Bakkalseydi’nin eski dükkanı L biçimliydi, sonradan yenilendi. Eski dükkan döneminde işleri çok iyiymiş. Bulunduğu mahallenin dışında Anıtkaya’nın diğer uzak mahallelerinden de müşterisi olurmuş. 1970’lerin sonunda evden çalınan deneleri genellikle ona götürürdük…
Geniş müşteri yelpazesinin talebi üzerine yeni arayışlara yönelmekten çekinmeyen, girişimci ve cesur birisi olarak biliniyormuş. Eski dükkanına çok gösterişli vitrin, tezgah gibi şeyleri yine Eğret’te imal ettirmiş; onların birer sanat harikası olduğunu anlatıyorlar. O kadar eskisini bilemem, ama yeni dükkanında kendisi dondurma imal edip sattığını hatırlıyorum.
İşittiğime göre bir keresinde Afyon’dan birkaç kasa balık getirmiş. O sıralarda müşterilerden balık soran mı oldu, her ne ise, madem talep var, o halde kısa sürede satıp elinden çıkarabileceğini düşünmüş olmalı. Yahut düşeş denk getirdi, iyi kar edeceğini zannetti, O’nu balık getirmeye sevk eden şey ne olduğunu bilemeyiz…
Hesap etmediği şey, balığı Kurban Bayramı öncesinde getirmiş olmasıdır. O telaşeyle zihinler ‘et’ düşüncesiyle meşgul olduğundan, doğal olarak Seydi’nin balıkların yüzüne bakan olmamış. Tez bozulan bir gıda olduğu için galiba hepsini dökmek zorunda kalmış...
Nereye? Bokluğa... Dediklerine göre arife gecesi, el ayak çekilince; hem kimseye madara olmamak için hem de kolay kazılacağından bokluğu tercih etmiş ve hepsini oraya gömmüş... O kadar balığın boşa gittiğine mi yansın, paranın heba olduğuna mı yansın, müşterinin vefasızlığına mı…
Biraz da kızmış galiba… Açmış veresiye defterini… Kayıtlı kim varsa, sıra sektirmeden herkese birer ikişer kilo balık yazmış. Satmış gibi, tutarlarını karşılarına eklemiş… Olanlardan habersiz, günler sonra hesap kapatmaya gelenler balık aldıklarını öğrenince şaşırmışlar. Alıp yemedikleri balığın hikmetini sual edince;
- ‘Ben o balıkları siziñuçu getdiydim!’ demiş Bakkalseydi…
Küçük gözleri, minyon yüzüyle sürekli gülümsüyormuş izlenimi verirdi. Bu tabiatta bir adam insanlara ne kadar kızabilir, o da ayrı... Satamadığı balıkların parasını goñşulardan tahsil edip etmediğini bilemiyoruz. Bakkalseydi’nin bakkallığı hakkında böyle bir Kurban Bayramı olayı anlatılır.Anlatılagelen meseleyi merak eden Mehmet Tırık sağlığındayken sormuş. Rahmetli olayı doğrulamış, ancak balık parasını almadığını, bunun komşular arasında nükteli bir mevzu olarak anlatıldığını belirtmiş...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder