25 Kasım 2025

Mandıra

     ÖN NOT: Evvela bir yıl önce yazılan Madran Baba başlıklı yazıyı okumanızı öneririm..

    Tamam, Madran Baba Eğret batısındaki mevkide bir müddet eğlenmiş hatta yıllar geçirmiş olsun, bu antik yerleşimden dolayı Madran Baba lakabını almış bulunsun, gidip son yerleştiği Aydın'da asıl adı unutulacak kadar bu lakabıyla tanınsın... Bütün bunlar bizim Mandıra mevkiinin neden böyle adlandırıldığını açıklamaz ki...

    Mevki adlandırmaları genellikle yakınlarda bulunan ve herkesçe bilinen büyük bir şeye işaretle yapılıyordu. Yarıkgaya, Körguyu, Gocagedik, Guyuderesi gibi... Bazen de bir şahsa işaret edilerek mevkiye ad verilir; Tüfekciguyusu, Gobakguyusu, Çolağınçeşme, Resulbaba örneklerindeki gibi... Mevkiden öte köy isimlendirmelerinde de bu husus göze çarpar; Bayramgazi, Osmanköy, Karacahmet vb... 

     * * *

    Yolculuk zamanı, biraz gerilere gitmek gerekecek, antik çağ... Eğret'in de içinde bulunduğu Frig bölgesi, Hititlerden sonra Frigya tarihine paralel olarak çeşitli ulusların egemenliğinde bulunmuş; Lidyalılar, Persler, Roma/Bizans ve sonra Türkler... Bu dönemlerde de yerleşimler adlandırılırken bazı önemli kişilerden esinlenilmesi normaldir... Misal Çorca'ların Büyük ve Küçük Georgia adında iki kardeşe işareten Bizans döneminde; yahut Büyük ve Küçük iki komutanla ilişkilendirilerek Timur döneminde kurulup adlandırıldığı söylenir. Çevremizdeki çoğu yerlerin adında böyle hikayeler var...

    MÖ 5. yüzyılda Persler Anadolu'da hakim durumdalar. Frig ve diğer Anadolu halklarını kolayca boyunduruğu altına alıyor, mühim bir mukavemetle karşılaşmıyorlar. Artık asıl savaşları Yunanlarla yapacaklar. Tabi uzun bir süre Anadolu'da, özellikle Frig bölgesinde yerleşiyorlar. Yerli Frig halkı Pers ordusundan pek hazzetmemiş, yine de güce boyun eğiyorlar.

    Pers İmparatoru I. Darius ordusunun önemli komutanlarından biri Mardonios'dur. Bu adamın özelliği, yerli Frig halkından devşirdiği savaşçılarla birliklerini önemli ölçüde güçlendirmiş olmasıdır. Bu özel birlikleriyle Trakya'ya geçip Brygleri egemenliği altına alıyor. Sonra tekrar Anadolu'ya dönmüş: "Zira Mardonios bunlara da baş eğdirmeden bölgeden ayrılmayıp Brygleri yendikten sonra, orduyu Anadolu’ya götürmüştür. Mardonius’un ordusunda kullandığı ulusların en önemlileri ve en tanınmışları arasında Frig kabileleri de yer almıştır." *

    Mardonios MÖ 479'da ölmüş. Ordusunu Anadolu'nun neresine götürdüğü, nerede yaşadığı ve nerede öldüğüne dair bilgi yok.

     * * *

    Günümüze dönelim... Son dönemde Mandıra mevkii de kaçak kazılardan nasibini almış. Ben adını ilk defa bu vesileyle duymuştum. Diğer antik bölgelerdeki kazılardan farklı olarak defineciler burada daha büyük çaplı ve profesyonelce çalışmışlar. Tabi neticede tahribat ve talan da büyük olmuş... Ellerinde haritalar ve kullandıkları teknik aletlerin yardımıyla  defalarca kazmışlar. Kazılarda işgücünden yararlanmak için yanlarında bulundurdukları bir kaç kişiyle konuştum, buna göre Mandıra bölgesi büyük bir yerleşim izlenimi vermiş.

    Mandıra'nın her yanı mezar olduğunu söylüyorlar. Geniş alana yayılan mezarlardan başka yer altına doğru kat kat inen başka mezarlardan da bahsettiler. Kayalara oyulmuş bu mezarlıktaki buluntular hakkında bir şey bilinmiyor; ama farklı biçimlerdeki mezar oyukları, kapaklar, sunaklar, delikler, göçükler ayrıntısıyla belirginmiş.

    "Mezar odaları yaygın olarak zemin seviyesinden yüksek, erişilmesi zor noktalara yapılmışlardır, ancak zemin seviyesine oyulmuş örnekler de oldukça fazladır. Dışarıdan bakıldığında kare ya da dikdörtgen şeklinde küçük ve basit kapı açıklıkları ile Frig kaya mezarları kolayca tanınabilirler. Bunların dışında, zemin seviyesinin altındaki kayalara oyulmuş, gömü yapıldıktan sonra üzeri toprakla örtülmüş az sayıda dromoslu oda mezarı da vardır."  **  

    Tümülüs tekniğiyle ölü gömme geleneğinin Anadolu'ya Friglerce getirildiği ve bunun Lidyalılar döneminde sürdürüldükten sonra terkedildiği bilim adamlarınca kabul görüyor. Persler ve Yunan/Bizans dönemlerinde yok. Tümülüs (höyük/üyük) yığılarak ölü gömme adeti ve yukarıda parafta belirtildiği şekilde mezarlıklar oluşturulması aynı dönemlerde birlikte uygulanmış. Fakat Perslerle birlikte artık tümülüs tamamen bırakılacıktır...

    Yukarıdaki paragrafta değinilen ayrıntılarla Mandıra hakkında kazıcılardan dinlediğim tasvirler birbiriyle örtüşüyor. İlgili makalede Hakan Sivas'ın bir cümlesi daha dikkatimi çekti: "Bazı mezarlar Roma ve Bizans dönemlerinde ekleme ve değişiklikler yapılarak ikinci kez kullanılmışlardır." Bu bilgiyi doğrulayan ifadeleri kazıcılardan da duydum...

     * * *

    Toparlayacak olursak... Üzerinde yaşadığımız topraklar binlerce yıldır farklı topluluk ve medeniyetlere sahne olmuş. Eğret bölgesi de Hitit, Frig, Lidya, Pers, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı'ya ev sahipliği yapmış. Antik dönemin izlerini köy içinden başka Maldepesi, Bayramgucağı, Çatalüyük, Çatalınguyu, Üyük gibi mevkilerde görebilirsiniz.

    Mandıra da antik bölgelerden biridir. Frigya döneminde önemli bir yerleşim yeri olduğunu düşünüyorum. Lidyalılar ve Persler döneminde de burada önemini sürdüren bir köy vardı, adını bilemiyoruz. Pers Komutanı Mardonos köy civarında çok konakladığı ve buralardan savaşçı topladığı için MÖ 5. yüzyıldan itibaren köy onun adıyla anılmaya başlandı ve Mardanos/Mardan denildi. Belki de orada öldü ve oralara defnedildi, belli değil... Onun ölümünden 150 yıl kadar sonra bölge Büyük İskender'in hakimiyetine girdi, ama adında değişiklik olmadı. Hatta Hellenistik dönemin sonuna kadar köy, bu ismiyle varlığını sürdürdü.

    Anadolu'nun Türkler tarafından fethedildiği dönemde köyün adı hala Mardan idi. Horasan Erenlerinden bir zat köyde bir kaç yıl kalıp nihai durağı olan Aydın/Bozdoğan'a vardığında, geldiği köyle ilişkilendirilerek Mardan/Madran Baba olarak lakaplandı. 

    Müslüman Türk halkı yeni köyler oluştururken çevredeki eski antik yerleşimler birer birer unutuldu. Zaman ise bu büyük küçük köylerin üzerini örttü, onları görünmez hale getirdi. Nasıl olduysa Mardanos'un adını alan köy, kendi üstü kapanmış olsa da ismini bir şekilde sürdürdü. Ufak tefek değişikliklere uğrayarak Mardanos/Mardan/Madran/Mandıra haline geldi...

    Pek işe yaramasa da Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu'nca Anıtkaya ve çevresindeki bazı tarihi yerler koruma altına alınmış. Cumacamisi ve Kabristan, Kervansaray, Çatalüyük, Çatalınguyu bunlardan... Mandıra ile ilgili böyle bir karar duymadım. Belki Çatalınguyu Höyük bölgesi içinde ele alınmıştır diye karara baktım, böyle bir ifade yok. Haritada ise sadece kuyunun bulunduğu dere ile batısındaki zaten kalbura çevrilen üyük işaretlenmiş.

    Şimdilik sahipsiz gibi görülen Mandıra bölgesi için böyle bir koruma kararı alınır ve daha önemlisi diğer antik bölgelerimizle birlikte burada da planlı ve düzenli araştırmalar, kazılar yapılırsa Eğret bölgesi antik tarihiyle ilgili gerçeklere ulaşılabilir. Yoksa bizim yazdıklarımız spekülasyondan öteye geçmez...


     * Erkan İznik, Hellen Ve Romalı Yazarların Anlatılarıyla Frigler Ve Frigya, Fetih Ve Medeniyet Dergisi, Yıl 2, Sayı 5, s.20

        ** Hakan Sivas, Frig Ölü Gömme Gelenekleri, Fetih Ve Medeniyet Dergisi, Yıl 2, Sayı 5, s.120



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder