27 Haziran 2021

Vişne Toplama

    Dedik ya, ot oraklarıyla işler kızışır, insan hangıbirine dızıkceğini şaşırır. Haziran ortalarında fişneler gızarır, mercimekler sararır, arpalar ağarır. Kısaca vişne toplama, yolma ve oraklar ardı ardına gelmiştir. Aynı dönemde yığılan bu işlerin aradan çıkması gerekir. İş bölümü ve planlamasıyla bunun üstesinden gelinmelidir. Sırayla bunları anlatacağım. Önce Vişne toplama...

    Anıtkaya'da vişnenin tarihi hakkında fazla bilgiye sahip değiliz. 1950'li yıllarda bu ağacın nadiren bulunduğunu ve meyvesinin lüks kabul edildiğini duymuştum. Sanırım 60'lı yıllar sonunda Zireetin (Ziraat Müdürlüğü) öncülüğünde vişne fidanları dikiliyor. Gabar Çukuru mevkiindeki bu toplu uygulamada fidannık bölgesi sistemli tellerle koruma altına alınıyor. 70'lerin ortasından itibaren bu fişnelik denilen bahçelerden ürün hasadı yapılıyor.

    Gabarçukuru bölgesindeki bu düzenli uygulama ağaçlarından daha yaşlı ağaçlar da vardı. Eminlerin Kellan'ın, namı diğer Kel Süleyman (Eren)in bahçesindeydi bu vişne ağaçları. Hemen hemen onunla aynı yaşta olmak üzere Bunar'da Gavasın Topal (İbrahim Sargın)a; onun biraz berisinde İnce Memet (Kasal)a; Mantarlık'ta Kirli (Cemal Azbay)a; Üyüğün Ardında Tekeli (İbrahim Taşkın)a; karşısında Yakıp (Yakup Kopan)a; okulun karşısında Hacerfler (İbrahim-Ahmet-Arif Varlı)ya; Daştarla'da Şeytan Hasan (Can)a ait fişneliklerde büyük vişne ağaçlarını biliyorum.

    Gabar Çukurundaki projeyle fişneliklerin para ettiği anlaşılınca insanlar fidan atmaya başladılar. Başka bölgelerde de yeni yeni vişne bahçeleri oluşmaya başladı. Çorbeci Guyusu'nda Köselerin (Mehmet Varlı); Bunar'da Şavalın (Kadir Özdemir); Bunarın Üsdünde Tıraka'nın; Mantarlık'ta Mandanın (Ahmet Öztürk); Çatalyol'da Sarının (Halit Akyol); Alagırda Beygirlinin bahçeleri bu yeni grup vişneliklere örnek olabilir. Sonraki yıllardan günümüze kadar vişne yetiştiriciliği hep revaçta kaldı.

    Bazı yıllarda vişne çiçeklerini duman vurdu, meyve seyrek oldu. Fiyat yüksekti ama meyve azdı. Bazı yıllarda meyve bol oldu, lakin çok düşük fiyattan gitti. Bazan meyve dalında kaldı, insanlar toplamaya yetişemedi. Ne olursa olsun, vatandaşın cebi nakit para gördüğü için bu meyve sevildi. Hoşaf kaynatılmak üzere kurutuldu, reçeli yapıldı, şurubu yapıldı.

    Vişne alımı ilk defa Kel Süleyman'ın dükkanda yapıldı. Kellan, hem büyük fişnelikteki meyveleri satıyor hem de tüccara komisyonculuk yapıyordu. Ücretle fişne toplama işi de ilk defa o bahçedeydi. Bilhassa eline bir kova alan çocuklar oraya koştular. Sınırsız vişne yemenin cazibesiydi bu rağbetin sebebi. Tabi yemek için toplamak da lazımdı. Koca bir dala çıkıyor, dilediğin kadar yiyorsun, karışan görüşen yok. Yemekten bıkınca kovayı doldurmaya başlıyorsun. Kova dolunca adının yazılı olduğu kasaya boşaltıyorsun. Kasan dolunca adına yeni bir kasa açıyorlar. Bu konuda yetkili olan Kellan'ın kızı ile oğlu Erol. Kasa açmak ve dolan kasayı sarmak onların işi. Bu ilginç ve eğlenceli bir iştir: Ağaç kasanın dört köşesindeki uçlarına önce pamuk ipliği gerilir. Bu gergiler kullanılarak dört yanına gazete kağıtlarından duvar yapılır. Dışarıya açık bekleyen bu kağıttan duvarlar, kasa dolunca kapatılıp üstten köşeden köşeye yine pamuk ipliğiyle kordon çekilerek ambalaj tamamlanır. Kaç kasa doldurduysan, akşam dükkana gidip ücretini alırsın. 

    Vişne alım işini sonra İnce Memet'in damadı Mehmet Çetin Hoca da yapmaya başladı. Hem gayıntasının malını değerlendiriyor hem de Afyon'dan tanıdığı tüccara aracılık ediyordu. Böylece vişne alımında rekabet oluştu, mal değer kazandı. Öyle ki borsa gibi günlük fiyat artışları oluyordu. Daha sonra bu işe Moruk (Üzeyir Dalgıç) da girip uzun yıllar vişne alımına aracılık yaptı. Zamanla daha başkaları da bu işe girişmişti.

    Anıtkaya'da, Eğret iş takviminde önemli bir yere sahip olan fişne toplamanın ve buna alan oluşturan fişneliklerin günümüzdeki durumunu bilmiyorum. Alım yapılıyorsa kimler yapıyor acaba?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder