Bir küçük oğluyla dul kalan Ayşe Hanımı Karacahmet'e kocaya veriyorlar. Bu durumdaki kadınlar o yıllarda hayatta kalabilmek için kocaya varmak zorundaydı. Ayşe hanımın nasibine de Karacahmet düşmüş. Ayvazın yetimi Ali de anasının yanında tay gidiyor, mecburen... Üvey baba üvey babadır, daha aklı erecek durumda olmasa da Ali'nin orada rahatı yok...
***
Alemdaroğlu Hüseyin, artık ellisini geçmiş bir adamdı. Bazı önemli duyurular kendisine yaptırıldığı için Eğret'te 'Tellal Dayı' diye bilinirdi. Sevilen bir adamdı... Eşi İsmihan Hanımla, kuşak farkıyla da olsa, emmi çocuğu oluyorlar. Alemdaroğlu Halil kızı olan İsmihan Hanım, Garadelinin ablasıdır...
Tellal Dayının kimliği ile ilgili yaygın yanlışlardan birisi, Kelali (Çolak Ali) ile kardeş olduklarıdır. Gerçekte ise Kelali, Tellal Dayının ablasının oğludur; babası, askerdeyken vefat eden Türkmenoğlu/Arzıların Ali'dir. Kısaca Alemdaroğlu Hüseyin, Kelalinin dayısı olur ve belki de bu yüzden lakabı 'Tellal Dayı' olarak kalmıştır...
Tellal Dayı ile İsmihan Hanımın evlattan yana yüzleri gülmemiş. Doğan ölmüş, doğan ölmüş... 1903 Yılında bir oğulları olmuş, adını İbrahim koymuşlar; yedi sekiz yaşındayken vefat etmiş. Hemen onun ardından 1910 yılında bir oğulları daha olmuş, ona da Ahmet demişler, bir kaç yıl sonra Ahmet de ölmüş... Takdir-i İlahi demişler...
Bir gün, elli yaşını geçgin Tellal Dayının yolu Karcahmet'e düşmüş. Artık Cumhuriyet yılları... Üvey babanın elinde bîzar bir çocuk görünce evlatlık alıp alamayacağını sormuş. Çocuğun anası kabul edince, Eğret'e Ayvaz Ahmet'in yetimi küçük Ali ile birlikte dönmüş. İsmihan Hanım da sevmiş bu çocuğu ve bunun yaşlarındayken vefat eden ikinci oğullarının adı olan Ahmet ismini vermişler... Çocuk böylece hem şehit babasının adını hem de yeni ana babasının merhum oğullarının adını almış. Babasının lakabıyla yeni adı birleşince ortaya Ayvaz Ahmet ismi çıkmış. Bundan sonra kendisine kısaca Ayvaz denilecek...
Ayvaz Ahmet'in analığı İsmihan Hanımın ne zaman öldüğü bilinmiyor; babalığı Alemdaroğlu Hüseyin, namı diğer Tellal Dayı ise 1944 yılında vefat etti. Onun lakabını da devralan Ayvaz Ahmet'e bundan sonra kah Tellal, kah Ayvaz denildi. Bu hikaye onun Eğret'teki macerasıdır...
***
Ayvaz, vakti geldiğinde Mollahmetler/Sıntırlardan Mehmet kızı Cemile ile evlendi. Mollahmetlerin Mehmet, Ali Hoca diye bilinen zatın torunudur. Bu yüzden sülalesi Mollahmetler, Sıntırlar ve Alihocalar diye de anılmaktadır... Cemile Hanımın ablası Gülsüm'ün eşi olması hasebiyle Ayvaz, Kirpitçilerin Körhalil ile bacanak oldu...
Otuzlu yaşlarına yaklaşırken gerçekleşen bu evlilik, Ayvazın babalığı Tellal Dayının ölümünden yıllar sonraya rastladığı anlaşılıyor. Çünkü söylendiğine göre Alihocalara içgüveyiliğine girmiş. Evinin Velciklerle komşu olmasının sebebi bu... Yalnız onun komşuları bundan ibaret değil; Gındi ve Kelali gibi Alemdaroğlu sülalesine mensup kişiler de var... Hatta o aralık ve karşı adanın Alemdaroğluların yurdu olduğunu söyleyenler de var... O zaman, Ayvaz Alihocalara içgüveyisi olmakla beraber Tellal Dayıdan kalan hisseyle karısının hissesini birleştirdiği fikri kuvvetleniyor... Bununla beraber yasal olarak Alemdaroğlu Hüseyin'den kendisine bir şey kalmadığı, onun hissesini de sonradan satın almak zorunda kaldığı da anlatılanlar arasında...
Üç oğulları oldu; İsmail, Veysel ve Hüseyin...
İsmail, Körhalilin küçük kızı Emine ile evlendi. Teyzesinin kızı olan Emine Hanımla evlenince Körhocanın Çolakarif (Arif Varlı), Gavasın Topal (İbrahim Sargın) ve Gavcarın Kötühüseyin (Hüseyin İnanır) ile bacanak oldular. Kötühüseyin ile annesi Cemile Hanım vasıtasıyla önceden de akrabalıkları var...
Ortanca oğlu Veysel'in adına kaynaklık edebilecek bir anlatı işitmedim. 1952 Yılında doğmuş. Hakkıların Patırın tek kızı Ayşe ile evlendi. Onlar da İzmir'e yerleştiler.
Mehmet ve Ahmet adını verdikleri iki oğulları oldu. Büyüğü Mehmet, Cemile Hanımın babası adını taşır... Ahmet ise, hem Patırın hem de Ayvazın adı oluyor... Mehmet, Olucaklı Feride ile evlendi, Veysel ve Furkan adlarında iki oğlu var. Ahmet ise Ödemişli Ayşe ile evli, Sultan ve Süeda adlarında iki kızı var... Mehmet ve Ahmet halen İzmir'de ikamet ediyorlar. Ana babaları ise yılın büyük bölümünü Anıtkaya'da geçiriyorlar...
Hüseyin Anıtkaya dışından, Karacahmetli Ziyneti Hanımla evlendi. Farklı köylerdenler, ama birbirlerine büsbütün yabancı değiller; hala dayı çocuğu oluyorlar. Hatırlanacağı üzere Ayvazın babası harpte kalınca, annesi Karacahmet'e kocaya varmıştı. Gerçi Ayşe Hanım orada olan oğlanlarıyla birlikte sonradan memleketi Turgutlu'ya yerleşti; fakat kızı Karacahmet'e gelin olmuştu. İşte Ziyneti, o kızının çocuğu; dolayısıyla Hüseyin'in de halasının kızıdır...
Ayvaz Ahmet'in 1923 yılında Hacıbeyli'de başlayan hayatı, kısa bir süreliğine Karacahmet'te cereyan etti. Sonra evlatlık olarak Eğret'e geldi. Burada Tellal Dayının onu resmi olarak nüfusuna almadığı anlaşılıyor. Aksi olsa Ayvaz Ahmet (Ali), 1934 soyadı uygulamasında KIZILYEL veya TÜL soyismini alırdı. Oysa Ayvazın soyadı, Hacıbeyli'deki akrabalarına paralel olarak UYSAL olmuş...
Tellal/Ayvaz Ahmet/Ali Uysal, 2009 yılında Anıtkaya'da öldü. Eşi Cemile Hanım ise kendisinden on yıl sonra, 2019 yılında vefat etti...
Bacıdedenin defterinde 1976 yılındaki bir ölüm şöyle not edilmiş; 'Karacahmetli Uzun Aişe Ninenin ölümü'... Edindiğim bilgiye göre bu kadın, 1970'te eşi vefat eden Haliloğluların Ali Osman Kanat'ın karısıymış. Önceden Kirpitçilerin Körhalilin yedi hanımından biri olduğu söylenen Uzunayşa aslında Ayvazın yakınıymış... Ayvazın yakını, Karacahmet, Ayşe... Bu bilgiler birleşince ortaya Ayvazın anası Ayşe Hanım portresi çıkıyor; ama emin olamıyoruz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder