Yenilerde çekilmiş çoğu selfi tabir edilen fotoğrafları hemen geçiyordum. Birisini geçince 'Ha, Böbülerin çocuktu o geçtiğin' dedi. Benzetmiş olmalıydı, çünkü slaytta hızlıca geçtiğim fotoğraf Hatcamehmetlerin Hasan oğlu Mehmet Saki'nin pozuydu. Mardaklar/Hatcamehmetler nere, Veyisler/Böbüler nere; kesinlikle birine benzetmiştir...
'Yok bu Profesörün resmi' diyerek yanıldığını göstermek için döndük geriye... Hayır, yanlış görmemiş, yanılmamış da... Mehmet Saki'nin 'Böbülerin Çocuk' olduğuna dair hikayeyi anlattı. Bana da bunu not etmek düştü...
Olay, Berber'in henüz çıraklık devresindeyken yaşanmış. Omarcıkların Berberhüseyin'in çırağı iken göz doldurmaya başlamış. Millet odalarda konusu açılınca konuşuyor, şu berber iyi, şu şöyle bu böyle... İşte orada 'Böbülerin Çocuk' ne kadar iyi traş ettiği anlatılıyor. O sırada çocuk dedikleri Berber 17-18 yaş civarı olmalıdır. Yaşlıların gözünde çocuksun...
Büyüklerin kendi aralarında konuşmalarını, o sırada çok küçük yaşta bulunan Mehmet de işitmiş. Hatcamehmet dedesinin yanına takılıp gitmiştir. Bir de dedeler kendi adını taşıyan torunlarına çok düşkün olurlar, bu yüzden Mehmet'i her gittiği yere götürüyormuştur...
Her nasıl olduysa küçük Mehmet'in zihninin bir yerine 'Böbülerin çocuk gözel treş ediyo' sözü kazınmış. Saçları uzayınca dedesi bunun elinden tutup Takgasların Berberhüseyin'e (Öncül) götürmüş. Demek ki kendisi onun müşterisiydi. Hakla traş olunan o günlerde hangi berberin müşterisiysen harman kalktıktan sonra yıllık ücretini (hak) buğday olarak ödüyordun... Hatcamehmet torununu bu yüzden kendi berberine götürmüş...
Kafasında 'Böbülerin Çocuk' bulunan torun Mehmet dükkana girince ortalıkta çocuk filan görememiş, yaşlı yaşlı adamlar. Berber de öyle... 'Ben Böbülerin çocuğa gitcen!' diye tepinmeye başlamış. Berberhüseyin de bu duruma anlayış gösterince dedesi tekrar elinden tutup öteki Berberhüseyin'in (Sağlam) yolunu tutmuşlar...
İçeri girdiklerinde dedesi sormuş; 'Hana Böbülerin çocuk?'... Daha önce hiç görmediği halde Mehmet 'Aha bu' diye Berberahmet'i göstermiş. Daha sonraki yıllarda hem Hatcamehmet hem de oğlu Hasan Saki Berberahmet'in müşterisi olmuşlar, Emmim bunu da Mehmet'in 'Böbülerin Çocuk' ısrarına bağlıyor...
Sonra 'Böbülerin Çocuk' usta çıkıp dükkanını açıyor, evleniyor, askerlik şu bu derken İzmir'e göçüyor; ayrı bir hikaye... Yıllar sonra bir gece, Gadıngızların evdeki bir düğününde, bir delikanlı gelip Berber'in karşısına dikiliyor; 'Hoşgeldin Ahmet Ağa, beni tanıdın mı?' diye soruyor... Emmim tanıyamamış... Tam çıkaramadığını söyleyecekken 'Ben Böbülerin Çocuk' diye kendini tanıtmış Mehmet Saki...
Emmim bu hikayeyi anlatıp diğer fotoğraflara bakarken ben de harıl harıl yazıya geçirdim. Bu arada milli takım beraberlik golünü yemiş, onu da göremedik...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder