Mayıs biraz güneş, biraz yağmur ve biraz da rüzgar ayıdır. Kırikindi yağmurları, ardından yakıcı güneş ve sıra gözetmeden her an çıkıveren deli yeller. Evreni oluşturan ve hayata kaynaklık eden dört ana unsurun; toprak, su, hava ve ateşin nöbetleşe sahne aldıkları ay.
Hep de bu günlerde gökyüzünü yeni gelinler gibi süzülerek süsleyen uçurtmalara bir yer açmak gerekecek.
Baştan söyleyeyim, uçurtma yapmak, bir uçurtma sahibi olmak ve uçurtma uçurabilmek herkesin harcı değildir. Nasıl bir zamanlar top, sahibini çocuk hiyerarşisinde zirveye çıkarıyorsa, uçurtmanın da buna benzer bir etkisi vardı. Tabi çıtalı uçurtma için bu söylediğim.
Evvela uçurtma yapmak zahmetli ve o günün şartlarına göre maliyetlidir. Zahmetli olması el becerisi gerektirdiğinden, masraflı olması da günün şartlarına göre para harcamayı gerektirdiğindendir. 50 yıl önce para çok bulunur bir şey değildi ki oyuncağa harcansın.
KASNAKLI
Çıtalı uçurtma adından da anlaşılacağı üzere 70 cm kadar üç çıtanın ortadan bağlanıp altıgen çerçeve oluşturması ve bu iskeletin naylonla kaplanmasıyla oluşur. Tabi bu iş bu kadar basit değil. İstediğin ebat ve şekilde çıta herkesin evinde bulunabilecek bir şey değil maalesef. Medeni cesaretin varsa yalvar yakar Gedik Hasan (Kirkit)’in hızarda kestireceksin, tabi senin lafınla keserse. Değilse bir büyüğünü rica minnet araya sokacaksın. Tabi büyüğün seni ciddiye alırsa. Bir de hızarda kesilen çıta senin istediğin gibi olmayabilir, kaba bir tezgah sonuçta. Biraz daha şanslıysan Yılıkların Mehmet (Öztürk)’e kestirirsin. Onun elinden çıkan çıtalar daha ince ve pürüzsüz olur, ne de olsa marangoz. Hasılı kelam çıta bulmak o kadar da kolay bir şey değil. Hemen pes etmemek gerek. Çıta yerine aynı uzunlukta düzgün çubuklar da kullanılabilir. Mesele ipburnu dalı çok düzgün olur, hele kurusunu bulursan makbule geçer çünkü hafif malzeme lazım sana.
Eşit uzunluktaki üç çıta veya çubuk, ortalarından birbirine iple sıkıca bağlanarak tutturulur. Altıgen çerçevenin uçlarındaki aralığın eşit olmasına dikkat edilir. Sağlam bir ebruşumla uçlar birbirine bağlanarak çerçeve oluşturulur. Bu çerçeveye kasnak denir. Sıra kasnağın kaplanmasına gelmiştir. Bu işlem, uçurtmaya pareşut gibi havanın kaldırma kuvvetiyle yukarıda kalmasını sağlayacak yüzey oluşturma işlemidir. Onun için delinip hava geçirmeyecek bir malzeme olmalı aynı zamanda da hafif olması gerekmektedir. O zamanın revaçta defter kitap kaplıkları bu iş için idealdir. Sert kağıt veya kaliteli naylon olan bu kaplıklar hafif ve dayanıklıdır. Kızlar için kırmızı, erkekler için mavi olarak iki renk üretilen bu kaplıkların ikisi de kaplama için kullanılabilir. Bu yüzden uçurtmalar ya mavi olurdu ya kırmızı. Bu işi gübre leylonu ile yapıp farklı bir renk elde etmek isteyenler hüsrana uğradı. Misal ben.
Uçurtmanın altıgen gövdeli kasnağı oluştuğuna göre diğer aksama geçilir. Uçuş pozisyonu, altıgenin karşılıklı kenarlarından biri aşağıda biri yukarıda olacak şekilde düşünülmelidir. Aksi halde tereziyi ayarlamak güç olur. Bu fiziksel denge için önce gövde kaplamasının tam göbeğinden ön tarafa bir ip geçirilir. Çıta göbeğine bağlı bu ip ile, üst kenar uçlarından bağlı iki ip daha çekilerek gövdenin ön tarafında birleştirilirler. Bu üç ipin uzunluğu ve bağlantı noktaları uçurtmanın uçabilmesini sağlayan önemli ögelerdir. Bu yüzden terezileme dikkatli yapılmalıdır. Sonraki iş kuyruk yapımıdır. Uçurtmanın büyüklüğüne göre kuyruk uzunluğu değişir. Bir metre çaplı bir uçurtmanın kuyruğu 5 metreye kadar çıkabilir. Bizim yaptığımız 70 cm’lik çıtalarla yapılana 3 metre kuyruk yeter. 20 cm’lik şeritleri bir ip üzerine düğümleyerek dizmek suretiyle kuyruk yapılır. Kuyruk uçurtmanın airodinamik kanunlarına göre havada kalmasını sağlamakla beraber süzülüşüyle uçurtmaya ayrı bir karizma katar. Bu kuyruğu altıgen kasnağın alt kenarın iki ucuna V şeklinde bağlayınca uçurtma tamamlanmış olur. Artık uçurmak için üçgen terezinin ortasından dizgin görevi görecek çekme ipini bağlamak yeterli olur. Bu ip sağlam olmalıdır zira uçurtma rüzgarın basıncıyla ağırlaşır, ip gerilir. İp uzadıkça uçurtma daha yükseğe çıkar ve daha da ağırlaşır. İşte bu yüzden uçurtmayı zabdetmek zorlaşır, ipin ucuna dutamak olsun diye bir çubuk bağlamak en iyisidir.
Kasnaklı uçurtma sahibine manevi bir üstünlük sağlasa da onu kuralına uygun olarak uçurabilmek kolay değildir. Bir defa koca kuyruğuyla taşımak ve havalandırmak için en az bir yardımcıya ihtiyaç vardır. Yardımcı gövdeyi tutarken rüzgara karşı hafif bir koşu gerekir. Koşunun zamanını ve hızını iyi ayarlamalıdır yoksa kalkış gerçekleşmez. Tutan dengeli tutmalıdır aksi takdirde kalkıştan kısa bir süre sonra gövde boynuzlamasına pistin yan tarafına çakılır. Ayrıca kalkışın gerçekleşebilmesi için yakın çevrede elektrik teli, ağaç dalı vs. olmamalı, açık alanda bulunulmalıdır. Bütün bu şartları aşıp bir de havalanıp uçuşa geçildiğinde uçurtmanın canı inmek istemez. Ritmini bulduktan ve yeterli yüksekliğe ulaştıktan sonra dizgin ipinin bağlı çubuğu yere çakıp gururla uçurtmasının salınışını izler. Arada ipi çekiştirerek dans ettirir. Ortasından deldiği bir kağıdı ipten geçirerek uçurtmaya mektup yollar. Daha türlü işlerle uçurtma uçurmanın keyfini sürer.
Bazen Alagır semalarında süzülen bir uçurtmaya bakanlar, onun filancaya ait olduğunu bilip imrenmeyle gülümserler. Bunun böyle olduğunu bilmek o filancaya biraz daha gurura boğar. Yapılışı sırasında çekilen bütün zahmetlere değmiştir doğrusu.
ŞEYTAN UÇURTMASI
Kasnaklıya herkes sahip olamaz, o ayrı konu da kasnaklıyı herkes uçuramaz zaten. Dediğim gibi uçurabilmek ve zabtedebilmek zordur çünkü. Bu yüzden kasnaklı nispeten büyük çocukların harcıdır. Küçüklere ise yapımı zahmetsiz ve masrafsız, uçurması ise kolay olan bir başka uçurtma gerekir: Şeytanuçurtması.
Bu sermayesi iki kağıt parçası ve 10 metre kadar ip olan bir iştir. Birinci kağıt, uçak yapılışına benzer bir tarzda kıvrılır, iki yanında kulak bırakılır. Bu kulaklar delinerek V şeklinde iki iple bağlanır. Bu ipin ortasından da dizgin ipi bağlanır. İkinci kağıt şerit olacak şekilde yırtılır ve uçurtmanın arkasına açılan deliğe bükerek monte edilir. Kuyruk takılmıştır. Uçuşa hazırdır. Yardımcıya veya açık alana ihtiyaç duymadan rüzgara karşı yapılan hafif bir koşuyla uçurtma havalanır. Çocuk koşarak uçuşu sürdürür.
Eğret’te her çocuk yaşına ve gücüne göre rüzgarın kaldırma kuvvetini keşfeder ve uçurtmasıyla keyfeder. İdi… Şimdi uçurtmalar da hazır olduğundan hemen her çocuk alıp uçuruyor; ama kendi yapmadığı için o eski keyif yakalanabiliyor mu bilmem.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder