ÖNNOT: 1999 Yılında Devlet Arşivlerinde
görevli 2 uzman Anıtkaya Kasabasına gelip bir süre bilimsel araştırma yapıp
gözlemlerde bulunmuşlardı. Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Ömer Kayır’ın özel
olarak görevlendirdiği bu uzmanlar Anıtkaya’nın tarihini araştıracaklar,
günümüz Anıtkayasıyla toparlayıp bir kitap haline getireceklerdi. Proje
müthişti. Planlandığı gibi çalışmalarını yaptılar. Birkaç gün bu çalışmaların
yakından tanığı olma fırsatını yakaladım. O günlerdeki heyecanımı tarif edemem.
Sonra çalışmalarını tamamlayıp gittiler. Uzun süre ses soluk çıkmadı kitaptan.
Sanırım 2000 yılıydı, bir gün bu çalışmaları www.anitkaya.com.tr adlı bir internet sitesinde gördük. O da
profesyonelce hazırlanmış harika bir siteydi. Sonra el değiştirdi, kayboldu
gitti Anıtkaya Kasabası gibi. Bu çalışmaların bir kısmı da Mejnun Sancak/Nail
Azbay’ın hazırladıkları bir kitapta yer almıştı. Uzmanların arşiv belgelerini
tarayarak oluşturdukları Eğret Tarihi diyebileceğimiz bölümü, çok önemli
gördüğüm için bir de buraya kaydetmek istedim.
Tahrir
Defterlerinde Eğret Köyü hakkındaki ilk kayıt, TD 147 numaralı defter ile bu
defterin özeti durumunda olan TD 438 numaralı defterde geçmektedir. Özet defter
1528, ayrıntılı defter ise 1530 tarihlidir. Bu defterlere göre Eğret,
Afyonkarahisar Sancağı’nın Karahisar Kazası’na bağlı Kırhisar Nahiyesinin bir
köyüdür.
TD 438 (1528)
Köyün vergi geliri 2.914 akçe olup Afyonkarahisar Mirlivasına gitmektedir. Ayrıca Eğret Köyünün Salak-Viranı adında bir mezrası vardır. Bunun yıllık vergi geliri ise 207 akçe olup Sipahi almaktadır.
TD
147 numaralı defterde ise daha geniş bir şekilde köyde yaşayanların isimleri
teker teker yazıldıktan sonra köyde üretilen hububat miktarı ve bunlardan
alınan vergi miktarları ile zirai ve sanayi faaliyetlerden alınan vergiler yer
almaktadır. Buna göre köyde 60 kile buğday, 180 kile arpa, 3 kile burçak, 1
kile nohut ve 6 kile mercimek üretilmekte; bunlardan da yıllık 2.042 akçe vergi
alınmaktadır. Ayrıca bostan vergisi olarak 25 akçe, zemin vergisi olarak 60
akçe, hayvan vergisi 35 akçe, arı kovanlarından 110 akçe, değirmenden 30 akçe,
çift vergisi 512 akçe ve badhava (tarla sahibi olmayanların vergisi) 100 akçe
olmak üzere toplam vergi miktarı 2.914 akçedir.
147 Numaralı Tapu Tahrir Defterinde geçen isimler:
147 nolu ayrıntılı Tapu
Tahrir Defterinde 47 nefer olarak kayıtlı Eğret halkından Pir-i fani, 3
muhassıl, mütevelli, hatip, sahib-i berat ve muaf olarak kayıtlı 8 kişi vergiden
muaftır. Bunların dışında kalan 39 nefer, vasıflarına göre Mirlivaya vergi
vermektedirler. 39 Neferin 11’i çift, 1’i yarım çift, 7’si bennak, 3’ü kara,
2’si de bekar vergisi vermektedirler. 6 Yayabaşı oğlanı (piyade asker) da Eğret
arazisinde ziraatle uğraşıp Mirlivaya vergi vermektedir. Yayabaşı oğlanları
şehir merkezinde bulunan Piyade Beyine
bağlıdırlar. Eğret Köyünde bulunan 9 Sipahizadeden birisi olan Daş oğlu Hacı
Ali, mutasarrıf olarak kayıtlıdır. Haci Ali’nin kendisine tahsis edilen tımar
arazisine mi mutasarrıf olduğu yoksa Mirlivanın temsilcisi olarak mı tasarrufta
bulunduğu hakkında bilgi yoktur. Sipahizadeler ve Yayabaşı oğlanları sefer
zamanında savaşa katılır, diğer zamanlarda ziraatle meşgul olurlardı.
Çift,
toprağın verimliliğine bağlı olarak değişmekte olup, verimlisi 60-80, orta
hallisi 80-100, kıraçı ise 100-150 dönüm arasında açık bir şekilde
sınırlandırılmıştır. Her ne kadar çift, bir çift öküzün sürebileceği miktar
olarak tanımlanmaya çalışılmışsa da kanunnamelerde arazinin verimliliğine göre
değiştiği vurgulanmıştır. Çift vergisine tabi kişilerden muhtelif yer ve
zamanlara göre 22-60 akçe arasında resm-i çift alınmaktadır. Elindeki arazi
yarım çift olan halktan ise bunun yarısı alınmaktadır. Bennak ise arazisi
olmamakla birlikte kazanç vergisi ödeyen kişidir.
Eğret Köyünden alınan
vergi çeşitlerine göz attığımızda ilk dikkati çeken husus tarım ürünleridir.
Toplam vergi tutarının üçte ikisini tarım ürünleri oluşturmaktadır. Yaklaşık
olarak 1.500 kg buğday, 4.500 kg arpa, 150 kg mercimek, 75 kg burçak, 25 kg
nohut ve 25 akçe değerinde kavun, karpuz, salatalık vb. tarım ürünlerinden
alınan vergi miktarını oluşturmaktadır.
Eğret Köyü ahalisinden
alınan diğer vergi çeşitleri ise şunlardır:
Resm-i
zemin:
İlk defa ekilmeye başlanan araziden alınan tapu vergisi, 60 akçe.
Adet-i
ağnam: Küçükbaş hayvanlardan alınan ayak vergisi, 35 akçe.
Resm-i
küvvare: 10 kovanda 1 kovan olarak alınan arıkovanı vergisi, 110 akçe.
Asiyab
1 bab: Değirmen vergisi 6 aylık, 30 akçe.
Badhava:
Tarım işçilerinden alınan kazanç vergisi, 100 akçe.
Resm-i çift, bennak ve kara: 512 akçe
Bu bilgiler doğrultusunda, Eğret köyündeki en büyük geçim kaynağının tarım olduğu, hayvancılığın ise geri planda kaldığı anlaşılmaktadır. Bu ise bize, Eğret köyüne ilk yerleşen ailelerin yerleşik hayata alışkın, geçimlerini ziraatla sağlayan insanlar oldukları intibaını vermektedir.
TD 154 (1572)
NEFERAN 76 KİŞİ
Nasuh oğlu Yardım : Akkoyunlulardandır
Cafer oğlu Ali : Akkoyunlulardandır
HAYMANEHA
(ÇADIRDA OTURANLAR)
SİPAHİZADEGAN (SİPAHİ OĞULLARI)
Üç çiftlik yer vardır. Hariçten ziraat edip öşrünü
ve vergisini verirler.
Şimdi 1530 ve 1572 tarihlerinde düzenlenen Tapu Tahrir Defterlerindeki Eğret köyünü karşılaştıralım.
Yukarıdaki
tablo 1530 – 1572 yılları arasında Eğret köyünde meydana gelen değişimleri
gözler önüne sermektedir. İlk dikkati çeken husus, yetişkin erkek nüfusun
47’den 113’e, neredeyse 2,5 kat artmış olmasıdır. Bunun nedenlerinden birisi,
1530 yılında Eğret’te bulunmayan 14 çadır halkının 1572 yılında burada
bulunmasıdır. Bununla birlikte normal nüfus artışı dışında, az da olsa yeni
yerleşmelerin olabileceğidir. Bennak, bekar ve sipahi sınıfındaki yüksek
artışlar bunu göstermektedir.
Nüfus
artışıyla birlikte yeni sahaların tarıma açılması kaçınılmazdır. Tarım
ürünlerindeki artış ve değirmen sayısının ikiye çıkması bunu doğrulamaktadır.
Çadır halkı sınıfının varlığı ise hayvan baş sayısının artmasındaki en büyük
etkendir. Çayırlık arazilerin varlığı hayvan sayısının arttığını
göstermektedir. Tarım ve hayvancılıkta görülen bu gelişme sonrasında, tarım
arazisinin hayvan sürülerinden korunabilmesi için korucu tutma yoluna
gidilmiştir.
Çevre Köylerin Tapu Tahrir Kayıtları
1- Kırhisar’a
bağlı Eğret Köyü yakınlarındaki Salak-Viran Mezrası: Toplam 207akçe.
2- Kızılcaviran
diğer adıyla Olucak Köyü: 59 hane; 1 bekar; 17 kara; 1yaşlı; 7 sipahizade olmak üzere toplam 85 nefer. Bozviran
Mezrasının vergileri de dahil edildiğinde toplam vergi 5914 akçe. Bu köyün halkı bölgenin muhafazasıyla
görevlendirildikleri için vergiden muaf sayıldıklarına dair Sultan Bayezid
Hanın hükmü olduğunu iddia etmektedir.
3- Kırhisar’a
bağlı Bayramgazi Köyü: 1’i sipahi, 2’si sipahizadeden oluşan 3 nefer. Toplam
1019 akçe.
4- Kırhisar’a
bağlı Bayramgazi Köyü yakınlarındaki Bosı Çiftliği: Toplam 100 akçe.
5- Kırhisar’a
bağlı Aşağı Tandır Köyü: 13 hane; 2 kara; 2 serpiyade oğlu; 4 serpiyade-muaf
olmak üzere 21nefer. Toplam 1694 akçe.
6- Kırhisar’a
bağlı Yukarı Tandır Köyü: 6 nefer, toplam 1520 akçe.
7- Kırhisar’a
bağlı Osman Köyü: 7 hane; 2 kara; 1 âmâ; 2 muaf; 29 sipahizade olmak üzere 41
nefer. Toplam 950 akçe.
8- Kırhisar’a
bağlı Döğer Köyü: 4 hane ve 1 imamdan oluşan 5 nefer. Toplam 1446 akçe.
Eğret Köyü ve çevre
köylerine ait ilk tahrir kayıtlarını verdikten sonra, köylerdeki arazi
çeşitlerini inceleyebiliriz. Köylerdeki araziler mülk, vakıf veya
tımar arazisi olarak çeşitlilik gösterebildiği gibi, bazı köy toprakları sadece
mülk, vakıf veya tımar arazisinden oluşabilmektedir.
Tımar
Arazisi: Osmanlı Devleti, fetihlerde yararlılık
gösteren devlet adamı, komutan ve askerlere fethedilen bölge topraklarından
araziler tahsis ederdi. Bu araziler büyüklüğüne göre has, zeamet ve tımar adını
alırdı… Tapu tahrirlerdeki ilk kayıtlarda Eğret Köyü Karahisar-ı Sahip
Mirlivasının hassı olarak kayıtlıdır.
Zeamet Tımarı: Osmanlı
döneminde liva ve sancaklarda mirliva veya sancak beyinin emrinde zaim denilen
bir görevli bulunmaktaydı ki hizmetleri karşılığında bunlara tahsis edilen
arazilere zeamet tımarı denilirdi. 1528 Tarihli Tapu Tahrirlerde mirliva hassı olarak kayıtlı Eğret Köyü, 1686-1687 tarihli Şeriyye
Sicillerinde zeamet arazisi olarak kayıtlıdır. Zeamet arazilerinde ortaya çıkan
sorunlarla ilgili olarak tutulmuş mahkeme kayıtlarında Eğret, Erkmen, Köprülü,
Büyük Çorca, Süğülün ve Elpirek Köyleri zeametine mutasarrıf olan Piyade Beyi
Derviş Bey ile başka bir kayıtta Piyade Beyi Durmuş Ağa isimleri kayıtlıdır.
Çiftlikler:
TD 237 (1545) ve TD 574 (1579) defterlerde Eğret Köyü arazisinde bulunan
yaya-müsellem çiftlikleri kayıtlıdır. Eğret Köyünde bulunan piyade askerler
tarafından işletilen 7 çiftliğin yerleri değişebilmektedir. İlk kayıtlarda
Eğret Köyünde bulunan bir çiftlik, sonraki kayıtlarda liva merkezinde veya
başka ilçede bulunabilmektedir. Her halükarda Eğret arazisinde en az 3 çiftlik
bulunmaktadır. TD 154 (1572) numaralı defterde Eğret Köyünde 3 çiftliğin
bulunduğu kayıtlıdır. Yaya müsellemlere (piyade askerlere) hizmetleri
karşılığında tahsis edilen bu çiftlikler mülk olmayıp ancak babadan oğula
geçebilmektedir. Çiftlik sahibinde herhangi bir kusur görülürse çiftlik elinden
alınıp daha uygun birisine verilirdi.
Çiftliklerde genellikle
çiftlik sahibinin ailesi, yakınları, yamak denilen hizmetliler ve bu
topraklarda ziraatla uğraşıp çiftlik sahibine vergi veren çiftçiler
bulunmaktadır. Mezraya benzer bu küçük yerleşim birimlerinde 4 ile 18 arası
yetişkin erkek nüfus bulunabilmektedir. Bu nüfus çiftlik arazisi içinde
yerleşik olup ziraatla meşgul olmaktadır. Bunun yanında hayvancılıkla
uğraşanlar da vardır. Bu nüfusun bir kısmı evli olarak düşünülürse bir
çiftlikte tahmini olarak 10 ile 50 nüfusun bulunabildiği anlaşılır.
Bugün Eğret arazisinin
çeşitli mevkilerinde bulunan tarlalardan yerleşim yeri olduklarını gösteren
kalıntılar çıktığı söylenmektedir. Bunların başında Bayramgucağı, Çatalüyük ve Gocadere
mevkileri gelmektedir. Ayrıca Eğret arazisi üzerinde kuyuların bulunduğu
mevkilerin de bu açıdan değerlendirilmesi gerekmektedir. Çünkü eskiden su
ihtiyacının büyük bir kısmı kuyulardan sağlanmaktaydı. Çiftliklerin bünyesinde
de kuyuların bulunması kaçınılmazdır. Zencirliguyu, Çatalıñguyu (Alacalar),
Hacamediñguyu (Gocadere), Iraziyeniñguyu (Ağılyolu), Tüfekçiguyusu (Çerkez
sınırı), Gavasıñguyu, Gobakguyusu ve Hacabdilguyusu Eğret arazisinde bulunan
kuyulardandır.
TD
237 (1546) Tarihli Defterdeki Çiftlikler:
TD
574 (1580) Tarihli Defterdeki Çiftlikler:
TD
237 (1546) Tarihli Defterde İsmi Geçenler:
TD 574 (1580) Tarihli Defterde İsmi Geçenler:
Vakıflar:
Cami-i Şerif Vakfı: 1530 Tarihli
Tapu tahrir Defterinde kayıtlı Cami mütevellisi Abdullah oğlu Ali ve Cami
Hatibi Musa Fakih oğlu Musa Fakih isimleri, Cami-i Şerif Vakfının varlığına
delalet etmektedir. Zira mütevelli, vakfın gelir-gider işleriyle uğraşan kişi
demektir. Cami-i Şerif Vakfının vakfiye kaydı bulunmadığından ne zaman ve kimin
tarafından vakfedildiği bilinmemektedir. Ancak Germiyanoğulları Beyliği
tarafından yapıldığı tahmin edilen Eğret Kervansarayıyla aynı tarihte yapılmış
olmalıdır. Çünkü Eğret Köyünün ilk camii olan Cuma camii, kervansarayın hemen
arkasındadır. Cami, çeşme, hamam; kervansarayın ayrılmaz parçaları sayılır.
Vakfiye kayıtlarının bulunmayışı, Osmanlı döneminden önce vakfedildiğini
düşündürmektedir. Diğer beyliklerden Osmanlılara intikal eden vakıflara genelde
hiç dokunulmamış ve vakfiyet üzerine devam etmelerine karar verilmiştir. Vakıf
defterlerinde ancak Osmanlı döneminde Eğret Camiine yapılan görevlendirme
kayıtları mevcuttur.
Kayıtlara
göre Eğret Camiinde hatiplik yapanlar: İbrahim Efendi, Ahmet Efendi oğlu Osman
Efendi(1844), Ali oğlu Mustafa Efendi(1877), Ali oğlu İbrahim Efendi(1882),
Osman oğlu Hacı Mehmet Efendi(1905), Avcı oğlu Abdullah(1935)
Hacı İbrahim Zaviyesi Vakfı:
Hacı İbrahim Vakfı, Anıtkaya Koca Camii yanında yatırı bulunan Hacı İbrahim
Dedenin kurduğu vakıftır. Hacı İbrahim Dede kendiliğinden bir zaviye inşa edip
gelip geçene hizmet etmiştir. Sahip olduğu çiftliği kurduğu zaviye vakfına
bağışlayan Hacı İbrahim Dede’nin hizmeti, Fatih Sultan Mehmet tarafından takdir
görmüş, bu nedenle vergiden muaf tutulmuştur. Bu hizmet, Hacı İbrahim dede’nin
ölümünden sonra oğulları Abdi ve Resul tarafından padişah beratıyla devam
ettirilmiştir.
TD 575 (1575) Tarihli Vakıf Defteri
Karahisar-ı Sahib Livasında
Kırhisar’a bağlı Eğret Köyü
Bu köyde Hacı İbrahim Zaviyesi olarak bilinen zaviye, önceden beri tekkedir. Hacı İbrahim’in kendi gayretiyle yaptığı anılan tekkeyi çekip çevirmede kullandığı bir çiftlik yerden vergi alınmamasına; bu gelirlerin gelip geçen yolculara hizmette kullanılmasına dair padişah hükmü eski defterde kayıtlıdır. Yine eski defterde, Hacı İbrahim’den sonra oğulları Abdi ve Resul, Merhum Sultan Bayezid Han beratıyla zikrolunan vakıf çiftliklerine vakfiyyet üzere mutasarrıf oldukları; Merhum Sultan selim Han Hazretlerinden de beratı yenilettirerek “gelen geçene hizmet etsin” diye kaydedilmiştir. Buna göre Padişahımız Hazretleri Berat-ı Humayunuyla anılan Abdi ve Resul’ün vakfa mutasarrıf oldukları yeni deftere de kaydedilmiştir, denilmektedir.
TD 575 (1575) Vakıf Defterinde İsmi Geçenler
Yukarıda isimleri geçen kişiler çeşitli vasıflarla zaviye vakfı bünyesinde yaşamaktadırlar. Bunların başında berat sahibi olup zaviyenin yönetimini elinde bulunduran kişiler gelmektedir. Nitekim yukarıda kendi isimleriyle birlikte erişkin çocuklarının isimleri kayıtlı olan Abdi ve Resul, zaviyenin kurucusu Hacı İbrahim’in oğulları olup zaviye üzerinde mutasarrıftırlar. Zaviye hizmetlileri ve vakıf arazisi üzerinde ziraatla uğraşan diğer insanlar da kalan nüfusu oluşturmaktadırlar. Yukarıdaki gelirler, vakıf arazisinde ziraatla uğraşanların zaviyenin başındaki kişilere vergi olarak verdikleri ayni ve nakdi tutarlardır. Değirmen de vakfa ait olup yıl boyu çalışmaktadır.
Eğret Köyündeki bu zaviye tarihi süreç içinde
çeşitli isimler almıştır. 1675 Tarihli Şeriyye Sicili kaydında Ahi Baba
Zaviyesi, 1696 tarihli kayıtta da Hızır Baba Zaviyesi olarak geçmektedir. Bu
iki farklı isim aynı zaviyeyi ifade etmektedir, zira bu kayıtlarda zaviyelerin
Hacı İbrahim vakfı oldukları kayıtlıdır. Bu zaviye çeşitli zamanlarda
mutasarrıflarının isimleriyle anılmıştır.
1675- Zaviyedar Ali’nin ölümüyle
yerine Ali Halife,
1696- Zaviyedar Abdi’nin ölümüyle
yerine Satılmış,
1748- Hacı İbrahim Zaviyesi Vakfının
zaviyedarı olmayıp sahipsiz olduğundan Hacı Ahmet oğlu Hacı Yusuf,
1758- Ali Halife’nin ölümüyle yerine
Abdullah Halife oğlu Mustafa görevlendirilmişlerdir.
Hacı
İbrahim Zaviyesi vakfı, başlangıçta evladiyet vakfı üzere devam etmiş, daha
sonra Hacı İbrahim soyundan ehliyetli biri kalmadığı için, bu göreve layık
başka birileri atandığından amme vakfına dönüşmüştür.
Medrese: 1867 Tarihli Şeriyye Sicili kaydında Hacı İbrahim Zaviyesi Vakfının, Vakıflar Bakanlığına mülhak bir vakıf olarak, ders vermek şartıyla ilimle iştigal eden birilerine verildiği kayıtlıdır. Hacı İbrahim Zaviyesinin başındaki kişi aynı zamanda köy halkının eğitimiyle meşgul olmaktadır. Bu haliyle zaviye, Cumhuriyet öncesi Eğret Köyünün tek eğitim merkezidir. Koca Caminin bitişiğinde bulunan bu medrese, Cumhuriyetin kuruluşundan sonra da uzun yıllar hizmet vermiştir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder