29 Eylül 2024

Aliciklerin Aliye Hanım

     
    Eğret soykütüğüne başlarken mevzunun genişliği gözümü korkutmuştu. Bu yüzden inceleme yaparken işi kolaylaştıracak bazı pratik yollara sapmak elzemdi, çünkü aksi durumda işin içinden çıkmak mümkün olmayabilirdi. Pratik yollardan birisi, bir ailenin kız çocuklarını gelin gittikleri sülale başlığında ele almaktı. 

    Böyle başlamak gerçekten de işimizi hafifletti, ayrıca mantıklıydı da, zaten yeni kurduğu yuvada işlenecek birini baba evinde bir kere daha anlatmak zaman kaybıydı. Böyle yaparak iş yükünü hafifletirken büyük bir açmaza düştüğümüz projenin sonunda anlaşıldı. Eğret dışına gelin olanlara hiç yer verilmemiş oluyordu. Bu durumda olanların uyarısıyla durumu tamir etmeye çalıştık, ama gedik tam olarak kapatılamadı.

    Bu yöntemin sakıncası sadece Anıtkaya dışına gidenlerle sınırlı değildi. Eğret'te kaldığı halde eski ve yeni sülalesinin arasında kalmış, iki tarafta da kendine hakkıyla yer verilmeyen kadınların hikayeleri ihmal edilmişti. Bunu da sonradan anladık. Aliciklerin Aliye Hanım onlardan biridir...  

    Afyonlu olup da hasbelkader Eğret'e yerleşen Karamehmetoğlu Ali'ye Alicik lakabı takılmış. Gademlerden evleniyor, sonra bir kızını tekrar Gademlere vererek tam Eğretli oluyor. Hanımının yeğenine verdiği o kızı ileride Gademali ile Banguş'un nineleri olacaktır.

    Garamehmetoğlu Alicik'in 20. yüzyıl başına ulaşabilen oğlunun adı da Osman'dır. Üç oğlu ve iki kızı olan Osman'ın büyük oğlu İbrahim Naymelerin atası; ortanca Ahmet'in lakabı Deliçakır olup Çakıriban'ın babası; en küçük Mehmet de son Garamehmet olarak bilinen kişidir. Her birinin hikayesi kendi başlıklarında anlatıldı. İki kız Ümmühan ile Aliye mevzuuna ise Canaliler ve İdirizler konusunda değinildi. Yukarıda sözünü ettiğim sebepten sadece değinildi... Madem fırsat geldi, şimdi Aliye konusunu derinleştireceğiz. 

    Aliye 1878 yılında doğmuş, kendisine bu isim verilmesine sebep Alicik dedesi olduğu düşünülüyor. Büyüyünce yine Afyon kökenli İdirizlerden Mehmet Ali oğlu Hasan'a vermişler. İdirizlerin bu kolundaki erkekler bir bir vefat edince, sona kalan anaları çocuklarını toplayıp tekrar Afyon'a döndükleri için şimdi Anıtkaya'da nesli bulunmuyor. Bu yüzden o sülaleyi tanımlaması çok zor. Belki de Aliye Hanım çocukları o ailenin Anıtkaya'daki tek temsilcisi sayılabilir. Sırf bu yüzden de Aliye Hanım hikayesi ayrıca önemli...

    Aliye-Hasan evliliğinden üç kız dünyaya geliyor; Ayşe, Hatice ve Kezban... Kızlar daha küçükken babalarından yetim kalıyorlar. Afyonlu İdirizlerin üç erkek kardeşinden ilk vefat eden Hasan'dır... 

    Üç yetimiyle dul kalan Aliye Hanım Garapaçanın Hüseyin'e varıyor. Eyüpçetin, Körşükrü ve Bali'nin emmisi olan Hüseyin de o sırada dul kalmış. Fakat daha önemli husus, Aliye ile Hüseyin'in akrabalığıdır. Garapaçanın Hüseyin, Alicik dedenin yeğeni oluyor, yani O da bir Garamehmetoğlu... Galiba ayağında biraz aksaklık varmış, bu yüzden Topalüseyin diye lakaplanmış...

    Garapaçalarda Aliye Hanımın bir oğluyla bir kızı daha oldu, adları Şerife ile Mehmet... 1932 Yılına gelindiğinde ikinci kocası Garamehmetoğlu Toplaüseyin de vefat etti. Yok, elli yaşının üstünde olan Aliye Hanım bir daha evlenmedi, kah oğlunun kah kızlarının yanında dul yaşadı. 1960 Yılında vefat ettiğinde 82 yaşındaydı...

    Kendisi öldü, ama hikayesi çocuklarıyla devam etti Aliye Hanımın... Onlara tek tek bakacağız. Evvela İdirizlerin Hasan'dan olma büyük kızı Ayşe... 1897 Yılında doğdu. Söylemezoğlu Mehmet ile everdiler. Söylemezler bugün Özen soyadını kullanan sülale oluyor. Fakat evlendikten kısa bir süre sonra kocası Çanakkale'de şehit oldu. Harpten döndükten sonra karısı vefat eden İdirizlerin Gocaosman'a verdiler. Gocaosman'ın ölen eşi de Ayşe idi ve Söylemezlerdendi. Yani şehit kocasının sülalesindeki büyükler, taze dul Ayşe'yi, kendi kızlarından dul kalan Gocaosman eniştelerine verdiler.

    Aralarındaki yaş farkını önemseyecek durumda değildi Ayşe, başını sokacak bir ev bulduğuna şükretti. Gocaosman'da mı yoksa Söylemezlerdeyken mi tam belli değil, 'Zağarayşa' lakabı takılmış, bundan sonra kendisinden hep böyle söz ediliyor.

    Zağarayşa'nın Gülsüm ve Atike adlarını verdiği iki kızı dünyaya geldi. Gülsüm'ü Çakıriban İbrahim Ata ile everdiler. Damadı ile Zağarayşa'nın hala dayı çocukları olduğu hatırlansın; ayrıca Gasapüseyin, Dolakahmet ve Osman Ata Zağarayşa'nın torunları olduğu unutulmasın... Küçük kızı Atike ise Selimhoca'dan sonra Eselerin Hasan'a vardı. Hasan ile Atike de teyze çocuğu oluyorlar... Zağarayşa 1971 yılında vefat etti...

    Aliye hanımın İdirizlerden ortanca kızı Hatice 1900 yılında doğdu. Bir yanağında küçük bir tutam tüy bulunduğundan mıdır nedir, 'Yanalhatca' derlerdi. Tabi bu lakabın ne zaman takıldığı bilinmiyor. Aslen Emirdağlı Ese ile everdiler. Yusuf, Hasan, Hüseyin, İbrahim, Bayram Eminç ile Gülsüm Öztürk'ün analarıdır. 1986 Yılında vefat etti...

    Küçük kızı Kezban ise 1907 yılında doğdu. Babası öldüğünde tazeymiş. Zamanın şartları gereği iki ablası tam vaktinde gelin edilmiş, ama Kezban ilk kocaya verildiğinde çok küçük olduğunu söylüyorlar. Bundan sonra bir kaç evliliği daha oldu. Garaca (Süleyman Yavuz)dan olan Münevvere adındaki kızı, Demirci Salih Yakışır'a vardı... Ne zaman yakıştırıldığı bilinmeyen 'Gızılgız' lakabıyla anılan Kezban Hanım en son Müdüroğlu Mehmet Ali Eşiyok ile evliydi. Yanalhatca ablası ile aynı yıl, 1986'da vefat etti.

    Aliye hanımın Topalüseyin'den olan iki çocuğuna geldik. Büyüğü Şerife 1910 yılında doğmuş. Patlağın İsmail ile everdiklerinden olsa gerek, hep 'Patlakşerfesi' diye bilinirdi. Hasan, Hüseyin, Ahmet ve Veysel Patlar ile Selime Yırgal, Kerime Kırdar ve Fadik Öncül'ün analarıdır. Patlakşerfesi de 1988 yılında, 78 yaşındayken vefat etti...

    En küçük çocuğu ve tek oğlu Mehmet 1912 yılında doğdu. Avgan lakabıyla bilinirdi; Süleyman, Mehmet, Adem ve Şükran Çetin ile Emsal Arslan'ın babaları oluyor. 1985 Yılında vefat etti.

    Fazla ayrıntıya boğmamak için Aliye Hanımın hikayesini onun torunlarında kestim. İsteyen benim bıraktığım yerden üç dört nesil daha uzatabilir. Yalnız Aliciklerin Aliye Hanım gibi tanıtılması gereken bir de küçük kardeşi Ümmühan Hanım var. Canalilerin ninesi olan Ümmühan Hanımın hikayesi için de başka bir fırsat bekleyeceğiz...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder