18 Mayıs 2020

Büyük Taarruzda Eğret


    Sakarya Zaferinden sonra kış ayları boyunca Yunanlılar bulundukları yerlere iyice yerleşip durumlarını güçlendirmeyi ve ergeç patlayacak büyük hesaplaşmaya hazırlanmayı planladılar ve bu planı uyguladılar. Büyük Taarruz’un başladığı andaki pozisyonları, bir yıldan fazladır bulundukları pozisyondu.

    Eğret’in taarruz öncesi  ve taarruz sırasındaki durumunu en sağlıklı olarak Keşif Uçaklarının günlük raporlarından öğreniyoruz. Buna göre; 26 Haziran 1922’de Eğret’te bir süvari alayı ve dört topçu bataryası bulunduğu, Ağustos başında bir tümen bulunduğu, 17 Ağustos uçuşlarında bölgede Yunan kuvvetlerinin durumunda bir değişiklik olmadığı belirtiliyor. Bunlardan Eğret’in aynı zamanda bir geçit merkezi gibi kullanıldığı, sürekli olmasa da bir sirkülasyonun bulunduğu anlaşılabilir.

    Hava keşfinde tespit edilen Eğret’teki Yunan tümeni, Düşman 2.Kolordusunun 7. tümeniydi. Komutan Trikopis, Taarruz hazırlıklarını ve işin ciddiyetini fark edemediği için tedbir olarak Eğret’teki bu 7. Tümeni 25 Ağustosta Balmahmut’a doğru yürüyüşe çıkardı ve Hastanelerdeki hastaları İzmir’e nekletti. Taarruza karşı aldığı tedbir bu kadardı.

    Büyük Taarruz planı bu pozisyon esasına göre yapılmıştı. Temel hedef düşmanı imha etmekti. Buna göre asıl hücum Afyon’un Güneybatısından yapılacak, Kuzeydoğuda ise düşmanı oylama ve onun asıl cepheye yardıma inmesini engellemeye yönelik hücumlar yapılacaktı. Eğret’teki ihtiyat kuvvetlerinin güneye inmesini engellemek ve kaçış güzergahı olan bu bölgede düşmana mümkün olduğu kadar fazla zayiat verdirmek amaçlanıyordu. Ayrıca asıl çarpışmanın yapılacağı yere doğru düşman kaçışının kontrol altında tutulması ve baskınlarla bu yönlendirmenin yapılması da bir başka amaçtı.

    BÜYÜK TAARRUZ BAŞLIYOR

1.GÜN

    26 Ağustos sabahı başlayan taarruz planı işliyordu. Bu planı bozacak bir etken olarak bir gün önce Eğret’ten ayrılan 7. Tümen kullanılabilirdi ama Trikopis tümenin alaylarını parçalayarak kendi kendine bu tümeni etkisizleştirmişti. Ayrıca yönetim konusunda Ordu Komutanıyla aralarında büyük ihtilaf çıkmış, kuzeyde ihtiyattaki diğer iki tümeni kullanamaz olmuştu. Bütün bunlardan habersiz Türk ordusu, taarruzu ilk günde planladığı gibi yaptı. Zaten planı sekteye uğratacak bir hereketliliğin kuzeydeki düşman ihtiyatlarında bulunmadığı, gün boyunca yapılan keşif uçuşlarından anlaşılmıştı.

2.GÜN

    27 Ağustos başlayan şiddetli taarruzlar karşısında Trikopis, ihtiyattaki güçlerinin yetiştirilmesini istediyse de Hacı Enesti, Diyenis’e kuzeyden hücum emri vermişti. Trikopis çaresizce öğlen saat 13.00’te Afyon’u boşaltıp kuzeye doğru kaçmaya başladı.

    Süvari Kolordusu keşif kolları İlbulak Dağına çıktıklarında oranın temiz olduğunu fakat Eğret’te büyükçe düşman ordugahının varlığını rapor ettiler. Yarın sabah bu düşmana baskın için hemen plan yapıldı. Kolordu Karargahı Olucak’ta bulunacak. 2. Tümen gece yürüyüp sabah baskın yaparak öğleden sonra İlbulak’a geri dönecek. 14. Tümen ise 2.Tümeni takip edecek ama Eğret kuzeyindeki düşmanla çarpışıp İlbulak’a geri dönecekti.

3.GÜN

    Plana uygun olarak 2. Tümen harekete geçtiğinde saat 18.45’ti. Gece yarısı Olucak’ı geçtikten sonra arkadaki iki alay çalılıkta yolunu şaşırarak öndekilerden koptu ve sağ taraftan Çatalçeşme’ye doğru yöneldi.  Sabahleyin Çatalçeşme-Bayramgazi arasında, Afyon’dan Kütahya’ya doğru kaçmakta olan bir otomobil koluna rastladılar. Muhafızlarını öldürüp çoğunu ele geçirdiler ama; arkadan gelen düşman piyadelerinin hücumu karşısında geri çekilmek zorunda kaldılar. Bu piyadelerin başında meğer dün Afyon’u boşaltıp kaçmaya başlayan Trikopis varmış ve oralarda yeni bir mevziye tutunmaya çalışıyormuş.

EĞRET BASKINI

    Bu arada Eğret’e ulaşan Tümen komutanı ile bu tümenin iki alayı daha önce gözlenen düşman çadırlı ordugahını basmış, düşman telaşla savunmaya başlamıştır. Sonradan anlaşılıyor ki buradaki düşman kuvvetleri 2. Kolordudan geriye kalan 9. ve 13. tümenler ile Kolordu Karargahıdır. General Diyenis’in de orada olduğu ve çadırının isabet aldığını anılarından öğreniyoruz. Yunan Ordusunun iki önemli Komutanı, aynı gün Eğret’te Süvari Kolordumuzun 2. Tümeni tarafından aciz bırakılıyor. Görevini tamamlayarak İlbulak’a çekilen 2.Tümen orada diğer iki alayıyla tekrar birleşerek Olucak’a geçmiştir. Bu çarpışmalarla, düşman yeni bir mevzi tutmayı başaramamış ve kaçışı hezimete dönüşmüştür. Bununla beraber 2. Tümenin zayiatı da fazlaca olmuştur.

    Başka bir kaynakta Eğret Baskını şu şekilde anlatılır: “2. Süvari Tümeninin 13. Süvari Alayı Eğret yoluna geldiğinde, yürüyüş halindeki Yunan ordusuna bağlı bazı birlikler ile Yedeksubay Eğitim Merkezi öğrencilerine baskın şeklinde taarruz etmiştir. Neye uğradığını şaşıran Yunanlılar 100 ölü bırakarak dağıldılar. Bu saldırıda 5’i subay 30 esir alınmış, düşman araçları tahrip edilmiştir. Yunan Kuvvetlerine destek amacıyla yakında bulunan 9. İhtiyat Tümeni, bir topçu desteğiyle 13. Süvari alayına karşı taarruz başlatmıştır. Bu bölgedeki şiddetli muharebeler neticesinde Yunan kuvvetlerine ağır kayıplar verdiren 13. Süvari Alayından 17 Subay ve 176 er şehit olmuş, 2 subay 32 er yaralanmıştır. Şehitler arasında Alay Komutanı Binbaşı Galip de vardır. 13. Süvari Alayı bu baskın sonucunda Yunanlılara zaman kaybettirmiş, Büyük Taarruza katılan Türk birliklerine zaman kazandırmıştır.”

    Komutanını da şehit veren 13. Alay sonraları “İntihar Alayı” olarak anılmaya başladı.

    BU TAŞ!

    Süvari Kolordu Komutanı Fahrettin Paşa diyor ki: Bu günün saygıdeğer şehitleri için Eğret yakınında bir anıt yaptırdım, Karayolları idaresi yolu yaparken bu anıtı yeni Türkçe harflerle yazılı mermerlerle yenileştirmek kadirbilirliğini göstermiştir, o taraf köylüler her sene yıl dönüm gününde orada toplanarak dua ediyorlar. Süvarilerin cirit oynadıkları söylentisine bu şanlı şehit ruhlarının gülümsediklerine şüphe edilemez.”

    Paşanın bahsettiği anıt, dört yönlü bir dikli taştır. “Bu taş…” diye başlayarak anıtın niçin dikildiği anlatıldıktan sonra şehitlerin adları sıralanıp dua ile bitirilir. Yeni harflerle yazılan mermer plaka hemen ardında durmaktadır. Yıldönümünde, 28 Ağustosta yapılan törene Eğretliler şenlik der.

    Peki, plana göre 2. Tümeni takip edecek bir de 14. Tümen vardı, ona ne oldu? O Eğret taraflarına ulaşamadı çünkü gece karanlığında bir de düşman birlikleriyle karşılaşmamak için yolunu uzattı, Olucak’a ancak sabah varabildi. Daha sonra 2.Tümen de gelince Karargah Beşkarış’a taşındı. Türk süvarileri yaptıkları bu manevra ve muharebelerle tarihi bir rol oynamıştır. Neticede Diyenis’in kolordusu dağıtılmış, İlbulak kuzeyindeki Trikopis grubu ile güneydeki Franko grubunun birleşmesi önlenmiştir.

    GAVUR BUNARA GELDİ

    28 Ağustos uçuş görevi için verilen emir şöyleydi: “Afyon-Altıntaş-Kütahya şose ve yollarındaki faaliyetlerin tesbiti, Yunan savunma hazırlıklarının incelenmesi, düzensiz ricat eden Yunan kıtalarının bombalanması ve bildirilerin atılması…” Bu emir gereği yapılan hava keşfinin raporuna göre ise durum şöyleydi:

    Yenilgiye uğrayan Yunan birlikleri genel olarak batı istikametinde düzensiz çekilerek Eğret bölgesine kadar gelmişlerdi. 11.30’da yapılan keşif, Eğret’i geçen ricat halindeki Yunan birliklerinin iki tümen gücünde olduğunu gösteriyordu. Birlikler ve ağırlıkları yolun iki tarafında düzensiz bir şekilde kaçmaktaydı. Saat 12.05’ten sonra Gazlıgöl’den gelen küçük bir kol Eğret’e yaklaşmıştı. Ricat halindeki bütün bu Yunan kuvvetlerinin büyük çoğunluğu Eğret ile Süleyman Boğazı arasında yürüyordu. Çekilen birliğin sonu Eğret’in güneyinde bulunuyordu. Bu yürüyüş kollarına etkili isabetlerle toplam 200 kg bomba atılmış ve makineli tüfek ateşiyle taranmıştır.

    Hava keşif raporunda bahsi geçen yer tam olarak “Buñar” mevkisidir. Acele edilmemesi gerektiğini anlatan ve hala Anıtkaya halkı tarafından kullanılan “Gavur buñara mı geldi?” deyişi tam da bu durumla ilgilidir. Gavur kaçarken Buñardan geçmiştir.

    MECLİS MUHAFIZ TABURU EĞRET’TE

    Baskınlar, hücumlar, manevralar, şehadetler, keşifler, bombalamalar… Hasılı koca bir hengameden sonra ortalık biraz sükunet bulur gibi oldu. Savaş meydanında ne kadar sakinlik olursa artık. Düşman birlikleri Olucak’a doğru çekilirken Eğret Köyüne Meclis Muhafız Taburu girdi. Bu, bir yıl kadar önce 9 manga (80 kişi) olarak kurulmuş, sonra bölük yapılmış ve şimdi ise 900 tüfek ve 7 makineli tüfek gücünde bir birlikti. Görene güven veren bu askerler köyün içinde dolaşırken kendilerine sunulan ekmeğe suya hayır demiyor, bir yandan da insanları teselli ediyorlardı.

    Mezer Böğrünün altından, Hafızın Çeşme tarafından bir şamata yükseldi. Gerilerde kalıp sersemlemiş, belki aklını oynatmış bir Yunan askeri bir kadını dövüyordu. Kadının güğümleri tangır tungur yuvarlanmış, örtmesi toza toprağa bulanmıştı. Atlı olay yerine vardığında Yunanlı, işin sonunu hesap etmekten aciz hala kadını tartaklamakla meşguldü. Az ilerde 5-6 yaşlarında bir erkek çocuk ne yapacağını bilmez halde olanları izliyordu. Atlı bir hışımla atından atlayıp dizginleri çocuğa fırlatarak, gücü kadına yeten şerefsize bir tokat aşketti ki herif nerden geldiğni bilemedi. Sonra adamı, Muhafız Taburunun bu yiğidi tuttu, biraz önce dayak yiyen kadın vurdu, vurdu, vurdu. Hıncını alana kadar dövdü. Bu intikam az önce yenilen dayağın değil, aylarca utanmazca yapılan zulümlerin intikamı gibiydi. Meclis Muhafız Taburu köyde 2 gün kaldı.

4.GÜN

    29 Ağustos uçuş görevi için verilen emir: “Düşman büyük kısmının Eğret bölgesinden kuzeybatı yönüne doğru çekildiği tahmin edilmektedir. Keşif uçuşları Eğret-Altıntaş bölgesinden Hamurköy-Dumlupınar’a doğru yapılacaktır.” Sabah 7.15 ile 8.30 arasında yedi uçuş yapan pilotlar, düşman faaliyetine rastlanmadığını rapor etti.

    Bir önceki gün Karargahına geç gelen 14. Tümenini de alan Süvari Kolordusu Beşkarış’a taşınmıştı. Bugün de orada bulunuyorken; Eğret Baskınında zayiat veren çok yorulan 2. Tümen istirahat için Kürtköyü’ne gönderildi.

    II. Orduya bağlı Mürettep Süvari Tümeni öğleye doğru Geñişler-Kürtköy mıntıkasına gelmişti. Süvari Kolordusundan bir vazife emri aldığı sırada, II. Ordudan telsizle bir emir tebliğ edildi. Aynı zamanda ihtiyaten Garp Cephesi Karargahından bir Kurmay Subayı ile de gönderilen bu emir şöyleydi: “Eğret’teki Meclis Muhafız Taburunu da emrine alarak hemen Kütahya’yı zaptedip, Eskişehir’den çekilecek olan düşmandan evvel İnönü mıntıkasına yetişiniz.”

    Önceki gün Trikopis Resulbaba-İlbulak’ta tutunup mevzi kazanmak istedi ancak Gerek Süvari Kolordusu, gerekse II.Ordunun akınlarıyla bunu başaramadı. Güneydeki Franko güçleriyle birleşme hayali suya düştü. 27-28 akşamı Eğret’te geceleyen Diyenis 2.Kolordusu da bozguna uğradığından onunla irtibatı da kesildi. Franko 1. ve 7. Tümenlerinin bir kısmıyla Dumlupınar’a doğru kaçmayı başardı ama; Trikopis ile Diyenis bu imkanı da bulamadılar. 29 Ağustos itibariyle neredeyse ordusuz kalmışlardı. En dramatik olan Trikopis’in durumuydu: Güneyden I. ; Doğudan 2. ve Kuzeyden Süvari Kolordusu tarafından kuşatılmıştı. Birkaç saatlik yürüyüşle batıya doğru kaçabilirdi ama O, İlbulak’ta gecelemeyi tercih etti.

5.GÜN

    Başkomutanlık ve Batı Cephesi Komutanlığı Karargahı 28 Ağustos öğlesinden beri Afyon’da bulunuyordu. 30 Ağustos günü Fevzi Paşa, Harekat Şubesi Müdürü Şemsettin Bey ile birlikte seher vakti bir otomobille Afyon’dan hareket etti. Arabada Kurmay Binbaşı Cevdet Kerim de vardı. O anlatıyor: “Eğret yoluna koyulduk ve oradan Beşkarış’a geçip önce II. Ordu Komutanı Yakup Şevki Paşa ile görüştü. Takip edilen güzergah; Süvari Kolordusunun 27-28  Ağustos günleri akınlar yaptığı ve sürekli kılıç darbeleri altında kalan düşmanın batıya doğru kaçarken alçakça yakıp yıktığı yerlerden geçiyordu. Üzerlerinden geçtiğimiz yüzlerce otomobil enkazı, düşman cesedi ve diğer hezimet kalıntısı; öz Türk yurdunda zelil düşmanın bıraktığı bu taze harabelerin verdiği üzüntüyü gidermeye yetmiyordu.”

    Öğleden sonra Dumlupınar’da başlayan Başkomutanlık Meydan Muharebesi sonucunda, daha önce buraya kaçabilen 1. ve 7. Tümenlerin bazı kısımlarından oluşan düşmanın asli kuvvetleri perişan oldu. Geride birçok ölü, yaralı ve esir bırakarak; her türlü silah ve aracını terk ederek… 7. Tümen Eğret’te konuşlu iken 25 Ağustosta güneye nakledilen birliktir.

    Bu sabah saat 02’de Pusan’dan hareket eden Mürettep Süvari Tümeninin keşif kollarıyla öğleye doğru Alayunt ve Kütahya kurtarıldı. Tümen gece Kütahya’da kaldı. Bu arada Meclis Muhafız Taburu henüz Eğret’ten Altıntaş’a yürüyüşteydi.

    YANİ?

    Yanisi şu, anlaşılması kolay olsun diye başka bir şekilde aktarmaya çalıştığım Eğret’in kurtuluş öyküsü yine de uzun ve karmaşık oldu. Özetleyecek olursak:

    1.Taarruzdan önce Eğret’in de içinde bulunduğu bölgede Yunanlılar’ın üç tümenlik 2. İhtiyat Kolordusu vardı, Kolordu Komutanı General Diyenis. İlbulak Güneydoğusunda ise 1.Kolordu Komutanı General Trikopis.

    2.Eğret’teki 7.İhtiyat Tümeni 25 Ağustos’ta Güneybatıya kaydırıldı. 27’de Afyon’u boşaltmak zorunda kalan Trikopis, kuvvetleriyle Kütahya istikametine kaçıştayken; Diyenis, elinde kalan 9. ve 13. Tümenlerle batıya yöneldi. İkindi vakti Eğret civarında karargahıyla çadırları kurdurdu, geceyi burada geçirecekti.

    3.Türk Süvari Kolordu Komutanı Fahrettin Paşa, Diyenis’in konduğu ordugahı İlbulak tepesinden tespit ettirince bunlara baskın kararını verdi. Bunun için 2. ve 14. Süvari Tümenlerini görevlendirdi. 2. Tümenin iki alayı yolunu şaşırıp Çatalçeşme-Bayramgazi istikametine yöneldi. 14. Tümen ise gecikti, Olucak’a bile sabah varabildi.

    4. 28 Sabahı Elinde kalan iki alay (1200 kişi) ile 2. Tümen, Diyenis’in 12 bin kişilik kuvvetleriyle ağır çarpıştı, Yunanlıları dağıttı ama bilhassa 13. Alay çok zayiat verdi. Yanlışlıkla sağa yönelen iki alay ise Bayramgazi taraflarında, firardaki Trikopis güçleriyle çarpıştı. Bilhassa Eğret’teki savaşlar, Yunanlıların hızını yavaşlattığı, morallerini bozduğu ve ağır kayıplar verdirdiği için önemlidir. Yunan Ordusunun 30 Ağustosta Dumlupınar’da kafasını uçurmadan önce Eğret’de 28’de beli kırıldı denilebilir.

 

KAYNAKLAR

Büyük Türk Zaferi Afyondan İzmire, Fahri Belen, İstanbul 1970
İstiklal Harbimizde Süvari Kolordusu, Fahrettin Altay, İstanbul 1949
Şu Çılgın Türkler, Turgut Özakman, İstanbul 2005
Kurtuluş Savaşı Hava Harekatı, www.tayyareci.com
Büyük Taarruzda Batı Cephesi Komutanları Ve Şehitleri, Afyon Valiliği, 2013
Büyük Taarruz Ve Turan Taktiği, Abdülkadir Donuk, Tarih Enstitüsü Dergisi sayı 12, İst 1982
Arşiv Belgelerine Göre Büyük Taarruz, Sadık Sarısaman, TOD sayı 25, Mart 2016
On Yıl Savaş Ve Sonrası, Fahrettin Altay, İstanbul 1970
Türk İstiklal Harbi, Cevdet Kerim, İstanbul 1925

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder