Bu arada üç kardeşin 20. yüzyıl uzantısı şöyle gerçekleşti: Hacıkocaoğlu Osman çocukları, Galgancılar/Tırılları; Ömer çocukları, Kölgecileri oluşturdu. Mustafa çocukları da Dervişahmette tükendi... Geriye kalan İbrahim, dört erkek kardeşin en küçüğü olduğu anlaşılıyor...
Hacıkocaoğlu İbrahim ve iki eşi Gülsüm, Fatma Hanımlar hakkında bilgimiz yok; zira 1831 kayıtlarında henüz doğmamışlardı, 1904'te ise hayatta değillerdi. Onlardan haberdar olmamızı sağlayan üç çocuktur. Gülsüm Hanımdan olan büyük kızı Fatma 1869/70'te doğmuş... Fatma Hanımdan olan kızı Ayşe, 1879 yılında; oğlu İbrahim ise 1884 yılında doğmuşlar.
Oğula, babasının adı verilmesi hususu, genelde iki gerekçeyle açıklanıyor. İlki ana-dedesinin adı olması, ikincisi de çocuk doğmadan babasının vefat etmesidir... İbrahim oğlu İbrahim için iki gerekçe de düşünülebilir; ikincisi daha mantıklı gibi duruyor...
Ömer Emmisinden sonra artık Ayanoğlu diye anılır oldular. Buna göre, 20. yüzyıla gelindiğinde Ayanoğlu İbrahim ve Ayşe kardeşlerin anaları Fatma Hanım da vefat etmişti... Fakat onlardan daha önce Gülsüm Hanım ölmüş olmalıdır... Önce Onun kızı Fatma'yı ele alalım....
Fatma'yı, o sırada eşi vefat eden Çorcalıoğlu Osman'a verdiler... Osman, Çorcalı Topalalinin babasıdır... Aslında burada ilginç bir ara hikaye oluşuyor... Fatma hamileyken Çorcalı Osman vefat ediyor. Doğunca çocuğa babasının adını veriyorlar. Taze dul Fatma Hanımı bu kez Toplaoğlu Çaycı Kelhasana verdiler. Tabi küçük Osman da tay geldi... Burada Fatma Hanım, Tokanorinin de anası olacaktır... Osman büyüyünce, abisi Topalalinin üvey kızı Kezban ile evlenecek, kendisine 'Omarcıkların Kör Osman' denilecek, Karacahmet'e taşınacak... Bu kadar yeter...
İkinci eşi Fatma Hanımın çocuklarına gelirsek... Büyük kardeş Ayşe'nin evlilik kaydı bulunmuyor; gelin olmadan o evde 1910'dan önce vefat ettiği yazılmış...
İbrahim ise evlendi... Mustafa kızı Atike ile... Atike Hanım, Karacahmetli Cızıklar sülalesindenmiş... İşin içine Karacaahmet girince bir hatırlatma yapmak gerek. Büyük Emmilerden Temtem lakaplı Halil'in hiç oğlu olmamıştı. Cennet adlı/lakaplı bir kızını Karacahmet'e gelin ettiği biliniyor. Acaba Atike Hanımın Cennet Hala ile bir ilgisi olabilir mi? Hiç bir evlilik rastgele yapılmıyor, hele de başka köydense... Sahi, Körosmanın Karacahmet'e taşınması da anlam kazanmış oluyor böylece...
Atike Hanımla Ayanoğlu İbrahim'in, bir oğlan üç kız, dört çocukları var. İsimleri; Halil, Fatma, Havva ve Sultan'dır... Oğlanın adı Halil konulması, Temtem torunu olma ihtimalini güçlendiriyor. Büyük kızların isimlerindeki ince mana çok açık, karı koca analarının adını koymuşlar. Yalnız küçük kız Sultan'da işler değişiyor. Onun üvey kardeş olduğunu söylüyorlar; bu doğruysa Ayanoğlu İbrahim, Atike Hanımdan sonra bir daha evlendi demektir... Bu konu hakkında başka bilgi yok... Karacahmetli Atike Hanım 1957'de vefat etti...
Halilakgaş
Gelelim Halil Akkaş'a... 1914'te doğdu... Ona bu lakap verilmesinin sebebi AKKAŞ soyadını alması mı, yoksa lakabı Akkaş olduğu için mi bu soyismi aldı... Burası hala açıklanmaya muhtaç ise de soyadı lakaplaşmış gibi duruyor... Şurası bir gerçek; 'Halilakgaş' diye bilindi, tanındı, anıldı...
Halilakgaş, Tokanorinin kızı Huriye/Hayriye ile evlendi. Bir başka deyişle; Tokanori kızını, dayısının oğluna verdi... Böylece Dönelerin Yusuf, Daldalların Gıdakömer, Garahmedin Halil ile Halilakgaş bacanak oldular... Garahmedin Halil Patlar, Ayanoğullarından; Dönelerin Yusuf Çalışır, yukarıda sözü edilen Çorcalı Osman torunu; Gıdak Ömer Honça'nın dedesi Ömerçavuş kanalıyla Çorcalılarla bağı var... Bağlar kuvvetli yani...
Huriye Hanımla Halilakgaşın dört oğulları oldu. Yaş sırasına göre bunların isimleri İbrahim, Lütfi, Nurettin ve Mustafa'dır... Aile erken dönemde Anıtkaya'dan ayrılmış... Bu ayrılış Halilakgaşın sağlığında mı oldu, yoksa Onun vefatından sonra çocukları mı taşındı, net değil. Kesin olan şey, Halilakgaş 1966 yılında vefat etti... Huriye Hanımın bir dönem Afyon Lisesinde çalıştığını duydum... Sonra oğlanlar İstanbul'a yönelecekler. Tek tek onları inceleyelim...
Onu ilk defa gıyaben tanıyalı otuz yıldan fazla oldu. Ben tayin olduğumda kendisi oradan yenice ayrılmıştı. Anıtkayalı olduğumu duyunca, mesai arkadaşları hararetle İbrahim Akkaş'ı soruyorlardı. Tanımadığımı söyleyince benim adıma öyle üzülüyorlardı ki... Utandım. Oysa nasıl da sitayişle bahsediyorlardı kendisinden... Uzun yıllar sonra, uzaktan gördüm; konuşmadık, ama dedikleri kadar vardı. Duruşu ve davranışıyla oldukça beyefendi ve mütevazi biriydi karşımdaki... Hala da öyledir, hakkındaki düşüncelerim hiç değişmedi...
Üç kızı ve bir oğlu var. Dilek, Melek, Filiz ve Özgür... Emeklilik sonrası yerleştiği Eskişehir'de oturuyor. Yazları çoğunlukla Anıtkaya'da geçirir...
Kızı Hacer, Afyonlu Ali ile evlendi... Ercan, Ağrılı Filiz ile evlendi; Nursefa, Ege, İbrahim ve Berkay adlarında bir kızıyla üç oğlu var... Birol ise Aşçıtahsin kızı Gülerman ile evli. Bir oğluyla bir kızı var; Nurettincan ve Zeynep... Nurettin Akkaş'ın iki oğlu da Anıtkaya'da yaşıyorlar...
Halilakkaşın Hanımı, Tokanorinin kızı Hayriye/Huriye Hanım da 2015 yılında vefat etti...
***
Ayanoğlu İbrahim'in tek oğlu Halil Akkaş... Babaları vefat ettikten sonra dört oğlu Anıtkaya'dan ayrılmışlar, bir dönem burada Akgaşlardan kimse kalmamış... Şimdiyse torunları ocağını tüttürüyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder