Körüslüoğlu adıyla anılan ilk Ömer, 18. yüzyıl sonlarında doğduğu anlaşılıyor. Ancak 'Körüslü Ömer' değil de 'Körüslüoğlu' diye kaydedilmiş olması, onun Körs köyünden gelen ilk kişi olmadığına işaret ediyor.
1825 Yılında İbrahim adında bir oğlunun doğduğu da dikkate alınırsa, Körüslüoğlu Ömer'in Eğret'te evlendiğini de söyleyebiliriz. Körüslüoğlu İbrahim de Hatice Hanım ile evlenerek tamamen Eğretli oldular.
1852 yılında doğan oğluna babasının adını koydu. "Körüslüoğlu" sadece lakaplarıydı; ikinci 'Körüslüoğlu Ömer' artık Eğretlidir. Evlenip çoluk çocuğa karışır. Eşi, Fatma Hanımdır. Tekelilerden Mehmet Ali (Bilallerin Dedesi) ile bacanak olurlar... Önce Raziye adını verdiği bir kızı dünyaya geldi. Sonra oğlu Mehmet 1878'de doğdu. Yaş sırasına göre diğer çocukları; Ali, Mustafa, Osman, Ahmet ve Hatice. Bu çocukların hikayesi, çökme sürecini yokuş aşağı büyük bir hızla yaşayan Osmanlı'nın Eğret'e yansıması gibidir. Esasında bu bir hikaye de değil, dramdır.
Daha Ömer'in çocukluğunda Eğret'e gelen bir gezgin şu tespiti yapıyor: "...60 kadar evden oluşan bir yerleşim yeridir. Ancak redif askeri sistemi uygulaması nedeniyle sürekli olarak insanların göreve çağrılmalarından dolayı birçok evin kapalı olduğu..." Bu sıralarda henüz şiddetli savaş zinciri dönemine girilmiş değil. Gerçi savaşsız bir dönem yok; ama olağan çarpışmalar dönemi. En şiddetli dönem 1910-1922 arası. Körüslüoğluların dramı işte bu dönemde yaşanıyor.
Bugünden maziye bir pencere açıldı farzederek oradan gördüklerimi aktarayım. Felaketler asrının başlangıcında Körüslüoğlunun durumu ortalama bir Eğretlininki gibiydi. Canalilerin evi biliyorsunuz, Delişükrününkini de... İkisinin arası Körüslüoğlu'nundu. Kalabalık sayılacak ailesiyle koyunculuk yapıyordu. Kışın sulamaya çıkardığında, aşağıdaki çeşmeye bir ucu ulaşan sürünün gerisi daha kapıdan çıkmakta olurdu.
Mehmet
Büyük oğul Mehmet, 1878 yılında doğdu. İdirizlerden İbrahim kızı Ummahan ile evlendi. Ümmühan Hanım, Hamsincinin kardeşi; Delimehmet ve Keskginmahmutun halalarıdır. Satı, Refiye ve Zehra adında üç kızları oluyor. Bu çocuklar yukarıda bahsedilen, ülkenin en yakıcı döneminde doğan talihsizler.
6 Haziran 1915 günü Çanakkale Keçideresi mevkiinde şehit olduğu haberi geldi... Üç kızıyla dul kalan Ümmühan Hanım yıllar sonra (1926) Eytam Sandığındaki çocuklarının hissesinden nafaka bağlanmasını, çünkü hiç geliri bulunmadığından üç kızına bakamadığını ifade etse de olumsuz cevap alıyor... Ümmühan Hanım 1967'de vefat etti. Üç kızının akıbetine bakalım...
Zehra ise Canalilerin Ali ile evlendi. Körüslüoğlu Mehmet'in torunları Zehra Hanımdandır. 1998 Yılında vefat etti...
Diğer kızı Refiye evlenmemiş. Kardeşi Zehra'nın yanında, Canalilerin evde yaşamış. 1987'de ölene kadar aldığı cüzi maaştan anlaşıldığına göre, Ümmühan Hanımın 1926'da açtığı dava işe yaramamış; ama sonradan küçük kızına aylık bağlanmış...
Ali
İkinci oğul Ali, 1880 yılında doğdu. Adile/Akile'yle evleniyor. Akile Hanım, Garmenlerden Ali'nin kızı; böylece Arapların İsmail, Hacapdıramanların Ali Osman, Apdıramanların Ali ve Manavların Gızmehmet ile bacanak oldular... Gariptir, beş bacanağın dördü Cihan Harbi şehididir...
Onların çocukları Halime, Nazike, Ümmühan ve Ömer... Cihan Harbinde Halime'nin aklı eriyor ama; Nazike küçük, Ömer taze çocuk, Ümmühan ise daha doğmamış...
Söylediklerine göre Körüslüoğlu Ali, cephede çok ciddi hastalanıyor. Bunu hava değişimi iznine yolluyorlar. Eğret'e geldiğinin haftası dolmadan vefat ediyor...
Büyük kız Halime, Arapların Şükrü eşi oldu. Gözelali, Gözeliban ve Gözelmehmetin anasıdır. 1982'de öldü... Ortanca kızı Nazike Gödeşmısdığın eşi oldu, 1988'de öldü... Küçük kızı Ümmühan da Aşşağılıların Efemehmete vardı. Gambırmuhtar ve Salim Öncül'ün analarıdır, 2000 yılında vefat etti... Kızları gelin olduktan sonra, Akile Hanım Yahyaların Yahya'ya vardı; 1966'da vefat etti...
Ali'nin tek oğlu 1912 doğumlu Ömer'e 'Akömer' dediler. 'Karaömer' ile karıştırmamak için herhalde... Akömer, önce Ablaklı Hatice hanım ile evlendi. Öyle de olsa, Hatice Hanımın anası Eğretli idi ve Kekliklerdendi... Çok güçlü bir kadın olduğu için 'Motur Hatca' derlermiş... (Kekliklerle bağlantısı sebebiyle Gındiyi Motur Hatcanın everdiği belirtiliyor.)... Bir diğer husus ise Hatice Hanımın dört oğluyla dul kalmış olmasıdır. O aslında Gobakların Salih eşiydi, Salih ölünce yetim kalan dört çocuğu ise Körkemel, Gocakazım, Pafıldakmahmut ve Hilmi'dir. Akömer, bu dört oğluyla dul kalan Hatice Hanıma içgüveyisi girmiş oldu...
Onların da ayrıca bir oğlu ve bir kızı oldu. Oğlunun adı Veysel, kızı küçük yaşta öldüğü için adı bilinmiyor... Bu durumdayken Hatice Hanım ile ayrıldılar...
Akömer ikinci olarak Hacılardan Kelalinin kızı Penbe ile evlendi. Penbe Hanım da Yozgun Halil'den ayrılmıştı... Ondan da üç oğlu ve bir kızı dünyaya geldi: İzzet, Saadettin, Halil ve Şener... Böyle böyle 1982 yılına gelindi ve Akömer vefat etti. Eşi Pembe Hanım kendisinden otuz yıl sonra, 2013'te öldü...
Çocuklarına bakalım... Tek kızı Şener, Kışlacıklı bir bey ile evlendi; iki çocuk annesiyken 1995'te vefat etti...
İlk eşi Hatice Hanımdan olan oğlu Veysel 1941'de doğdu. Garaömerin kızı Mükerreme (Müker) ile evlendi. Macuralinin Bahtiyar ile bacanak oldular... Erken dönemde İzmir'e yerleşti. Vildan, Birol ve Şenol adında üç çocukları oldu. Kızları Vildan, Kırtişin Gıbış oğlu Apil Özen eşidir... Büyük oğlu Birol Terlemezhocanın Yusuf kızı Ayşe ile evlendi. Küçük oğlu Şenol ise Hakkıların Kahveci Kadir kızı Kerime ile evlendi; Veysel ve Kadir adlarında iki oğlu var. Akömerin Veysel 2016'da vefat etti, çocukları halen İzmir'de yaşıyorlar...
Mustafa
Mustafa, Fatma ile dünya evine giriyor. Fadime Hanım Gödeşler/Tingildeklerden İncemehmetin halası... Çocukları Mehmet, Ömer ve Şerife... Savaş döneminde Mehmet çocuk, Ömer küçük, Şerife ise bebek... Onun Çanakkale'de şehit olduğu söyleniyor; ama Kafkas cephesinde çarpıştığı ve orada şehit olduğu rivayeti daha gerçekçi görünüyor... Sonuçta, geride biri kız üç yetimli bir dul bırakarak şehit oluyor; yeri önemli değil... Fadime Hanım çocuklarının başında 1943 yılına kadar durmuş. Sonrası ecel...
Şerife, Gıdilerin Ahmet eşi olacak ve annesinin öldüğü yıl, 1943'te vefat edecektir... İki erkek kardeşiyle devam edelim...
Mehmet, Tekelilerden Şerife ile evlendi. Üç kız ve bir oğlu oldu. Yaş sırasına göre isimleri; Hatice, Safura, Fadime ve Emin'dir... Hatice, Danaların Keliban; Safura, Omarcıkların Altındişin Hasan; Fadime de Paşagızıların Egehasan eşi oldular...
Tek oğlu Emin, önce Gıdilerin Ahmet kızı Iraz ile evlendi. Iraz Hanım halasının kızıydı. Üç çocukları oldu; ama yaşamadılar. Bu gerekçeyle ayrıldığı Iraz Hanım, Gobakların Gocakazıma varacaktır... Emin ikinci olarak Geneşlerli Azize Hanım ile evlendi. Ondan da iki kızı ve iki oğlu oldu: Şerife, Adalet, Mehmet ve Yılmaz... Şerife, Arzılardan İsa Türkmenoğlu eşi oldu; Adalet ise Karacahmet'e gelin oldu... Mehmet, Tekelilerden Bekçirofi kızı Meral ile; Yılmaz ise Efekçilerin Ömer kızı Meryem ile evlendi, iki oğluyla bir kızı var... Körüslerin Emin ve çocukları halen Afyon'da yaşıyorlar.
Eşi, Tekelilerin kızı Şerife Hanım 1959'da vefat etti; Körüslüoğlu Mehmet ise ondan sonra biraz daha yaşadı ve 1976'da öldü...
***
Körüslüoğlu Mustafa'nın 1912 doğumlu oğlunun adı Ömer... Dedesinin adı; ama ona esmer olduğu için 'Gara Ömer' diyorlar... Manavların Körmısdıfa kızı Emine ile evlendi. Emine'nin küçüğünü alan Macurali ile bacanak oluyorlar... Beş oğlu ve iki kızı oldu. Yaş sırasına göre Garaömerin çocukları; Mustafa, Mükerreme, Ahmet, Osman, Adem, Ahmet ve Ümmühan'dır...
Büyük kızı Mükerreme (Müker), Akömerin Veysel eşidir. Akömer ile Garaömer emmi çocukları... Küçük kızı Ümmühan ise Macuralinin Bahtiyar eşidir; teyze çocukları oluyorlar...
Büyük oğlu Mustafa 1939 yılında doğdu. Mardaklardan Mehmet kızı Havva ile evlendi. Üç kız ve bir oğulları oldu; İrfan, Şerife, Sevim, Ömer... Şerife 1966 yılında doğdu, iki yaşındayken öldü... Büyük kızları İrfan, Altındişin Hasan oğlu Meşhur Ahmet eşidir. Meşhurun anası da Körüslerden... Küçük kızları Sevim de Yumrukların Halil İbrahim Tüblek eşidir... Oğlu Ömer ise Erkmenli Şükran ile evlendi. Mustafa ve Havvanur adlarında iki çocuğuyla Afyon'da yaşıyorlar...
İkinci oğlu 1944 yılında doğdu, adını Ahmet koydular... Ahmet okula gidiyordu, dokuz yaşındaydı. Abisiyle arka arkaya koştukları arabalarda Bunar mevkiindeki tarlaya ters çekiyorlardı. Yakınlardan Yörüklerin deve kervanı geçiyordu. Bu ilginç görünüşlü hayvanlara bakacağım derken arabadan düştü, teker üstünden geçti. Orada can verdi...
Garaömerin diğer oğlu Osman ise 1948 doğumlu... Macurali kızı Ümmühan ile, yani teyzesinin kızıyla evlendi. Rüstem ve Serpil adında bir oğluyla bir kızı oldu. Ümmühan Hanımın 1980'de vefatından sonra, Anıtkaya dışından Naciye Hanımla evlendi. Ömer, Fatih ve Meryem olmak üzere iki oğluyla bir kızı daha oldu. Büyük kızı Serpil, Buydeycigadir oğlu Alaaddin Dadak eşidir... Küçük kızı Meryem ise Anıtkaya dışına gelin oldu... Rüstem, Anıtkaya dışından Habibe ile evlendi; Ümmühan, Tuğba ve Tugay olmak üzere üç çocuğu Anıtkaya dışından evlendiler ve Afyon'da yaşıyorlar... Ömer, Afyon'dan Nazmiye ile evlendi. Ramazan, Osman, Emine ve Emin adlarında dört çocuğu var ve Afyon'da yaşıyorlar... Fatih ise Anıtkaya dışından Kudret ile evlendi, Osman adında bir oğlu var; Anıtkaya'da yaşıyorlar...
Dördüncü oğlu Adem, 1949 yılında doğdu. İdirizlerden Kelidiriz kızı Ayşe ile evlendi. Sevcihan, Nurcan, Emine ve Ömer adlarında üç kız ve bir oğlu oldu. (Beş yaşındayken 1977'de ölen Ömer adında bir oğlu daha vardı.) Ayşe Hanım 2001'de vefat etti. Kızları Sevcihan, Hacınınhasan oğlu Ahmet Çelik; Nurcan, Tokanorilerin İsmail Toka; Emine de Tekelilerin İbili oğlu Kadir Taşkın eşi oldular... Ömer, Eyüplerin Aşçıtahsin kızı Firdevs ile evlendi. Ayşe, Ravza ve Hiranur adlarında üç kızı var; Anıtkaya'da yaşıyorlar...
Körüslüğlu Mustafa'nın küçük oğlu Garaömer, 1979 yılında vefat etti. Eşi Emine Hanım kocasından otuzaltı yıl sonra, 2015'te öldü...
Osman
Osman 1886 doğumlu. Kinislerden Dınali kızı Ayşe ile evlendi. İzzet adında bir oğulları vardı. Kardeşleri gibi Osman da Cihan Harbinde Çanakkale cephesinde çarpışıyordu. Anafartalar'da feci çarpışmalar oluyordu. 12 Haziran 1915 günü kafası kopuyor, bulamıyorlar. Eğretli bir arkadaşı boyunbağından teşhis edebiliyor...
Yanında oğlu İzzet tay olduğu halde dul eşi Ayşe, Emirdağlı bir Yörükle evlendi. Bu arada küçük İzzet vefat etti. Akömerin Terzi İzzet Kök'ün adı onun hatırasına konulduğu düşünülüyor...
***
Şimdi tekrar geriye dönüp o felaket günlerine bakalım...
'Körüsler' deyince Körslüler denmek istendiğini ve yukarıda belirtilenlerin tamamı kastedildiği unutmamalı. Ak Ömer ve Kara Ömer'den sonra onun oğullarının her birinin bir Ömer'i oluyor. İşte bu Ömer Kök'ler, Körüslüoğlu Ömer yadigarıdır. 1934 Soyadı Kanunu sonrası Körüslüoğlu çocukları KÖK soy ismini aldılar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder