15 Temmuz 2025

Bakımsız Eğret 1798


    Doğa bilimleri alanında araştırmalar yapmak üzere yola çıkan Fransız bilim adamı Guillaume Antoine Olivier, yıllarca sürecek gezisinin son dönemini Anadolu'da geçirir. Kıbrıs'tan Anadolu'ya Antalya üzerinden geçer ve yolu üzerindeki gözlemlerini not eder. Afyon'dan ayrılıp Kütahya üzerinden İstanbul'da gezisini bitirecektir. Doğal olarak Eğret onun güzergahında bulunuyor...

    "8 Ekim'de Karahisar'ı terk ettik ve düzensiz bir alanda 5 saat boyunca yürüyerek bakımsız bir köy olan Eyret'e geldik. Ayın 9'unda aynı düzlükte dört saat daha gittik, Altıntaş adında oldukça kayda değer bir köyden geçtik." *

    Görüldüğü üzere çok kısa bir not... Gezginin tarzı da böyle, çok az durduğu Afyon hakkındaki notları da kısa... Bununla beraber görme imkanımız olmayan orijinal notları daha geniş olabilir. Öyle bir durum varsa ve eğer Hasan Özpınar kitabın ikinci baskısında bunlara yer verirse görebiliriz. Şimdilik yukarıya alıntıladığım iki cümle ile yetineceğiz.

    Yolculuk kış bastırmadan sonbaharda, 8 Ekim'de gerçekleşiyor, bu yüzden sürekli kullanılan kervan yolunun kapanma tehlikesi bulunmadığından orası tercih edilmiş. Bildiğimiz güzergahtan giriliyor köye... Eski harmanların kış bastırana kadar sürdüğü düşünüldüğünde Eğretlilerin o günlerde harmanda olduğu unutulmamalıdır. İşte gezgin, böyle bir harman vakti köye gelmiş. Yolculuk 5 saat... Yirminci yüzyılda bile yayan gidişler olurmuş Afyon'a ve süre aynı, 5 saat... Mösyö Oliver'in yayan geldiğine ihtimal vermiyoruz, ama yaya yavaşlığında imişler. Belki de bu esnada bitki örtüsünü incelediği için bu kadar yavaş ilerliyordur...

    Eğret için kullandığı sıfat çok ilginç; 'bakımsız'... Bakımsız köy denmesine sebep, çorak dambeşli evler olduğunu düşünüyorum. O sırada Anadolu'daki başka köyler de aynıydı, binalar aşağı yukarı kerpiç duvar, çorak dambeş biçimindeydi. Duvarlar kaba çamurla sıvanırsa sıvanır, daha ötesi bilinmezdi. Burada Eğret'e bakımsız derken başka köylerle karşılaştırılıyor değil, tipik bir Anadolu köyü gibi görüldüğünü düşünüyorum...

    Bu gezginden yaklaşık 30 yıl önce Eğret'e gelen bir başkası da benzer ifadeler kullanmıştı. Dandır tarafından köye girip 'derme çatma kulübeler' görmüş ve sağda solda antik çağ binalarından kalma beyaz mermer parçalarını da kaydetmişti. O mermer parçalarının bir kısmı da büyük ihtimal çorak dambeşlerdeki yurgular idi...

    Otuz yıl arayla iki farklı yoldan giren gezginlerin aynı şeye dikkat çekmesi de garip. Eğret evlerini biri derme çatma kulübe diye nitelerken, diğeri onların oluşturduğu köyün bakımsızlığını öne çıkarıyor. 18. yüzyıl Eğret'ini tasavvur edebilmemiz için bunlar ipucu olabilir...

    Ertesi gün, 9 Ekim'de tekrar yola revan olduklarına göre o gece Eğret'te kalmışlar. Kervansaray'da mı, yoksa odalarda mı konakladıklarına dair bir ayrıntı yok. Eğer odalarda kaldılarsa, Mösyö Oliver ev ve odalarımızı içeriden gözlemleme imkanını da bulmuş olabilir. O vakit 'bakımsız' kelimesi biraz daha somutlaşmış olur...

    Eğret'ten ayrıldıktan sonra düz ovada dört saat daha gidip Altıntaş'a varmışlar. Orada eğlenmemişler, ama 'dikkate değer' diye nitelediğine göre Altıntaş'ı beğenmişe benziyor.


    *Hasan Özpınar, Seyyahların Gözünden Afyonkarahisar, Afyon, 2019, s.25





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder