Bu bildiri, Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Başbakanlık Diyanet İşleri Başkanlığı arasında düzenlenen Cami ve Mescitlerimizde bulunan Eski Eser (Kültür Varlığı) niteliği taşıyan halı ve kilimlerin müzelerimize kazandırılmasını amaçlayan protokol (1) gereği yapılan bir araştırma sonucunda ortaya çıkmıştır. Bu araştırmada Afyonkarahisar Müftülüğünden iki, Müze Müdürlüğünden iki uzmanın katılımıyla Afyonkarahisar’ın tüm beldelerindeki camiler (934 cami) üç ay içinde taranmıştır. (2) Bu çalışma sonucunda Vakıf menşeili camilerden 12 adet halı, 46 adet adet kilim, Diyanet İşleri Başkanlığı menşeili camilerde ise 40 adet halı, 162 adet kilim tesbit edilmiş, belge karşılığında komisyonca teslim alınarak müzeye teslim edilmiştir. (3) Vakıf menşeili camilerden alınan halı ve kilimler dışında kalanlar için alındığı camilere yeni halı ve kilim verilerek bu kültür varlıkları müze koleksiyonuna kazandırılacaktır.
Bu tarama çalışmasında değerlendirme ve derleme halı ve kilimlerin eski eser olması yanında bölgenin etnografik ve folklorik değerleri ile üretim merkezleri göz önünde tutularak yapılmıştır.
Belirlenen üretim merkezlerinden birisi de aşağıda bildiriye konu olan Anıtkaya (Eğret) kasabasıdır. Anıtkaya Kasabası ve çevresindeki köylerde yapılan tarama çalışmasında desen ve renk özellikleri bakımından büyük benzerlikler taşıyan bir grup kilime rastlanmıştır. Bütün beldelerde parmaklı kilim adı verilen bu kilim grubuna Anıtkaya kasabasından uzaklaşıldığında rastlanamamıştır. Bu olgu da bize bu tip kilimlerin bu yöreye özgü olduğunu göstermektedir.
Afyonkarahisar bazında elimize geçen konuya ilişkin literatürde yaptığımız araştırmada Anadolu’da başka başka merkezlerde bu tip kilimin üretilmiş olduğuna dair bir bilgi bulamadık. Bu çalışma bize Anadolu kilim sanatı literatürüne girmemiş olan Anıtkaya kilimlerini bir bildiri haline getirerek tanıtmak fikrini vermiştir.
Kasabanın kuruluşu hakkında yazılı bir kaynak bulamadık. Kasabadaki yaygın söylenceye göre: Kasabanın yaklaşık 8 km. kadar güneybatısında Örenler mevkiinde bulunan köyün sel tehlikesi nedeniyle bugünkü yerine eğreti olarak taşınmasıyla kurulmuş ve bu nedenle Eğret adını almıştır. Ancak kuruluşu konusunda bir tarih belirtilmemektedir. (4)
Yerinde yaptığımız inceleme plan ve mimari özelliklerinden XIV. yüzyıl sonunda Germiyan oğlu Süleyman Bey tarafından yaptırıldığını varsaydığımız (5) ve Eğret Kervansarayı adıyla tanınan kervansarayın kenarına ticari ve koruma amacıyla köyün XV. yy.da kurulmuş olabileceği fikrini vermiştir.
Etnik yapı olarak kendilerine yerli diyen kasabalılar, çevredeki muhacirler tarafından yerli anlamına gelen “Manav” adı ile adlandırılmaktadırlar.
Dalgalı bir arazi yapısına sahip Anıtkaya Kasabası, Tarım İl Müdürlüğü kayıtlarına göre 90.000 dekar büyüklüğündedir. Bu arazinin yaklaşık 10.000 dekarı mera, 80.000 dekarı tarım arazisidir. Çok az bir bölümü dışında kuru tarım yapılan bu arazinin her yıl % 70’i ekilmekte, % 30’u ise nadasa bırakılmaktadır. Zafer ve Cumhuriyet adlı iki mahalleden oluşan kasabada, 1990 nüfus sayımına göre (yaklaşık 400 hanede) 2582 kişi yaşamaktadır. Nüfus artışının görülmediği kasabada buna neden olarak büyük şehirlere göç gösterilmektedir. Bugün 500 ila 5500 Anıtkayalının yerleşmiş olduğu ifade edilmektedir. (7)
Belediye kuruluşu dışında kasabada; 1 adet ilkokul (239 öğrenci – 9 öğretmen), 1 adet Ortaokul (51 öğrenci – 3 öğretmen) yaklaşık 50 kadar öğrenci Afyonkarahisar’daki Orta Öğretim Kurumlarına devam etmekte, 1 adet Sağlık Ocağı, 1 adet PTT, 1 adet Tekel Müdürlüğü, 1 adet Ziraat Teknisyenliği, 1 Adet Veteriner Teknisyenliği, 1 adet Tarım Kredi Kooperatifi gibi resmi kurum ile özel sektöre ait 2 adet un fabrikası ve onbeş köyün sütünü işleyen 1 adet mandıra bulunmaktadır.
Sosyal kurum olarak da; 1 adet Belediye’ye ait hamam, 1 adet fırın ile 5 adet cami, 5 adet mahalle çeşmesi (her evde şebeke suyu vardır), 20 kadar oda, 15 kadar da mahalle fırını vardır.
Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalı Anıtkaya’da 1993 yılı Ocak ayı itibariyle (yaklaşık 30 sürüde) 17.100 adet küçükbaş hayvan bulunmakta olup, yapağı üretimi yaklaşık 25 ton/yıldır. (8) Günümüzden 40-50 yıl kadar önce üretilen yapağının tamamına yakını her evde bulunan Istarlarda kilim, cicim, çuval, heybe ve kolan olarak dokumada kullanılırken, günümüzde yataklık-yorganlık gibi ihtiyaç dışındakinin tamamı ham yapağı olarak satılmaktadır.
Kilim dokumayı, hazırlık ve dokuma olarak iki bölümde anlatan Ayşe Erdem, hazırlığı; yapağının yıkanması, yünün taranması, kolçak haline getirilmesi, yünün eğirilerek, eğirilen ipin iki kat olarak bükülmesi ve son olarak da boyanması biçiminde sıralamıştır. Boyama işlemi ise meşe kozası ile köyde boyadıkları siyah renk dışında renkleri, ya Afyonkarahisar’dan alınan anilin esaslı fabrikasyon boyalarla köyde, ya da şehirdeki boyacılara boyattıkları biçiminde ifade etmiştir.
Kilim dokumaya hazır hale gelen ip, ip ağacı adı verdikleri ıstara çözülür. Istar; iki yan ağaç, iki yuvarlak (alt ve üst oklar), varan gelen, güçü ağacı ve iki çividen oluşur. Yaptığımız araştırmada köyde tek bir ıstar ya da parçasının bulunmadığı görülmüştür.
Istara çözülen dokunacak yaygının büyüklüğüne göre ip ağacının başına bir ile dört kişinin oturduğunu söyleyen Ayşe Erdem Göllü kilim, parmaklı kilim, kemreli kilim, koç boynuzlu kilim, heybe, cicim, çuval ve kolan dokuduklarını anlatmıştır. Araştırmalarımızda bunlardan yalnızca Göllü, Parmaklı ve Kermeli kilim örneklerini bulabildik.
Çözgüler arasına geçen atkıların üzerine motifleri oluşturan renkli iplerin geçirildiğini anlatan Ayşe Erdem kırmızı, mavi, sarı, siyah, beyaz ve taba renkli ipleri kullandıklarını, motif olarak da; kadınbaşı, büyük ve küçük kozak, muska, bulut, göz, kerme, boncuk, çakmak, göl, söğüt yaprağı, çavuşbaş, testere dişi, sığır sidiği, şebek eli, çitirgin, çatgıdık, çapraz parmak gibi yanışları (nakışları) yaptıklarını belirtmiştir.
Yörede yapılan taramada Anıtkaya Kasabasının dışında Ablak, Yukarı Tandırı, Aşağı Tandırı, Akören, Yaylabağı, Susuz Osmaniye, Saraydüzü köyleri ile İhsaniye ilçesinde parmaklı kilim örneklerine rastlanmıştır. Bu merkezlerde yapılan araştırmada Akören ve Aşağı Tandırı köylerinde parmaklı kilim dokunduğu saptanmıştır. Diğer merkezlerde dokuma yapıldığına ilişkin bir bilgi elde edilememiştir. Buralarda bulunan örnekler ya Anıtkaya kasabasından veya Akören, Aşağı Tandırı köylerinden satın alınmış ya da buralarda dokunmuş olabileceği kanısına varılmıştır.
Bunlardan; Kuzeybatı Anadolu kökenli bir kilim (9), Dazkırı yöresinden bir kilim (10), Orta Anadolu ve Konya yöresinde dokunan bir kilim (11), İçel-Mut yöresinden bir kilim (12), Mersin-Mut yöresinden bir kilim (13), Konya yöresinden dört kilim (14) örnek olarak gösterilebilir.
Günümüzde dokuması (Akören köyünde bir kişi hariç olmak üzere) tümüyle bırakılmış ve unutulmaya yüz tutmuş olan geleneksel motiflerle dokunmuş yöreye özgü bu kilimler zaman içinde ya satılarak ya da kullanılmaktan dolayı eskiyerek kullanılmaz hale gelip elden çıkacak, böylece Afyonkarahisar kilimcilik sanatı içinde Anıtkaya (Eğret) kilimleri sanat tarihimizden silinecektir. Bu olasılığın önüne geçmek için, son yıllarda Bayat, İsçehisar, Dinar ve Sandıklı ilçelerimizde kilimciliğin yeniden canlandırılması çalışmalarının yapıldığı gibi Anıtkaya’da kilimciliği canlandırma projesinin uygulanması kanımızca yerinde olacaktır.
NOT: Bu bildiri, Afyonkarahisar Müze Müdürü Arkeolog Ahmet TOPBAŞ tarafından, 22-24 Ekim 1993’te düzenlenen “3. Afyonkarahisar Araştırmaları Sempozyumu”nda sunulmuş olup Afyonkarahisar Belediyesi tarafından bastırılan “3. Afyonkarahisar Araştırmaları Sempozyumu Bildirileri” adlı kitapta yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder