04 Haziran 2021

Orakcı

    Ot orakları bitmiş, yolmalar başlamış, olanlar fişneliğe gidip onunla uğraşmış, bu arada harman hazırlıklarında eksiği olan onları gidermiş; ama herkes sabırsızlıkla harmanın gelmesini bekler olmuştur. Bu gelişin habercisi ise oraklar, arpa oraklarıdır.

    Eğret'in rakımı ovalılara göre daha yüksek olduğundan ekinlerin olgunlaşması, orakların başlaması ovaya göre 10-15 gün daha geçtir. Bir başka deyişle ovada ekinler Eğret'inkilerden daha erken kurur. Eğret arazisinin genişliği ve bir bakıma İstanbul'un tahıl ambarı olması nedeniyle burada ileşberlik daha ustaca yapılır. Ova köylerinde ise toprak daha çok sebze yetiştirmeye uygun olduğundan köylü buna yönelmiştir. Yine de az da olsa ekilen arpanın biçilmesi onlara zor gelir. Eğretliler orak biçmede ustadırlar. Eskiden Eğret'te "goca ev" denilen ataerkil aile yapısı nedeniyle henüz arpa orakları başlamamışken rutin diğer işleri yürütecek kardeş ve çoluk çocuk da varsa evin genç bir ferdi erken başlayan ova köylerindeki ekinleri biçmek üzere 10-15 günlüğüne oraya gider. Bu orakçıdır. Amaç, kendi orakları başlayana kadar el harçlığı kazanmak.

    Eğret orakçılarının tercihi genellikle güneydeki Afyon ovası köyleri olmuştur. Bunlar Böyük Çorca (Fethibey), Güçcük Çorca (Sadıkbey), İnaz (Demirçevre), Ismeyilköyü, Elpirek (Saraydüzü) köyleridir. 

    Esasında orakcı turpanla orak biçen kimse demektir. Biraz daha kavramlaşması, yevmiyeyle birine orak biçen kimsenin adı olarak daralmasıyladır. Burada kendisinden bahsettiğimiz orakcı ise Eğret köyünden yukarıda adını saydığımız köylere belli süreliğine giden kişidir. Bu orakcı malzemelerini sırtlayıp ovaya varır. Malzeme dediğimiz de turpanı ve içinde örs-kekiş ile gayrak bulunan torbasıdır. Kimin ekini biçilecekse onun odasında yatıp kalkar. Onun işi oraktır. Gün doğarken başlar biçmeye, gün inerken bırakır. Odaya vardığında kösülmüş haldedir.

    Orak biçmek çok yorucudur, çünkü orakcının her tırpan sallayışında neredeyse bütün kasları çalışır. Bu işi bütün gün boyunca yaptığını düşünün. Ferk sonunda yapılması gereken gayraklama bazen ferk ortasına kayar. Bunun sebebi tırpanın körelmesi değil, orakcının yorulmasıdır. Gayraklama bahanesiyle biraz nefeslenecektir. Bu yüzden gayrak orakcının belinde veya götcebindedir. Boyunda ise sürekli bulundurulan bir çevre vardır ki sık sık ter silinebilsin. Uzun dinlenme arasında, genelde öğle yemeğinden sonra torbadan örs çıkarılarak toprağa saplanır ve bir ritim tutturmuş tık tıklarla kekişleme yapılır. Böylece keskinliği artan tırpanla çalışmak daha az enerjiye mal olur.

    Traktöre takılan biçme makinelerinden sonra tırpan ancak makinenin yanaşmadığı köşe ve azat altlarını biçmede kullanıldı. Zamanla döyerbiçer yaygınlaşınca artık ona da gerek kalmadı tırpan tamamen kullanımdan düştü. Böylece orak ve orakcı kavramı da tarih oldu.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder