Günler geçip havalar ısınmaya başladıkça dikkatler yaklaşmakta olan harman sezonuna odaklanır. Bu, bazen Kasıma kadar süren uzun bir dönemdir. Yıllık ürünün derildiği bu dönemin verimli geçebilmesi için yalnız o günlerde çok çalışmak yetmez. Öncesinde hazırlık yapmak gerekir. Hazırlık dönemi de Haziran ile Temmuzun ortalarına kadar sürer. Bir sırası olmayan bu hazırlıklar, maddi imkanlar, ihtiyaç durumu, başkalarına bağlı durumlar gibi etkenlerle değişik vakitlerde yapılabilir. Bu yüzden sıraya bağlı olmadan hazırlıkları yazacağım.
NALLAMA
Çiftçilik kelimesinin köken olarak varıp dayandığı kavram çift kavramıdır ve bu da bir çift koşum hayvanıdır. Bu hayvanların gücüne dayanarak yapılır çiftçilik. İşin temelindeki çift sürmenin de özü budur. Koşum hayvanının çiftçilik için ne denli önemli olduğunu söylüyorum. Harman döneminde de ileşberin en önemli dayanağıdır. Dolayısıyla hazırlık da koşum hayvanı olan öküz ile attan başlar. Hayvanın ayakkabısı ise naldır. Hele de her türlü yüke koşulanın ayak sağlığına dikkat edilmesi harmanın selameti açısından da önem kazanır.
Nallama harman öncesinde bir Cumartesi günü yapılır. Bunun sebebi nalbantların Eğret Pazarı nedeniyle köye o gün gelmeleridir. Köyde de hem öküz hem de at nallayanlar vardır ama kendilerine nalbant denilebilecek çapta değillerdir. Halbuki bu işlem sırasında hayvanın ayak ve tırnak bakımı yapılır. İnce ve bilinçli yapılması gereken başka işlemlerle dolu bu süreçte yapılacak bir hata hayvanı bir daha koşulamayacak duruma düşürebilir.
Öküz yanına yatırılarak nallanır. Yatar vaziyetteyken ayaklarını sabit tutması için özel bir düzenek kullanılır. Ağaç iskeleye benzer bu düzenek nallama yapılacak yere taşınır durur. Atlar ise ayakta nallanır. Ayakları geriye doğru dizinden bükülerek birisi tarafından tutulur, nalbant da rahatça işini yapar.
Nalbantları izlemek çok eğlencelidir. Ayakkabı tamircisi gibi özel mıkları ağızlarına dizerler. Eğri uçlu bir keskinin sırtına tokmakla vurarak hayvanın tırnaklarını keserler. Mıkları öyle bir açı vererek çakarlar ki ucu tam olması gerektiği yerden çıkar. Bunda nal mıklarının ucunun özellikle eğriltilmesinin de payı vardır. Kerpetenle o ucu keser ve kerpeten ucu ile çekici ustaca kullanarak kesilen uçları yukarı doğru büker. Kestiği tırnağı törpüler. Tırnak içi veya arasını temizler, yarası varsa pansuman yapar. Tırnak keserken nalı defalarca ölçer, gerekirse uygun büyüklüğü ayarlamak için nalı defalarca değiştirir. Tıpkı ayakkabı numarası gibi nalların da numarası vardır çünkü. Bütün bunları bazen usta bir marangoz, bazen de hazık bir hekim edasıyla yapar. Yanlışlıkla hayvanın canının yandığını hissederse merhametli bir baba gibi onu teselli eder.
Nallama sonunda serbest kalan hayvanın, bayramlık ayakkabısını giymiş çocuk gibi keyifli yürüyüşü ise başka bir güzelliktir.
---------- o ---------- O ---------- o ----------
Hayvanların koşulduğu arabanın da harmana hazır olması gerekir. Arabanın bakıma en muhtaç kısmı ise hareketi sağlayan kısımlarıdır. Bunlar tekerler ve yasdık denilen bölümdür. Sağlam ağaç malzemeden yapılan tekerler aşırı sıcaktan dolayı kurur ve daralır. Bunu engellemek için bütün tekerlerin üzeri genellikle örtülür, sık sık sulanır, mümkün olduğu kadar çamurlu yerlerden geçirilerek nemli tutulmaya çalışılır ama yine de bu kuruyup daralmaya engel olunamaz. Bir de aynı ısıya maruz kalan şına, ağacın tam tersi olarak daralmaz da genişler. Böylece dağılmaya hazır bir tekerle karşı karşıya tehlikesi ortaya çıkar.
Tekerler işlerin en cavcavlı vaktinde dağılıp da ortada koymasın diye çaresine bakmak gerekir. Bunun yolu tekeri çekdirmektir. Bu, genişleyen şınadan bir parça alarak onu daraltmak, böylece tekeri sağlamlaştırmaktır. Teker çeken en yakın usta Susuz Osmaniye köyündeki Demirci Sâlek (Salih) Ustadır. Son zamanlarda köydeki demircilerden Ziya Azbay’ın da teker çektiğini hatırlıyorum. Belki Demirci Sâlek öldükten sonraya rastlayan zamanlardaydı. Bu arada çekdirme sırasında eksilen parmaklar varsa onlar da meşe ağacından yapılarak tamamlanır.
Arabanın okunda, yan ve dabantahtalarındaki kırık veya eksiklikleri herkes kendisi tamir edebildiğinden ve bunlar belli bir vakte bağlı olmadığından geçiyorum.
İşlerin yoğun zamanlarında, arabanın çok işlediği vakitlerde metal aksamı sık sık yağlamak da araba bakımının önemli bir kısmıdır. Bu kısımlar ön ve arka dingillerin teker dönen bölümleri ile arabanın manevrasını sağlayan ön yastık altıdır. Tekerleri dingile tutturan özel dört köşe somunlar ile onları döndüren özel araba anahtarı bir takım oluşturur. Bir şişeye konulan yanık yağı uzun kaz tüyü ile yağlamak bazen eğlenceli olabilir. Bunu yaz günlerinde sık sık yapmazsan araba seni yolda kor.
Mesela düyen (döven, düven, döğen, düğen)in dişleri, yani keskin çakmak taşları denk ise problem yok. Ancak eksik dişler varsa dişetmek gerekir. Sezon öncesi bu işin uzmanları gelip köyde bir süre kalır ve gerekli bütün düyenleri dişer. Bunun gibi tırmık dişlerindeki eksiklikler de dişemek suretiyle giderilir. Tırpana sap, elcik takılacaksa takılır. Bunlar tamir etme biçiminde yapılan hazırlıklardır.
Satın alma yoluyla eksik gedik giderme de bir başka hazırlıktır. Cumartesi günü Eğret Bazarında açılan sergilerde lazım olan her şey bulunabilir. Yeni annat, dırmık, tırpan, yaba-yabaltı,atgı, gayrak, urgan vs. buradadır. Sair günlerde ise Buñar’da, Omarcık’da kamp yapan cingenlerden galbır, gözer, sele gibi aletler temin edilir. Tanıdık cingenler bu aletlerin tamirini de yaparlar. Mesela kasnak verirsin bunu kalbur teli geçirilmiş olarak geri alabilirsin.
Bütün bunlar hasat sezonu yani harman içindir. Ve harman gün gün yaklaşmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder