10 Kasım 2021

Eğret Çayı

    Eğret Çayı demek büyük ölçüde Buñar demektir; çünkü çayın kaynağı burasıdır. Sonradan yapılan havuzun tam ortalarından bülken sular, çayın ana suyudur. Sonradan kendisine eklemlenen çeşme suları onu zenginleştiriyor mu, yoksa çay onların taşıyıcısı mı oluyor, orası biraz karışık. Buñar'dan yola çıkan su kayıpsız olarak menziline ulaşsa Eğret Çayının hacmi daha bir büyük olurdu, o da ayrı bir durum. Yine de bütün küçüklüğüne rağmen kendi çapında kuvvetli bir sudur.

    Tahrir Defterlerinde Eğret köyündeki iki değirmenden söz ediliyor. İki değirmen çevirecek su elbette kuvvetli bir dere olmalıdır. Eğret'te Buñar'dan başka böyle bir su kaynağınıın bilgisi yok. Buñar ve Eğret Çayı'nın tarihine dair bu bilgi bir ipucu kabul edilebilir. Kayıtlı değirmenlerin tam olarak yeriyle ilgili bilgimiz de yok; ancak çaya uzak olmadıkları kesindir. Çay yatağının 5-6 asırda çok fazla değişmiş olacağını da düşünmüyorum. Bu dere yatağının yanlarında bir yerlerde değirmenler çalışıyormuştur. Büzüğaliniñ Guyu yakınlarında küçük bir göllenme ve doğal baraj oluşup, dolap çevirmeye uygun bir hal aldığı ve bir değirmenin burada kurulduğuna dair iz kabul edilebilecek kalıntılara rastlandığı söyleniyor. İkinci değirmen için bir yer tahmini yok malesef.

    Çay yatağının günümüz pozisyonunu tespit edelim. Buñar'dan güneybatı istikametine çıkış, sağa dönüp kuzeybatıya yönelme, Bük bölgesinde sağ-sol ile aynı istikamette devam, Gatçayır denginden kuzeye kıvrılıp Üyükaltından devam, Çayırlar mevkiinde Sususzosmaniye yönünden gelen su ile birleşip Cumalı'ya yönelme, bundan sonraki adıyla Cumalı Çayı olarak Hacıbeyli'de büyüyüp kuzeydoğuya dönme ve Porsuk'a katılım.

    Yukarıda verilen Eğret Çayı güzergahı konusunda farklı bir görüş daha var. Cumalı'ya kadarki kısmı aynen geçerli. Bundan sonra Cumalı'dan beslenip büyüyerek kuzeydoğuya değil doğuya yöneliyor. Adı da değişmeyip Eğret Çayı olarak kalıyor. Gazlıgöl vadisine gelince oradaki sularla birleşip tamamen güneye dönüyor ve varıp Akarçay'a dökülüyor.

    Bizi ilgilendiren tarafı (dere, çay, ne derseniz deyin) onun Eğret'i ihya etmiş olmasıdır. Geçmişte üzerine değirmenler yapılmış, o gün için bunun ne kadar önemli olduğu takdir edilebilir. Geçen yüzyılda sulama amaçlı kullanıldı. Bunun için önce DSİ tarafından kanal açılarak bir yatak belirlendi. Bu yatak Buñar'dan başlayarak yaklaşık 3 km mesafeye kadar devam etti. Kanal üzerine setler inşa ederek yanlardan küçük sulama kanallarına yol verildi. Bir dönem salma sulama yöntemi için Eğret Çayı kullanıldı.

    Köyün atık sularını taşıyıp  genel temizliğe yaptığı katkı başka bir husus. Kanalizasyon düzeneği kurulduktan sonra o da dereye akıtıldı, bir noktaya kadar dere pis aktı; ama yine de bu bile Eğret Çayı'nı öldüremedi. Bir dönem de kenarına yapılan Çay/Esbaplık/Çamaşırhane ile yine genel temizlik konusunda büyük işleve sahip oldu. 

    Kaynağını oluşturan Buñar'ın gördüğü işler ise ayrı bir başlıkta ele alınmayı hak eder boyutta. Dene yıkama, kilim keçe yıkama, esbap yıkama bunlardan bazıları. Buradaki büyük havuz 1970 başlarında yapılmış. Ondan önce tamamen doğal bir pınar görünümü varmış. Bir asır önceki fotoğraflarda Buñar bölgesindeki göllenme apaçık görünüyor. Çay yatağı da insan müdahalesi olmadığı için çoğu yerinde göllenmelere sebep oluyormuş. Kilci'nin Nail'in yeni yaptığı evlerin civarı hep gölet gibi görünüyor eski resimlerde.

    Dere çevresi uzun süre büyük bölümüyle çayır olarak kalmış.  Çayırların bozularak tarla/bahçe yapılması yenilerde oluyor. Yani dere, etrafını sürekli suyuyla besliyor. Söğüt gövdelerinin büyüklüğünden de anlaşılıyor ki eskiden beri Eğret'in yeşillik sebebi kenarında kıvrılan deredir. Onun en az ellişer metre iki yanından kuzeye doğru çıkan yeşil hat uzay fotoğraflarından bile rahatça görünebilir. Eğret'in hayat kaynağı deme sebebim bu.

    Ağaçlardan oluşan yeşil görüntü bir müddet daha devam eder, o kadar... Ama birkaç nesil sonraki Eğretliler büyük ihtimal bu manzarayı göremeyecekler; çünkü onu sağlayan Eğret Çayı artık yok. Kurudu... Onu besleyen Buñar kurudu çünkü. Allah bir kıyak geçip Buñar'ı bize iade ederse o başka tabii...

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder