın dedesidir; İbiş Tür'ün dedesidir; Delibıdık ile Boduoğlunun babalarının dedesidir... O sülaledeki Yahya isimlerinin kaynağıdır... İbrahim isminin kaynağı da eski imam İbrahim Efendi'dir...İbiş'in babasının ilme yönelip Molla Mehmet olmasına sebep de büyük ihtimal, dedesi İbrahim Efendi'dir...
Anlaşıldığı kadarıyla Yahya'yı everip Eğret'te bırakmış, kendileri Afyon'a geri dönmüşler. Torunlarıyla da irtibatı kesmeyip en azından Mehmet'in tahsiline öncülük etmişler.
Benzer bir çalıştığı köy ile bağ kurma durumu Molla Halil Efendi için de söz konusu olabilir. Çocuklarını Eğretlilere vermese bile kurulan iyi ilişkiler görev bitip şehre dönüldüğünde sürdürülür. Eğret ile bağ koparılmaz.
Sadece bu iki imam için değil, geçmişteki bütün görevliler için geçerli bu durum gayet insani bir şey, hiç değilse komşuluk hukuku var... Eğretli Cemal Hocanın babasının da Eğret'te imamlık yaptığı, halasının Hatipoğlu Mahmut'un karısı olduğu, dedesine Eğret İmamzade denildiği, Afyon'da 'Eğret İmamzade' künyesiyle bir çok müderris bulunduğu vb. hususlar da düşünüldüğünde, Eğret imamları sayesinde Afyon ile güçlü bir bağ kurulduğu söylenebilir...
***
1830'lardaki listeye girdiği halde yirminci yüzyıl Eğret Köyünde kendisine rastlanılmayanlardan birisi de 24. hane olarak kaydedilmiş. Adamın adı ve sanı ilginç, 'Uzun boylu ak sakallı, Eğretli Hüseyin oğlu Mehmet Ali, 55 yaşında' Bir de oğlu var, 36 yaşında Hüseyin... İlginçliği şurada, Eğret Köyü listesinde 'Eğretli' lakabıyla kaydedilen tek kişisiniz. O listedekilerin zaten hepsi Eğretli değil mi, neden özellikle bu husus vurgulanmış?
Çok eski belgelerde Küçük Eğret (Eğret-i Sagir) diye bahsedilen bir yer var, o kadar küçük ki çoğu zaman vergi bile alınmıyor; o kadar küçük ki zamanla silinip gitmiş; o kadar küçük ki esamesi okunmaz olmuş... Büyük ihtimal Mehmet Ali'nin babası Hüseyin o Küçük Eğret'ten idi... Gelip buraya yerleşince 'Eğretli Hüseyin' dediler. Kendi öldü gitti lakabını Mehmet Ali'ye miras bıraktı...
1830-31 Yıllarında, daha önceden pilot uygulaması başarılı bulunan Köy Muhtarları bütün yurda genellenerek atamaları gerçekleştirildi. Yukarıda sözünü ettiğimiz Eğret vergi mükellefleri yani erkek nüfusunu gösteren belgenin hazırlanması bitmişti ki muhtar atamaları yapıldı. Aslında mükellef belgesi hazırlanırken yöneticiler başa yazılıyordu, bu yüzden yeni ve eski imam ilk iki haneye yazıldılar; o günün yöneticileri onlardı çünkü... Fakat yeni duruma göre mülki amir muhtar kabul edildiği için onların başa yazılması gerekiyordu. Belgeyi sil baştan yeniden düzenlemeye üşenen katipler mevcut belge üzerine not düşerek yeni durumları işlediler... Bu durumda Birinci Muhtar Hatipoğlu Ahmet 59. sırada, Yardımcı Muhtar Eğretli Hüseyin oğlu Mehmet Ali de 24. sırada gibi tuhaf bir durum oluştu. Ferman acele edip daha önce gelseydi muhtarlar ilk sırayı alacaklardı...
Burada asıl anlatmak istediğim şey, Eğretlioğlu Mehmet Ali'nin Muhtar Yardımcısı olarak atandığıdır. 1839'da Tanzimat ilanından sonra Muhtarlık atamaları yenilendi; yenilendi derken genelde Muhtar ile yardımcısı yer değiştirdi, yardımcı muhtar, muhtar da yardımcı oldu... Yani Hatipoğlu Ahmet artık yardımcıydı; Eğretlioğlunun Muhtar olması beklenirken Hacılardan İdris oğlu Ali yeni muhtar oldu... Çünkü Eğretlioğlu Afyon'a taşınmıştı. Bu yüzden Yirminci Yüzyıl kütüğünde onların çocuklarını göremiyoruz...
Şimdi Afyon'da EYRET, EĞRET, EĞRETLİ soyadını taşıyan ailelerin Eğret köyü ile mutlaka bağı var. Ataları Afyon'a taşındıkları için bu bağı Eğret kütüğünü inceleyerek ortaya çıkarmak mümkün değil...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder