16 Ocak 2021

Tapu Tahrir Defterlerinde Eğret


          ÖNNOT: 1999  Yılında Devlet Arşivlerinde görevli 2 uzman Anıtkaya Kasabasına gelip bir süre bilimsel araştırma yapıp gözlemlerde bulunmuşlardı. Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Ömer Kayır’ın özel olarak görevlendirdiği bu uzmanlar Anıtkaya’nın tarihini araştıracaklar, günümüz Anıtkayasıyla toparlayıp bir kitap haline getireceklerdi. Proje müthişti. Planlandığı gibi çalışmalarını yaptılar. Birkaç gün bu çalışmaların yakından tanığı olma fırsatını yakaladım. O günlerdeki heyecanımı tarif edemem. Sonra çalışmalarını tamamlayıp gittiler. Uzun süre ses soluk çıkmadı kitaptan. Sanırım 2000 yılıydı, bir gün bu çalışmaları www.anitkaya.com.tr  adlı bir internet sitesinde gördük. O da profesyonelce hazırlanmış harika bir siteydi. Sonra el değiştirdi, kayboldu gitti Anıtkaya Kasabası gibi. Bu çalışmaların bir kısmı da Mejnun Sancak/Nail Azbay’ın hazırladıkları bir kitapta yer almıştı. Uzmanların arşiv belgelerini tarayarak oluşturdukları Eğret Tarihi diyebileceğimiz bölümü, çok önemli gördüğüm için bir de buraya kaydetmek istedim.

 

            Tahrir Defterlerinde Eğret Köyü hakkındaki ilk kayıt, TD 147 numaralı defter ile bu defterin özeti durumunda olan TD 438 numaralı defterde geçmektedir. Özet defter 1528, ayrıntılı defter ise 1530 tarihlidir. Bu defterlere göre Eğret, Afyonkarahisar Sancağı’nın Karahisar Kazası’na bağlı Kırhisar Nahiyesinin bir köyüdür.

                                                    TD 438 (1528)

            Köyün vergi geliri 2.914 akçe olup Afyonkarahisar Mirlivasına gitmektedir. Ayrıca Eğret Köyünün Salak-Viranı adında bir mezrası vardır. Bunun yıllık vergi geliri ise 207 akçe olup Sipahi almaktadır.

                                                TD 438 (1530)

            TD 147 numaralı defterde ise daha geniş bir şekilde köyde yaşayanların isimleri teker teker yazıldıktan sonra köyde üretilen hububat miktarı ve bunlardan alınan vergi miktarları ile zirai ve sanayi faaliyetlerden alınan vergiler yer almaktadır. Buna göre köyde 60 kile buğday, 180 kile arpa, 3 kile burçak, 1 kile nohut ve 6 kile mercimek üretilmekte; bunlardan da yıllık 2.042 akçe vergi alınmaktadır. Ayrıca bostan vergisi olarak 25 akçe, zemin vergisi olarak 60 akçe, hayvan vergisi 35 akçe, arı kovanlarından 110 akçe, değirmenden 30 akçe, çift vergisi 512 akçe ve badhava (tarla sahibi olmayanların vergisi) 100 akçe olmak üzere toplam vergi miktarı 2.914 akçedir.

                              147 Numaralı Tapu Tahrir Defterinde geçen isimler:

147 nolu ayrıntılı Tapu Tahrir Defterinde 47 nefer olarak kayıtlı Eğret halkından Pir-i fani, 3 muhassıl, mütevelli, hatip, sahib-i berat ve muaf olarak kayıtlı 8 kişi vergiden muaftır. Bunların dışında kalan 39 nefer, vasıflarına göre Mirlivaya vergi vermektedirler. 39 Neferin 11’i çift, 1’i yarım çift, 7’si bennak, 3’ü kara, 2’si de bekar vergisi vermektedirler. 6 Yayabaşı oğlanı (piyade asker) da Eğret arazisinde ziraatle uğraşıp Mirlivaya vergi vermektedir. Yayabaşı oğlanları şehir merkezinde bulunan Piyade  Beyine bağlıdırlar. Eğret Köyünde bulunan 9 Sipahizadeden birisi olan Daş oğlu Hacı Ali, mutasarrıf olarak kayıtlıdır. Haci Ali’nin kendisine tahsis edilen tımar arazisine mi mutasarrıf olduğu yoksa Mirlivanın temsilcisi olarak mı tasarrufta bulunduğu hakkında bilgi yoktur. Sipahizadeler ve Yayabaşı oğlanları sefer zamanında savaşa katılır, diğer zamanlarda ziraatle meşgul olurlardı.

            Çift, toprağın verimliliğine bağlı olarak değişmekte olup, verimlisi 60-80, orta hallisi 80-100, kıraçı ise 100-150 dönüm arasında açık bir şekilde sınırlandırılmıştır. Her ne kadar çift, bir çift öküzün sürebileceği miktar olarak tanımlanmaya çalışılmışsa da kanunnamelerde arazinin verimliliğine göre değiştiği vurgulanmıştır. Çift vergisine tabi kişilerden muhtelif yer ve zamanlara göre 22-60 akçe arasında resm-i çift alınmaktadır. Elindeki arazi yarım çift olan halktan ise bunun yarısı alınmaktadır. Bennak ise arazisi olmamakla birlikte kazanç vergisi ödeyen kişidir.

Eğret Köyünden alınan vergi çeşitlerine göz attığımızda ilk dikkati çeken husus tarım ürünleridir. Toplam vergi tutarının üçte ikisini tarım ürünleri oluşturmaktadır. Yaklaşık olarak 1.500 kg buğday, 4.500 kg arpa, 150 kg mercimek, 75 kg burçak, 25 kg nohut ve 25 akçe değerinde kavun, karpuz, salatalık vb. tarım ürünlerinden alınan vergi miktarını oluşturmaktadır.

Eğret Köyü ahalisinden alınan diğer vergi çeşitleri ise şunlardır:

            Resm-i zemin: İlk defa ekilmeye başlanan araziden alınan tapu vergisi, 60 akçe.

            Adet-i ağnam: Küçükbaş hayvanlardan alınan ayak vergisi, 35 akçe.

            Resm-i küvvare: 10 kovanda 1 kovan olarak alınan arıkovanı vergisi, 110 akçe.

            Asiyab 1 bab: Değirmen vergisi 6 aylık, 30 akçe.

            Badhava: Tarım işçilerinden alınan kazanç vergisi, 100 akçe.

            Resm-i çift, bennak ve kara: 512 akçe

            Bu bilgiler doğrultusunda, Eğret köyündeki en büyük geçim kaynağının tarım olduğu, hayvancılığın ise geri planda kaldığı anlaşılmaktadır. Bu ise bize, Eğret köyüne ilk yerleşen ailelerin yerleşik hayata alışkın, geçimlerini ziraatla sağlayan insanlar oldukları intibaını vermektedir.

                                               TD 154 (1572)


                            NEFERAN 76 KİŞİ

Nasuh oğlu Yardım                : Akkoyunlulardandır
            Cafer oğlu Ali                        : Akkoyunlulardandır

                            HAYMANEHA (ÇADIRDA OTURANLAR)


                    SİPAHİZADEGAN (SİPAHİ OĞULLARI)

           Üç çiftlik yer vardır. Hariçten ziraat edip öşrünü ve vergisini verirler.


            Şimdi 1530 ve 1572 tarihlerinde düzenlenen Tapu Tahrir Defterlerindeki Eğret köyünü karşılaştıralım.

            Yukarıdaki tablo 1530 – 1572 yılları arasında Eğret köyünde meydana gelen değişimleri gözler önüne sermektedir. İlk dikkati çeken husus, yetişkin erkek nüfusun 47’den 113’e, neredeyse 2,5 kat artmış olmasıdır. Bunun nedenlerinden birisi, 1530 yılında Eğret’te bulunmayan 14 çadır halkının 1572 yılında burada bulunmasıdır. Bununla birlikte normal nüfus artışı dışında, az da olsa yeni yerleşmelerin olabileceğidir. Bennak, bekar ve sipahi sınıfındaki yüksek artışlar bunu göstermektedir.

            Nüfus artışıyla birlikte yeni sahaların tarıma açılması kaçınılmazdır. Tarım ürünlerindeki artış ve değirmen sayısının ikiye çıkması bunu doğrulamaktadır. Çadır halkı sınıfının varlığı ise hayvan baş sayısının artmasındaki en büyük etkendir. Çayırlık arazilerin varlığı hayvan sayısının arttığını göstermektedir. Tarım ve hayvancılıkta görülen bu gelişme sonrasında, tarım arazisinin hayvan sürülerinden korunabilmesi için korucu tutma yoluna gidilmiştir.

            Çevre Köylerin Tapu Tahrir Kayıtları

1-      Kırhisar’a bağlı Eğret Köyü yakınlarındaki Salak-Viran Mezrası: Toplam 207akçe.

2-      Kızılcaviran diğer adıyla Olucak Köyü: 59 hane; 1 bekar; 17 kara; 1yaşlı; 7 sipahizade  olmak üzere toplam 85 nefer. Bozviran Mezrasının vergileri de dahil edildiğinde toplam vergi       5914 akçe. Bu köyün halkı bölgenin muhafazasıyla görevlendirildikleri için vergiden muaf sayıldıklarına dair Sultan Bayezid Hanın hükmü olduğunu iddia etmektedir.

3-      Kırhisar’a bağlı Bayramgazi Köyü: 1’i sipahi, 2’si sipahizadeden oluşan 3 nefer. Toplam 1019 akçe.

4-      Kırhisar’a bağlı Bayramgazi Köyü yakınlarındaki Bosı Çiftliği:  Toplam 100 akçe.

5-      Kırhisar’a bağlı Aşağı Tandır Köyü: 13 hane; 2 kara; 2 serpiyade oğlu; 4 serpiyade-muaf olmak üzere 21nefer. Toplam 1694 akçe.

6-      Kırhisar’a bağlı Yukarı Tandır Köyü: 6 nefer, toplam 1520 akçe.

7-      Kırhisar’a bağlı Osman Köyü: 7 hane; 2 kara; 1 âmâ; 2 muaf; 29 sipahizade olmak üzere 41 nefer. Toplam 950 akçe.

8-      Kırhisar’a bağlı Döğer Köyü: 4 hane ve 1 imamdan oluşan 5 nefer. Toplam 1446 akçe.

 

Eğret Köyü ve çevre köylerine ait ilk tahrir kayıtlarını verdikten sonra, köylerdeki arazi çeşitlerini inceleyebiliriz. Köylerdeki araziler mülk, vakıf veya tımar arazisi olarak çeşitlilik gösterebildiği gibi, bazı köy toprakları sadece mülk, vakıf veya tımar arazisinden oluşabilmektedir.

Tımar Arazisi: Osmanlı Devleti, fetihlerde yararlılık gösteren devlet adamı, komutan ve askerlere fethedilen bölge topraklarından araziler tahsis ederdi. Bu araziler büyüklüğüne göre has, zeamet ve tımar adını alırdı… Tapu tahrirlerdeki ilk kayıtlarda Eğret Köyü Karahisar-ı Sahip Mirlivasının hassı olarak kayıtlıdır.

Zeamet Tımarı: Osmanlı döneminde liva ve sancaklarda mirliva veya sancak beyinin emrinde zaim denilen bir görevli bulunmaktaydı ki hizmetleri karşılığında bunlara tahsis edilen arazilere zeamet tımarı denilirdi. 1528 Tarihli Tapu Tahrirlerde mirliva hassı olarak  kayıtlı Eğret Köyü, 1686-1687 tarihli Şeriyye Sicillerinde zeamet arazisi olarak kayıtlıdır. Zeamet arazilerinde ortaya çıkan sorunlarla ilgili olarak tutulmuş mahkeme kayıtlarında Eğret, Erkmen, Köprülü, Büyük Çorca, Süğülün ve Elpirek Köyleri zeametine mutasarrıf olan Piyade Beyi Derviş Bey ile başka bir kayıtta Piyade Beyi Durmuş Ağa isimleri kayıtlıdır.

Çiftlikler: TD 237 (1545) ve TD 574 (1579) defterlerde Eğret Köyü arazisinde bulunan yaya-müsellem çiftlikleri kayıtlıdır. Eğret Köyünde bulunan piyade askerler tarafından işletilen 7 çiftliğin yerleri değişebilmektedir. İlk kayıtlarda Eğret Köyünde bulunan bir çiftlik, sonraki kayıtlarda liva merkezinde veya başka ilçede bulunabilmektedir. Her halükarda Eğret arazisinde en az 3 çiftlik bulunmaktadır. TD 154 (1572) numaralı defterde Eğret Köyünde 3 çiftliğin bulunduğu kayıtlıdır. Yaya müsellemlere (piyade askerlere) hizmetleri karşılığında tahsis edilen bu çiftlikler mülk olmayıp ancak babadan oğula geçebilmektedir. Çiftlik sahibinde herhangi bir kusur görülürse çiftlik elinden alınıp daha uygun birisine verilirdi.

Çiftliklerde genellikle çiftlik sahibinin ailesi, yakınları, yamak denilen hizmetliler ve bu topraklarda ziraatla uğraşıp çiftlik sahibine vergi veren çiftçiler bulunmaktadır. Mezraya benzer bu küçük yerleşim birimlerinde 4 ile 18 arası yetişkin erkek nüfus bulunabilmektedir. Bu nüfus çiftlik arazisi içinde yerleşik olup ziraatla meşgul olmaktadır. Bunun yanında hayvancılıkla uğraşanlar da vardır. Bu nüfusun bir kısmı evli olarak düşünülürse bir çiftlikte tahmini olarak 10 ile 50 nüfusun bulunabildiği anlaşılır.

Bugün Eğret arazisinin çeşitli mevkilerinde bulunan tarlalardan yerleşim yeri olduklarını gösteren kalıntılar çıktığı söylenmektedir. Bunların başında Bayramgucağı, Çatalüyük ve Gocadere mevkileri gelmektedir. Ayrıca Eğret arazisi üzerinde kuyuların bulunduğu mevkilerin de bu açıdan değerlendirilmesi gerekmektedir. Çünkü eskiden su ihtiyacının büyük bir kısmı kuyulardan sağlanmaktaydı. Çiftliklerin bünyesinde de kuyuların bulunması kaçınılmazdır. Zencirliguyu, Çatalıñguyu (Alacalar), Hacamediñguyu (Gocadere), Iraziyeniñguyu (Ağılyolu), Tüfekçiguyusu (Çerkez sınırı), Gavasıñguyu, Gobakguyusu ve Hacabdilguyusu Eğret arazisinde bulunan kuyulardandır.

                    TD 237 (1546) Tarihli Defterdeki Çiftlikler:


 

                        TD 574 (1580) Tarihli Defterdeki Çiftlikler:


                    TD 237 (1546) Tarihli Defterde İsmi Geçenler:

                    TD 574 (1580) Tarihli Defterde İsmi Geçenler:

              
.

            Vakıflar:

            Cami-i Şerif Vakfı: 1530 Tarihli Tapu tahrir Defterinde kayıtlı Cami mütevellisi Abdullah oğlu Ali ve Cami Hatibi Musa Fakih oğlu Musa Fakih isimleri, Cami-i Şerif Vakfının varlığına delalet etmektedir. Zira mütevelli, vakfın gelir-gider işleriyle uğraşan kişi demektir. Cami-i Şerif Vakfının vakfiye kaydı bulunmadığından ne zaman ve kimin tarafından vakfedildiği bilinmemektedir. Ancak Germiyanoğulları Beyliği tarafından yapıldığı tahmin edilen Eğret Kervansarayıyla aynı tarihte yapılmış olmalıdır. Çünkü Eğret Köyünün ilk camii olan Cuma camii, kervansarayın hemen arkasındadır. Cami, çeşme, hamam; kervansarayın ayrılmaz parçaları sayılır. Vakfiye kayıtlarının bulunmayışı, Osmanlı döneminden önce vakfedildiğini düşündürmektedir. Diğer beyliklerden Osmanlılara intikal eden vakıflara genelde hiç dokunulmamış ve vakfiyet üzerine devam etmelerine karar verilmiştir. Vakıf defterlerinde ancak Osmanlı döneminde Eğret Camiine yapılan görevlendirme kayıtları mevcuttur.

            Kayıtlara göre Eğret Camiinde hatiplik yapanlar: İbrahim Efendi, Ahmet Efendi oğlu Osman Efendi(1844), Ali oğlu Mustafa Efendi(1877), Ali oğlu İbrahim Efendi(1882), Osman oğlu Hacı Mehmet Efendi(1905), Avcı oğlu Abdullah(1935)

            Hacı İbrahim Zaviyesi Vakfı: Hacı İbrahim Vakfı, Anıtkaya Koca Camii yanında yatırı bulunan Hacı İbrahim Dedenin kurduğu vakıftır. Hacı İbrahim Dede kendiliğinden bir zaviye inşa edip gelip geçene hizmet etmiştir. Sahip olduğu çiftliği kurduğu zaviye vakfına bağışlayan Hacı İbrahim Dede’nin hizmeti, Fatih Sultan Mehmet tarafından takdir görmüş, bu nedenle vergiden muaf tutulmuştur. Bu hizmet, Hacı İbrahim dede’nin ölümünden sonra oğulları Abdi ve Resul tarafından padişah beratıyla devam ettirilmiştir.

            TD 575 (1575) Tarihli Vakıf Defteri

            Karahisar-ı Sahib Livasında Kırhisar’a bağlı Eğret Köyü

            Bu köyde Hacı İbrahim Zaviyesi olarak bilinen zaviye, önceden beri tekkedir. Hacı İbrahim’in kendi gayretiyle yaptığı anılan tekkeyi çekip çevirmede kullandığı bir çiftlik yerden vergi alınmamasına; bu gelirlerin gelip geçen yolculara hizmette kullanılmasına dair padişah hükmü eski defterde kayıtlıdır. Yine eski defterde, Hacı İbrahim’den sonra oğulları Abdi ve Resul, Merhum Sultan Bayezid Han beratıyla zikrolunan vakıf çiftliklerine vakfiyyet üzere mutasarrıf oldukları; Merhum Sultan selim Han Hazretlerinden de beratı yenilettirerek “gelen geçene hizmet etsin” diye kaydedilmiştir. Buna göre Padişahımız Hazretleri Berat-ı Humayunuyla anılan Abdi ve Resul’ün vakfa mutasarrıf oldukları yeni deftere de kaydedilmiştir, denilmektedir.

                                TD 575 (1575) Vakıf Defterinde İsmi Geçenler

      Yukarıda isimleri geçen kişiler çeşitli vasıflarla zaviye vakfı bünyesinde yaşamaktadırlar. Bunların başında berat sahibi olup zaviyenin yönetimini elinde bulunduran kişiler gelmektedir. Nitekim yukarıda kendi isimleriyle birlikte erişkin çocuklarının isimleri kayıtlı olan Abdi ve Resul, zaviyenin kurucusu Hacı İbrahim’in oğulları olup zaviye üzerinde mutasarrıftırlar. Zaviye hizmetlileri ve vakıf arazisi üzerinde ziraatla uğraşan diğer insanlar da kalan nüfusu oluşturmaktadırlar. Yukarıdaki gelirler, vakıf arazisinde ziraatla uğraşanların zaviyenin başındaki kişilere vergi olarak verdikleri ayni ve nakdi tutarlardır. Değirmen de vakfa ait olup yıl boyu çalışmaktadır.

             Eğret Köyündeki bu zaviye tarihi süreç içinde çeşitli isimler almıştır. 1675 Tarihli Şeriyye Sicili kaydında Ahi Baba Zaviyesi, 1696 tarihli kayıtta da Hızır Baba Zaviyesi olarak geçmektedir. Bu iki farklı isim aynı zaviyeyi ifade etmektedir, zira bu kayıtlarda zaviyelerin Hacı İbrahim vakfı oldukları kayıtlıdır. Bu zaviye çeşitli zamanlarda mutasarrıflarının isimleriyle anılmıştır.

            1675- Zaviyedar Ali’nin ölümüyle yerine Ali Halife,

            1696- Zaviyedar Abdi’nin ölümüyle yerine Satılmış,

            1748- Hacı İbrahim Zaviyesi Vakfının zaviyedarı olmayıp sahipsiz olduğundan Hacı Ahmet oğlu Hacı Yusuf,

            1758- Ali Halife’nin ölümüyle yerine Abdullah Halife oğlu Mustafa görevlendirilmişlerdir.

            Hacı İbrahim Zaviyesi vakfı, başlangıçta evladiyet vakfı üzere devam etmiş, daha sonra Hacı İbrahim soyundan ehliyetli biri kalmadığı için, bu göreve layık başka birileri atandığından amme vakfına dönüşmüştür.

            Medrese: 1867 Tarihli Şeriyye Sicili kaydında Hacı İbrahim Zaviyesi Vakfının, Vakıflar Bakanlığına mülhak bir vakıf olarak, ders vermek şartıyla ilimle iştigal eden birilerine verildiği kayıtlıdır. Hacı İbrahim Zaviyesinin başındaki kişi aynı zamanda köy halkının eğitimiyle meşgul olmaktadır. Bu haliyle zaviye, Cumhuriyet öncesi Eğret Köyünün tek eğitim merkezidir. Koca Caminin bitişiğinde bulunan bu medrese, Cumhuriyetin kuruluşundan sonra da uzun yıllar hizmet vermiştir




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder