18 Mayıs 2020

Eğretçe


   Anıtkaya/Eğret Ağzı

    Anıtkaya’da konuşulan Türkçe, diğer bütün bölgelerde olduğu gibi bir kendine haslık arz eder. Fakat böyle bir değişiklik hiçbir zaman ayrı bir şive hüviyetine bürünmez. Batı Türkçesi, içinde, kelimelerin değişik telaffuzundan veya bilinen bir kelimeye yeni bir anlam yükleme şeklinde kendini gösterir.

    700 yıldır Türkçe hakimiyeti var

    Anıtkaya halkının kelimeler üzerindeki bu tasarrufu şüphesiz yakın bir tarihe dayanmıyor. Köyün tarihi belki yedi asra dayandığına göre Türkçe, bu topraklarda en az yedi asırdır işleniyor demektir. Bugün yazı dilinde kullanılmayan ancak Türkçe oldukları bilinen bazı kelimelerin halk ağzında kullanılıyor olması ve bu kullanılışın başka yerlerde görülmemesi bu yörenin Türkçe ile birlikteliğinin ne kadar eski olduğuna güzel bir işarettir.

    Türkçemizde, bazı gerçeklerin değiştiğini anlatan güzel bir söz vardır: “Eski çamlar bardak oldu.” Bugün “bardak” kelimesinin anlamı bellidir. Ama Anıtkaya’da bu kelime daha değişik bir anlamda hala kullanılmaktadır. Çam ağacının içi, oyularak boşaltılır. Üstünden iki, altından bir delik bırakılır ve alttaki delik çam kabuğuyla kapatılır. Islanınca şişecek olan bu kabuktan kapağın açılma ihtimali kalmaz. Kırılma riski olmayan, suyu ısıtmayıp termos vazifesi gören kullanışlı bir su kabı elde edilmiş olur. İşte bu su kabına Anıtkaya’da “bardak” denmektedir. Yukarıdaki sözün anlamı ile bu anlamın benzerliği dikkat çekicidir.

    Eski Türkçe’de kullanılan “bung” kelimesi vardır ki “sıkıntı” anlamına gelir. Bugünkü Türkçe’de bu kelime, “bunamak” ve “bunalmak” kelimelerinde yaşamaktadır. Ancak Anıtkaya’da günümüzde sadece rüzgarsız havalar için kullanılan “bungun” kelimesinin anlamı yukarıdaki kelime ile örtüşmektedir. Görüldüğü gibi Türkçe Anıtkaya toprağına sinmiş ve Anıtkayalılar Türkçe’ye kendi söyleyiş özelliklerini katmışlardır.


    Bu özelliklerden bazılarını tanımaya çalışalım 



    •        Aslında sesli uyumuna uymayan bazı kelimeler Anıtkaya ağzında sesli uyumuna uydurulur:

    dana, dene/tane              horuz/horoz              mezer/mezar

    alma/elma                         halva/helva               hangı/hangi

    hana/hani

    *************************************************************************

    •     Yukarıdaki uygulamanın tam aksine bir işlemle, aslında sesli uyumuna uyan kimi kelimeler özel bir söyleyişle uyumdan çıkarılır:

    taleş/talaş                           tıreş/tıraş                  ağeç/ağaç

    areç/araç                             barec/baraj              yaneşmek/yanaşmak

    bulameç/bulamaç             garec/garaj               garez/garaz

    goley/kolay                         galey/kalay               gale/galat

    arkıdeş/arkadaş

    *************************************************************************

    •     R- ve L- harfleri ile başlayan bazı yabancı kelimelerin başına özel bir sesli harf getirilir. Bu, aynı durumdaki bütün yabancı kelimeler için söz konusu değildir:

    Irmızan/Ramazan             Ercep/Recep              ilman/limon

    Iraf/raf                                 İresil/Resul                Iraziye/Raziye

    Irza/Rıza                              ırıfıdan/rafadan        İrefiye/Rafia

    İlazım/lazım                        ırafan/rahvan            Irabbım/Rabbim

    *************************************************************************

    •    Kelime başındaki çoğu sert sessizler yumuşar. Bu, en çok “k” ve “t” sessizlerinin yumuşaması şeklinde görülür:

    gafa/kafa                              guru/kuru                      garı/karı

    gancık/kancık                      garşı/karşı                     goyun/koyun    

    gaşşık/kaşık                         gurum/kurum               duz/tuz 

    deyze/teyze                          davşan/tavşan               daban/taban     

    darak/tarak                         dartmak/tartmak          desdire/testere 

    bazar/Pazar                         ciban/çıban

    *************************************************************************

    •     İlk heceden sonraki hecelerde bulunan bazı yuvarlak seslilerde düzleşme görülür. Bu, bir bakıma kelimeyi küçük sesli uyuma uydurma gayretidir.

    garpız/karpuz                       gavın/kavun                hamır/hamur

    yamır/yağmur                      yavız/yavuz                  yavıklı/yavuklu

    tavık/tavuk                            gapıt/kaput                  gavız/kavuz

    tabır/tabur                             tapıt/tabut                   sabın/sabun

    *************************************************************************

    •     Anıtkaya’da bazı kişi isimlerinin söylenişinde de çeşitli değişiklikler göze çarpmaktadır. Bu durum bazan ismi sesli uyumuna uydurma gayretinden bazan da sessizlerin benzeşmesinden veya ismi kısaltma arzusundan kaynaklanmaktadır:

    Fatı/Fatma                           Âşa/Ayşe                         İban/İbrahim

    Ellez/İlyas                            Essan/İhsan

    *************************************************************************

    •      -lar, -ler çokluk ekinin sonundaki –r harfi yutulur:

    Çiçeklê büyüdü.                   Çocuklâ gelmiş.               Erkeklê ağlamaz.

    Pulluklâ gırıldı.                     Haberlêde çıkmış.

        Bazı birleşik fiillerdeki –r harfi de aynı şekilde ortada yutulur:

    Durvedim/duruverdim       gelivedilê/geliverdiler

        Bu duruma bazan çekimli fiillerin ortasında da rastlanır:

    dutalâ/tutarlar                       sevêle/severler                 getdilê/getirdiler

    otdum/oturdum                    götdülê/götürdüler

        Bütün bu –r düşmelerinden sonra ortaya çıka sesli harfler yutulmasıyla normalden biraz daha fazla uzatılarak söylenir.

    *************************************************************************

    •     Şimdiki zaman eki olan –yor ekindeki –r harfinin yutulmasıyla çoğu zaman bir hecenin eksiltildiği görülür:

    oturyoz/oturuyoruz                  biliyoz/biliyoruz         gidiyoñuz/gidiyorsunuz

    *************************************************************************

    •     Fiil çekimlerinde 1. tekil şahıs eki olan –m harfi –n ye dönüşür:

    bulurun/bulurum                       döyerin/döverim

    biliyon/biliyorum                       doycen/doyacağım

    *************************************************************************

    •     Gelecek zaman çekiminde ise hece düşmesi görülür:

    sürcen/süreceğim                      sürcez/süreceğiz                    sürcek/sürecek

    sürceñ/süreceksin                   sürceñiz/süreceksiniz          sürceklê/sürecekler

    *************************************************************************

    •     1. tekil şahıs istek kipinin çekiminde özel bir durum görülür:

    gideyim/giden                           satayım/saten                           oturayım/oturen

    Bu kipin 1. çoğul şahıs çekiminde de benzer bir durum vardır:

    Gidelim/gidemiñ                    kalkalım/galkamıñ                 bulalım/bulamıñ

    *************************************************************************

    •       Birinci tekil kişi istek kipinin kullanımında bazan daha garip bir durum gözlenir. Tezlik bildiren birleşik fiil bir de istek kipine dönüştürülürse; ardından bir de soru eki getirilirse... karışık ve komik bir durum oluşur:

    Gatmer bişirivereniñ mi?/ Katmer pişirmemi ister misiniz?             

    Suyu dolduruvereniñ mi?/ Suyu doldurmamı ister misiniz?

    *************************************************************************

    •      -ıp batır kalıbıyla süreklilik bildiren birleşik fiiller yapılır. Bu birleşik fiil yalnız 3. tekil kişi için kullanılır:

    sararıp batır/sararıyor            yörüyüp batır/yürüyor            yatıp batır/yatıp duruyor

    gülüp batır/gülüp duruyor    serip batır/serip duruyor        girip batır/giriyor

    *************************************************************************

    •        Eğret'te konuşulan Türkçe’nin en önemli özelliklerinden biri de “nazal ñ” denilen ve bugünkü alfabemizde yani yazı dilinde gösterilmeyen sese bolca yer verilmesidir. Bu ses genizden çıkan, n ile g sesinin karışımı bir sestir. Biz bu sesi ñ şeklinde gösteriyoruz İçinde bu sesin bulunduğu bazı kelimeler şunlardır:

    beñiz, geñiz, deñiz, doñuz, añ (tarla sınırı), siñir, bildiñ, güldüñüz, añıtmak, buñar (pınar), buñalmak, saña, öñlük, diñelmek, diñmek



*************************************************************************


            ·        Getirmek fiili  “getmek” şeklinde dönüşür. Çekim ise şöyle gerçekleşir:

 

1.kişi

2.kişi

3.kişi

tekil

getdim

getdiñ

getdi

çoğul

getdik

getdiñiz

getdilê

Şimdiki zaman haricindeki kiplerde çekim yukarıdaki gibi iken, şimdiki zamanda fiil kökündeki –r telaffuza iade edilir:

 

1.kişi

2.kişi

3.kişi

tekil

getiryon

getiryoñ

getiryo

çoğul

getiryoz

getiryoñuz

getiryolâ

Getirmek fiili için bahsettiğimiz her husus aynen götürmek fiili için de geçerlidir. Fiil “götmek” biçimine dönüşür.


*************************************************************************

  •             yatmak fiili –sıñ yatsıñ şekliyle özel bir anlama bürünerek yardımcı fiil görevi üstlenir. Bu kullanış genel olarak “işiniñ adı ne” deyiminden sonra sürdürülür.

Mesela yıkanan halı için;  “İşiniñ adı ne gurusuñ yatsıñ.”

dikilen fide için; “İşiniñ adı ne büyüsüñ yatsıñ.”

kaynatılan gölle için; “İşiniñ adı soğusuñ yatsıñ.” denir. Anlaşılacağı üzere bu durum, uzun sürecek, sabır isteyen hallerde ortaya çıkar.

 


*************************************************************************

  •    Kelime başındaki bazı s sesleri z ye dönüşür:

sebep zebep                          sebil – zebil                             sebze – zebze                      sıfır – zıfır                               sıhhıye - zıkıye                       sızı – zızı                              soba - zoba                              sopa - zopa        

                                                        

 ************************************************************************

 

  •  “-dimiydi” şeklinde bir kullanım tam olarak “–diği zaman”, “-dığında” anlamını karşılar. Zarf-fiil yaptığı için doğal olarak fiil köklerine getirilir. Bu ek kümesi  di + mi + i + di  eklerinden oluşur.

bildimiydi – bilirse                                      galkdımıydı – kalktığında

sordumuydu – sorduğu zaman                       gördümüydü – gördüğü vakit

 

******************************************************************************

 

  •  Soru eki “mi” den sonra getirilen “ki” edatı ile soru anlamı pekiştirilir. Normal bir kullanım olan bu duruma Anıtkaya’da bir de “ne” edatı eklenir. Böylece söze “acaba, acep” anlamı bu kullanım ile kazandırılmış olur.

Bubası geldi mi kine?                Öğlene yetişirmi kine?                                        

    Bu şekilde kullanım sadece soru cümlelerine has değildir. Şöyle ifadeleri de sıkça duyabiliriz:

         Dün bunu duymadıydık kine.   Ben vurmadım kine.

 

******************************************************************************

 

  • ·        “-ken” fiilimsi ekine ayrıca bir “-e” getirilip “-kene” haline getirilir

Gelirkene görmüşle.                            Durukana bizimki çıkdı geldi.

 

******************************************************************************

 

  • ·        “-ıp” eki yerine “-e” eki getirilerek zarf-fiil anlamı “-e” ekine yüklenir.

Yemek yiye de öle gelediñiz / Yemek yiyip de öyle gelseydiniz

Düğmeye base de bekliyedik / Düğmeye basıp da bekleseydik

 

******************************************************************************

 

  • ·        “-e kadar” kullanımındaki bu anlam “ deyesiye” kelimesiyle sağlanır

Eve gelen deyesiye tarleye gidediñiz/ Eve gelene kadar tarlaya gitseydiniz.

Ezen okunen deyesiye arabiye yetişiriz/ Ezan okunana kadar arabaya yetişiriz.

  

******************************************************************************


  • "deyesiyecek" kalabıyla karşılaştırma ve tavsiye anlamı ortaya çıkarılır.

            
            Burye gelen deyesiyecek, telefon edediñiz./ Buraya geleceğinize telefon etseydiniz
            Üzüm getiren deyesiyecek, ekmek alediñiz/ Üzüm getireceğinize ekmek alsaydınız.

            

******************************************************************************

 

  • ·        “-ince” fiilimsisinin anlamı “-şın” ekiyle sağlanır.


bilemeyişin – bilemeyince                 oturuşun – oturunca

ayağı gayışın – ayağı kayınca            görüşün - görünce

   

******************************************************************************

  • go- (koy-) fiili yardımcı fiil olarak kullanıldığında "-e go- " biçimini alır ve "işi sürdürme, devam ettirme" anlamını yüklenir. 
            getirego- getirekoy        dutagosuñ- tutakoysun        düşünegoyam- düşünekoyalım

******************************************************************************

  • Çokluk isim tamlamalarında ilk isme getirilen ekler, söyleyişte birleştirilerek özel bir biçim kazanır
sizlerin > sizlêñ            bizlerin > bizlêñ            onların > onnâñ            bunların > bunnâñ

şunların > şonnâñ             Hasanların > Hasannâñ            Hocaların > Hocalâñ
       

******************************************************************************

    • -ip bille biçiminde bir kalıp ifadeyle, bir işin yapılma vakti anlatılır. Bunu yaparken söze, "derhal, hemen, o anda, -diği anda..." gibi anlamlar katılır. 
            Ezen okunup bille sıfrıye otduk / Ezan okunur okunmaz sofraya oturduk.
            Gazı kesip bille tuluk çıkardı / Kazı kesip hemen tulum çıkararak yüzdü.

    ******************************************************************************
    • Bazı kelimelerin ortasındaki ünsüzler çift söylenir. Bu kelimelerin çoğunun 'k' ünsüzüyle bitiyor olması tesadüf olmasa gerek :
            kaşık > gaşşık        aşık > aşşık        küçük > güccük        döşek > döşşek        sapan  > sabban    
            taşak > daşşak       eşek > eşşek       yasak > yassak        başak > başşak        aşağı  > aşşağı

     *****************************************************************************

    • Yabancı dillerden Türkçeye giren bazı sözcüklerde, ikincisi r olan çift ünsüzün arasında dar ünlü türemesi görülür.  

                medrese > medirese        adres adires        radyo > irediyo        kadro > gadiro

                katran gatıran              satranç > satırenç    safta safıra        petrol > petirol

       
     *****************************************************************************
    • İkinci hecesi sert sessizle başlayan bazı kelimelerin ilk hece sonundaki h sesi t' ye dönüşür. Yabancı dillerden Türkçe'ye geçmiş kelimelerde görülen bu durum, o kelimeleri Türkçeleştirme çabası gibi düşünülebilir.
                ihtiyar  > etdiyar            bahtiyar  > batdiyar            sahte  > satde

                bahçe  > batca            bohça  > botca                    bahtım  > batdım

    *****************************************************************************

    • Sözcük içinde ünsüz düşmesiyle ortaya çıkan boşluk, önündeki ünlünün uzatılmasıyla doldurulur.
                  îsan / insan                    ôsüz / öksüz                       dôru  / doğru
                çērek / çeyrek                pēnir / peynir                      ēsik / eksik
                lēlek / leylek

    *****************************************************************************

    • Çift dudak ünsüzü b/p, bazı kelimelerde ilk hecedeki düz ünlüyü yuvarlaklaştırır.
                 büber / biber                   böbek / bebek                      buba  / baba
                popaz / papaz
     

    *****************************************************************************

    • İlk hece sonundaki süreksiz sert sessiz ç, sürekli sert ş'ye dönüşür.
                 bişdim / biçtim                   gaşdı / kaçtı                      saşmek  / saçmak
                goşlam benim / koçlarım benim             geşdi o günnê / geçti o günler


        Yukarıdaki örneklerle gösterilen özellikler Türkçe’nin söylenişinde hemen hemen kurallaşmış değişikliklerdir. Kullanılan dilin özellikleri yukarıda olduğu gibi sadece seslerle ilgili değildir. Bunun yanında ve belki bundan daha önemli, kelimenin ve cümlenin anlamına yönelik özellikler de vardır.


    Hiç yorum yok:

    Yorum Gönder