01 Haziran 2022

Dayılar


    Selim oğlu Hacı Ali'nin terekesine göz gezdirirken, oğulları ve kızlarının tamamının yetişkin olduğunu, hatta hepsinin evli barklı insanlar olabileceğini düşünmüştük. Belgede onların yaşları hakkında bir bilgi yoktu; ama 11 çocuğun her birinin arasında 2 yıl olsa, büyüğü ile küçüğü arasında ortalama 25 yıl fark var demektir. Elbette birilerinin evli barklı olması gerekir. Gerçi yaş sırasına göre bir sıralama yapılmamış, hangisinin büyük hangisinin küçük olduğu çıkarılamıyor. 

    Hacı Ali'nin ev bark sahibi oğullarından biri olan Hüseyin, Emine Hanım ile evliydi. Babasının vefat ettiği 1841 yılında bir oğlu dünyaya geldi, adını Bekir koydular. Dede Hacı Ali'nin ölümünden sonra yeni bir sülale böylece başlamış oluyordu.

    Oğulları Bekir'i aslen Afyonlu Havva ile evlendirdiler. Afyonlu derken, Şeherlioğlu kardeşler olarak Afyon'dan gelip Eğret'e yerleşen Hadımoğlular, Şemşiler ve Gadıngızlarla bağlantılı olduğunu da belirtmek lazım... Havva'nın ablası Fatma da Gavalcılarda Halil İbrahim'in eşiydi. Yani Selimlerin Bekir ile Gavalcıların Halil İbrahim bacanak oldu. Bu Gavalcı H. İbrahim, Kümük İbrahim ile Bokuşak Ahmet'in dedeleridir.

    Havva Hanım hakkında bir not daha... Sonraki kayıtlarda ismi Fadime olarak geçiyor. İki kaydın birisinde mutlaka bir yanlışlık var. Torunlarının beyanını esas alarak doğrusunun Havva olduğunu düşünüyoruz.

    Havva Hanım ile Bekir'in bir kız bir oğlan iki çocukları oldu. Kızları Şerife 1881 yılında doğduğunda Bekir 40, Havva ise 37 yaşında. Erken evlenilen o döneme göre ilk çocukları için hayli geçkin yaştalar. Belki de öncesinde doğan çocuklar yaşamadı, yahut haklarında bugüne bilgi ulaşmadı; bu seçenek akla daha yatkın görünüyor... Tam burada onların kızı olduğunu düşündüğümüz Hanım adında bir karşımıza çıkıyor. Kocalioğlu Mehmet'e ikinci eş olarak varan Hanım'ın 1895 yılında Ahmet adında bir oğlu olmuş ki Cihan Harbi şehidi olduğu düşünülüyor. O aileden başka kimse kalmamış ve Hanım 1932 yılında soyadı almaya fırsat bulamadan vefat etmiş. Yaşasaydı, kocası ve tek oğlu vefat etmiş bulunduğundan Yola soyadını mı alırdı acaba?...

    Selimoğlu Bekir 1920-25 arasında vefat etmiş, bu sırada seksenin üzerindeymiş. Eşi Havva Hanımın vefat tarihini ise biliyoruz; 1946... Bu, vefat ettiğinde onun yüz yaşını aştığı gösterir... 

    İki çocuklarından devam ediyoruz. Şerife, Selimlerden Kemik Ali ile evlenecek ve Turabilerden Capbak Osman'ın kaynanası olacaktır...

    Dayı

    Oğulları Hasan Hüseyin Şerife'den çok küçük, 1894 yılında doğdu. Dedesi Hüseyin'in adını koymuşlar... Öyle ama, seslenirken dedesinin adını kaldırıp sadece 'Hasan' diyorlarmış. Bir de eski Türkçe harflerle yazarken Hasan ile Hüseyin birbiriyle karıştırılıyor, okurken hakeza. Üstelik bu isimlerin ikisi de aynı anlamda. Diyeceğim, Hasan Hüseyin'in isminde sürekli bir karışıklık olmuş...

    İsmindeki karışıklığı bir nebze çözüme kavuşturan lakabı olmuş. Zamanla adını hiç anmadan 'Dayı' demeye başlamışlar. Onun bu lakabı sonraları çocuklarının oluşturduğu sülalenin de adı haline gelmiş; 'Dayılar' demişler. Amma Hasan Hüseyin dayıya neden dayı denildiği hususunda kimsenin bir fikri yok. Kendisine öyle hitap edecek fazla yeğeni bulunmuyor... Yürüyüşünde, konuşmasında kabadayı edası da yok, gayet efendi bir insan... Yalnız bazen tatlı şakalar yapmaktan geri durmuyormuş...

            Burada torununun tahmini hem mantıklı hem de eldeki tek veri olarak kayda geçirilmelidir. Resmi kayıtlarda 1310 doğumlu görünen Hasan Hüseyin aslında 1307/1891’liymiş. 1911 Yılında akranları gibi askere gitmeyi beklerken yaşı tutmadığı gerekçesiyle almamışlar. Torunu Dayıoğlu Vahit, bunun sebebi olarak boyunun küçüklüğüne yorsa da gerçek karışıklık doğum tarihindedir… Böylece üç yıl arkadaşlarından ayrı köyde kalmış. Resmen askerlik dönemi geldiğinde ise yaşını oldukça almış görünüyor. Bir de Cihan harbinin başladığı o sene seferberlik ilan edildiği için eli silah tutan herkesi, 16-17 yaşında çocukları bile silah altına aldıkları için bu onların arasında çok yaşlı duruyor. Bu yüzden ‘Dayı’ diyorlar, böylece ömür boyu taşıyacağı lakabnı bulmuş oluyor…

    Kendisi sağlığında tam 35 yıl çomak salladığını, yani çobanlık ettiğini söylemiş. Koyun güttüğü döneme dair, biraz da onun muzipliğini yansıtan bir olay anlatırlar. Sakaların Hüseyin'i yanına çoban çırağı olarak almış. Ya da 'Bu senin yanında gelsin gitsin biraz.' demişler... İşe alışamamış veya kırdaki yaşantıya uyum sağlayamamış olacak ki ayakta uyumaya başlamış Hüseyin. Değneğine yaslanmış öylece uyuyor... Bunu farkeden Dayı, 'Kırrt!' demiş de değneğin beline kendi değneğini öyle bir indirmiş ki... Hüseyin doğal olarak yüzüstü yerde... Az ilerleyince de acemi çobana takılmış 'Hüseyin, az önce benim eşşeği ürküttüydüm, ne tarafa gitti?...'

    Dayı, Şeherlioğlu Kedimehmet kızı Ayşe ile evlendi. Şeherlioğlularla bağlantıyı Havva Hanımdan hatırlarız, yine de Kedimehmetin Ayşe'den biraz söz etmeliyiz; çünkü Dayıya gelmeden önce bir evliliği var... Önce Mollahmetler/Müdüroğlulardan Kamil'e vardı. Henüz çocukları filan yokken eşi Çanakkale'de şehit oldu... Bu yüzden Dayı onun ikinci eşidir...

    Ayrıca Ayşe Hanımın Fadime adında bir de ablası vardı ki Bükürlerin Mehmet'e varmıştı. Kocası öldükten sonra Dandır'a kocaya vardı; ama neticede Buydeycigadir eşi Feride'nin ninesidir... Tek erkek kardeşi Gadıngızın kocası Ahmetçavuştur...

    Dayı ile Ayşe Hanımın üçü erkek ikisi kız, beş çocukları oldu. Bunlar Bekir, Halil İbrahim, Emine, Mehmet ve Rabia'dır. Bu beş çocuğun ilk üçü erken vefat etti, sağ kalan Mehmet ve Rabia oldu. En büyükleri Bekir, 1914 doğumluydu. 'Gavur' gittikten sonra Eğret'te hastalanıp ölen çocuk sayısı çok fazladır. Bekir de onlardan birisidir, 1926 yılında vefat etti. Kardeşleri Halil İbrahim ile Emine de erken öldüler. Geriye Mehmet ile Rabia kaldı. Selimlerden Tekirgızıların Hasan'a varacak olan Rabia'ya Refiye de diyorlar, 1979'da 55 yaşında vefat etti...

    Dayıoğlu

    Dayı Hasan'ın hayatta kalan tek oğlu Mehmet 1930 yılında doğdu, Terlemezoğlu Yusuf kızı Havva ile evlendi. Havva Hanım, Terlemez Hocanın kardeşidir; anaları ayrı tabi. Havva'nın anası Şerife Hanım, Sarıcaovalı; yani Çerkez...

    Dört oğlan bir kız, beş çocukları oluyor Mehmet ile Havva'nın... En küçükleri Yasemin, Yahyaların Yahya Diril eşidir... Dayının Mehmet1985 yılında, eşi Havva Hanım ise 2021 yılında vefat ettiler. Şimdi oğlanlara bakalım...

    Dört oğulun en büyüğü Adem, Deliahmetin kızı Ayşe ile evlendi. Erkan, Serkan ve Dilek adlarında üç çocukları var. İzmir'de oturuyorlar... İkinci oğlu Halil 1954'te doğdu, Arzılardan Beygirlinin kızı Fatma ile evlendi; iki oğlu var: Mehmet ve Dalyan. Kendisi 2022'de vefat eden Halil'in çocukları Anıtkaya dışında oturuyorlar...

    Diğer iki oğlu Anıtkaya'dalar. Bunların büyüğü Vahit, namı diğerle 'Vahit Usta'... Ustalığı tornacı olması sebebiyledir. Çıraklık ve kalfalık dönemini İzmir'de tamamladıktan sonra dükkan açmak için Anıtkaya'yı tercih ediyor. O yıllarda Anıtkaya'da torna tezgahı kurarak bir atölye açmak büyük ve riskli bir şey... Emek ve gayretle girilen riske değiyor; Vahit Usta çevrede tanınarak marka oluyor. O marka 'Dayıoğlu'dur... Şimdi Anıtkaya'da, gerek mesleki gerekse fiziki, bir sanayi varsa; bunda Vahit Usta'nın payı büyüktür...

    Vahit Usta, Şarapçının kızı Nevin Hanım ile evlendi. Şarapçı (İbrahim Seçen) de Selimlerden olduğu unutulmamalı. Çocukları; Fatma, Nihal, Havva ve Mehmet.

    Vahit Ustanın ve oğlanların en küçüğü, dedeleri Dayının adı olan Hasan ismini taşıyor. 'Dayıların Hasan' veya 'Elektrikçi Hasan' olarak bilinir. Elektrikçiliğinin yanında bir dönemin meşhur cambazlarındandır... Terlemezlerin Mehmet kızı Hacer ile evlendi. Hacer Hanım, dayısının kızı olur. Fadime ve Mehmet adında iki çocukları var, Anıtkaya'da yaşıyorlar... 

    Eşi Kedimehmetin kızı Ayşe Hanım 1973; kendi lakabını sülale adı haline getiren Dayı Hasan ise 1983 yılında vefat ettiler... Vefatından yarım asır önce, 1934 soyadı uygulamasında Dayılar sülalesi için seçtikleri isim YOLA...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder