06 Mayıs 2022

Garapaçalar

     

    Afyon'dan Eğret'e 19. yüzyıl başlarında geldikleri düşünülen Karamehmetoğlu kardeşlerden Mehmet'in torunu olduğu düşünülen Mehmet'e de aynen dedesi gibi Gara Mehmet deniliyor...

    Gara Mehmet Selimlerden Ümmühan Hanım ile evliydi. Günün şartlarına uygun olarak uzun konçlu çoraplar giyerdi. Diz kapaklarının üzerinden boğulup bağlanan çoraplar. Kara koyun yününden veya boyanarak elde edilen siyah iple örülen çoraplar kir götürü oluyor. Ya çorapları siyah idi, yahut üzerine çektiği tozluklar... Ayaklarındaki bu siyah renk sebebiyle Mehmet'e 'Garamehmet' demeyi bırakıp 'Garapaça' diyorlar. 

    Bir başka rivayet ise Ümmühan Nine ile ilgili... Zaman yokluk zamanı... Kadınlar giydikleri şalvarın paçaları hemen eskimesin, dayanıklı olsun diye tığla şişle örüp sağlamlaştırırlarmış. Erkeklerin süvarilik vurdurması gibi bir şey. Şalvar paçasını örerek sağlamlaştırma, 30-40 yıl öncesine kadar bilhassa yaşlılarca hala sık başvurulan bir yoldu. Oysa biz belki 150 yıl öncesinden söz ediyoruz. Kumaş veya basma, her neyse o bez eksik olduğundan şalvar kısa kalmış. Yok ki kumaş, ekleyerek uzatasın. Ümmühan Nine ne yapsın, kara yün ip ile örerek sağlamlaştıracak ya, bu örgü kısmını biraz uzunca tutmuş. Paçaları hem berkitmiş hem de uzatmış. Millet de ona 'Gara Paçalı' diye takılmaya başlamış. 

    Yukarıdaki rivayetlerden hangisi doğru olursa olsun, insanlar bu yakıştırmanın ileride sülaleye lakap olacağını bilemezlerdi... Kendisinin ne zaman öldüğünü bilemiyoruz, ama eşi Ümmühan Hanım 1849 yılında, yüz yaşına bastığında vefat etti...

    Garapaça ve Ümmühan Hanımın üç oğlu oluyor. Bu oğullar üzerinden Garapaçaları inceleyeceğiz.


    TOPAL HÜSEYİN

    Hüseyin, üç kardeşin büyüğü. 1880 yılında doğdu. Aliye Hanım ile evlendi. Bu hanım, Aliciklerin Osman kızıdır. Önceden İdirizlerden Hasan eşiydi. Eşi vefat edince üç kızı yanında tay mı değil mi, bilinmez; ama Garapaçanın Hüseyin'e geldi. Böylece  Canalilerin Can Ahmet ile Hüseyin bacanak oldular.... Aliye Hanım ile evliliğinden bir kız ve bir erkek çocukları oldu, onlara geçmeden önce Aliye Hanım ile Hüseyin'in akrabalığından söz etmeliyiz...

    Yukarıda sözünü ettiğimiz Afyon'dan Eğret'e gelen Karamehmetoğlu kardeşlerin büyüğü Ali idi, zamanla kendisine Alicik lakabı takıldı... Aliye, işte o Karamehmetoğlu Alicikin torunudur... Hatırlanacağı üzere Hüseyin de diğer Karamehmetoğlu Mehmet torunlarındandı...

    Aliye Hanımın İdirizlerden üç kızından büyük olan Hatice; Yanal Hatca, Eselerin Ese (İsa Eminç) eşi oldu. Ortanca Ayşe; Zağar Âyşa, İdirizlerin Goca Osman ikinci eşidir. Küçük Kezban Gızılgız, Cingenalin Süleyman, Garaca Süleyman ve sonra Müdüroğlu  Mehmet Ali eşi oldu... Kendi kızı ise Şerife, Patlak Şerfesi, Patlakların İsmail eşi oldu...

    Garapaçanın Hüseyin'in tek oğlu Mehmet, ablası Şerife'den sonra 1912 yılında doğdu. 'Avgan' lakabıyla tanındı, bilindi. Lakabının sebebi hakkında bir şey bulamadım. Yağmur ve kar sularından oluşan su birikintisi, kuyu gibi anlamlara gelen bu kelimeyle ne alakası olabilir acaba?

    Avganın ayrıntısına girmeden önce Garapaçanın Hüseyin kapısını kapatalım. Ona 'Garapaçanın Topal Hüseyin' diyorlarmış, 1932'de vefat etmiş. Annesi Aliye Hanım ise 1960 yılında vefat etmiş. Yalnız kütükte Topalın ikinci hanımı olarak görülen Rabia adında bir kadının kaydı daha bulunuyor. Çocuğu olmayan Rabia Hanımın bilgileriyle, Hüseyin'in küçük kardeşi Osman'ın hanımı Kezban bilgileriyle örtüşüyor. Ganikızı Kezban ile  Rabia'nın kardeş olma ihtimali var. O zaman kardeşlerin bacanak ve eltilik durumları söz konusu olabilir... Rabia Hanım da 1942'de vefat etmiş... 

    Avganın ilk evliliğinden, babasının adını koyduğu Hüseyin isminde bir oğlu oluyor. Bu ilk eşi ve ilk oğlu hakkında başka bir malumat yok. Sonra İzmir Yörüklerinden Kütahya nüfusuna kayıtlı Elif ile evleniyor. İkisi kız beş çocuğu bu Elif Hanımdandır. Büyük kızı Emsal, Omarcıklar Ahmetçavuşun Hasan oğlu ve  Bekçiofinin karınkardeşi Mevlüt'e varıyor. Küçük kızı Şükran ise Anıtkaya dışına gelin olmuş...

    Avganın ikinci eşinden büyük oğlu Süleyman 1941'de doğdu. Gülperi Hanımla evlendi; Almanya'da çalıştı, yurda döndü. 1987 Yılında doğan ve Dilek adını verdiği bir kızı altı yaşında vefat etti. Kendisi de 2002'de İzmir'de vefat etti. Eşi Gülperi Hanımın da 2013 yılında vefatı kaydedilmiş...

    Sonraki oğlu Mehmet 1946'da doğdu. Birgül Hanımla evlendi; 1987'de doğan bir oğullarına Murat adı verdiler, ama Murat onüç yaşında öldü. İzmir'den emekli olduktan sonra Afyon'a yerleştiler ve orada Mehmet 2017 yılında vefat etti... 

    Küçük oğlu Adem ise 1948'de doğmuştu. Yörük Mevlütün kızı Kezban ile evlendi. 2018 Yılında vefat etti... Şu durumda Avganın çocuklarından Anıtkaya'da yaşayan bulunmuyor...

    Avgan, son zamanlarını köyde geçirdi. Elinde bastonu, başında fötr şapkasıyla çok şık giyinen biri olarak aklımda kalmış. Pantolonundaki muazzam ütü izi, köy şartlarında dikkat çekmeyecek gibi değildi. Tanıyanlar, onun böyle giyinmesinin ardındaki sebebin eşi Elif Hanım olduğunu söylüyor.

    Çillioğlanın Hüseyin Ayas Hocaya Avganın öldüğünü söylemişler. 'Eyvaah!' demiş... 'O çok müzevirdir, gittiği yerde şikayet eder, beni de götürürler.'  Bir ay bile geçmeden Hüseyin Hoca da vefat etmiş...  Bu anlatıda bir terslik olabilir; çünkü Avgan, 1985 yılı başında Hüseyinhocadan kısa bir süre sonra öldü... Eşi Elif Hanım ise 2005 yılında doksan yaşında vefat etmiş... 

 

    MEHMET

    Ortanca oğul Mehmet 1884 yılında doğdu. Ahmet kızı Fatma ve Olucaklı Hatice Hanımlarla evliydi. Çocuğu olduğuna dair bir kayıt yok. Tam da Cihan Harbi döneminde ölmüş. Çanakkale'de değil; ama başka bir cephede şehit olmuş olabilir...


    OSMAN

    Garamehmetin Garapaçalar olarak adlandırılan sülalesi, ağırlıklı olarak küçük oğlu Osman kolu sayesinde 21. yüzyıla ulaşmıştır, denilebilir. 1887 Yılında doğan Osman, İbrahim kızı Kezban ile evlendi. Torunları ona 'Ganigızı' dendiğini ifade ediyor.  Mollahmetler/Keklikler ile  bağlantısı olan Mollaganiler sülalesine kısaca Ganiler de denirmiş, Kezban Hanımın bu aileden geldiği anlaşılıyor...

    Garapaçanın Osman, Cihan Harbine Çanakkale Cephesinde çarpışarak katıldı ve orada şehit oldu. Köyü tespit edilemeyen Afyonlu Çanakkale şehitleri arasındaki şu kayıt Osman'ı tarif ediyor: 'Afyonkarahisar 1887 doğumlu Mehmet oğlu Osman; 6. Kolordu, 16. Fırka, 125. Alay Makinalı Tüfek Eri iken, 3 Nisan 1915 günü Arıburnu Muharebelerinde şehit oldu.'

     Babası Çanakkale'de kaldığında iki oğlu Eyüp ile Şükrü bir yaşında gibi kaydedilmişler. Eğer ikiz değillerse bu resmi kayıt yanlış demektir. Ayrıca onlardan sonra iki kardeşleri daha var ki bu da kayıtların kesinlikle yanlış olduğuna delildir. Nitekim 1927 yılında Eyüp, mahkemeye başvurarak, doğum tarihinin 1907 olarak düzeltilmesini talep ediyor ve düzelttiriyor. 1905'ten 1915'e kadar on yılda dört çocuk, biyolojik olarak daha mümkün...


    Kör Şükrü

    Eski kütükte Şükrü, Eyüp'ten önceki satıra kaydedildiği için daha büyük kabul edeceğiz. 1905 gibi bir tarihte doğmuş olmalı. Lakabı 'Kör Şükrü' idi. Sebebi malum, son yıllarındaki çok kalın gözlükleriyle hatırlanır. Aklımda bir tablo gibi kalmış: İleri derecede görme bozukluğu olan ve yürümekte zorlanan bir ihtiyar, elinde değnekle eşek koşulu arabayı yetmeye çalışıyor... 

    Şükrü, Gağşakların Osman kızı Ayşe ile evlendi. Ayşe Hanım, Azıraklının kardeşidir. Üçü kız üçü erkek, altı çocuğu oldu. Kızları: Nuran, Sakaların Resul eşi; Kezban Araphüseyinin Battal eşi; Fadime de Kedivelilerin Sağır Emin eşi oldu... 

    Kör Şükrü'nün büyük oğlunun adı Osman; dedesinin adı... 1936 Yılında doğdu, Afyonlu bir hanımla evlendi. Almanya'ya gitti, orada çalıştı ve 2017'de vefat ettiğinden başka onun hakkında hiç bir bilgi yok...

    Ortanca oğlu Mustafa da Anıtkaya dışından Muhlise Hanımla evlendi. İzmir'de yerleşikti, 1968 yılında Ömer adını verdiği bir oğlu dünyaya gelmişti, bir yaşında öldü. Kendisinin de İzmir'de 2021'de vefat ettiğinden başka bir şey bilemiyoruz... 

    Küçük oğlu Mevlüt, kayıtlara Mehmet olarak işlenmiş; 1941 yılında doğdu. Büyük abisi gibi Anıtkaya dışından evlendi, Almanya'ya gitti  ve orada 1972'de vefat etti...

    Birisi bana Körşükrünün, o günkü sosyal durumunun aksine ne kadar cömert biri olduğundan bahsetti. Ardından kişileri dış görünüşüne göre değerlendirmenin yanlışlığına işaret edercesine bir şey anlattı. Biraz da dalga geçmek maksadıyla bir lakap takmışlar bu adama, şimdi hatırlayamadım... Ben de millete uyup, yüzüne karşı o lakapla hitap ettim, diyor... Körşükrü bundan rahatsız olduğunu gösterir hiç bir tepki vermemiş... Lakin o yakışıksız sözü söyleyen delikanlı, rüyasında Körşükrüyü kör kandil ışığında zikrederken görüp müthiş bir vicdan azabına maruz kalıyor. Bunun o yakışıksız söze bir işaret olduğunu düşünmüş ve o günden sonra Körşükrüye saygıda kusur etmemiş... Ta 1987'de ölene kadar... Eşi Ayşe Hanım da 2001 yılında vefat etmiş...


    Eyüp Çetin

    Garapaçaların Osman'ın ikinci oğlu Eyüp 1907 yılında doğdu. Önce Olucaklı bir hanımla evlendi. Halil adını vereceği bir oğlu doğduktan sonra eşi vefat etti. Bunun üzerine Apdıramanlardan Mehmet kızı Azime ile evlendi. Azime Hanım öncesinde Hassönlerin Mahmut eşiydi. Mahmut öldüğünde, yanında oğlu Osman (Guliz Osman) ile birlikte Eyüp'e vardı. Eyüp'ün yanında Halil, Azime'nin yanında Osman tay idi... 

    Soyadı Kanunuyla Çetin soyadı alındıktan sonra, adı soyadı kendisine lakap olan nadir kişilerdendir. Kendisinden bahsedildiğinde 'Eyipçetin' derler, sen bunu onun sadece adı veya lakabı sanırsın; soyadı da içinde olduğu aklına gelmez, o kadar bütünleşmiştir adı ile soyadı... En sonunda birleşip ona lakap olmuş...

    1927 Yılında doğan Halaza lakaplı büyük oğlu Halil, anasının köyü Olucak'tan Zehra Hanımla evlendi. Osman adında bir oğluyla, Hatice adını koyacağı bir kızı oldu. Zehra Hanım, kızı altı yaşındayken 1956 yılında vefat etti... Kızı Hatice ileride, Hadımoğlunun Mevlüt eşi olacaktır, 1982 yılında vefat etti... 1945 Doğumlu oğlu Osman ise 1996 yılında öldü... Halaza kendisi de iki yıl önce, 1994'te ölmüştü; böylece o defter kapanmış oldu...

    Eyüp Çetin ile Azime Hanımın üç oğlu oldu. İbrahim, Mehmet ve Osman...

    1937 Doğumlu büyük oğluna İbrahim adını vermesinin sebebi olarak, Eyüpçetinin ana-dedesi İbrahim olmasından başka bir şey bulamadım... Hüseyin Ayas Hocanın kızı Emine ile evlendi. Emine Hanımla İbrahim, hala-dayı çocuklarıdır... 

    Beyefendi kişiliği ile tanınan İbrahim'e 'İbram Hoca' derlerdi. Üç oğlu, iki kızı oldu. Kızlarının büyüğü Kezban, Yonuzların Kerim oğlu Mehmet Ali eşi; küçüğü de Etemin Adem eşidir. 1961 Yılında doğan büyük oğluna koyduğu 'Adnan' ismi, Adnan Menderes'i düşündürüyor. Eğret'in ilk doktoru olacakken, mesleğini yapmaya ancak ölümünden birkaç yıl önce fırsat bulabilen  Dr. Adnan Çetin; 2020 yılında babasından kısa bir süre sonra vefat etti. Ortanca oğluna babasının adını koyduğundan, O ikinci kuşak 'Eyüp Çetin'dir. Küçük oğlu Aydın, Sağırmamutların Ziya kızı İsmihan ile evlendi... 

    Hem büyük dedesi Garamehmetin hem de ana-dedesinin adını alan Mehmet, Eyüpçetinin ortanca oğludur. 'Mehmet Hoca' olarak bilinir; çünkü uzun yıllar öğretmenlik yaptı. Hâzâ beyefendi, oldukça kibar, nazik bir insandır. Ağzından çıkmış kaba bir söz işitene rastlamadım... 

    Mehmet Hoca İncemehmet kızı Emine ile evlendi; Kümüğün Yusuf ve Tahirintopalın Hikmet ile bacanak oldular... Cengiz, Mustafa, Azime ve Fatih adında dört çocukları oldu. Büyük oğlu Cengiz, teyzesinin kızıyla evlendi... Ortanca oğlu Mustafa Deligızların Seydi Ahmet kızıyla evli... Mehmet Hoca ve çocukları İzmir'e yerleşikler; ama eşiyle birlikte yazları Anıtkaya'yı tercih ediyorlar...

    Eyüpçetin, 1942 yılında doğan küçük oğluna kendi babasının adı Osman ismini koydu. Gobakların Hasan kızı Hasibe ile evlenen Osman, Tunahüseyin ve Hamzaların Hamza ile bacanak oldular... Zahire ağırlıklı tüccarlık yaptı. Bir bakıma baba mesleğini sürdürmüş oldu; zira Eyipçetin de yıllarca pazaryerinin köşesinde bulunan dükkanında bakkallık yapmıştı. Dört kızı ve bir oğlu olan Osman'ın kızları Eğret'e gelin oldu, oğlu Murat da Çolakların Salim kızıyla evlendi. Uncuosman diye de lakaplanan Eyüpçetinin Osman, 2000 yılında vefat etti...

    Eşi Azime Hanım 1974 yılında, Garapaçanın Eyüpçetin ise 1978 yılında vefat ettiler...

    Süleyman

    Garapaçaların Osman'ın 1913'te doğan üçüncü oğlunun adı Süleyman... Yörükmehmet kızı Satı ile evlendi. Böylece Omarcıklardan Güdükizzet ve Araplardan Patırmamut ile bacanak oldular.  Bir kız ve üç oğlan, dört çocukları oldu...

    Garapaçanın Süleyman 1983 yılında vefat etti; eşi Satı Hanım ise 1999'da öldü. Dört çocuğunun durumuna bakacak olursak; en büyükleri ve üç oğlanın ablası Sultan, Corukların Gakgidi (Halil Oran) eşidir...

    Süleyman'ın büyük oğlu 1948'de doğdu, dedesi Osman'ın adını aldı. Garapaçaların Osman, Tekirgızıların Hasan kızı Selime ile evlendi. Üç kızı var, büyükleri ikiz... Şeker hastalığından muzdaripti, son zamanlarında gözleri de görmez oldu. 2021 Yılında vefat etti, eşi Selime Hanım ise 2023'te öldü...

    Garapaçaların Süleyman'ın ortanca oğlu ise Mehmet'tir. Onu da Terlemezlerden Derviş Mehmet kızı ile everdiler. Bir oğlu var, İzmir'de oturuyorlar...

    Ve küçük oğlu Rıfat'a geliyoruz. 1952 yılında doğmuş.... Adının Rıfat olduğunu mezar taşına öyle yazdırdıklarında öğrendik. Herkes onu 'Ülfet' olarak bilirdi. Ülfet, Yılıkların Süleyman kızı Mersiye ile evlendi... 2017 Yılında vefat etti...

    Bu çocukların dışında bir kız iki oğlu daha dünyaya gelmiş, ama onlar çok yaşamamışlar. 1947 Doğumlu kızına Ganikızı Kezban ninenin adını koymuşlar, çocuk bir yaşında ölmüş. 1956'da ise ikiz erkek çocukları olmuş; onlar da bir ve iki yaşındayken ölmüşler... 


    Bali Mehmet

    Garapaçaların Osman'ın 1918 yılında doğan en küçük oğlu, dedesi Garamehmetin adını aldı. 'Bali Mehmet' olarak tanındı. Omarcıklardan Arabeci kızı Rahime ile evlenen Bali, Omarcıkların Feyzullah ve Mardakların Hüseyin oğlu Mustafa ile bacanak oldu... 

    Balinin bir kız iki oğlan, üç çocuğu var. Kızı Zehra, Kirtişin Gocibanın Hasan eşidir... 

    Bali Mehmet, büyük oğluna kendi babasının adı olan Osman ismini koydu. 'Balinin Osman' diye bilinir. Eski şoför esnaflardandır ve şimdi bu işini kendi adını taşıyan torunu sürdürüyor...

    Balinin Osman, Kekeç Halil kızı Fadime Hanım ile evlendi. Ana babasının adlarını verdiği bir kız, bir oğlu var. Kızı Rahime, Delibayramın Adem eşidir. Oğlu Mehmet'i kendi amcaoğlusu Osman Çetin kızıyla everdi. Mehmet'in de Osman ve Kübra adlarında iki çocuğu var..

    Bali Mehmet'in küçük oğlu Asım 1954 yılında doğdu, 'Balinin Asim' diye biliniyor; lakin İstanbul'da yaşadığı için Anıtkaya'da çok tanınmıyor. Oysa Türk Sporunda önemli bir yeri var. Bir defa Anıtkaya kökenli ilk milli sporcudur; maraton ve yarı maratonda koşarak Türkiye'yi temsil etti. İkinci olarak; şu anda Türkiye'deki bir kaç 'Beşinci Kademe Atletizm' Teknik Direktöründen biridir. Bu anlamda, yetiştirdiği sporcuların sportif takibi ve danışmanlığı amacıyla memleketi dolaşmaya devam ediyor... Bir başka özelliği, Beşiktaş Jimnastik Kulübü ve Fenerbahçe Spor Kulübünün 100. Yılında görev almış tek kişi olmasıdır. Bu görevleri sebebiyle yine ülkenin her yanını karış karış dolaştı... Zeytinburnu Belediyesi bünyesinde her yıl düzenlenen Cumhuriyet Koşusunun organizasyon sorumlusu olan Asım Çetin, bu tip milli ve sosyal projelerle çalışmalarını sürdürüyor... Mehmet, Akif ve Arzu adında üç çocuğu var; İstanbul'da oturuyor...

    Balinin bu üç çocuğundan başka iki kızı da küçükken vefat etmişler. 1947 Yılında doğan kızına Kezban adını vermişler, çocuk dört yaşında ölmüş. 1957'de yine bir kızı olmuş, yine Kezban adını vermiş; lakin O da üç yaşında ölmüş... Bu isme düşkünlük Ganikızı Kezban Nineye olan saygıdan kaynaklanıyor ve bütün Garapaça çocuklarında görülüyor... Biraz da o hatıranın taze olmasıyla o dönem doğan kız çocuklarına bu isim mutlaka veriliyormuş. Çünkü Ganikızı Kezban Hanım 1945 yılında vefat etti...  

    Balimehmet de 1974 yılında öldü. Eşi Rahime Hanım ondan sonra kırk yıl daha yaşadı ve 2014 yılında vefat etti..

    Garamehmetin çoraplarına çektiği tozluk, yahut Ümmühan Ninenin şalvarına yaptığı uzatma paçalar sonucu Garapaçalar olarak lakaplanan sülale, ÇETİN soyadını taşıyor. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder