Hazır yerel seçimler gündeme girmişken, Anıtkaya'daki tabirle 'üçaylar' başlamışken, bu defter hakkında bir iki laf etmek geldi içimden. Kararların içeriğiyle ilgilenmiyorum, onlar sonraki iş; defterle ilgili dikkatimi çeken bir hususu dile getireceğim...
1955 Yılında Türkiye geneli yerel idare seçimleri iki aşamalı yapılmış, son aşamada Kasım ayında Köy İhtiyar Heyetleri seçilmiş. Burada önemli husus Muhalefet partisi olan CHP'nin bu seçimlere girmemiş olmasıdır. Tamamen de boykot etmeyip bağımsız adayları desteklemiş. Bağımsız adayların beklenenden çok oy alması dikkat çekici. Eğret seçimlerinde Tıraka (Abdurrahman Zenger)in karşısında kim vardı, şimdi bilemeyeceğim; ama DP'li oldukları bilinen azalarla seçimi kazanmış...
Eldeki defter 94 sayfadan oluşuyor, daha doğrusu ancak bu kadarı bugüne ulaşabilmiş. Başından ve sonundan bazı sayfalar kopmuş, yırtılmış, uçmuş; bir şekilde yok olmuş. Baş tarafından 6-7 yaprak eksik, bu yüzden 9 Aralık 1955 tarihli en yakın karar 27. numarayı almış. Yani Kasım'da kazanılan seçimlerden sonraki bir ayda alınan kararları göremiyoruz. Rutin görev dağılımı filan yapılmıştır herhalde...
Asıl kayıp sayfalar defterin sonundakiler. Eldeki en son karar 11 Kasım 1957'ye ait. Yeni kurulan belediyeler için yapılan ara yerel seçimlerin 1958 sonbaharında yapıldığını düşünürsek yaklaşık son bir yılın kararları kayıp demek oluyor...
Buna da şükür diyelim, çünkü elde kalanlardan da çok şey öğreniyoruz. Benim ilk dikkatimi çeken şey karar metinlerindeki elyazısının güzelliğiydi. Biz yıllarca üstüne eğilmemize rağmen çocuklara böyle yazma kabiliyeti kazandıramadık. Bırak çocukları, kendi yazılarımız berbat. Bizim öğrenciliğimizde divit, kamış, dolmakalem, söğüt dalı gibi çok çeşitli gereçlerle talimini yapmamıza rağmen, misal iki üç yıl okumuşların yazılarındaki güzelliği yakalayamadım. Eskilerin yazısında anlaşılamayan ve anlatılamayacak bir sır var. İşte o gizemle kaleme alınmışa benziyor kararlar...
Tıraka'nın İhtiyar Kurulunda bulunanlar; Kelömer (Ömer Öncül), Yörükkerimi (Kerim Demir), Delişükrü (Şükrü Dadak), Gulizosman (Osman Koç) Paşanınahmet (Ahmet Yaman) ve tabii ki Eyüp Çetin... Çoğunluk sağlanıp toplanıldığında karar alabiliyorlar. Kararın altını imzalamıyor, o günün yaygın uygulamasına göre pirince kazınmış mühürlerini basıyorlar... İmzalayan sadece Muhtar... Belki çoğunun yeni yazıyı okuma yazması yok... O halde kararları, bu güzel yazı stiliyle kim yazdı?
İşittiğime göre o yazılar, Anıtkayalının 'İbrahim Hoca' olarak bildiği İbrahim Çetin'in elinden çıkmış. O sıralarda 18-19 yaşında olan İbrahim Çetin, İhtiyar Kurulunda bulunan Garapaçanın Eyüp Çetin'in oğlu oluyor. Liseden mezun olmuş... O günün şartlarını bugünden değerlendirmek kolay değil; yalnız şu kadarını söyleyeyim, 50'li yıllardaki lise mezununun dengini, günümüz öğretim seviyelerinde bulmak çok zor... O kadar kaliteli yani... Anlaşıldı mı şimdi o hayranlık uyandıran yazıdaki sır...
Bununla beraber defterdeki bazı kararların başka bir elden yazıldığı çok belli. O kararların katibi başka bir karakterle yazmış, ve değişik bir sitil oluşturmuş. Onunki de elyazısı ve o da ayrı güzellikte, hatta daha okunaklı... Acaba diğer katip kimdi? Tıraka kendisi de yazmış olabilir mi?
Yazı görünüşünün ötesinde ifade ve manadaki uyum, hiç bir aksaklığa meydan bırakmayan kendine has üslup ve anlatım bozukluğu bulunmaması da anlatım özelliği olarak karşımıza çıkıyor. Bunlar az buz şeyler değil. Bugün bir fakülte mezunundan paragraf yazmasını isteseniz, istediğinizi alamazsınız. Oysa yetmiş yıl önceki büyüklerimiz, meramını kusursuzca yazabiliyormuş...
Eskilerden kalan basit yazılar bile çok kıymetli, onları korumak lazım... Okumayı bitireyim, zaman zaman karar içerikleriyle ilgili de bir şeyler yazarım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder