09 Aralık 2023

Gedikoğlular

  
    Emirdağ, Anadolu'da Türkmen yerleşimleri için asırlarca bir istasyon vazifesi görmüş. Orta Asya'dan ve sonra Ortadoğu'dan nakillerde önce buraya yerleşilmiş, sonra buradan diğer noktalara dağılmıştır yörükler. Bu yüzden Anıtkaya'da azımsanmayacak kadar Emirdağ kökenli var. Gedikoğlular da Eğret'e Emirdağ'dan gelenlerden.

    Gedikoğlulara bu adın verilmesinin sebebi, Gedikevi Köyünden gelmiş olmaları. Bir dağ sırasında, yükseltinin düştüğü, geçit açıldığı noktaya gedik deniliyor. O köyün etrafı böyle gedik veren dağlarla çevrili olduğundan Gedikevi denilmiş. Eğret'e Gedikevi'nden gelen bu aileye de Gedikoğulları adı verilmiş.

    Gedikevinden Eğret'e gelen ilk Gedikoğlunun kim olduğunu bilmiyoruz. Eldeki bilgilere göre en eski isim Hüseyin. Torunlarından Tatıresil'in dediğine bakılırsa, öldüğünde yüz yaşının üzerindeymiş. Bu bilgi bizi Hüseyin'in doğum tarihi olarak 18. yüzyıl sonlarına götürür. 

    Hüseyin'den önce babasına bakmalıyız, zira Eğret'e gelen Gedikoğlunun onun babası Mahmut olduğu tahmin ediliyor. Çünkü Hüseyin'in künyesi tam olarak 'Gedik Mahmut Oğlu Hüseyin'dir... Buradaki Gedik Mahmut, kişi ismi değil de sülale adı olabilme ihtimalinden dolayı, Hüseyin'in baba adı kesin olarak Mahmut'tur diyemiyoruz. 

    Eğer Mahmut, Hüseyin'in babası ise; 1700'lerin sonunda geldiği Eğret'te evlendiği ve aynı yıllarda Gedikoğlu Hüseyin'in doğduğu çıkarımında bulunabiliriz. Zira Gedikmahmut oğlu Hüseyin 1796 doğumlu görünüyor... 1831 Kayıtlarında 'Uzun boylu, köse sakallı, 35 yaşında' olarak tarif edilen Hüseyin'in hanımı hakkında aynı kayıtlarda bilgi bulunmuyor. Zira sözü edilen belgeler vergi mükelleflerini belirleme amacıyla tutulduğundan kadınlara ve kız çocuklarına yer verilmemiş...

    Başka belgelerden yararlanarak hikayeye devam etmeliyiz... Gedikmahmut oğlu Hüseyin Ayşe Hanım ile evlendi ve 1826 yılında oğlu Hasan dünyaya geldi. Hasan, Ayşe Hanımın baba adı olabilir... Sonra 1832'de Halil doğuyor... Halil ismi kimden geliyor, sorusunun cevabı 1844 tarihli bir terekede: '... Bir süre önce vefat eden Halil kızı Kezban Hatunun veraseti, nikahlı eşi Mahmut oğlu Hüseyin ile küçük oğlu Halil'e ait olduğu...' Tereke kaydından anlıyoruz ki Halil, ana-dedenin adı... Yani Gedikoğlu Hüseyin'in Keziban adında bir eşi daha vardı, ondan sadece Halil doğdu, diğer oğulları Ayşe Hanımdan... Çünkü terekede varis olarak yalnız Halil'in adı var. Oysa o sırada Halil'in abisi Hasan var, ondan bahsedilmediğine göre anaları ayrı idi...

    İsimlere bu kadar takılmışken, akıllarda bazı soru işaretleri oluşabilir. Misal; Gedikoğlu Hüseyin, iki oğluna iki eşinin baba adlarını verirken, niye kendi babasının adını koymadı?... Hakkını yemeyelim, 1838 yılında bir oğlu daha doğmuştu, onun adını Mahmut koydu. Lakin çocuk yaşını doldurmadan vefat etti...

    Gedikoğlu Hüseyin'in eşi Ayşe Hanımdan büyük oğlu Hasan'ın akıbetini bilmiyoruz... Anası erken vefat eden Halil de Ayşe Hanım'ın oğluymuş gibi kayıtlara geçiyor... 1832'de doğan Halil'e, Eğret'in ilk Daldalının kızı Şerife'yi alıyorlar. Aslında Daldal lakabını sonradan  alacak olan Hüseyin Şerife Hanımın kardeşidir. Babalarının tam künyesi ise  Veyisoğlu Hüseyin... Bu durumda 1834 doğumlu Şerife Hanımın Veyisler/Daldallardan olduğunu söylemek yanlış olmaz...

    Hüseyin oğlu Halil ile Hüseyin kızı Şerife'nin çok bereketli bir evliliği olmuş. Gedikoğlu başlığı altında; Gasaplar ve Guliz dahil Hassönlerin tamamını inceleyeceğiz. Yani Eser, Koç ve Omak soyisimlerini içine alan büyük sülale Gedikoğlular oluyor.


    1831 Kayıtları yaklaşık on yıl boyunca güncellenmiş. Dolayısıyla 1839'a kadar olan değişiklikler oradan takip edilebiliyor... 1904 Kayıtları da aynı şekilde, Cihan Harbine kadar yaşanan nüfus hareketlerini genel hatlarıyla yansıtıyor... Arada kalan 60-70 yıllık süreyi büyük ölçüde mahkeme kayıtları ve anlatılanlarla doldurmaya çalışıyoruz... Gedikoğlu sülalesinde de aradaki boşlukta kaçırdığımız bazı önemli olaylar yaşanmış. Onlardan biri de, küçük yaşta ölen Gedikoğlu Mahmut'tan sonra bir kardeşinin daha olmasıdır. Osman adını verdikleri Gedikoğlu Hüseyin'in bu küçük oğlu 1840'tan sonra doğmuş olmalıdır. Yirminci yüzyıla adının yansımamış olmasının mantıklı bir izahını işittim. Daha evlenmeden işlediği bir vukuat (galiba cinayet) sebebiyle sürgün cezasına çarptırılmış. O vakitler hapis cezası yok... Kütahya Sevdiğin Köyüne sürgün edilmiş, orada evlenmiş, çoluk çocuk sahibi olmuş ve orada vefat etmiş. Kendisine aynen Eğret'teki yeğenlerine dedikleri gibi Hassönlerin Goca Osman lakabı takılmış. Dediklerine göre torunları hala Sevdiğin'de yaşıyormuş... Gedikoğlular ana başlığı, bu hususu zikretmezsek eksik kalır...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder