18 Ocak 2021

Sözlük N

 

-N-

nacabolsa: Nasıl olsa, en sonunda anlamında zarf.

nacap: Nasıl, niçin, neden (ne acep)

naha: Şaşma ve ayıplama ünlemi (Naha ne deyen)

nâırabbım: İlenme sözü, beddua ederken söze böyle başlanır (Naırabbım bildiği gibi yapsın!)

nakis: inatçı, aksi kimse

nalet: Geçimsiz, huysuz, nefret edilen kimse (lanet)

nalın: takunya

namazlağı: Üstünde namaz kılınan yaygı, post gibi şeyler; seccade. (namazlık)

namıs: nâmus

namıssız: namussuz

nâ ne deyen: Ne desem boş (Naha ne diyeyim)

nârince: turuncu, narenciye rengi

nasılleyin: Hiç beklenmeyen güzel bir davranış sergileyene denir, nasıl oldu da... anlamında.

nasiyet: öğüt, nasihat

nébilem: Nereden bilelim, haberimiz yok ki (ne bilelim)

nébilén: Kararsızlık sözü (ne bileyim)

ne dadı va: Sürmekte olan bir durumdan hoşnutsuzluğu anlatır (Gapat şu irediyoyu, ne dadı va)

nêdén: “nêdiyoñ “ hal hatır sorusuna verilen cevap, her zamanki gibi (ne edeyim)

ne diye: Niçin, ne amaçla?

nêdiyoñ: Hal hatır sorma sözü, nasılsın, ne yapıyorsun.

nedöoñ: Ne diyorsun?

neen neen nen: Çocuk uyutulurken söylenen ninninin ritmi.

ne garın ârısıysa: Adı söylenemeyen, hatırlanamayan şeyler için söylenir.

négıdâ: ne kadar

néliğinen: Ne sıkıntılarla anlamında zarf (neliklerle)

néliklê: Ne zahmet, sıkıntı, yokluk. (Bubam bizi neliklênen okutdu)

nemergin: Nemli, rutubetli.

nemermek: hafif nemlenmek

-nen: ile anlamına gelen ek (Kiminen gidiyoñuz?)

nennen: Çocuk dilinde uyku.

nennen demek: Çocuk dilinde uyumak.

nên nên nen: Çocuğu uyutma, ninni söyleme ünlemi.

nenni: ninni

nênoñ: karışma! Sana ne! (Öfkeyle söylenir) (ne eyliyorsun)

nerde çalgı orda gaglı: İşi gücü oyun eğlence olan kimseyi anlatır.

nérden gelmiş: Bir itiraz ve kabul etmeme ünlemi (Nerden gelmiş de sizin oluyomuş bu tarla!)

néryê: Hayıflanma ünlemi (Neryê! Daha borcuñ yarısını ödiyemedik.)

netâme: İnsanın veya atın kafasında burgulaşmış saç bölümü.

nétcén: istemem, ne yapacağım, işime yaramaz (ne edeceğim)

nétcéñ: ne yapacaksın (ne edeceksin)

nétcéñiz: ne yapacaksınız (ne edeceksiniz)

nétcéz: Ne yapacağız (ne edeceğiz)

ne ütüyoñ: Ne tat alıyorsun, çıkarın ne, niçin yapıyorsun

né va: değil mi anlamında onaylatma ünlemi (ne var)

ne yalan söliyen: İşin doğrusunu söylemek gerekirse.

néyêse: nedense

néynicéñ/nênicéñ: sana ne, üzerine vazife değil (ne eyleyeceksin)

néyniyén/nênén:  bana ne, beni ilgilendirmez (ne eyleyeceğim)

ne yüzünen: Hiç utanıp sıkılmadan.

nezelmek: 1.Güçsüzleşmek, zayıflamak; 2. Kumaş incelmek, yıpranmak, eskimek

neziman: Ne zaman

nişancı: Nişan günü kız tarafına topluca gelen erkek tarafı.

nişan gomek: Bir şeyi daha sonra tanıyabilme veya ölçme amacıyla işaretlemek.

nobal: sorumluluk, yük, vebal

nobal atmek: Sorumluluk yükleyerek zor durumda bırakmak.

nobalı boynuña: Ben karışmam, sorumluluk sana ait.

nokul: Mayalı hamurdan yapılan haşhaşlı çörek.

noldum delisi: Sonradan görme

noldum delisi olmek: Sonradan görüp de şımarmak.

noot: nohut

noot yolması: Nohut hasadı.

nöbet: fırında, çayda, çeşmede, değirmende sıra

nöbet gapmek: Sıra almak, sıraya girmek.

Nutfi: Lutfi



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder