Adını Anıtkaya (Eğret) Şehitliğine Altın Harflerle Yazdıran Türk Süvarisi: Binbaşı Galip ve Silah Arkadaşları
(Dr. Selami Kurt, 100. Yılında Büyük Taarruz Sempozyumu'nda sunduğumuz yayınlanmış tebliğimizden)
Öz
Türk süvarisi, tarih boyunca sayısız destanlar yazmıştır. Bu destanlardan sonuncusu Türk İstiklal Harbi’nde yazılmıştır. Ordusu dağıtılan ve vatanı işgal edilen Türk milleti, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa önderliğinde başlatılan Milli Mücadele ile hiçbir şekilde esaret altına alınamayacağını göstermiştir. Önce Kuvâ-yı Milliye adı verilen yerel güçlerle başlayıp sonra bu güçlerin de içinde yer aldığı düzenli ordu ile devam eden Milli Mücadele’nin kazanılmasında manevra kabiliyeti yüksek süvari birliklerinin büyük rolü olmuştur. Türk insanı, at binmedeki mahareti ve cesareti ile düşmana galip gelmesini bilmiştir. Sayıları sınırlı, eğitim ve techizat yönünden eksik olsalar da Türk süvarisi ilk defa I. İnönü Savaşı’nda düzenli ordu içerisinde yer almış ve başarılı olmuştur. II. İnönü Savaşı’nın kazanılmasından sonra ise Türk süvarisinin Bursa istikametinde düşmanı takiple görevlendirilmesi ve düşman arka bölgelerine akınlar düzenlemesi, kendilerine olan güveni oldukça artırmıştır. Bu iki savaşta yenilgiye uğrayan düşmanın butün cephelerde taaruza geçmesiyle Eskişehir ve Kütahya muharebelerinde düşman taarruzuna dayanamayan Türk birliklerinin zayiat vermeden ve çevrelenmeden geri çekilebilmesi, yeni oluşturulan 5. Grup Süvari birliklerinin örtme harekâtı sayesinde mümkün olmuştur. Türk milleti için dönüm noktası olan Sakarya Meydan Muharebesi’nde düşmanın başlattığı kuşatma taarruzunun başarısız olmasında, Türk süvarisinin düşmanın yan ve arka kısımlarına gerçekleştirdiği taarruzların büyük etkisi olmuştur. Bununla birlikte Türk süvarisi bütün dünyayı şaşkına çeviren imkan ve kabiliyetini 5. Süvari Kolordusu’nun kurulmasından sonra Büyük Taarruz aşamasında göstermiştir. Büyük Taarruz başlarken üç tümenli 5. Süvari Kolordusu’nun düşman gerisine sarkarak düşmanın ikmal ve haberleşme hatlarını kesmesi ve düşman birliklerine baskınlar düzenlemesi, düşmanda büyük korku ve panik havası yaratmıştır. Türk süvarisinin Büyük Taarruz’da giriştiği en kanlı muharebeler, 28 Ağustos günü Olucak-Eğret-Bayramgazi-Belce hattında gerçekleşmiştir. Türk süvarisinin yoğun düşman birlikleri arasına dalarak gerçekleştirdiği bu baskınların bedeli ağır olmuş ancak bu baskınlar Büyük Taarruz’unun zaferle sonuçlanmasını sağlamıştır. Bunun sonucu olarak düşman birlikleri bir araya gelip yeni bir savunma hattı oluşturamamış ve Türk kıskacına düşmek zorunda kalmıştır. Günün kahramanları ve büyük zaferin müjdecileri 13. Süvari Alayı Kumandanı Binbaşı Galip ve 200’ü aşkın silah arkadaşı olmuştur. Ruhları şad olsun.
28 Ağustos 1922 Süvari Harekâtı
2. Süvari Tümeni 13. ve 20. Süvari Alaylarının Bayramgazi/Çatalçeşme Yakınlarında Gerçekleştirdiği Harekât: 5. Süvari Kolordusu Komutanı Fahrettin Altay’ın hatıralarında bu baskın şu şekilde aktarılmaktadır: 2. Tümen aldığı emir doğrultusunda karanlık basmadan Başkimse köyünden geçerek dağın boyun noktasını aştı. Kısa bir istirahatten sonra gece yürüyüşüne devam etti. Bataryasını da sabahleyin Eğret istikametine ateş edecek şekilde Olucak ilerisindeki mevziine yerleştirdi. Kolordu karargahı da 2. Tümen’in peşinden Olucak’a ulaştı. Gece yarısı Olucak köyünü geçen 2. Süvari Tümeni, fundalık içinden geçen bir patikadan ilerlerken arkadaki iki alayı (13. ve 20. Alay) sağa ayrılan başka bir patikaya saparak diğer iki alaydan (2. ve 4. Alay) kopmuş, sabah olunca kendilerini tümenden ayrı Bayramgazi-Çatalçeşme istikametinde düşman birliklerinin ortasında bulmuşlardır. Sonradan bu birliklerin Afyon cephesinden çekilmekte olan Cephe Komutanı Trikopis komutasındaki iki veya üç tümenlik bir düşman kuvveti olduğu anlaşılmıştır. Alay komutanları bu karmaşa içerisinde ne yapacaklarını değerlendirmişler ve düşmanın Kütahya istikametinde ilerlemekte olan bir kamyon koluna baskın kararı vermişlerdir. Bu kamyon koluna yapılan baskında araçlar tahrip edilmiş, içindekilerin çoğu kılıçtan geçirilmiştir. Türk Süvarisinin gerçekleştirdiği bu gözü pek baskın Trikopis’i çok sinirlendirmiş ve tümenlere araziye yayılarak bütün ağır silahlarıyla saldırı emri vermiştir. Bu şekilde ağır makineli ve top atışı altında kalan Türk süvarisi zayiat vererek İlbulak Dağı üzerinden Süvari Kolordu Karargahı’nın bulunduğu Olucak’a çekilmiştir. İki Türk süvari alayının Yunan Cephe komutanı Trikopis’in komuta ettiği iki veya üç tümenin ortasında gerçekleştirdiği bu cesur saldırı düşmanı ve harp eleştirmenlerini çok şaşırtmış ve bir intihar saldırısı olarak değerlendirilmiştir.
2. Süvari Tümeni 13. ve 20. Süvari Alaylarının Bayramgazi/Çatalçeşme Yakınlarında Gerçekleştirdiği Harekât: 5. Süvari Kolordusu Komutanı Fahrettin Altay’ın hatıralarında bu baskın şu şekilde aktarılmaktadır: 2. Tümen aldığı emir doğrultusunda karanlık basmadan Başkimse köyünden geçerek dağın boyun noktasını aştı. Kısa bir istirahatten sonra gece yürüyüşüne devam etti. Bataryasını da sabahleyin Eğret istikametine ateş edecek şekilde Olucak ilerisindeki mevziine yerleştirdi. Kolordu karargahı da 2. Tümen’in peşinden Olucak’a ulaştı. Gece yarısı Olucak köyünü geçen 2. Süvari Tümeni, fundalık içinden geçen bir patikadan ilerlerken arkadaki iki alayı (13. ve 20. Alay) sağa ayrılan başka bir patikaya saparak diğer iki alaydan (2. ve 4. Alay) kopmuş, sabah olunca kendilerini tümenden ayrı Bayramgazi-Çatalçeşme istikametinde düşman birliklerinin ortasında bulmuşlardır. Sonradan bu birliklerin Afyon cephesinden çekilmekte olan Cephe Komutanı Trikopis komutasındaki iki veya üç tümenlik bir düşman kuvveti olduğu anlaşılmıştır. Alay komutanları bu karmaşa içerisinde ne yapacaklarını değerlendirmişler ve düşmanın Kütahya istikametinde ilerlemekte olan bir kamyon koluna baskın kararı vermişlerdir. Bu kamyon koluna yapılan baskında araçlar tahrip edilmiş, içindekilerin çoğu kılıçtan geçirilmiştir. Türk Süvarisinin gerçekleştirdiği bu gözü pek baskın Trikopis’i çok sinirlendirmiş ve tümenlere araziye yayılarak bütün ağır silahlarıyla saldırı emri vermiştir. Bu şekilde ağır makineli ve top atışı altında kalan Türk süvarisi zayiat vererek İlbulak Dağı üzerinden Süvari Kolordu Karargahı’nın bulunduğu Olucak’a çekilmiştir. İki Türk süvari alayının Yunan Cephe komutanı Trikopis’in komuta ettiği iki veya üç tümenin ortasında gerçekleştirdiği bu cesur saldırı düşmanı ve harp eleştirmenlerini çok şaşırtmış ve bir intihar saldırısı olarak değerlendirilmiştir.
Askeri ve bazı sivil kaynaklarda ise bu olay şu şekilde tespit edilmiştir: 2. Süvari Tümeni Olucak köyünü geçtikten sonra arazinin yapısı ve karanlık nedeniyle iki ayrı kol halinde ilerlemek zorunda kalmıştır. Sağ kolda Tümen komutanıyla 13. ve 20. Alaylar, solda ise 2. ve 4. Alaylar tümen bataryasıyla beraber ilerlemektedir. Sabaha karşı soldaki kol Eğret’e, sağdaki kol da Eğret’in beş kilometre güneyindeki şoseye varmıştır. Tümen Komutanı Ahmet Zeki’nin (Soydemir) gün ağarmakta iken 13. ve 20. Alaylara istirahat verdiği sırada Afyon istikametinden bir düşman kamyon kolu çıkagelir. Bu konvoya taarruz etmeye karar veren tümen önde 13. Alay ve gerisinde 20. Alay bulunduğu halde saldırıya geçer. Konvoydan 10 kamyon tahrip edilir, yüz kadar Yunan askeri öldürülürken beşi subay 35 esir alınır. Bu sırada 13. Alay, yetişen bir Yunan taburunun saldırısına uğrar. Mevzi muharebesine girmemesi gerektiği halde at inerek yaya olarak muharebe etmek zorunda kalır. Tümen Komutanı Ahmet Zeki Bey, hırpalanan 13. Alay’ı derhal arka tarafta güneye karşı mevzilenmiş 20. Alay’ın arkasına ihtiyata alır. Burada emir komutayı 20. Alay Komutanı Binbaşı Kazım’a (Tuzcuoğlu) veren Tümen Komutanı Ahmet Zeki Bey, olumsuz bir durum olursa Olucak’a çekilmelerini emrederek Eğret’teki diğer iki alayın yanına gider. Daha sonra şiddetli ateş altında kalan bu iki süvari alayı çekilmeye başlar ve 14. Türk Süvari Tümeni’nin elinde sandıkları Olucak’ın güneyindeki Akkaya tepesine sığınmak için o tarafa yönelir. Vadide tepeye doğru ilerledikleri sırada Akkaya tepesinden açılan şiddetli ateş altında kalırlar. Başka çare kalmadığından bu iki alay Akkaya tepesine doğru atlı hücuma kalkar. Yunan kaynakları tarafından tamamının imha edildiği ifade edilen bu iki alaydan çok azı ateş çemberini yararak Akçaşar’daki 4. Kolordu birliklerine ulaşabilmiştir.
2. Süvari Tümeni 2. ve 4. Süvari Alaylarının Eğret’te Gerçekleştirdiği Harekât: Eğret istikametinde ilerleyen 2. ve 4. Alaylar ise havanın aydınlanmasıyla birlikte Eğret’teki Yunan 9. Tümen ordugahına baskın yaparlar.Yunan II. Kolordu Komutanı General Diyenis’in de içinde bulunduğu ordugah kendisini toplar ve karşı saldırıya geçer. Yunan tümeninin beş kilometre uzaklıktaki Yenice köyünde bulunan alayı soldan süvarilerimizin arkasına dolanınca bu iki alay da zor durumda kalır. Tümen Komutanı Ahmet Zeki, 13. ve 20. Alayların yanından ayrılıp 2. ve 4. Alayların yanına ulaştığında bu iki alay Yunan tümeninin açtığı topçu ateşi altında Süvari Kolordu Karargahı’nın bulunduğu Olucak istikametine çekilmektedir. 2. Süvari Tümeni’nin bataryası da bu yoğun topçu ateşi esnasında tahrip olmuştur.
2. Süvari Tümeni 2. ve 4. Süvari Alaylarının Eğret’te Gerçekleştirdiği Harekât: Eğret istikametinde ilerleyen 2. ve 4. Alaylar ise havanın aydınlanmasıyla birlikte Eğret’teki Yunan 9. Tümen ordugahına baskın yaparlar.Yunan II. Kolordu Komutanı General Diyenis’in de içinde bulunduğu ordugah kendisini toplar ve karşı saldırıya geçer. Yunan tümeninin beş kilometre uzaklıktaki Yenice köyünde bulunan alayı soldan süvarilerimizin arkasına dolanınca bu iki alay da zor durumda kalır. Tümen Komutanı Ahmet Zeki, 13. ve 20. Alayların yanından ayrılıp 2. ve 4. Alayların yanına ulaştığında bu iki alay Yunan tümeninin açtığı topçu ateşi altında Süvari Kolordu Karargahı’nın bulunduğu Olucak istikametine çekilmektedir. 2. Süvari Tümeni’nin bataryası da bu yoğun topçu ateşi esnasında tahrip olmuştur.
14. Süvari Tümeni’nin Harekâtı: 28 Ağustos sabahı Olucak’a ulaşabilen 14. Süvari Tümeni’nin harekâtı ise şu şekilde tespit edilmiştir: Çatkuyu’dan batıya doğru düşman kollarının gittiğini öğrenen Fahrettin Altay, 14. Tümen’in sadece bir bölüğünü Olucak’ta bırakarak tamamını Yunan tümenlerinin batı yönünde çekilişinde önemli bir basamak olarak gördüğü Akkaya tepesini tutmakla görevlendirmiştir. Bu emir üzerine Suphi (Kula) komutasındaki 14. Süvari Tümeni sabah 08.00’de Akkaya, Gökkaya ve Emretepe’yi tutmuştur. Fahrettin Altay, 14. Tümen’in Akkaya tepelerini savunmasını, gerekli olduğu takdirde de 2. Tümen’in çekildiği Beşkarış’a çekilmesini emretmiştir. Tümen komutanı Suphi Bey, beş taburlu Yunan 23. Alayının Başkimse’den Akkaya tarafına yöneldiğini müşahede ederken 2. Süvari tümenimizin de Olucak’tan Beşkarış istikametine çekildiğini gördüğünde düşman çemberinde kalmamak için Beşkarış’a çekilme kararı almıştır. Bu kararı almasında 2. Tümen’in bütün unsurlarıyla Beşkarış yönüne çekildiğini zannetmesinin etkili olduğu anlaşılmaktadır. 14. Türk Süvari Tümeni’nin Akkaya tepelerini muharebe etmeden terketmesi üzerine, Yunan 23. Alayı burayı işgal etmiştir. Bayramgazi/Çatalçeşme yönünde Trikopis güçleriyle muharebe eden 2. Tümen 13. ve 20. Alaylarının geri çekilişi ise Yunan 23. Tümeni’nin Akkaya tepesini işgal etmesinden sonra gerçekleşmiştir.
28 Ağustos Süvari Şehitleri
Eğret Anıtı'nda bulduk imzalarını
Andık savaşın diliyle son çağlarını
Lâkin alışıktılar silah seslerine
Üç-dört el ateş, bozmadı rüyalarını
Gazileri, çevremizde halâ o çağın
Taşmış o günün şehitlerinden kucağın…
Dağ, taş, tepe vadi… Dolaşıp gördüm ki,
Ey Afyon, bir Anıtkabir her bucağın!
Arif Nihat ASYA
Eğret Anıtı'nda bulduk imzalarını
Andık savaşın diliyle son çağlarını
Lâkin alışıktılar silah seslerine
Üç-dört el ateş, bozmadı rüyalarını
Gazileri, çevremizde halâ o çağın
Taşmış o günün şehitlerinden kucağın…
Dağ, taş, tepe vadi… Dolaşıp gördüm ki,
Ey Afyon, bir Anıtkabir her bucağın!
Arif Nihat ASYA
5. Süvari Kolordu Komutanı Fahtettin Altay, 2. Tümen’in 28 Ağustos günü İlbulak Dağı’nın kuzeyinde gerçekleştirdiği harekâtlarda hayli zayiat verdiğini ifade etmiş ancak herhangi bir rakam vermemiştir. Altay hatıratında, bugünün şehitleri arasında 13. Alay Komutanı Binbaşı Galip ile beraber daha birkaç subay ve erlerle beraber bir hayli yaralının olduğunu, hayvanlardan da biraz zayiat verildiğini ifade etmiştir. Diğer eserinde de 13. Süvari Alayı Komutanı Binbaşı Galip ile beraber Yüzbaşı Rizeli Hasan Hüseyin ve Manisalı İshak İdris’in ismini zikretmiştir.
Askeri kaynaklarda ise bugünkü muharebelerde 2. Tümen’in verdiği zayiat şu şekildedir: 13. Süvari Alay Komutanı ile beraber bir subay şehit, iki subayla 32 er yaralı, 16 subayla 172 er kayıptır. Bu kayıp subay ve erlerin çoğu muharebe meydanında şehit ve ağır yaralı olarak kalmıştır. Bununla birlikte 260 hayvan, 199 piyade tüfeği, bir ağır makinalı tüfek, sekiz hafif makinalı tüfek, dört top, 320 kılıç zayi edilmiştir. Bugünün zayiat bilgileri göz önünde bulundurulduğunda, Bayramgazi-Eğret-Olucak hattında 200’ü aşkın süvarimizin şehit olduğu anlaşılmaktadır.
Fahrettin Altay, bugünün şehitleri anısına 1928 yılında Eğret köyü kenarında Afyon-Kütahya yolu üzerinde bulunan höyüğe piramit şeklinde bir anıt yaptırmış, bu anıt üzerine Osmanlı Türkçesi ile 13, 20 ve 2. Süvari Alaylarından altısı subay ve altısı er toplam 12 şehit ismi yazılmıştır.
Sonuç
Türk İstiklal Savaşı, muharebelerde tank, uçak ve motorize araçlar gibi modern savaş ekipmanlarının kullanılmaya başlaması dolayısıyla süvari sınıfının önemini yitirmeye başladığı bir süreçte gerçekleşmiştir. Ancak Türk süvarisinin İstiklal Harbi’nin kazanılmasında oynadığı rol, savaşlarda süvari sınıfının önemini bütün yönleriyle ortaya koymuştur. Zira Türk süvarisi motorlu taşıtların aşamayacağı ve hatta piyade bile geçemez denilen dağları aşarak düşmanın arka bölgesine sarkmayı başarmıştır. Bunu başaran Türk süvarisi önce düşmanın haberleşme ve ikmal hatlarını kesmiş sonra gerçekleştirdiği ani baskınlarla düşmanı şaşırtmış, panikletmiş, oyalamış ve planlarını bozmuştur.
Türk süvarisinin özellikle 28 Ağustos 1922 günü kendisinden kat be kat büyük düşman birlikleri üzerine yaptığı gözü pek ve cüretkâr baskınlar, düşmanı kızdırdığı gibi savaş uzmanlarını da şaşırtmıştır. Çünkü asker sayısı toplamda 1200 olan iki süvari alayının 12.000 askerli bir tümene baskın vermesi sonu felaketle sonuçlanabilecek riskli bir harekâttır. Ancak Türk süvarisi bu riski göze almış ve vatanı için seve seve şehadete yürümüştür.
Büyük Taarruz’da Türk süvarisinin gerçekleştirdiği yüksek riskli baskınların bedelini 13. ve 20. Süvari Alayları çok sayıda şehit vermek suretiyle ödemiştir. 28 Ağustos sabahı düşmanın bir kamyon koluna baskın veren bu iki alay, düşman piyade birliklerinin yetişmesiyle at inerek piyade savaşına girmek zorunda kalmış, burada yıprandıktan sonra Olucak tarafına geri çekilme esnasında da Akkaya tepelerini ele geçiren düşmanın yaylım ateşine maruz kalarak çok sayıda şehit vermiştir. Eğret’teki 9. Yunan Tümeni’ne baskın veren 2. ve 4. Alaylar da Olucak tarafına çekilirken Yenice köyünde bulunan Yunan topçusunun yoğun ateşi altında kalarak zayiat vermiştir. Ancak Türk süvarisinin bu serdengeçti baskınları boşa gitmemiş, panikleyen düşman geri çekilmek yerine savaşmak durumunda kaldığından 30 Ağustos’ta Türk kıskacına düşmüştür.
28 Ağustos 1922 günü Olucak-Eğret-Bayramgazi-Belce hattındaki baskın ve muharebelerde gösterdikleri büyük kahramanlıkla İstiklal Harbi’nin kazanılmasında ve vatanımızın bağımsızlığa kavuşmasında büyük rol oynayan aziz şehit ve gazilerimizi rahmetle ve minnetle anıyoruz. Bugünün şehitleri olan 13. Süvari Alayı Kumandanı Binbaşı Galip ve silah arkadaşları anısına her ne kadar Eğret’te bir anıt inşa edilmişse de aziz şehitlerimizin naaşlarının nerelerde medfun olduğu tam olarak bilinmemektedir. 200’ü aşkın olduğu tahmin edilen aziz şehitlerimizin kabirlerinin tespit edilerek ihya edilmesi bizim öncelikli vazifelerimiz arasındadır. Ruhları şad olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder