31 Mayıs 2022

Selimler

     
    Eğret'in 1830-40 arasındaki vergi mükelleflerini gösteren belgede ilk sıraları şimdiki ve önceki iki imama ayırmışlar. Ondan sonra Hacılar ve Veyisler sülaleleri kaydedilmiş, hemen ardından 10 ve 11. hanelerde ise Selimoğlu Hacı Ali çocukları yer alıyor. Seksen hanelik Eğret köyünün erkek nüfusu bakımından en kalabalık hanesi o an için Selimlerdir...

    Bu belgeden sonrasına ışık tutmak için elimizde 1841 tarihli bir tereke kaydı var. Varisler arasında asker yahut reşit olmayan çocuk varsa mal paylaşımı konusunda devlet devreye girerek o varislerin hissesini güvence altına alıyor. Henüz Eytam Sandığı oluşmamış; miras paylaşılırken çocuklara, hazır bulunmayanlara haksızlık yapılmasın isteniyor. Tereke kaydı tutulmasının sebebi bu. Bir bakıma günümüz veraset ilamına karşılık geliyor.

    Adı geçen  belge Selim oğlu Hacı Ali'nin vefatı üzerine düzenlenmiş, varisler arasında çocuk yok; ama bir asker var. Bizim için önemli olan yanı, Selimler sülalesiyle ilgili en eski belge olması. Sülale incelemesini yaparken bunu esas alacağız. İşte metin:

    'Eğret köyünde sakin iken bundan önce vefat eden Selim oğlu Hacı Ali'nin veraseti; nikahlı eşi İbrahim kızı Fâtıma Hanım ile yetişkin oğulları İbrahim, Bektaş, Mustafa, Hasan, Hüseyin, Halil ve birliğinde görevli Osman; yetişkin kızları Hafize, Aişe, Emine ve Hatice’ye ait olduğu... hazır bulunmayan Osman'ın hissesine kardeşi İbrahim vasi ve kayyum tayin edildiği...'


    Yedi erkek dört kız, toplam onbir kardeş var. (Terekeye girmeyen Mehmet adında bir oğlu daha vardı, babasından hemen önce ölmüş olmalı.) Büyük ihtimal 1841 yılında bu kardeşlerin tamamı evli, çoluk çocuk sahibiydiler. Babaları sağ olduğu için birlikte yaşıyorlardı, onun ölümüyle her biri yeni bir hanenin reisi oldu. Bu bir varsayım; ama günümüzün kalabalık Selimlerini başka türlü izah etmek de mümkün görünmüyor.

    Yukarıda bahsettiğim ilk belgeye geri dönersek Selimoğlu Hacı Ali hakkında küçük bir kaç ayrıntı bilgisi bulabiliyoruz. 'Uzun boylu, ak sakallı' Hacı Ali kaydedilirken 76 yaşında olduğu belirtilmiş. Bu bilgi bizi onun doğum tarihi olarak 1755 yılına çeker. Eğer babasının adı Selim idiyse onun doğumu da hesap edilsin. 

    Bana göre sülaleye adını veren ilk Selim, Hacı Ali'nin babası değildi; onu daha eskilerde aramak gerekir. Eğer babasının adı olsaydı onca oğlundan birinin adını mutlaka Selim koyardı. Hatta göreceğiz, kalabalık Selimler sülalesinin geçmişinde bu isme pek rastlanmıyor, demek ki ilk Selim çok eskilerde kaldı; belki 17. yüzyıl...

    Tekrar terekeye dönelim; belge derinlemesine düşünüldüğünde bir çok soruya cevap teşkil edebilir. Misal, Arzılar için anlatılagelen on erkek kardeşin yanında bir kız (Arzı) efsanesinin temelini bu aile oluşturuyor olabilir. Burada toplam onbir evlat var; öte yandan Selimoğlu Mustafa'nın çocukları olarak Arzı'nın on erkek kardeşi olduğuna dair bir iz de bulunmuyor. Buna benzer boşluklar bir yana, kesretten kinaye olarak olaydaki sayılar kulaktan kulağa bu şekilde yayılmış olabilir.

    Terekedeki ıvır zıvırı bir kenara bırakıp Selim oğlu Hacı Ali'nin onbir çocuğuna bıraktığı hayvan varlığına bakalım:  1 kısrak, 1 kır tay, 2 sıpalı merkep, bir çift orta camız, iki çift kötü camız, 3 çift kara sığır, 1 camız ineği, 1 malak, 3 taze buzağılı koca inek, 2 düğe, 7 buzilici inek, 3 iki yaşında tosun, 172 koyun, 86 erkek şişek, 96 gancık keçi, 20 erkek çebiş, 55 oğlak, 95 toklu, 6 koç...

    1841 Şartlarına göre gayet iyi bir miras gibi görünebilir; lakin veresenin 7 erkek ve dört kızdan oluştuğu unutulmamalı. Bir de anaları var tabi... 

    180 Yıl önceki terekenin durumu bu. Günümüzdeki Selimler ile bağlantılı olan sülaleler ise şöyle: Çolağömerler, Arzılar, Hamzalar, Dayılar, Yonuzlar, Tekirgızılar, Samancılar, Bulduklar, Kemikler, Paşagızılar, Esnanlar, Melezler, Keçiler... 

    Bu sülalelerin tamamını yukarıdaki tereke bazında teker teker ele alacağız.

    Bununla beraber 1830 kaydında başka bir Selimoğlu hanesi daha bulunuyor. Listenin sonlarına doğru 78. sırayı işgal eden Selimoğlu Selim, 'uzun boylu, sarı sakallı' ve kırk yaşında diye tarif edilmiş. 1790 Yılında doğduğu anlaşılan bu Selimoğlunun kendi adı da Selim ve 'yekçeşm' diye not düşülmüş. Bir gözü kör anlamına gelen bu ikinci Selimoğlunu ilkinden ayırmak için 'Sarıselim' yahut 'Körselim' denilebilir. O kayıtta beş yaşında Mehmet adında bir oğlu var, başka da yok... Yani ilk Selimoğlu hanesi ne kadar kalabalıksa Sarıselimler de o kadar az...

    Yirminci Yüzyıla çocukları Gılindir, Gocaguliz ve Ümmününseydi olarak yansıyan bu Körselimler torunları da Selimlerden biliniyor. O halde bu iki Selimoğlu hanesini akraba kabul edeceğiz; belki de kardeştiler, yahut emmi çocukları...

    


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder