13 Nisan 2022

Hacılar

 

    Arzımanoğullarının tümüne 'Hacılar' deniliyor; ama öyle deyince ilk akla gelen de Arzımanoğlu Mehmet'in çocukları oluyor. Bu kardeşler; iki ucundan karşılıklı Sağırların Oda ile Çatalların Odanın başlattığı, Bunar istikametinde uzanan caddenin sol yanına sıralanmışlar. İşte bu yüzden zaman zaman bu caddeye 'Hacılar Aralığı' deniliyor.

    1830'lu yıllardaki kayıtlara göre o dönemde Eğret'te Arzımanoğlulara ait üç hane var. İlkinin reisi Hacı Mehmet Oğlu Hacı Mehmet, 1750 doğumlu... Kayıt esnasında 90 yaşında bir pir-i fani... Oğulları öncesinde vefat etmiş, sağ kalan Ahmet adındaki tek oğlu henüz 3 yaşında...  Herhalde o da vefat ediyor ki, bu Mehmet oğlu Mehmet çocukları günümüze ulaşamamış.

    İkinci Arzımanoğlu hanesi, Hacı Mustafa oğlu Mehmet'tir. 1824 Yılında doğan bu Mehmet'in kayıt esnasında henüz bıyığı terlememiş, dolayısıyla evli değil. İleride kendisine Küçük Mehmet denilecek ve bir asır sonra Yetimlerdeki bütün Mehmet Azbay'ların atası olacaktır.

    Üçüncüsü Arzımanoğlu Hacı Ali'nin hanesidir. Hacı Ali de yaşlı, 90 yaşında; lakin onun ev bark sahibi iki oğlu ve kendi adını taşıyan bir torunu var. Oğlu Abdullah kanalıyla Kelahmetlere; büyük oğlu İdris'ten torunu Ali vasıtasıyla da Davılcıarifler, Kelaliler, Çullular ve Hacılara varılıyor.

    Hacı Ali'nin büyük oğlu İdris, 1800-1810 arasında doğmuş. Onun oğlu Ali ise 1835 doğumlu... Rabia Hanım ile evleniyor... Konumuz olan Hacılara yaklaştık... Mehmet, Arzımanların Ali ile Rabia'nın çocuklarıdır. 1856 yılında doğdu. Emirhanoğlu Ahmet kızı Hafize ile evlendi. Böylece Omrarcıkların büyük dedesi Hüseyin ile bacanak oldular.

    Birisi kız üç çocukları oldu. Bunların büyüğü Ahmet 1881 yılında doğdu; ortanca Mustafa 1885, küçükleri Rabia ise 1886 doğumlu... Ahmet ve Rabia, Mehmet'in anne ve babasının adları... İsmi 'İrebiye' şeklinde söylenen kızı, ileride Arzımanoğlu Mustafa'yla evlenerek Çullu Ahmet'in anası olacaktır.

    Mehmet'in küçük oğlu Mustafa, başka bir Arzımanoğlu Hacı Murat kızı Emine ile evlendi. 1908 yılında Huriye adını verecekleri bir kızı doğdu. Bundan sonra Arzımanoğlu Mustafa'yı göremiyoruz. Çanakkale veya Cihan Harbinin diğer cephelerinin birinde kalmış olmalı. Çanakkale Şehitleri listesinde baba adı ve doğum tarihi tutan; ancak memleketi belirlenemeyen bir Mehmet oğlu Mustafa var; 9. Fırka Seyyar Hastanesinde 24 Nisan 1915 günü şehit olmuş... Galiba kızı Huriye de bir süre sonra vefat ediyor. Eşi Emine ise Mardakların Hasan ile evlenip Hatca Mehmetin anası olacak.

    Bizi bugünkü Hacıların Aralığa götürecek olan asıl kişi Arzımanoğlu Mehmet'in büyük oğlu Ahmet'tir. Şimdi sıra ona geldi. 1881 yılında doğdu. Hacı Mehmet kızı Ayşe ile evlendi. Ayşe Hanım, Hacımahmutlardan Hafız Mehmet'in halası oluyor. (Gara Ayşa diye bilinen Ayşe Hanım, 1959 yılında vefat etti.)

    Ahmet ile Ayşe Hanım'ın üçü kız, yedi çocukları oldu. Büyük kızları Halime'yi, Guycuların Osman'a verdiler; ileride Garaburunun anası olacak. Onun küçüğü Ayşe,  Hacemirlah eşi olacaktır. En küçük kızı Hatice ise en küçük oğlu Arzıman'ın ikizidir; Hamzaların Hamza oğlu Mehmet Ali eşi olacak...

    Küçük kardeşi Mustafa'nın şehadet kaydını Çanakkale şehitleri arasında görüyoruz; ama diğer cephelerde verilen kayıplarla ilgili herhangi bir çalışma yapılmamış. Bu yüzden Mehmet oğlu Ahmet'in şehadetine dair bir kayıt bulunamadı. Cihan harbinde kaldığı, bir daha Eğret'e dönmediği kesin.


    KELSALEK

    Oğullarının büyüğü Salih 1900 yılında doğdu. Hacımahmutlardan Feride ile evlendi, karısıyla hala-dayı çocukları oluyorlar. İsmi halk arasında 'Salek' biçiminde söylendiği ve biraz da saçları döküldüğü için lakabı 'Kelsalek' oldu. 'Kelsaleğin Guyu' ve 'Kelsaleğin Çeşme' onun eserleri... 1979 yılında kendisi, 1990'da da eşi Feride Hanım vefat ettiler...

    Kelsaleğin ikisi kız beş çocuğu oldu. 1928'de doğup yedi yaşında ölen kızının adını sonradan doğan kızına vermiş... O tek kızı Münevvere, Kırtişoğlu Apilin küçük oğlu Mevlüt (Dıkma) eşi oldu. Oğullarının en küçüğü Mehmet 1944 doğumluydu, 1955 yılında genç yaşta vefat etti...

    Kirli
    Büyük oğlunun adı Cemal... Cemal'ı Çakır Mehmet kızı Cemile ile everdiler. Kelsaleğin Cemal'ın adı pek kullanılmadı halk arasında. Daha çok 'Kirli' lakabıyla tanındı... Kirlinin de ikisi erkek, yedi çocuğu var. Kızları... Şerife, Halimenin Mehmetin İlyas eşi; Elveda, Kölgecilerin Remzi eşi; Fatma, Çakırların Muharrem oğlu Mehmet eşi; Ayşe, Canavarcının Ömer eşi oldu. Küçük kızı Aygün ise Kumartaş'a gelin gitti... Kızların evliliklerinde dikkatten kaçmaması gereken hususlar var. Evvela, Halimenin Mehmet ile Çakır Mehmet emmi çocukları; ikisi de aynı dedenin adını almışlar. Şerife ile İlyas evliliğinde böyle bir akrabalık var. Elveda ile Remzi, teyze çocukları; Fatma ile Mehmet de Hala-dayı çocukları oluyor...

    Kirlinin oğullarına bakalım. Büyüğünün adı Mehmet... Hem Kirlinin genç ölen kardeşini, hem Kelsaleğin dedesini, hem de Çakır Mehmet'i çağrıştırır. Kirlinin Mehmet, Pafıldak Mahmut kızı Seviye ile evlendi. (Seviye ile Mehmet teyze çocukları.) İleşberliğin yanında ayakkabıcılık yaparak yavaş yavaş esnaflığa da adım attı. Ahmet ve Cemile adında iki çocuklarını 1990'daki bir trafik kazasında kaybettiler. Allah onlara bir Ahmet ile bir Cemile daha verdi... Kirlinin Mehmet şimdi bakkal...

    Kirli küçük oğluna babası Kelsaleğin adını koydu. Salih, İmam Hatip eğitimi aldı ve imam oldu. Bu yüzden kendisini 'Salek Hoca' diye bilirler. Salih Hoca, Çakırların Hacapo kızı Ayşe ile evlendi. Ayşe Hanım ile hala-dayı çocuğu oluyorlar. Cemal, Fatih, Ahmet ve Yavuz adlarında dört oğulları var... Hacılar Aralığının sonunda bulunan Yeni Cami'ye bazen 'Kelsaleğin Cami' derler. Salih Hoca, işte dedesinin adıyla anılan bu camiye atandı ve buradan emekli oldu. 

    Eşi Cemile Hanımın 2008'deki vefatından tam on yıl sonra, 2018 yılında Kirli de vefat etti...

    Şaban
    Kelsalek, küçük oğlunun adını Şaban koydu. Şavban ayında doğmuş olabilir. Lakabı yoktu, 'Kelsaleğin Şaban' diye anılırdı. Garametlerin Sarışükrü kızı Azime ile evlendi. Bir kız iki erkek çocukları oldu. Kızlarının adı Ayşe, Daldalların Gariban oğlu İbrahim ile evlendi.

    Büyük oğlu, ölen amcasının adı olan Mehmet adını aldı. Adıyla değil 'Parlak' lakabıyla tanınır. Gobakların Apak kızı Hüsniye ile evlendi. Annesi Azime'nin adını verdiği tek kızları Gocakazımın  Hilmi'nin oğlu Salih eşidir. 

    Küçük oğulun adı Talip... Arapşükrü oğlu Muhittin'in kızı Hanife ile evlendi. Büyüklerinin adı Şaban olan üç oğlu var.

    Kelsaleğin Şaban 2015 yılında vefat etti...


    ÇAPITÇI HAFIZ

    Arzımanoğlu Ahmet'in oğullarının ikincisi, 1903 doğumlu Süleyman. Lakabı 'Çapıtçı Hafız'... Neden böyle denildi bilinmiyor; ama hafız olduğu kesin. İlim tahsil ettiği, bir çok değerli kitap sahibi olduğu söyleniyor. 

    Hafız Süleyman, önce Ali kızı Şerife ile evlendi. Onun erken vefatı üzerine Amcaların Yahya kızı Hacer ile evlendi. Kendisi 1956 yılında vefat etti. Eşi Hacer Hanım ise 13 yıl sonra, 1969'da öldü... 

    İkisi kız, biri oğlan üç çocukları oldu. Kızları Fahriye'yi Şaşdımoğlu Mevlüt'e, Muzaffere'yi ise Hacapdıramanların Hacı Abdil oğlu Yakup'a verdi. (Fahriye ile kocası Mevlüt Şen, teyze çocuklarıdır. Ayrıca 1938'de doğup dört yaşında vefat eden Sare adında bir kızları olduğu bildirildi...)

    1930 Yılında doğan tek oğlunun adını Şerafettin koydu ve onu Hatiplerin Deliahmet kızı Sevim ile everdi. Şerafettin, hep motorlu araçlarla haşır neşir oldu. Ortak da olsa Eğret'te ilk traktör alan kişiydi. Kamyonuyla uzun yıllar nakliyecilik yaptı. Tamahkar olmadı; az olsun ama helal olsun, diye düşünerek hem vakit geçirdi hem geçimini sağladı. Son yıllarına kadar kamyonuyla kömür ticareti yaptı. Eşi Sevim Hanım 2009 yılında ölmüştü, Şerafettin ise 2016'da vefat etti...

    Sevim Hanım ile Şerafettin'in ikisi erkek, yedi çocukları oldu. Önce kızlarına bakalım. Nuriye, Kantinlerin Ahmet eşi; Sare, Yılıkların Uzun Mehmet eşi; Satı, Hamzaların Süleyman eşi; Ayşe, Curağın Hüseyin eşi ve Hacer, Takgasların Mehmet Hoca oğlu Hasan eşidir.

    Şerafettin, büyük oğluna babası Çapıtçı Hafızın adı Süleyman'ı koydu. Gocakazım kızı Seviye ile evlenen Süleyman'ın da iki kız bir oğlu oldu... Şoförlük yapan Süleyman, rahatsızlığının kanser olduğu geç anlaşılınca, deva bulamayıp genç denecek yaşta 2001 yılında vefat etti. Kızları Sebile, Garaçaylının Mahmut oğlu Kazım eşi; Cemile de Takgasların Berberhüseyinin Aziz'den torunu Hüseyin Öncül eşidir. Tek oğlu Nail, Anıtkaya dışından evlendi, Afyon'da yaşıyor...

    Şerafettin'in küçük oğlu Metin... Garaçaylının Mahmut kızı Emine ile evlendi. Emine'nin kardeşi Kazım da Metin'in yeğeni Sebile'yi almıştı. Buradaki akrabalığın temelini bir daha hatırlatmak gerekecek. Aslında bu, dedelerin akrabalığıdır, şöyle ki; Garaçaylının babası ile Çapıtçı Hafızın anası kardeş... Bitmedi, bu kardeşlerin ninesi de Amcalardan Fatma Hanım... E, Çapıtçı Hafızın eşi Hacer de Amcalardan... Akrabalık öyle böyle değil yani...

    Metin ile Emine'nin iki oğlu bir kızı var. Büyük oğlunun adı Enes. Babası Şerafettin'in adını koyduğu küçük oğlu Afyon'dan evlendi. Kızına da anasının adı Sevim'i verdi...


    KELİDİRİZ

    Arzımanoğlu Ahmet ile Ayşe Hanımın oğullarından üçüncüsü İdris'tir. 1912 yılında doğdu. Deliveyisin Süleyman kızı Hatice ile evlendi. Hatice Hanım, Hamdi Hoca ile Çapar Mehmet Dadak'ın ablalarıdır. Adı Eğret'te 'İdiriz' telaffuzu ile söylendiğinden lakabı 'Kelidiriz' idi.

    Afyonlu Demirci Salih Usta, Macur'a yerleşmeden önce bir müddet Eğret'te çalışmış. Bu arada birçok kişiye bu zanaatı öğretmiş. Kelidiriz de ondan demircilik öğrenenler arasında diye anlatılıyor. Evinin altındaki demirci dükkanında sürekli birileri körük çeker, örsten yükselen 'Tan! Tın! Tan! Tın!' sesleri Hacıların Aralığı doldurur, dükkanın önünde ıvır zıvır eksik olmazdı. Bu yüzden 'Demirci Kelidiriz' de derlerdi. Demircilik zanaatı sonra oğlu Ziya'ya da sirayet etmiş, kendisinden sonra o da bir müddet bunu sürdürmüştü... Kelidiriz ile eşi Hatice Hanım, 1986 yılında arka arkaya vefat ettiler...

    Hatice Hanım ile Kelidirizin üçü erkek, sekiz çocukları oldu. Kızlarından Fadime, Kösenin Veli eşi; Şerife, Çullunun Mehmet eşi; Mükerreme, Arzıların Veysel eşi; Sare, Hassönlerin Gırhasan eşi olurken; Ayşe de Anıtkaya dışına gelin oldu. 

    Kelidiriz, 1932'de doğan büyük oğluna babasının adı Ahmet ismini koydu. Eğret'ten Kore'ye giden birkaç kişiden biri olduğu için; adından ziyade 'Koreli' lakabıyla tanındı. Araparif  kardeşi Nazmiye ile evlendiyse de çocukları olmadan ayrıldılar. Daha sonra İzmir'e yerleşti, oradan evlendi ve 1991'de orada vefat etti.

    Ortanca oğlu Ziya... Hamzaların kızı Azime ile evlendi. 'Demirci Ziya' diye bilindi... Benim hafızama, Ramazan gecelerinde Kelsaleğin Camide amcaoğlusu Bahattin ile ikili müezzinlik yapmalarıyla kazınmışlar. Ses ve makamlarını birbirine iyi uydurur, dört rekat aralarında cemaate nefes aldırırlardı... 

    Demirci Ziya'nın ikisi kız, altı çocuğu oldu. Kızlarından Mürşide, Hassönlerin Gırasan gelini idi, yani evlilikleri hala-dayı çocuğu yakınlığındaydı...  Küçük kızının adı Hatice... 

    Büyük oğlu Süleyman, Yetimlerin Mevlüt kızı Selime ile evlendi; dedesinin adını alan İdris, Hamzaların Süleyman kızı Betül'ü aldı. Onlarınki de hala-dayı çocuklarının evliliğidir. Mehmet, Şaşdımoğlu Ramazan ile bacanaktır. Demirci Ziya'nın en küçük oğlunun adı ise Adem...

    Kelidirizin küçük oğlu Davut, 'Delidavut' diye tanındı. Tahtalının kızı Fadime ile evlendi. Aygün, Hatice ve Harun isimlerini verdiği üç çocuğu oldu; 2016 yılında vefat etti...


    KELARZIMAN

    Arzımanoğulları denilen Hacılar sülalesinde Arzıman adını taşıyan iki kişiden birisidir. (Diğeri Kelahmetlerin Arzıman idi.) Galiba şu anda Anıtkayalılar içinde bu adı taşıyan yok... Arzımanoğlu Ahmet'in dördüncü ve en küçük oğludur.  1912-1914 Arasında bir tarihte doğdu. Belki o doğmadan babası cepheye koştu. Torunlarının anlatımına göre 'Hiç baba yüzü görmedim' demiş. İşgal yıllarını anlatırken de;
    Karlı dağdan top atıldı, duymadın mı Kemal Paşa!
    Yunanistan'a karıştı, duymadın mı Kemal Paşa!
dizelerini tekrarlar dururmuş...

    Abileri gibi ona da kel lakabı takıldı ve 'Kelarzıman' diye bilindi. Çorbecilerin Haceli kızı Hafize ile evlendi. Hafize Hanım, Şebekahmetin kardeşidir... Kelarzıman 1995'te, Hafize hanım ise 2002 yılında vefat ettiler... Kızları yok, dört tane oğulları oldu. Ayrıca delikanlılık döneminde ölen iki de oğlu var. Bunlardan ilki Ahmet, 1938'de doğup 1964'te ölmüş. Mehmet Ali ise, 1960 yılında 19 yaşındayken vefat etmiş...

    Büyük oğlu Bahattin, Hacemirlah kızı İsmihan ile evlendi. İsmihan ile Bahattin, hala-dayı çocuğu... Ömrünün son yıllarında kendisine 'Garip' lakabı takılmıştı, 2022'de vefat etti... Onların da iki oğlu oldu; büyüğü Mehmet Ali, küçüğü Remzi... 

    Mehmet Ali, Dıkmanın kızı (Kelsalek torunu) Elveda ile evlendi. Bir kız, bir oğulları var. Kızları Merve, Beygirlinin Çeyrek oğlu Patoz Ahmet eşidir. Mehmet Ali, tek oğlu Ramazan'ı Anıtkaya dışından everdi.

    Garibin küçük oğlu Remzi, Yarımağanın Mevlüt kızı Fadime ile evlendi. Onun da bir oğlan bir kızı var; Bahattin ve Ayşe... Bahattin Anıtkaya dışından evli.

    Kelarzıman, ikinci oğluna babasının adı olan Ahmet ismini koydu. Lakabı 'Meşur'dur, herkes onu bu lakapla bildi. Yörüklerin Hüseyin kızı Şerife ile evlendi. Çocuklarının adları; Ziyaettin, Elveda ve Ayşe... Elveda vefat etti, Ayşe Güdüğizzetlerin Mehmet oğlu İzzet eşidir. Meşur Ahmet de 2023'te vefat etti...

    Üçüncü oğluna Mevlüt adını koydu. Mevlit Kandilinde doğanlara genelde bu isim veriliyor. Kelarzımanın Mevlüt, Kelahmetlerin Abdullah kızı Şerife ile evlendi. İki kızları oldu, ikisi de Anıtkaya dışına gelin edildi.

    Ve Kelarzımanın en küçük oğlu Cemil... Mesleğinden dolayı 'Cemil Hoca' olarak bilinir. Çerçilerin Halil kızı Kezban ile evlendi. Uzun yıllar öğretmenlik yaptıktan sonra emekli olup Anıtkaya'ya geri döndü. Bir kız, iki oğlan çocukları var. Kızları Seviye Anıtkaya dışına gelin oldu, küçük oğlu Halil de Anıtkaya dışından evlendi. Büyük oğlu Ahmet, Bidakgenin Aziz kızı Fikriye ile evlendi. Fikriye ile Ahmet, dipte akraba çıkıyor...

    Diğer bütün Arzımanoğulları gibi Hacıların soyadı da AZBAY...


11 Nisan 2022

Tingildekler

     

    Eğret Sözlüğünde dengilmek; yerinde düzgün, dik duramamak; yana doğru düşecekmiş gibi durmak anlamına geliyor. Bu biçimde duran nesnelere de 'dengildek' deniyor. Tingildeklere neden böyle dendiğine dair ilgililerden doyurucu bir açıklama alamadım. Bir yana düşecekmiş hissi vererek durdukları/yürüdükleri için böyle bir lakap takılmış olabilir.

    Tabi Tingildekler, son yüz yıllık dönemle ilgili bir yakıştırma. Öncesinde Sülaleye Garamusalar deniliyordu. Sülaleye adını veren Kara Musa oğlu Ali'ye kadar inebiliyoruz; daha ötesi meçhulümüz... Yalnız Bugünün Tingildekleri, Turaçoğlu Mustafa'nın çocuklarıdır. Garamusalarla bağı, Tureşoğlunun onun damadı olması sebebiyledir. Bu dönüşüm hikayesi, bir bakıma Tingildekleri anlatır...

    Erkek evladı olmayıp beş kız babası olan Kara Musa'nın Ali, 1847 yılında vefat ettiğinde 60 yaşının üzerindeydi.  En büyük kızı Havva, 'Demirci Eyüp oğlu Ahmet bin Ahmet' ile evliydi. Kayınpederinin ölümünden sonra onun evine yerleşen Ahmet, Gocamatların atasıdır...  

    Garamusaoğlu Ali'nin yetişkin kızlarından biri de Ayşe'dir. Babası vefat ettiğinde O da komşuları Turaçoğlu Mustafa'nın karısıydı. Tureşlerin yurdu ile, babasından kalan kısmı birleştirip eski kendi yerlerinde yaşamaya devam ettiler.  

    Mustafa'nın 1825 doğumlu olduğunu biliyoruz, 1847'de Ayşe Hanım için 'yetişkin' denildiğine göre aşağı yukarı kocasıyla aynı yaşlarda oldukları düşünülebilir. Zaten 1851 yılında doğan bir çocukları var... 

    Karamusaoğlu Mehmet Ali, yukarıda bahsedilen Mustafa-Ayşe ailesinin 1851 yılında doğan oğludur. Peki Mehmet Ali'nin kardeşleri yok mu?... Var... Birincisi 1864'te doğan Ayşe... Ayşe Hanım önce Ayanoğlu Halil'e varıyor, bu Kölgecinin emmisidir. Halil ölünce Ayanoğlu Ahmet'e veriyorlar, bu da 'Derviş Ahmet' diye bilinen biri. Derviş öldükten sonra da Ayanoğlu Hüseyin ile everiyorlar, bu da Kölgecinin babasıdır... İkincisi 1883'te doğan Emine... Büküroğlu Hüseyin'e veriyorlar; Bükürünalinin anası, bugünkü Bükürlerin ninesidir...

    Turaçoğlu Mustafa, Garamusanın Ali kızı Ayşe Hanımla evlendikten sonra Garamusalar sülale adının bayraktarlığını da devralıyor. Hani Garamusaların son ferdi de erkek evlatsız vefat etmişti ya, bundan sonra Garamusalar denince Mustafa akla gelecek... İyi de Mustafaların zaten bir lakabı vardı, Turaçoğlu/Tureçler deniliyordu onların sülalesine... Tureçler unutuldu, ama izi kaldı. Ayanoğlulara varan Mehmet Ali'nin kardeşi Ayşe vardı ya, işte ona 'Turaç' lakabı takılmıştı. Dillere destan güzelliği nedeniyle böyle anıldığı düşünülse de; aslında Turaç Hanım sülalesinin unutulan lakabını taşıyordu...

    Eski Turaçoğlu, yeni adıyla Garamusaların Mustafa; Ayşe Hanımın 1880'lerde vefatından sonra iki evlilik daha yaptı. İşin o kısmını Gödeşler bölümünde inceleyeceğiz, burada Mehmet Ali'den devam edelim...

    Mehmet Ali, önce Şerife Hanım ile evlendi, kayıt tutulduğu sırada hayatta olmadığı için Şerife Hanımın kimlerden olduğunu bilemiyoruz. Onun vefatı üzerine Mustafa kızı Fatma ile evlenerek Tekelioğlu Ahmet ile bacanak oldu. Çünkü Fatma Hanım ile Tekelinin eşi Ümmühan kardeşler. Ümmühan da kim derseniz; Paşanın İbramın, Gocagafanın, Pangeci Mısdıfanın ve Kör Essanın nineleridir... Bu hikayede 'Yörük' vurgusu biraz fazla olacak...

    Garamusaların Mehmet Ali'nin Fatma Hanım'dan çocuğu yok. Mehmet Ali ile, kimlerden olduğunu bilemediğimiz Şerife Hanımın üç çocukları oldu, biri kız. Hepsinin büyüğü olan Fatma, 1871 yılında doğdu ve onu Körüslülerin Mustafa'ya verdiler. İleride Gara Ömer Kök'ün anası olacak...  Yalnız bir şey daha dikkat çekicidir, Fatma Hanımın eşi Körüslerin Mustafa ile yukarıda adı geçen Tekelioğlu Ahmet teyze çocuğu olur...

    1. Mehmet

    Oğullarına geliyoruz... Büyüğünün adı Mehmet, 1874 yılında doğdu. Önce Daldalların Deli Veyis kızı Ümmü ile evlendi. 1904 yılında Hasan ve 1907 yılında anasının adını verdiği Şerife olmak üzere iki çocukları oldu... 

    Hasan'a döneceğiz; Şerife'nin evlilik kaydı var (üstelik 5 evlilik kaydı var) ama Eğret dışına gelin olmuş gibi görünüyor, zira bunca evlilik bağıyla Eğret'te kalmış olsa bugün bile kendisini hatırlayanlar çıkardı...

    Mehmet, sonradan Çorcalı Yusuf kızı Hatice Hanım ile evlendiyse de ondan çocuğu olmamış; zira Hatice Hanım dul kalmış görünüyor... Kesin tarihi bilinmemekle birlikte kocası vefat etmiş... 

    Sevgili Dede
    Şimdi 1904 yılında doğan Hasan'a geri dönelim... Yaşı yetenler Hacapdıllanın küçük kardeşi bir 'Sevgili Dede'den söz ediyor. Sorduğum herkes adını bu şekilde söyledi, hatta adının resmen 'Sevgili' olduğunu söyleyen de oldu. Bence bu onun lakabıydı, ardında çoluk çocuk bırakmadığı için gerçek adını teyit edebileceğimiz bir kaynak yok. Adı unutuldu, lakabı adının yerini aldı. 

    Bacıdedenin tuttuğu ölüm defterinde, Sevgili Dedenin 4 Mart 1959'da öldüğü ve adının Mehmet olduğu yazılı. Oysa incelediğimiz kütüklerde bu tanımlamaya uyan bir Mehmet kayıtlı değil...

    Bir görüşe göre de, Hacapdılla, İncemehmet ile Sevgili Dede kardeş değiller, amca çocuklarıydı. Eğer bu doğruysa, gözler Mehmet emmilerine çevrilir. Onun tek oğlu da 1904 doğumlu Hasan idi. Sevgili Dede'nin bu Mehmet oğlu Hasan olması halinde taşlar biraz daha yerine oturur. Çünkü o durumda Sevgili Dede, Deliveyisin torunu olur ve diğer torunları Hamdi Hoca ve Çapar ile üçünün evlerinin aynı hizada bulunması anlaşılır hale gelir.

    Sevgili Dedenin adının Hasan'dan Mehmet'e dönüşmesine sebep ise gayet açık; yetim kalan erkek çocuklara babasının adını vermek gibi yaygın bir uygulama var Eğret'te... Resmiyete yansımasa bile Hasan, Mehmet'e dönüşüvermiş; sonra millet ikisini de unutup Sevgili Dede'ye itibar etmiş...

    Yetim kaldığında yaşı oldukça küçükmüş. Oğlu yanında tay olduğu halde annesi Osmanköy’e kocaya varmış, Hasan/Mehmet orada büyümüş. İşittiğime göre meşhur lakabını Osmanköy’deki bu çocukluğu sırasında vermişler. Sofradalarken sesli olarak yellenmiş, çocuk mahcup olmasın diye lagaraya boğup ‘Sevgili Dede geldi’ diye gülüşmüşler. O günden sonra böyle anılmış.

    Sevgili Dede büyüyünce Osmanköy’de, Halime adlı bir hanımla evlenmiş. Kızları olmuş, onları gelin ettikten sonra hanımıyla birlikte köyünün yolunu tutmuş, Eğret’e gelmiş. Osmanköy ne kadarcık yer, bu arada Eğret ile alakasını kesmemiş demek ki; ayrıca akrabaları da var Deliveyis dedesinden kalma eve yerleşmiş. Bu dönemde mahalleliye de kendini sevdirmiş, çok hürmet ederlermiş. Kızları zaman zaman ziyaretine geldiğini de söylüyorlar... 1959 Yılında vefat etmeden önce evinin tamamını cami yeri olarak bağışlamış. Hacapdılla da kendi hissesinin bir kısmını verince Yeni Cami'yi yapmışlar...

    2. Osman

    Bizi Tingildeklere götürecek olan Mehmet Ali'nin küçük oğludur. Adı Osman ... 1885 yılında doğdu. Emirdağlı Türkmen Musa kızı Ümmühan ile evlendi. Ümmühan Hanım; Arzıların Çolak Musa, Gurugafa ve Dendenin halaları oluyor...

    Osman ile Ümmühan'ın 1904 yılında ilk oğulları dünyaya geldi. İkisinin de saygı duyacağı bir isim olarak Musa adını verdiler. Ümmühan Hanımın babasının adıdır; ama Osman'ın Ayşe ninesi de Garamusaoğlu Ali kızı olduğunu unutmayalım... 1913 Doğumlu ikinci oğullarının adını da Mehmet koydular; bu, dedesi Mehmet Ali'nin Mehmet'i olabilir. Büyüdükçe kendisine 'İnce Mehmet' denilecektir... Üçüncü ve son çocuklarının adı ise Abdullah...

    Abdullah doğduktan sonra, babası Tingildeklerin Osman'ın vefat ettiği anlaşılıyor. Harpte kaldığı ifade edildi, hangi harp olduğu bilinmiyor. Çanakkale listesinde adı yok, başka bir cephede kalmış olabilir, hatta İstiklal Harbinde şehit düşmüş de olabilir; lakin şehadeti kesin... Şimdi üç oğlu üzerinden Tingildekleri takip edelim...

    Musa
    Tingildeklerin Osman'ın büyük oğlu Musa, Daldalların Deli Veyis torunu Şefika ile evlendi. Şefika Hanım, Aligurunun kardeşidir. Hatırlanacağı üzere, Musa'nın Mehmet amcası da Şefika'nın halası Ümmü ile evlenmişti... Bu, Deliveyisler ile kurulan ikinci bağ oldu... 

    Bilenlerin anlattığına göre, Musa Dede hafızalarda sevimli bir ihtiyar olarak kalmış. En büyük özelliği olarak, namaz vakti girdiğinde arazide ise; işini bırakıp şevkle ezan okuması ve sonrasında namaz kılması söyleniyor. Kırda bayırda onun okuduğu ezan işitilince 'Musa Dede ezana başladı, demek ki vakit girdi' derlemiş... Musa Dede 1973'te, eşi Şefika Hanım ise 1992 yılında vefat ettiler... Çocuklarına bakalım...

    Şefika ile Musa'nın bir oğlu iki kızı oldu. Kızları Fadime, Arapların Gözeliban eşi; Hacer de Buruşakların Suguşu eşi oldu. Gözelibanın oğlanlardan birinin adı, bu yüzden Musa'dır... Aslında küçük yaşlarda vefat eden bir oğluyla bir kızı daha olmuş. Bunlar 1923 yılında doğup oniki yaşında ölen Hasan ile 1940'ta doğup beş yaşında ölen Fadime'dir...

    1927 Yılında doğan ve adını, dedesini hatırlatırcasına Osman koyduğu oğlu hayatta kalmış... Osman'ı Demirdelen Yahya kızıŞaval kardeşi Hanife ile everdiler. Hanife Hanımın küçüğü olan Atike de Gödecin Ahmetin eşi olacağından onunla bacanaktılar. Bunu özellikle belirtişin sebebi; Tingildeklerin Osman'ın dipdedesi ile Gödecin Ahmet'in dedelerinin kardeşliğidir... Osman bir süre Muhtarlık yaptı, sebebi bilinmiyor, süresi dolmadan bu vazifesinden istifa etmiş... Kendisi 1983 yılında, eşi Hanife Hanım ise 2021'de vefat ettiler...

    Osman-Hanife'nin üç kız bir oğlu var. Büyük kızı Lütfiye, Amcaların Kelmehmet oğlu Süleyman eşi oldu. Ortanca Şerife, İzmir'e gelin gitti. Küçük kızı Ümmühan ise Saraydüzü'ne... 

    Tek oğlunun adını Seyfettin koydu; bu isim, askerde çok sevdiği Yüzbaşısının adıydı. Seyfettin de Saraydüzü'nden Şerife Hanım ile evlendi. Bu evlilik, kardeşi Ümmühan ile değişik yapma şeklinde gerçekleşti...

    Tingildeklerin Seyfettin'in çocukları; Osman, Sinem ve Muzaffer... Osman malum, dedesinin adı... Muzaffer ise Seyfettin'in Hacer Halasının merhum oğlunun hatırasına konulmuş bir isim... Kızı Sinem, Çakırların Süreyya eşidir. Oğlu Osman da Çakırlardan Adem kızı Cansel ile evlendi. Muzaffer bekar... Anıtkaya'da yaşıyorlar...

    İnce Mehmet
    Osman'ın ortanca oğlu Mehmet 1913 yılında doğdu. Delinorilerden Hatice ile evlendi; Amcaların Godalyusuf ve Hacıariflerin Kelahmet ile bacanak oldular... Bunara yakın vişne bahçesi ve gocagapısının altındaki sürgü değirmeni ile aklımda kalmış... 

    İkisi erkek, altı çocukları oldu. Erkekler en büyük ve en küçükleridir. Kızlarından Fatma, Tellilerin Halil eşi idi, erken vefat etti, Veysel Öztürk'ün anasıdır... Kerime, Delinorilerden Kümüğün Yusuf eşi; Emine, Garapaçalardan Eyüpçetin oğlu Mehmet Hoca eşi; Hüsniye de Tingildeklerin Hikmet Akyol eşidir....

    İncemehmetin büyük oğlunun adı Şaban... Kekliklerden Hacıiresl kızı Sabire ile evlendi. Garmenlerin Ahmet ve Akbaşların Mustafa ile bacanak oldular... Fransa'ya gitti, oraya yerleşti. İkisi erkek, sekiz çocukları oldu. Kızları Fatma, Hatice, Meryem, Zeynep, Ayşe, Sema... Bunlardan Anıtkayalı ile evlenen yalnız Zeynep oldu. Akbaşların Ahmet eşi olan Zeynep, esasında teyzesinin oğluna varmış oldu. Diğer beş kızı da Anıtkaya dışından beylerle evlendiler...

    Şaban'ın büyük oğlu Mustafa, Garmenlerin Davut Geçer kızı Kerime ile evlendi. Kerime, Mustafa'nın teyzesi torunudur; Samet, Elif, Eda ve Osman adlarında dört çocuğu var... Küçük oğlu Ahmet de Sağırların Ali Osman torunu Firdevs ile evlendi, onun da Emre, Ersin ve Enes adlarında üç oğlu var... İncemehmetin Şaban ve çocukları halen yurtdışında yaşıyorlar...

    İncemehmetin küçük oğlu Selahattin, Afyon'dan evlendi ve baştan beri Afyon'a yerleşik... 

    Küçük yaşlarda vefat eden üç oğlundan da burada söz etmek gerekiyor. En büyükleri Muzaffer varmış, 1933'te doğmuş ve iki yaşındayken ölmüş. Veysel ile Mustafa ikiz olabilir, 1938'de doğmuşlar. Fakat biri yaşına girdiğinde diğeri de iki yaşındayken vefat etmişler... Şaban'ın bir oğlunun adı Mustafa, ve Tellilerin Halil'in büyük oğlu Veysel olmasının sırrını burada aramak lazım...

    İncemehmet 1989 yılında vefat etti... Eşi Hatice Hanım, gocagapının altındaki modernize edilmiş değirmeninde bulgur çekmeye devam etti. Ta ki 2003 yılında vefat edene kadar...

    Hacı Abdullah
    Tingildeklerin Osman'ın küçük oğlu Abdullah 1915 yılında doğdu. Yahyalardan Kezban Hanım ile evlendi. Berber idi; dükkan açmadı, o zamanki yaygın uygulama olarak odalarda traş ediyordu. Diğer berberler gibi dişçilik benzeri yan işlemleri de yapıyordu. Artı bir meşgale olarak saat tamirciliği de vardı. Zamanın meşhur kurmalı çalar saatlerini yılda bir kez kendisine götürüp sildirirdik. Hacca gidip geldikten sonra 'Hacapdılla' diye bilinir oldu.

    Hacapdılla ile Kezban Hanımın çocukları olmadı. İki kızı evlat edindiler. Bunlardan birisi Gocayahya eşi Halime, diğeri de yeğeni Osman Akyol eşi Şükran'dır. Şükran, esasında eşi Kezban'ın yeğenidir; zira ilk eşi Ayşe'den dolayı Curak ile Hacapdılla bacanaklar, Şükran da Curağın kızı...

    Karısı Kezban Hanım 1979'da vefat etti... Yeni Cami ile bitişik olan evini vakfettiği için, 1990'da kendisi vefat ettikten sonra camiye dahil ettiler. Böylece cami genişletildi, avlu ve müştemilat eklendi....

    Babaları Tingildeklerin Osman şehit olan üç oğlan; Musa, İnce Mehmet ve Hacapdılla, 1934 soyadı kanunu ile KASAL soyismini aldılar.


    

07 Nisan 2022

Arzılar

     19. Yüzyılın ortaları... Emirdağlı Balabanların Musa, iş bulup çalışmak amacıyla çıktığı yolda gelip Eğret'te duraklıyor.  Belki de duraklamıyor, zaten hedefi Eğret idi... O günün şartlarında burası büyük bir merkez, arpa buğday ambarı... 

    Selimlerin Mustafa'ya bekar duruyor... Dokuz erkek çocuklu büyük bir aile olan Selimlerin o kadar çok işi var ki hizmikar tutma gereği duyuyorlar. Bir müddet bu minval üzere çalışıyor Musa... Selimlerin biricik kızı var, adı Arzı... Tutuluyorlar birbirlerine... Arzı'yı babasından istedi mi, buna cesaret edebildi mi, Selimlerin Mustafa 'Sana verecek kızım yok!' dedi mi, yoksa bunların hiç biri yaşanmadı mı, bu süreçle ilgili hiç bilgimiz yok... Gerçek şu; Arzı ile Musa kaçıyorlar...

    Dokuz oğlanın dokuzu ve bir de babaları Mustafa, peşlerine düşüyor iki kaçağın... Gidecekleri yer malum; Emirdağ'daki köylerinde buluyorlar bunları. Bakıyorlar ki niyetleri ciddi, yuva kurmak maksadıyla kaçmışlar. Büyüklük yaparak nikahlarını kıyıp dönüyorlar Eğret'e...

    Gel zaman, git zaman Emirdağ'a Balabanlara gelin ettikleri kızlarını yoklamaya gidiyorlar... Musa ile Arzı'nın iki kızları olmuş; lakin durumları perişan... Zaten durumu iyi olsa Musa, Eğret'e hizmikarlığa gider miydi... Musa ile Arzı'yı bırakmıyorlar orada, iki yeğenlerini de alıp Eğret'e getiriyorlar. Küçük kızlardan birinin adı Ayşe, Akören'e gelin oluyor sonraları... Diğer kız hakkında malumat yok...

    Burada bir parantez açalım... Anlatılan Arzılar hikayesinde iki tarihi gerçeğin karıştırılarak bir efsane oluşturulduğu anlaşılıyor. Selimoğlu Hacı Ali'nin sekiz oğlu var, kayıtlar oluşturulmadan biri öldüyse bu sayı 9 olur; bu birinci gerçek... Selimoğlu Mustafa, Hacı Ali'nin dokuz oğlundan biridir. Onun da Arzı adında bir kızı var ve Türkmen Musa ile kaçıyorlar; bu da ikinci gerçek... Yani Arzı'nın dokuz tane erkek kardeşi yok, olsaydı en azından birinin haberi günümüze ulaşırdı. Lakin babasının 9 erkek kardeşten biri olduğu doğrudur...

    Arzı ile Musa'nın ailesi, Selimlerin Mustafa ve oğulları gözetiminde Eğret'te yeniden filizleniyor... Bir oğlan bir kız çocukları da burada doğuyor... 

    İlk zamanlarda Musa'ya Türkmenoğlu diyorlar; ama Eğretliler ailesiyle birlikte hepsine 'Arzılar' demeye başlayınca bu yeni yakıştırma tutuyor. O günden beri Selimlerin kızı Arzı ile Türkmen Musa'nın oluşturduğu aile Arzılardır...

    Arzıların Eğret'teki ilk çocuğunun adı Ömer... 1876'da doğan Ömer'den sonra, 1880 yılında Fatma adında bir kızları doğdu. Ömer koluyla Arzılara geçmeden önce, kardeşi Fatma üzerinde durmak lazım.

    Kayıtlardan anlaşıldığına göre Ömer'in kardeşi Fatma, Kekliklerden Hasan'a varıyor. 1898'de Hatice adında bir kızları olduktan sonra Hasan vefat ediyor ve Ömer, kardeşi Fatma ile Yeğeni Hatice'yi yanına alıyor. Hatice büyüyünce, Gobakların Salih'in eşi (Gocakazımın anası) olacak ve babası Hasan'a izafeten Kekliklerden diye bilinecektir...

    Kel Ali
    Bir başka mahkeme kaydından anlaşıldığına göre de Arzıların Ömer'in kardeşi Fatma, Keklikler'e verilirken değişik yapılmış, yani Fatma'nın abisine de Kekliklerin kızı alınmış... Peki Fatma'nın hangi abisine? Ömer'e değil... Anlaşıldığına göre Ömer ile Fatma'dan önce, ikisinin de abisi bir Ali var... Fatma Kekliklerin Hasan'a verilirken, Ali'ye de Kekliklerin kızı alınıyor...

    Ali'ye eş olan Kekliklerin kızı da Fatma... Benzerlik sadece isimlerde değil; Arzıların Ali de eniştesi Kekliklerin Hasan gibi, 1888'de taze bir oğlu olmuşken vefat ediyor. Vefat ettiğinde askerde, yani şehit... Oğluna, kendi adı olarak Ali ismini koyuyorlar. Keklikler de kardeşleri Fatma ile yeğenleri Ali'yi alıp kendileri büyütüyorlar. O günün küçük Ali'si, yıllar sonra Çanakkale Gazisi meşhur Kel Ali olarak karşımıza çıkacak. Yani sizin anlayacağınız, Kekliklerin Kel Ali, esasında Arzıların Kel Ali'dir. Hatta Arzı Ninenin -belki de- ilk torunudur...

    Şimdi 1876 doğumlu Ömer'e gelebiliriz. İdirizlerden Fatma ile evlendi. Fatma Hanım, Goca Osmanın emmi kızı; Hörküle Sultan ile Kesginin de halalarıdır.

    Beş tane oğulları oluyor, Ömer ile Fatma'nın...İsimleri: Musa, Ali, Mustafa, Osman, Ahmet... İlk üçünün isimlerine karşılık gelen atalarını kayıtlardan takip edebiliyoruz. Musa, Arzı Nineyi kaçıran Emirdağlı Türkmen/Yörük Dede... Ali, Eğret'te doğan ve şehit olan büyük oğullarının adı... Mustafa da Arzı Ninenin babasının adı... Osman ve Ahmet'in de mutlaka bir karşılığı vardır; belki Musa Dedenin Emirdağ geçmişi ve hatıralarıyla ilgilidir... Bu beş oğlan üzerinden Arzıları ele alacağız.

    Babaları Türkmenoğlu Ömer, Cihan Harbinden hemen sonra işgalden önce vefat ediyor. Arzı Hanım ise kesin yılı bilinmemekle birlikte 1920-25 arasında vefat ettiği tahmin ediliyor...


    1. ÇOLAK MUSA

    Beş oğlanın en büyüğü Musa, 1895 yılında doğdu. Hacapdıramanlardan Kör Mehmet Hocanın kızı Zehra ile evlendi. Bu evlilik sonucu; İdirizlerin Sarımehmet, Cavanın Ahmet, Yumrukların Musa ve kendi kardeşi Gurugafa ile bacanak oldular... 

    Kazım Karabekir Paşanın birliğinde askerlik yaptığı söyleniyor. Bu vazifesinin Cihan Harbine denk gelmiş olması büyük ihtimaldir. Bununla beraber İstiklal Harbinde de çarpıştığı, büyük taarruz sırasında fırsatını bulduğu bir gece evine geldiği, diğer yandan yolunu kaybeden arkadaşlarının da yol sormak için kendisini bulduğuna dair bir şeyler işittim.

    Musa-Zehra'nın da dört çocukları oldu; hepsi erkek... Mehmet, İbrahim, Kazım ve Ramazan... Yine ilk iki ismin izini sürebiliyoruz. Mehmet, Zehra Hanımın babası adı; İbrahim, Ömer Dedenin hanımı Fatma Nine'nin baba adı... Kazım ile Ramazan'ın adları hakkında fikir yürütemedik, küçük olan belki Ramazan ayında doğmuştur... İbrahim doğduğunda Fatma Ninenin sağ olduğu sonucu da çıkarılabilir buradan...

    Mardakların Ali ile girdiği kavgada kolu koptuktan sonra Arzıların Musa, 'Çolak Musa' olarak lakaplandı. 1956 Yılında kendisi, 1969'da ise eşi Zehra Hanım vefat ettiler...

    Beygirli
    Çolak Musa'nın büyük oğlu Mehmet 1924 yılında doğdu, Belceli Hanife Hanımla evlendi. Adından daha çok 'Beygirli' lakabıyla tanındı. Cambazlıkla iştigal ettiği ve ileşberlikte beygir koştuğu için bu yakıştırma yapıldığı söyleniyor. Üç oğlan, iki kız beş çocukları oldu. Büyük kızı Havva, Beygirlinin amcaoğlusu Ali İhsan eşi; küçük kızı Fatma ise Dayıların Halil eşidir... 

    Beygirlinin büyük oğlu Adem, Arzıların büyük Ahmet emmisinin kızı Fatma ile evlendi; yani Arzıların Alessan ile değişik usulü yapmış oldular. Adem'in de iki oğlan bir kızı olduysa da küçük oğlu Ahmet erken vefat etti. Asım adındaki büyük oğlu, Hafızın İban kızı Fadime ile evlenip Terziizzet ve Hüseyinhocaya bacak oldu... Adem'in kendi ninesinin adını koyduğu kızı Zehra, Curağın Mehmet eşidir...

    Ortanca oğluna büyük dedesinin adı olan Ömer ismini koydular. Mesleğinden dolayı 'Demirci Ömer' dediler; ama O daha çok 'Çeyrek' lakabıyla tanındı. Böbülerin Salih kızı Ayşe ile evlendi. Bekçifahrettin ve Dıkmanınşef ile bacanaklardır... Onların da iki oğlan bir kız çocukları var. Oğlanlar Ahmet ile Mehmet, kız ise Sabire... Büyük oğlan Mehmet, dedesi Beygirlinin adını; Ahmet, ölen büyük amcanın adını; Sabire ise anneannesinin adını almış. Mehmet, ninesinin köyü Belce'den evlenirken,  delicesine çalışmasından dolayı 'Patoz' lakabını hak eden Ahmet, Kelarzımanların Mehmet Ali kızı Merve ile evlendi. Sabire ise Kantinlerin İbrahim oğlu Ali eşidir...

    Beygirli küçük oğluna babasının adı olan Musa'yı verdi. Anıtkaya dışından evlenen Musa'nın ilk eşi vefat edince yine Anıtkaya dışından evlendi, Afyon'da oturuyor...

    Kendisi 2013 yılında vefat eden Beygirliden üç yıl sonra eşi Hanife Hanım da vefat etti. Karı kocanın doksan yaşına geldiklerinde vefat etmeleri de ayrı bir ilginçliktir...

    İbrahim
    Ninesinin baba adını alan İbrahim, Çolakmusanın ikinci oğludur. 1930 Yılında doğdu.  Devrimbeşlerin Gavureyüp kızı Refiye ile evlendi. Akbaşların Mehmethoca ve Çolakların Mehmet Ali ile bacanaklardır... Altı kız, iki oğlan toplam sekiz çocukları oldu. Kızları Ayşe, Yörüğoğlulardan Lütfi Tüplek eşi; Azime, Kekecin Muhsin eşi; Zehra, Arapseliminin Arif eşi; Melek, Köreminin İzzet oğlu Adem eşi; Hüsniye, Yeşilömerlerin İsmail oğlu Mehmet eşidir. Meryem ise bekar...

    İbrahim iki oğlundan büyük olana babası Musa'nın adını koydu. Mesleği icabı 'Terzi Musa' diye bilindi. Bu lakap üzerine o kadar yapıştı ki terziliği bıraktıktan yıllar sonra bile hala Terzi Musa olarak anılıyor. Kirtyusufun kızı Selime ile evlenmesinde annesinin akrabalık bağı gözettiği anlaşılıyor. Böylelikle Köreminin İzzet ve Gavuralinintopalın Adem ile bacanak oldular. Terzi Musanın üç kız, bir oğlu oldu. Büyük kızı Zele, Çakalın İbrahim oğlu Ramazan eşi; Arzı, Yılıkların Uzun Mehmet oğlu Süleyman eşi; küçük kızı da Hacıeminin Şaban oğlu Ramazan As eşidir. Terzi Musa'nın tek oğlu Muhammet, Gobakların Köreminin Ahmet kızı ile evlendi...

    Terzi Musa'nın küçüğü İsa... Körüslerin Emin kızı Şerife ile evlendi. İki oğlu bir kızları var. Oğlanların büyüğü, dedesinin adı İbrahim'i almış. Küçüğünün adı da Samet. Bir dönem Afyon'da minibüsçülük yapan İsa, uzun yıllardır Anıtkaya'da oturuyor ve bakkalcılıkla uğraşıyor... Babaları Çolakmusanın İbrahim 2021 yılında vefat etti...

    Kazım
    Kazım, Çolak Musa'nın üçüncü oğlu, 1932'de doğdu... Kantinin Osman kızı Zehra ile evlendi. Bir erkek üç de kız çocukları oldu. Ayrıca 1959'da doğdukları halde küçük yaşlarda vefat eden Azime ve Muzaffer adlarında bir oğluyla bir kızı daha varmış...

    Hayatta kalanlardan oğlanın adı Ali Osman; kızlar ise Naciye, Hasibe ve Zehra... Çocukların isimleri üzerinde biraz düşünecek olursak, anneleri Zehra Hanımın etkisi görülebilir. Çünkü Kantinlerin kızı Zehra'nın dedesinin adı Ali, babasının adı da Osman... Ninesinin adı ise Hasibe... Küçük kızları Zehra'yı, Arzıların Kazım'ın ana adı olarak düşünebiliriz. 

    Yalnız Zehra Nineye vardığımızda Ali Osman'ın isim yorumu da değişebilir. Çünkü bu isim Zehra Ninenin Çanakkale'de şehit olan biricik oğlan kardeşinin adıdır. Bu şehit dayının adı bir Cavanın Ali Osman'da bir de Arzıların bu Ali Osman'da yaşamaktadır... Ali Osman doğduğunda Zehra Ninenin hayatta olması bu yorumun isabet oranını yükseltiyor...

    Kütahya'ya yerleştiler. Kızlarının üçü de Anıtkaya dışına gelin oldular. Oğulları Ali Osman Kütahya'dan evlendi, bir oğlu oldu, halen orada yaşıyor. Çolakmusanın Kazım 2022 yılında doksan yaşında vefat etti...

    Bakkal Irmızan
    Çolak Musa'nın en küçük oğlu 1936'da doğdu. Adı Ramazan... Hacapdıramanlardan Hafize ile evlendi. Hatırlanacağı üzere Ramazan'ın annesi Zehra Hanım da Hacapdıramanlardandı... Bir bakıma hala-dayı çocuklarının evliliği oldu onlarınki. 

    Evinin altındaki dükkanda bakkalcılık yaptığı için 'Bakkal Irmızan' diye tanınırdı. Eşi Hafize Hanım çocukları olmadan vefat etti. Bakkal Irmızan Olucaklı Saide Hanım ile evlendi. Evlat edindikleri oğullarına Musa adını koydular ve Onu büyük amcaları Mustafa'nın torunlarından Çavuşmehmet kızı Ayşe ile everdiler.

    Bakkalırmızan 2001 yılında, eşi ise 2019'da vefat ettiler... Oğlu Musa Türkmenoğlu uzun zaman önce yerleştiği Afyon'da yaşıyor...


    2. ALİ

    Çolak Musa'nın bir küçük kardeşinin adı Ali'dir. 1902 Yılında doğdu. Adının, Arzı Ninenin Eğret'te doğan ve şehit olan ilk oğlundan geldiğini söylemiştik. Ali, Ayanoğlu Hacı Hüseyin kızı Ayşe ile evlendi. Ayşe Hanım Kölgecinin kardeşidir... Ayrıca Ali'nin Arzı Ninesi ile Ayşe'nin Havva Ninesi ikisi de Selimlerden olup emmi çocuğudurlar...

    Resmi kayıtlara adı Dudu olarak geçen Ayşe Hanım Ali'ye gelmeden önce başından bir evlilik geçmişti. Nesli bugüne gelmeyen Araplardan Ahmet Hasan'a varmış; ama çabuk ayrılmışlar...

    1921 Yılında bir oğulları oldu, adını Ömer koydular. Çocuk, dedesinin adını almış oldu... Bundan sonra Arzıların Ali'nin adına kayıtlarda rastlanmıyor. Bunun anlamı, 1925'ten önce vefat ettiğidir... Tek oğullarının bakım ve gözetimi üzerine kalan Ayşe/Dudu Hanım ise kırk yıl daha yaşamış ve 1963'te vefat etmiş...

    Öter Ömer
    Genellikle cambazlık yapan Ömer'in lakabı 'Öter Ömer' idi. Hatta adıyla pek anılmaz, kısaca 'Öter' derlerdi. Öter Ömer, Keçilerin Ali kızı Fadime ile evlendi. İki oğulları oldu; Ali ve Nurettin...

    İki taraftan da dedesinin adını alan Ali 1954'te doğdu. Uzun süre cezaevinde kaldıktan sonra dışarı çıkınca kendini toparlayamadı ve 2013 yılında öylece vefat etti...

    Öter Ömer'in küçük oğlu Nurettin ise Tekeli Gocabıyık İbramın kızı Gülşen'le evlendi. Onun da iki oğlu oldu; büyüğe dedesinin adı olarak Ömer ismini verdi, küçük ise Kurtuluş... 28 Ağustosta doğduğu için olabilir... Nurettin de bir süre baba mesleği cambazlıkla iştigal ettiyse de bu işte gelecek göremediğinden İzmir taraflarına taşındı. Halen orada oturuyorlar.

    Karısı 1971'de öldü. Öter Ömer ise 2001 yılında vefat etti...


    3. GURUGAFA

    Arzı Ninenin babası adı Mustafa idi. Buna hürmeten onun, 1907'de doğan üçüncü torununa da Mustafa adı konuldu. Zira torunu doğduğunda Arzı Nine hayattaydı. Hacapdıramanlardan Mehmethoca kızı Fadime ile evlenen Mustafa'nın tek çocuğu oldu. Adı Ömer, yani dedesinin adı... 1931'de Fadime Hanımın vefatı üzerine Hacapdıramanların Mehmethocanın diğer kızı Şerife'yi nikahına aldı. Bu durum garip karşılanabilir; ama o zaman evliliklerin amaçlarından biri de kadını sahipsiz bırakmamak ise diğeri de öksüzün hakkıyla bakımını sağlamaktı. Bunu en iyi yapacak olan da ana yarısı kabul edilen teyzedir... 

    Uzun boylu zayıf yapılı biriydi. Zayıflığı, başına da yansımış; sanki hiç eti olmayan bir kafatasına deri geçirilmiş gibi görünüyordu. Bu görüntüsünden dolayı Arzıların Mustafa'ya 'Gurugafa' lakabı takıldı... 1979 Yılında ölen Gurugafadan yıllar sonra, 1993'te Şerife Hanım da vefat etti...

    Tek çocuk Ömer'e dönelim... Eminlerin Süleyman kızı Fatma ile evlendi. Kelsüleymanın da kardeşi olan Fatma Hanım için torunları 'Macur Nine' diyorlar. Bunun sebebi, Balkan muhaciri olmasıdır. İşin esası, Macur Ninenin anası Ayşe ile Çakırların Macur Ninesi Fatma kardeşler...

    Macur Fatma ile Arzıların Ömer'in altı çocukları oluyor, bunların ikisi erkek... 2000 Yılında Fatma Hanım ve 2003 yılında Gurugafanın Ömer vefat ettiler... Çocuklarına bakacağız, kızlardan başlayalım. Fatma, Canalilerin Aziz eşi; Satı, Doğvellerin Ömer eşi; Saynur, Garaburunun Şevket eşi; ve Şerife, Hafızın torunu Ahmet eşidir... Kızlardan Fatma, ninesinin; Şerife de ninesinin kardeşi adını almışlar...

    Çavuş Mehmet
    İki oğlundan 1944'te doğan büyüğünün adını Mehmet koydular. Fadime Ninesinin baba adı Mehmet idi, ondan yadigar bir isim olmalı. Lakin adıyla değil, 'Çavuş Mehmet' lakabıyla bilinir oldu. 

    Çavuş Mehmet, Gıdakömer kızı Hatice ile evlendi ve Galgancılardan Mehmet Aytar ile bacanak oldular... Dört çocukları oldu, ikisi kız. Macur Ninenin hatırasını büyük kızında yaşatmak için adını Ayşe koydu. O Ayşe, Bakkalırmızan oğlu Musa eşidir. Küçük kızı Fatma da Bükürlerin Posdeci Mehmet Ali oğlu Göksel'in eşidir...

    Çavuş Mehmet'in büyük oğlu Erdal, Kirpitçilerin Gedik Hasan kızı Hülya ile evlendi. Oğulları Mehmet, Onur ve Ozan'dır. Dede Çavuş Mehmet'in adı unutulmamış... Küçük oğlu Ahmet, Keçimehmetin Zabit kızı Fatma ile evlendi. Onun çocukları da Emre, Hatice ve Kübra'dır. Burada da Hatice Ninenin ismi var... 

    Çavuşmehmet öğrenmeyi, öğretmeyi, anlatmayı seven hoşsohbet bir adamdı. Karşısındakini dinler, kendisini de dinletmeyi bilirdi. Arzılarla ilgili bu bilgilerin çoğunu ondan öğrendim. En son Kelsüleyman dayısı ve ailesini anlatmış, aceleye gelen bu görüşmeyi daha ferah bir vakitte yenilemeye dair söz almıştı. Ben sözümden caymış değilim; ama Çavuşmehmet o sene (2023) çıktığı Hac yolculuğundan geri dönmedi, Mekke'de güzergah değiştirip sonsuzluk yurduna yönelmiş diye duyduk...

    Sarı Mısdık
    Macur Fatma Hanımın Çavuş Mehmet'ten sonraki ikinci oğlu Mustafa'dır. Dedesi Mustafa, Arzı Ninenin baba adı olarak konmuştu. Dolayısıyla bu üçüncü kuşak Mustafa, bizi Selimlerin Mustafa'ya kadar götürmelidir. Arada yedi nesil var, bu da nereden baksan birbuçuk asır eder. 'Sarı Mısdık' olarak da bilinen Mustafa, Akören'den evlendi. Bir oğluyla bir kızı oldu Sarı Mısdığın... 

    Kızının adı Arzu, Dayıların Halil oğlu Dalyan eşidir. Biraz duralım... Bilmem kaç yıl önce Selimlerden Mustafa, tek kızına Arzı adını koymuştu... Şimdi onların torunlarından bir başka Mustafa, yine tek kızına Arzu adını koymuş... 

    Sarımısdığın oğlunun adı Ömer... Dedesinin adını alan Ömer de Nursi Öter'in kızı Nurdan ile evlendi. Anıtkaya'da oturuyorlar...


    4. DENDEN

    Türkmen Musa ile Arzı Ninenin, oğulları Ömer'den dördüncü torunu Osman 1910 yılında doğdu... Garametlerden Fadik (Fatma) ile evlendi. Sebebi anlaşılamadı; ancak Osman'a 'Denden', bundan sonra onun çocuklarına da 'Dendenler' denildi... 

    Dendenin üçü kız, yedi çocuğu oldu. Büyük kızı Ayşe, Gasapların Körömer eşi; ortanca kızı Nurten, Haydarın Mehmet Acar eşi; küçük kızı Fatı da Anıtkaya dışından Yılmaz eşi oldu. Küçük kızına kendi anasının adı olan Fatma ismini vermesi gözden kaçmamalı. Yalnız ondan önce 1945 Yılından doğan birinci Fatma (Fatma/Fadime/Fatı/Fadik... bunların hepsi aynı kapıya çıkar) çok yaşamamış, oniki yaşında vefat etmiş. Sonraki Fatı onun adını almış olmalıdır... Denden 1972'de, eşi Fadik Hanım 1999'da vefat ettiler... 

    Fadik Hanım, ne zaman takıldıysa, 'Kör Fadik' lakabıyla tanınırmış. Ölümüyle ilgili duyduğum bir söylenti var; güya bunlar fırında aşka gelip Beygirlinin eşi Hanife Hanımla güreş tutmuşlar. Bu arada kafası taşa veya duvara çarpmış, bundan sonra iflah olmayıp vefat etmiş... Artık oğlanların ayrıntısına geçelim... 

    Dört oğlundan her biri, bir oğullarına mutlaka babalarının adı olan Osman ismini koydular. Şimdi onlara bakalım... 1948 Doğumlu büyük oğluna babası Ömer'in adını koydu. Dendenin Ömer, Sarışükrünün kızı Aynur ile evlendi. Sarışükrü de Garametlerden olduğu unutulmasın. Bir kız, bir oğlan iki çocukları oldu. Oğlu Osman Anıtkaya dışından evlendi, onun da Ömer adında bir oğlu var...  Kızı Hatice, Göçmensüleymanın Ali oğlu Halil eşidir... Dendenin Ömer 2020'de vefat etti...

    Nebi, Dendenin ikinci oğlunun adıdır. Olucak'tan Şerife Hanım ile evlendi. Emeklilikten sonra Belediye Başkanlığına aday olmuştu... İki kız, iki oğlan dört çocuğu var. Kızları Hatice, Kalpsizin Hüseyin eşi; Başak da Almanmahmutun İbrahim eşidir. Büyük oğlu Osman, Yörüğoğluların Sait kızı Elveda ile evlenirken; küçük oğlu Bülent de Esnanların Halil İbrahim kızı ile evlendi...

    Üçüncü oğlu Şahin, Omarcıklardan Feyzullah kızı Fidan ile evlendi. Bir kız bir oğlu var... Osman ve Deniz adındaki bu çocukları Anıtkaya dışından evlendiler. Şahin ailesiyle Afyon'da yaşıyor...

    Siçan Ali
    Dendenin en küçük oğlu Ali... Ali isminin kaynağını biliyoruz artık; Dendenin şehit emmisi... 'Dendenin Ali' de diyorlar; ama onun daha yaygın kullanılan lakabı 'Siçan Ali'... Daldalların Hamdi kızı Leman ile evlendi. Üç kızları oldu: Arzu, Ömür ve Fadik... Büyük kız Arzı Nineyi çağrıştırıyor; küçük, Ali'nin anasının adı; ortanca Ömür'de ise, Leman Hanım tarafının hatırası var... Arzu, Gazilerin Sadettin eşi; Ömür, Ayımevlütlerin Mevlüt eşi; Fadik (Fatma) da Şavalın Davılcının Ali eşidir... Bu kızlar küçükken anneleri vefat etti. Bunun üzerine Siçan Ali, Anıtkaya dışından Sadegül Hanım ile evlendi. Üç kız, bir oğlan olmak üzere dört çocuğu daha oldu. Oğluna, dedesi ile babasının adını birleştirerek Ömer Osman ismini koydu. Kızları Ebru, Anıtkaya dışına gelin oldu; Esra, Gavalcıların Erol oğlu Mehmet eşi; Ayşegül ise bekar... Anıtkaya'da oturuyorlar...


    5. AHMET

    Arzı Ninenin en küçük torunu Ahmet 1913 yılında doğdu, İdirizlerden Hamsinci Mustafa kızı Şerife ile evlendi. El değil, hala-dayı çocukları oluyorlar. İkisi kız olmak üzere beş çocukları oldu. Kızı Selime, Yörüğoğlular Halil Efe oğlu Gurtluahmet eşi; küçük kızı Fatma da Beygirlinin Adem eşidir...

    Arzıların Ahmet, 1960 yılında Yörüğoğluların odada Jandarma tarafından vurularak öldürüldü. Bu olaydan sonra Arzıların Ahmet'in kendi çocukları ve Beygirlinin Adem ile Ömer de oğullarına onun adını verdiler. Eşi Şerife Hanım ise kocasından kırküç yıl sonra, 2003'te vefat etti...

    Şimdi Arzıların Ahmet'in erkek çocuklarına geldik... Büyük oğlu Veysel, 'Hademe Veysel' olarak bilinir. Ortaokulda uzun yıllar çalıştığı ve o işle bütünleştiği için öyle tanınıyor. Hacıların Kelidiriz kızı Mükerreme ile evlendi, ikisi oğlan beş çocukları oldu. Kızları Zele (Zeliha), Gıvırcığın oğlu Mürsel Patlar eşi; Şerife, Hassönlerden Veysel Koç eşi; Semiha ise, Mardaklardan Kelmısdıfa torununun eşidir... Veysel'in büyük oğlu Ahmet, Anıtkaya dışından evlendi; iki oğlu bir kızı var. Oğullarının adı Veysel ve Uğur...  Veysel'in küçük oğlunun adı Cengiz... Kıbrıs'ta şehit olan Cengiz Topel'in hatırasına binaen bu isim konulmuş. Tekirgızıların Osman'ın kızı Emine ile evlenen Cengiz, İzmir'de yaşıyordu, 2020'de orada vefat etti. Annesi Mükerreme Hanım ise 2023 yılında vefat etti...

    Arzıların Ahmet'in 1945'te doğan ortanca oğlunun adı Ali İhsan idi. Anıtkaya ağzında kısaca 'Alessan' diye söylenir. Beygirlinin kızı Havva ile evlendi. Meşhur ve eski cambazlardan olarak bilinirdi. 1970'li yıllarda yaptığı Koruma Reisliği hatırlardadır. Bir dönem Belediye Başkanlığına aday olduysa da kazanamadı. Alessanın üç kız, bir oğlan; dört çocuğu var. Kızlardan Sultan, Sağırmamutlar Ziya oğlu Mahmut eşi; Şerife, İdirizlerin Sarımemet kardeşi Mustafa eşi; Ayşe, Yörüğoğluların Sait oğlu Halil eşi oldu. Oğlu Ahmet ise Cavaların Tahir kızı Ömür ile evlendi. Görüldüğü üzere Alessanın çocuklarında da ana babasının isimleri (Şerife-Ahmet) var. Kendisi 2016 yılında vefat etti...

    Akgabak
    Ömer, Arzıların Ahmet'in küçük oğlu... Dedesinin adını almış... Ömer'e 'Akgabak' lakabı takıldı. Belki adını bile bilmeyenler, onu bu lakabıyla tanıyorlar. Buruşakların Cemal kızı Zehra ile evlenen Ömer, İzmir'de çalıştı ve oraya yerleşti. Veysel, Cengiz ve Ahmet adlarında üç oğlu var. Yazlarını hala Anıtkaya'da geçiriyor...

    ***

    Emirdağ Türkmenlerinden Musa, Eğret'te Selimlerden kaçırdığı Arzı Hanım ile bir yuva kurdu. Arzılar diye adlandırılan bu yuvanın çocukları, soy ismi olarak TÜRKMENOĞLU ve TÜBLEK soyadını kullanıyorlar.


04 Nisan 2022

İlk Av

 

    [Aşağıdaki yazıyı İresilhoca (Resul Ayas)ın oğlu Mustafa Ayas yazdı.]

    Kelmısdıfanın Avcılığı

    Her yerin buz tuttuğu, karın çok olduğu bir kıştı. Mardakların Odada teneke sobanın verdiği sıcaklıkla, yaşlılar ve üç beş çocuk, yatsı namazından sonra muhabbete kulak kabartmaya başlamıştık. Zaten orada bulunmamızın nedeni buydu; sohbet dinlemek, hizmet etmek...

    Babam imamdı, az konuşur; ama ortaya bir ateş koyar, kenara çekilirdi... İyi avcılar vardı yaşlılardan, Kel Mustafa, Keskin Dayı, Kemiğin Ali... Çay zaten eksik olmazdı... Daha ilk bardaklarını bitirmeden, babam Keskin Dayı'ya gözüyle işaret etti ve "Kel Mıstığa nasıl avcılığa başladığını sor hele" diye fısıldadı.

    Keskin Dayı, ufak boylu, kısık gözlü, muzip mi muzip biriydi. Kel Mustafa'ya dönerek "Len sen nasıl avcı oldun, nasıl çoban oldun, de bakam." dedi. Mustafa Dayı önce duymazlıktan geldi, sonra Keskin Dayı'yı "Yav işin yok mu senin!" diye tersledi. Kalabalık güldü; ama her bir ağızdan ısrar edilince, dayanamadı ve gülerek takgasını dizine koyup, başladı anlatmaya:

               ***

    13-14 yaşımda falandım herhalde, bubam hasta oldu. Koyuna gidilecek ama hasta olduğundan bana "Bugün sen git koyuna, falanca filanca, bilmem kim seni kollarlar. Onlarla gider gelirsin" dedi. Ben hiç evden çıkmamışım, dağ görmemişim çocuğum daha, korktum; ama birşey de diyemedim. Babam korktuğumu anladı ve "Al bunu da yanına" diyerek elime tabancasını tutuşturdu. Sırtımı sıvazladı, sert bir sesle "Aman Mıstığım, canavarlara dikkat et, çok bu aralar mındarlar" diye de uyardı. Tabancayı görünce merak ve hevesle belime taktım; ne korku kaldı bende ne telaş.

    Akşam çobanlarla beraber arkalı önlü, sürüleri köyden çıkarmaya başladık. Dağa vardık; ama bende bir hava, bir hava... Elim belimde devamlı tabancamı elleyip duruyorum. Neyse, akşam oldu; bende ne hava kaldı, ne de cıva... Korkmaya başlamıştım... Babamın beni emanet ettiği çobanların yanından ayrılmamaya çalışıyordum. Genç adamlar, laklak ediyor gülüyor eğleniyorlar... Ben ise sadece saf saf bakınıyorum. Geç vakit oldu, uykum da geldi; ama koyunlar var, nasıl edeceğimi bilemedim.

    Benim uykumun geldiğini anladılar ve "Sen bu kuytuya yat, köpekler var, biz varız..." dediler. Kepeneği üstüme aldım; ama korkudan uykum kaçtı, uyumadan bakarım sağa sola, diye düşündüm. Bir vakitten sonra üşüdüm, kepeneğin içinde az daha büzüldüm. 

    Uyumuşum... Gecenin kör vakti üzerimden köpekler havlayarak geçtiklerinde uyandım... Ortalık zifiri karanlık... Ayın ışığı zayıf... İleride bir karmaşa, bir hareketlilik var; ama ne olduğu belli değil. Öbür çobanlar sürülerle başka taraflara gitmişler herhalde, kimse kalmamış. Köpekler havlıyor, sağa sola koşuyor. Ben durmadan bağırıyorum; ama kime ve niçin bağırdığımı da bilmiyorum. Belimdekini çektim, ileride alaca belece koşuşturan canavarlara doğru verdim ateşi... Tabancanın sesine köpekler sustu, ortalıkta koşan alacalar falan kalmadı, ak koyunlar zaten belli... Korkudan bir yere gidemedim. Kayaya oturdum, ortalık ağarana kadar yerimden kıpırdamadım. Ortalık aydınlanınca dağılan sürüye doğru gittim... Bir de ne göreyim, üç tane keçi var yerde, ölmüşler... Biri de gözleri yarı açık, can çekişiyor... 

    Mevzu netleşti, ben korkudan keçilere ateş etmişim canavar diye.

    Keçiler de zaten bizim değilmiş, katımmış. Babam sahibine keçilerin parasını ödedi... Hem de beni öyle bir dövdü, vay anam vay!..

                ***

    Bugün gibi aklımda; Kelmısdıfa, o tatlı kısık sesi ve sakin üslubuyla bir anlattı, oda yarıldı gülmekten ...

    Berbat adamdı...



03 Nisan 2022

Gobaklar - Kaçmaz


    Hatiboğlu Mehmet'in torunlarını incelemeye devam... Gobak Dede Hatiboğlu Hasan 1829 yılında doğmuştu. Ele aldığımız onun çocuklarıdır; en küçük oğlu İbrahim çocukları günümüzde Kopan soyismini taşıyorlar... Sırada Gobak Dedenin ortanca oğlu Hüseyin var...

    Aslında Hüseyin ile Mehmet'in hangisinin ortanca hangisinin büyük olduğunu bilmiyoruz; çünkü ilk kayıtlar tutulduğu sırada doğmamışlardı, son kayıt sırasında da hayatta değillerdi. Tahmin yürüterek Hüseyin'in Mehmet'ten küçük olduğunu düşünüyoruz...

    Hatiboğlu söyleyişi halk arasında zamanla yalnız Mollaosmanlar kanadına bırakılıyor. Hüseyin'e de, babasıyla ilişkilendirerek 'Gobakların Hüseyin' denilmeye başlanıyor...

    Gobakların Hüseyin, 1860 doğumlu Ayşe/Eşe ile evlenmiş. Ayşe Hanımın Türkmen Abdullah kızı olduğu tahmin ediliyor. Böylece Hüseyin, Apdıramanların Abdurrahman (Curak babası) ve Müdüroğluların Ahmet ile bacanak oldu... 

    Dört oğulları var; lakin onların bir de Halime adında ablaları var ki Mardakların Hüseyin dedenin eşi oluyor. Halime Nine sayesinde Mardaklarla kurulan bu bağ, belirgin bir şekilde ileriye doğru güçlenecektir...

    Halime 1883'te doğmuştu... Oğulların büyüğü Halil ise ondan iki yıl sonra 1885 yılında doğdu. Yılıklardan olduğu düşünülen Fatma Hanım ile evlendi. Gobakoğlu Hüseyin'in dört oğlunun büyüğü Halil hakkında bilgi bu kadar. Çocukları oldu mu, yoksa çocuksuz mu öldü; Cihan Harbinde filan mı kaldı, bilinmiyor... Ama vefat ettiği kesin... Fatma Hanım sonradan Sıntırhüseyine varmış, Garakazımın anasıdır. Orada 1960 yılında vefat etti...
    

    1. Garabacak

    Gobakoğlu Hüseyin'in ikinci oğlu İsmail 1889 yılında dünyaya geldi. 'Garabacak' diye lakaplandı. Karacaahmetli Hamide Hanım ile evlendi. İkisi kız olmak üzere altı çocukları oldu. Kızlarının büyüğü, halası Halime'nin adını aldı ve onun evliliğiyle kurulan Mardaklar bağı doğrultusunda, Mardakların Kelmısdıfa eşi oldu. Küçük kardeşi Eşe (Ayşe)ye ise ninesinin adını koydular. O da yine Mardakların Ahmet eşi oldu. Ablası gibi, İsmail'in iki kızı da Mardaklara gitmiş oldu. Bu evliliklerde Halime Hanımın etkisi kesin gibidir...

    Garabacağın Seydi Ahmet
    Büyük oğlunun adı Seydi Ahmet... 1914 yılında doğdu. Karacahmet Köyündeki Karacahmet Sultan'ın makamına hürmeten; erkek çocuk doğarsa Seydi Ahmet, kız doğarsa Sultan ismi vermek gibi yaygın bir adet var. O köyden olan Hamide Hanım, ilk oğluna bu sebeple Seydi Ahmet adını koydurmuş olmalı.  

    Seydi Ahmet, Eğret dışından Hatice ile evlendi; ama tam olarak nereli olduğu bilinmiyor. Celil, Salih ve Yakup adını verdikleri üç oğulları oldu. 

    1937 Yılında doğan Celal/Celil, önce Sakaların Kelbekir kızı Bahriye ile evlendi... Ahmet ve Mehmet adında iki oğulları oldu. Bilallerin Halil kızı Hüsniye ile evlenen Ahmet, Ziraat Bankasından emekli olduktan sonra İhsaniye'ye yerleşti. Şimdi orada oturuyor... Mehmet ise Buruşakların Kırtümmet Hüseyin kızı Şerife ile evlenip Şampayanın Tacittin ile bacanak oldu. İzmir'de yaşıyordu, 2023'te orada vefat etti... Celil, sonradan Eğret dışından ikinci evliliğini yaptı. Bir kız, iki erkek çocuğu oldu. Kız, Bilallerin Osman Kaynar eşi oldu. Oğullarının adları ise Salih ve Yakup idi, Anıtkaya dışından evlendiler ve İzmir taraflarına yerleşip oralarda yaşadılar... Celil kendisi 2014 yılında vefat etti...

    Seydi Ahmet'in 1940'ta doğan ortanca oğlu Salih'e 'Garagaş' derlermiş. Dişçilik yaptığı için bir lakabı da 'Dişçi Salih' idi. Bilallerin Apil kızı Kerime ile evlendikten sonra Karakaş Salih, Almanya'ya gitti, orada çalıştı, yerleşti ve 2020 yılında vefat etti. Çocukları Sunay, Gülay, Şenay, Nuray ve Tuncay halen Almanya'da ikamet ediyorlar...

    Yakup 1947 yılında doğmuş. Herhalde evlenme fırsatı bulamadan 1968 yılında vefat etmiş... Gobakların Garabacağın Seydi Ahmet de 1977 yılında vefat etti. Eşi Hatice Hanımın ölüm tarihi ise 1984...

    Kel Şaban
    Garabacak İsmail ortanca oğluna Şaban adını koydu. Şaban Ayında doğanlara genelde bu isim verilirdi, demek ki 1929'un Şaban ayında doğmuş... 'Kel Şaban' olarak tanındı.

    İlk olarak Gasapların Araphüseyinin kızı Maksude ile evlendi. İki çocukları oldu, tazeyken öldüler. Sonra 1952'de Maksude Hanım da vefat etti...

    İkinci olarak Karacaahmetli Fatma Hanım ile evlenmesinde annesi Hamide Hanım'ın etkisi olabilir. Dört kız, iki oğlan olmak üzere altı çocukları dünyaya geldi. Büyük kızı Maksude, İbişlerin Yakup Tür eşi; onun küçüğü Sunay, Kedivelilerin İbrahim oğlu Ramazan Ildız eşidir. Diğer kızları Hamide ile Emine Anıtkaya dışına gelin olmuşlar... 

    Büyük oğlu Ömür de yine Anıtkaya dışından evlenmiş; 2016 yılında vefat etti... 

    Küçük oğlu Hüseyin, Cingenalilerden Süleyman Saçan'ın kızını aldı. Burada dikkatimizi çekmesi gereken bir husus; Kelşabanın bir kızına kendi annesinin, bir oğluna da dedesinin adını koymasıdır. Hamide ismini diğer kardeşlerinde de görmek mümkün; lakin Gobakların Kaçmaz kolunda Kelşabanın oğlundan başka Hüseyin adlı birini duymadım. Oysa bilindiği üzere dipdede Hatiboğlu Hüseyin'dir...

    Eşi Fadime Hanım 1995, Garabacağın Kelşaban ise 1996 yılında peş peşe vefat ettiler...

    Kör Halil
    Gobakların İsmail'in üçüncü oğlu Halil 1931'de doğdu... Oğluna bu ismi vermiş olmasından yola çıkarak, ağabeyi Halil'in erken yaşta öldüğü (büyük ihtimal şehit olduğu), hatırasını yaşatmak için bir oğluna onun adını verdiğini düşünebiliriz. 

    Kendisine 'Motur Halil' veya 'Kör Halil' diyorlardı. Halimeninmehmet kızı Makbule ile evlendi. Makbule Hanımın da Hatiboğlulardan olduğunu unutmayalım. İki kız, iki erkek dört çocukları oldu. Büyük kızlarına ninesinin adı Hamide ismini koydular ve onu Apdıramanlardan Kelhasan oğlu Muzaffer Kirkit ile everdiler. Küçük kızı Aynur ise Çulluların Köralosman Çavuş oğlu Selim Haykır eşidir. 

    Büyük oğlu, Garabacak dedesi İsmail'in adını aldı ve Müdüroğlunun Cemal'ın kızı Kezban ile evlendi. Kezban da İsmail'in Halime halasının torunudur... İsmail 2020 yılında vefat etti... Moturhalilin küçük oğlu Şeref ise Anıtkaya dışından evlendi.

    Körhalil veya Moturhalil; 2011 yılında vefat ettiğinde seksen yaşında bulunuyordu...

    İbrahim Kaçmaz
    İsmail'in küçük oğlu İbrahim... Çanakkale şehidi amcasının adını alan İbrahim, Gavalcılardan Havva ile evlendi. Hamide, Elveda ve Fatma adında üç kızları oldu. Büyük kızı Hamide, Mardakların Ahmet oğlu İsmail Saki eşidir. İsmail ile Hamide hala-dayı çocuklarıdır. Elveda ile Fatma Anıtkaya dışına gelin oldular, Ankara'da yaşıyorlar. Babaları İbrahim 2006 yılında vefat etti...

    Çocuklarını ayrıntılı verdiğimiz Garabacak İsmail 1943 yılında 54 yaşındayken vefat etti...


    2. Salih

    Salih, Hatiboğlu Hüseyin'in dört oğlundan üçüncüsüdür. 1891 Yılında doğdu. Kekliklerden Hasan kızı Hatice ile evlendi. Hatice Hanım'ın anası Arzılardan, aslında Hatice'yi bakıp büyüten de Arzılar; ama babasına istinaden hep Kekliklerden diye söyleniyor... 

    Biri kız beşi oğlan, altı çocukları oldu. İsimleri Hasan Hüseyin, Kemal, Ayşe, Hilmi, Kazım ve Mahmut... En büyükleri Hasan Hüseyin 1919'da doğmuştu, üçüncü Ayşe ise 1924'te... İkisi de 1926 yılında öldüler... Bu vaziyetteyken 1937 yılında Gobakların Salih vefat etti... Dört oğlunun en büyüğü 14, en küçüğü ise bir yaşındaydı... Hatice Hanım dört yetimiyle yeniden evlendi, çocuklarını tay götüremeyeceğine göre kocası içgüveyisi olmalıydı. Böylece Körüslerin Akömer ile evlenmiş oldu. Orada 1941 yılında Veysel Kök doğdu... Sonra Akömer ile de ayrıldılar, 1972 yılında vefat etti...

    Hayatta kalan dört oğluna bakacağız. İki numara Hilmi'den başlayalım, 1928 yılında doğmuştu. Hastacaktı veya askerdeyken hastalandı... Kurtulamadı ve 1948 yılında vefat etti... Bundan sonra Hilmi'nin üç kardeşi de (Kör Kemal, Goca Kazım, Pafıldak Mahmut) oğullarına onun ismini koydular. Hatta Gobakların diğer kolunda, Çerçi Mehmetin torunu Hilmi Kopan'ın adı da bundan yadigar...

    Kör Kemal
    Üç kardeşin büyüklerinin adı Kemal; kurtuluştan hemen sonra 1923'te doğduğu için Mustafa Kemal hatırasına bu isim verilmiş olmalıdır. 'Kör Kemal' olarak bilinen Kemal, Keçilerden Gulaksız İbram kardeşi Fadime ile evlendi. İdirizlerin Kelidiriz, Kinislerin Çitili Mehmet ve Tatıresilin Mustafa ile bacanak oldular...

    Biri kız, altı çocukları oldu; isimleri Salih, Hilmi, Hüsnü, Hasan, Aynur ve Adem... Tek kızı Aynur, Mardaklardan Kelmısdıfa oğlu Alaattin Saki eşidir...

    Büyük oğlu, dedesi Salih'in adını aldı. Cavanın İbram kızı Ayşe ile evlendi. Onların da iki kız, iki oğlan dört çocukları oldu; oğlanlar Tuncay ve Ahmet'tir... Dedebaşı denilen yerdeki türbeden Yeşil Cami'ye doğru inen küçük bir aralık vardı. Orayı satın alan Salih, bina yaparak kapatmayı düşünüyordu. Tatıresil 'Orası göremediğimiz bazı varlıkların mekanı olabilir, onları rahatsız etmekten sakın. Burayı kapatmaktan vazgeç, bak sonra genç ölürsün' diye nasihat etti. Ecel başka bir şey tabi; ama Salih'in 1986 yılında genç yaştaki ölümüyle ilgili böyle bir şey anlatılıyor...

    Kör Kemal'in ikinci oğlunun adı Hilmi; hakkında bilgi bulamadım...

    Hüsnü ise üçüncü oğludur, 1953'te doğdu... Dayısı Gulaksız İbram kızı Sultan ile evlendi, Azıraklının Ahmet Kalkan ile bacanak oldular... Bir oğlu bir kızı olan Hüsnü de 1979 yılında genç yaşta vefat etti... 

    Kör Kemal'in dördüncü oğlu Hasan, 'Topal Hasan' diye bilinirdi. Delimısdık kızı Adalet ile evlendi, Çakırosmanın Mustafa ile bacanak oldular... Kemal ve Hüsnü adını koyduğu iki oğlu var...

    Adem, Kör Kemal'in en küçük oğlu... Anıtkaya dışından evlendi. Üç kızı var; birisi Gulizlerden Aziz oğlu Ahmet eşidir...

    Eşi Fadime Hanım kendisinden önce 2005'te öldü; Körkemal ise ondan dört yıl sonra 2009 yılında vefat etti...

    
    Goca Kazım
    Gobakların Salih'in, yaş sırasına göre diğer oğlunun adı Kazım; 1931 yılında doğdu. Babası öldüğünde altı yaşındaymış... Sonradan uzun boylu ve iri yapılı oluşundan olsa gerek 'Goca Kazım' diye lakaplandı. 

    Gocakazım, İdirizlerden Hamsincinin Delimemet kızı Cemile ile evlendi. Deligızın Arif, Güdükahmetin Emin, Danaların Mehmet ve Timitirinin Mehmet ile bacanak oldular... Cemile Hanım ile dört kız, bir oğlan beş çocukları oldu; Fadime, Sevim, Nevin, Birsen ve Hilmi... 

    Cemile Hanım 1963 yılında vefat etti... Bundan sonra Gocakazımın bozulan düzeni bir daha dikiş tutmadı. İkinci olarak Hatiplerin Ömer Faruk'tan dul kalan Garahmetin kızı Hacer ile evlendi; 1967'de Hacer Hanım vefat etti. Sonra Gıdilerden Raziye ile evlendi, 1993'te Raziye Hanım vefat etti... En sonunda Anıtkaya dışından son hanımını aldı ve 2011 yılında kendisi de vefat etti...

    Çocuklarına bakacak olursak, kızları; Fadime, Alçakların Hacıemin oğlu Mehmet As eşi; Sevim, Sağırlardan Ali Osman Hoca eşi; Nevin, Çolakların Halil Kurt eşi; Birsen,  Hacıların Şerafettin oğlu Süleyman Azbay eşi oldular...

    Gocakazımın tek oğlu Hilmi, Delibayram kızı Ayşe ile evlendi. Büyük oğluna babası Kazım'ın, ortanca oğluna dedesi Salih'in adlarını koydu. Küçük oğlunun adı ise Soner... Kazım, Gecegondunun Nevzat Hocanın kızıyla; Salih, Hacılardan Parlak Mehmet kızıyla; Soner de Takkuşların Hüseyin kızıyla evlendi. Salih Anıtkaya'da oturuyor, Kazım ile Soner Anıtkaya dışında yaşıyorlar... Anneleri Ayşe Hanım 2018'de vefat edince, Gocakazımın Hilmi Anıtkaya dışından bir hanımla tekrar evlendi; kah Afyon'da, kah Anıtkaya'da oturuyor...

    Pafıldak Mahmut
    Gobakların Salih'in üçüncü oğlunun adı Mahmut, 1936'da doğdu; 'Pafıldak Mahmut' olarak bilindi. Çakırmehmet kızı Fadime ile evlendi. Çakırların da esasında Hatiboğlu/Gobakoğlu olduğu hiç unutulmamalı... Kelsaleğin Kirli ve Kölgecinin Halil İbrahim ile bacanak oldular... 

    Gobakların Pafıldakmahmut 2018 yılında vefat etti... Çocuklarına gelirsek; Fadime Hanımla onun üç kız bir oğlan, toplam dört çocukları oldu; isimleri Selime, Hilmi, Seviye ve Cemile'dir...

    Kızları Selime, Gocagulakların Mehmet eşi; Seviye, Kirlinin Mehmet eşi; Cemile de Delibayramın Ömer eşidir. Burada, Kirlinin Mehmet ile Seviye'nin teyze çocukları olduğuna; bir de küçük kızına, abisi Gocakazımın ilk eşi ölünce onun adını vermişler, buna dikkat çekelim...

    Tek oğlu Hilmi, esasında yaşlarına göre çocukları arasında ikinci sıradadır. Daldalların Gariban kızı Ömür ile evlendi. Ömür Hanımın annesi Azime de Gobaklardan... Hilmi, esnaflık yaptı; kadınların el işine yönelik malzemeler sattığı için 'İpçi Hilmi' diye tanındı. Sonra 'Tuhafiyeci Hilmi'... Daha sonra da otomobil ticaretine girişti ve 'Galerici Hilmi' oldu... Ve 2008'de bir trafik kazasında vefat etti.

    Hilmi ile Ömür'ün üç oğulları oldu. Büyük oğluna kendi dedesinin, ortancaya kendi babasının adını verirken; küçük oğluna da kayınpederinin adını koydu: Salih, Mahmut ve İbrahim...  Salih, Hassönlerden Terzi izzet'in kızıyla; Mahmut da yine Hassönlerden Güngör'ün kızıyla evlendiler. Anıtkaya'da yaşıyorlar...

    3. İbrahim

    Hatiboğlu Hüseyin'in en küçük oğlu İbrahim'e geldik. 1894 yılında doğdu. Hakkında başka bir kayıt yok. Gobaklar cihetinden şifahi de olsa onunla ilgili bir bilgi alamadım. Köyü tespit edilemeyen Afyonlu Çanakkale Şehitleri arasında şu bilgiler, Gobakların İbrahim'inkiler ile örtüşüyor: "Afyonlu Hüseyin oğlu İbrahim; Üçüncü Kolordu, Ondokuzuncu Fırka, Onikinci Alay, İkinci Tabur, Dokuzuncu Bölük Nizamiye eri iken; 5 Mart 1915'te Merkeztepe'de şehit oldu." 

    ***

    Zaman geçtikçe Hatiboğlu Hüseyin'e Eğretliler Hatiboğlu demeyi bıraktılar; babasıyla ilişkilendirip ona da Gobakların Hüseyin dediler. Çocuklarına da tamamen Gobaklar deniyor; ama soyadları KAÇMAZ. Aslında önce onlarınki de Kopan imiş, sonradan değiştirmişler...