12 Haziran 2021

Dah De!

     Baba oğul bir fili terbiye ediyorlardı. Hortumunu kaldırması, çökmesi, durması-yürümesi, geri gitmesi gibi hareketler için belirledikleri komutları veriyorlar, kocaman hayvanı bir koyun kolaylığında idare ediyorlardı. 

    Hindistan veya Pakistan'dan aktarılan belgeselde izlemiştim. Belgesel orijinal dilinde baba oğulun Urduca konuştuğu anlaşılıyordu. Fili yürütmek için söyledikleri "daha!" ünlemi çok tanıdık geldi. İlk heceyi biraz fazlaca açmasalar "deha!" demiş olacaklardı. Bu ses eskiden eşeği, öküzü, atı yürütmek için söylediğimizin ta kendisiydi. Dedem hayvana kızdığında "deha heyy!" diye seslenir, amcam öküzlere bugün bile yazmakta zorlandığım bir vurgu ve tonlamayla "dehala deh!" derdi. Hayvanları yürütme ve sürme ünlemi olarak söylenen bu söz "deha!"dır. Kişiye ve o anki ruh haline göre "dehaha!", "hahaha!", "deeh!" "dehha!" gibi farklı şekillere bürünse de özü  değişmezdi.

    Özellikle koşum hayvanını yürütmek anlamında Eğret'te kullanılan bir fiil "datdemek"tir. Bazen bir işi başlatma anlamına da gelen bu fiilin aslı tahmin edilebileceği gibi "dah demek" oluyor. Arabaya koşulan hayvanları yürütmek için datdeyen kişi arabaya binmez, hayvanların ardında veya yanında yürür. Elinde de kımçı veya örendire bulunur. İşi, elindeki alet yardımıyla hayvanları datdemek ve onların durmamasını sağlamaktır. Örendirenin ucundaki imbal öküzün kalçasına veya omzuna dürtüldüğünde veya kımçı atın yağırnında şakladığında canı yanan hayvan ileriye doğru sıçramak zorunda kalırdı. Bir de buna "deh!" haykırışı eklendiğinde istenen hıza ulaşılırdı.

    Arabaya, pulluğa, düğene koşulu hayvanlarla ilk hareketi sağlama ve aracı yürütme anlamında da bu fiil kullanıldığı olurdu. Araçlar hazır olduğunda hayvan datdenir böylece işe başlanılırdı. Mesela arabaya bindikten sonra datdenerek yürütülürdü. Zamanla taraktör ileşber hayatına yerleştiğinde bile bu sözü söylemekten vazgeçmedi insanlar, onu yürütmek için "datde" diye şoföre seslendiler. Anıtkaya'da bu şekilde hala kullanılıyor. Dahası var. Şehirde, yanımda arabanın ön koltuğunda oturan Dedemle kırmızı ışıkta bekliyorduk. Yeşilin yandığını gören Dedem gayri ihtiyari "datde!" diyerek beni uyarmıştı. Çok hoşuma giden bu uyarıyı, aynı şekilde ve aynı durumda çocuklarıma karşı söylüyorum. Tuhaf ve eğlenceli bir ifadeyle karşılıyorlar.

    Yine Anıtkaya'da hala kullanılmakta olan "datdevemek" (dah deyivermek) fili var. Bu, bir şeyi hesapsız ölçüsüz bir şekilde sürmek, boca etmek gibi anlamlara geliyor. Sözün köken olarak "deha" ile akraba olduğu belli.

    Bir belgeselde duyduğum kelime beni nerelere götürdü. Eski Türkçe bazı kelimelerin kök olarak Sanskritçe (Urduca)ya dayandığı biliniyor. "deha" kelimesinin de hala aynı anlamda kullanılmakta olan Urduca "daha!" ile akraba olduğunu düşünüyorum. Birkaç etimolojik sözlüğe baktım, özellikle Nişanyan'dan çok ümitliydim ama; bu akrabalığa dair bir işaret bulamadım. Ben  yine de öyle olduğunu düşünüyorum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder