11 Ocak 2021

Giriş, Kapıyeri

 

 

     

      A.Hamdi Tanpınar Beş Şehir'de İstanbul, Ankara, Bursa, Konya ve Erzurum'u tadından yenmez enfes bir üslupla anlatır. Bazıları bu eserin türü hakkında sohbet-deneme tartışması yapadursun, benzer bir eserin daha yazılamamış olması gerçeği karşımızdadır. İstisna kabilinden başka bir söz ustası A.Turan Alkan, memleketi Sivas'ı anlattığı kitabına "Altıncı Şehir" adını vererek Tanpınar'ın eserini hem tamamlamış, hem ona nazire yapmış hem de kendinden sonrakilere güzel bir yol açmıştır. 

    Alkan, önsözünde "Herkesin kendine göre bir Altıncı Şehri olmalı." anlamında birşeyler söylediğinde bu fikir kafama kazınmıştı. Ama benim Altıncı Şehrim yoktu. Vardı da, onu yazacak kadar ilgim yoktu. Belki benim "Birinci Köy"üm olabilirdi. 

    Köy hayatıyla ilgili her hatıra "beni kaydet" diye sürekli beynime batıyordu. Bu arada çoğu değerlerin de bir bir kaybolduğunu, unutulduğunu, terkedildiğini farkettim. O andan itibaren her türlü dil, kültür, tarih malzemesini kaydetmeye başladım. Benim Altıncı Şehirim oluşuyordu. Bu oluşum süreci devam ediyor. Topladığım malzemeyi harmanlayıp düzenleyip Eğreti Köy olarak buraya kaydedeceğim. Fırsat buldukça güncelleyerek...

    Belki şu ana abaşlıklar...

  • Burada Eğret (Anıtkaya) köyü ile ilgili değerlendirmelerimi paylaşacağım.
  • Afyonkarahisar'a bağlı ve bu ilin 30 km kuzeyinde bulunur.
  • Tarihi 14. yy'a kadar dayandırılmaktadır.
  • Günümüze kadar değişik idari merkez statüsü kazanmıştır.
  • Milli Mücadele yıllarında bir süre Yunan işgaline maruz kalmıştır.
  • Büyük Taarruzun ilk günleri bu coğrafyada icra edildiğinden cumhuriyetten sonra Anıtkaya adı verilmiştir.
  • Eğret ile ilgili tarihi, coğrafi, sosyal, kültürel değerlendirmelerimi, ayrıntıya girerek  yapmayı düşünüyorum. İnşallah tamamlayabilirim.


         KAPIYERİ


    Başlığa konu olan Kapıyeri, Anıtkaya'da bir yerin, bir mevkinin adıdır. Köy içinden tarım arazisine çıkış noktalarından biri aynı zamanda. Yukarı Dandır yolunun başlangıç noktası. Burası. Yeni Caminin güneyinden doğuya giden yoldan bahsediyorum. Önceleri sadece orada Kel Hoca'nın ev vardı, çevresi tarlaydı. Şimdi orası da köy içi olmuş.

    Tarihte yerleşim yerleri kale sistemiyle kuruluyor, giriş çıkışlar kontrollu yapılıyormuş. Kontrollar da kapılardan sağlanıyor. Kapıların şekli şemali hakkında birşey söyleyemeyeceğim, bildiğiniz kapı mıydı yoksa gümrük kapısı gibi izafi bir kapı mıydı fikrim yok. İstanbul'da mesela bu kadar "kapı"lı ilçe olması bundan. Edirnekapı, Yenikapı, Mevlanakapı, Topkapı vs... Yine bir zamanlar devlet büyüklerine hemşerilik beratı verilirken sembolik olarak şehrin anahtarı takdim edilirdi. Ne anahtarı bu? Ne anahtarı olacak, şehrin kapısının anahtarı.

    Elbette Eğret bir şehir değildir; ama ne olursa olsun tarihi bir yerleşim yeri. Üstelik önemli bir ticari yol güzergahında bulunuyor. Mümkün olduğunca giriş çıkışlar kontrol edilmek istenmiştir. Kontrol noktalarından birisi bu Kapıyeri denilen yer olmalı. Vaktinde burada bir kapı varmış, zamanla kapı gitmiş yeri kalmış. "Kapıyeri" bize yadigar olmuş.

    Bu Yukarı Dandır Yolu şimdi çok işlek olmasa da eskiden böyle değilmiş. İstanbul'dan yola çıkıp Afyon'a gitmek isteyen bir kafile 1847 yılında Osmanköy-Eğret-Yukarı Dandır-Bayramgazi güzergahını kullanmış.

    Kapıyeri'ni böylece izah ettikten sonra Köy içindeki yerlerin tanıtımıyla ilgili yazılarımı bu kategoride değerlendirip burada paylaşacağımı da belirteyim. Köy dışındaki yerleri ise Deretepe kategorisinde bulacaksınız.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder