Tarama sözlüğünde diñ veya dıñ ismine başka bir anlam daha yüklendiğini görüyoruz. Evet dıñ ses, seda demeye geliyormuş. Yine isim fakat üzerinde durduğumuz rahatlık ifade eden o malum anlamla bir yakınlığı yok gibi duruyor ilk bakışta. Bu isimle yapılan bir birleşik fiil örnek olarak gösterilince aynı kelime olduğunu anlıyorsunuz. Zira “dıñ dur-“ sükut etmek, ses çıkarmamak demekmiş. Bu birleşik fiili görünce aklıma yine Eğret’te çok kullanılan “tek dur-“ birleşik fiili geldi. Eğret’te kullanılan mana, yaramazlık yapmamak, sessiz sakin durmak şeklinde. Azıcık araştırınca bu birleşik fiilin hemen hemen bütün lehçe ve şivelerde kullanılan bir fiil hatta deyim olduğunu öğrendim. “Dıñ dur-“ fiili ile “tek dur-“ fiili aynı anlama geliyorsa belki de bugün hala kullanılan “tek dur-“ aslında bu “dıñ dur-“ tan geliyordur. Çünkü “tek” ile “dik” kelimeleri arasında ses benzerliği açık. Ayrıca Divan-ı Lügati’t Türk’te “tiñ”, dik demek olduğu söyleniyor. Bu kadar çok ses benzerliği, anlam yakınlığı zincirleme olarak karşımıza çıkınca ister istemez şaşırıyoruz ama durun daha bitmedi. Eğer “tiñ” ismi böyle dik manasında ise yine Eğret’te sık duyulan ve ayakta durmak, ayağa kalkmak anlamına gelen “diñel-“ fiilini de bu kategoride saymalıyız. Hatta diñel-, dikil- fiilleri arasında bile bağlantı kurmak zor olmaz. İleride diñel- ve dikil- fiilleri için özel bir yazı yazılabilir, şimdilik asıl konuda kalmakta fayda var.
Yine DLT’te “tıñ” kelimesini dinmiş, haylaz, işsiz, aylak, tembel manalarında görüyoruz. Az daha zorlansa sakin, rahat, huzurlu denecek neredeyse. O kadar da baştaki mana ile ilintili yani.
Bu anlam ile direk ilgili fiiller çıkıyor karşımıza. “diñ-“ bu sefer isim değil de fiil olarak görünüyor. Yine iki anlamı var Kamus’ta. Birincisi durmak, bitmek, kesilmek, sakinleşmek gibi. “Yağmur diñdi” ve “Buñar diñdi” bu manadan. İkincisi rahatlamak, istirahat etmek oluyor. Tam burada diñgin ve diñlen- kelimelerini zikretmek gerek. Diñgin, yorgun halsiz demek oluyor. Diñlenmek ise rahatlamak, huzur bulmak, yorgunluk atmak vb anlamlarda. Ayrıca diñlendir- fiili daha başka anlam kalıplarına da bürünmüş: Çayı dinlendirmek, tarlayı dinlendirmek, işini devralarak çalışan birini dinlendirmek vs. DLT te ilginç bir kelimeyle daha karşılaşıyoruz: Tıñ dur- fiili rahat ettirmek, dinlendirmek demekmiş.
Yukarıda dıñ/tıñ kelimesinin ses, seda anlamına geldiğinden de bahsetmiştik. Hatta “dıñ dur-“ ses çıkarmamak demeye geldiğini de belirtmiştik. Bugün Türkiye Türkçesinde kullanılan tın-/tınma- fiilleri bu ismin bu anlamından geliyor olsa gerek. Çünkü tınma-, sessiz tepkisiz duyarsız kalmak anlamında kullanılıyor. “Onca söze rağmen tınmadı bile.”… Dıñ kelimesinin ses anlamına tekrar dönmemiz sırf bu tınma- fiiliyle ilgili değildi. Dinle- fiilinin de buradan geldiğini belirtmekte fayda var. Zira herkesin bildiği gibi bu fiilin temel anlamı sese kulak vermek ve onu işitmektir. Sesle ilgili bir fiildir dinlemek, yani “dıñ” ile alakalı. Zaten tarama sözlüğünde “diñlemek” fiilinin karşılığı olarak, iki kişinin kendi aralarında konuştuklarına yani çıkardıkları fısıltılara kulak misafiri olmak diye gösteriliyor.
“Dıñ” kelimesinin asıl manasına bir kere daha dönerek konuyu bağlayalım. Rahat, huzur, sükunet, sessizlik… Diñmek fiilinin sadece Anıtkaya’da rastladığımız bir manası daha var: Yorulmak, çok yorulmak, yorgunluktan sesi soluğu çıkmamak, sessiz sakin kalmak. Bütün bu anlamlarla buraya kadar gösterdiklerimiz arasında bir bağlantı var mı siz karar verin. Çünkü ben diñdim…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder