Örenler'deki yapıların hikayesi de şöyle başlatılıyor. Göç hikayesinden önce ilk yerleşilen yer burasıymış, rivayete göre sel baskınlarından bizar olunca şimdiki yerine taşınmışlar. Terk ettikleri köy sonra ören olmuş. Uzunca süre burayı Eski Eğret, şimdiki yerini de Yeni Eğret olarak anışırlarmış...
İkinci bir rivayet daha yeni tarihe dayanıyor ve efsaneden daha çok belgesele benziyor. 19. Yüzyılda Kafkaslar ve Balkanlar'dan Anadolu'ya tersine göç başlayınca Devlet muhacir/macurları uygun yerlere iskan ediyor. Tabi bu amaçla kurulan komisyonlarca münasip yerler belirleniyor. Bu esnada macurların uyum sağlaması için geldiği yerlere benzer yerler olmasına filan dikkat ediliyor. Coğrafi özellikler, iklim ve arazi yapısı filan... Bunun yanında yerleştirilecekleri yeni köylerinin konumuna da dikkat ediliyor. Mevcut köylerle mesafesine, yeterli ekilebilecek arazi teminine, otlak, tarla, su vb. oranlarını filan soruşturuyorlar.
Eğret köyü o yıllarda çok geniş arazisiyle göze batar durumda. Karacahmet, Osmanköy, Beşkarış, Olucak, Bayramgazi, Dandır'a filan dayanıyor tarlalar, çayırlar... Macurların iskanı için çok uygun bir genişlik var Eğret çevresinde. Nitekim önce Woçapşiye/Yenice köyü Kafkas kökenli Çerkesler için kurulmuş. Daha ne oluyoruz diyemeden Cumalı ve Susuzosmaniye köylerine yüzyılın sonunda Balkan macurları yerleştirilmiş. Bu arada çok fazla görünür tartışmalar yaşanmamış, ama içten içe huzursuzluklar olduğu kesin...
Kuzey tarafındaki arazilerinin çoğunu kaybeden Eğretliler aynı durumun güneyde de yaşanacağını hissetmişler. Çünkü muhacir akını durmuyor ve köyün arazisi hala normalden fazla, neredeyse küçük bir şehir gibi... Büyükler oturup konuşmuşlar ve yakınlarına macur iskanına engel olacak bir mevkiye küçük bir köy kurmaya karar vermişler. Belki de el kurmadan biz kuralım demişlerdir... Bir kaç aile gidip hemen yerleşmişler; belirlenebilenler Omarcıklar ve Türkmenoğlu Osman (Kürtosman) ailesidir. Delimamların Fadik Soydan Nineden nakledildiğine göre küçükken onlar da oradalarmış. Bu durumda Sağırlar veya Hacımahmutların da bu yerleşime katkıda bulundukları düşünülmelidir.
Örenler'e kurulan bu yerleşim aslında uyduruk bir köydür, adeta Eğret'in uyduköyü... Amacın ne olduğunu söylemiştik. Fakat yerleşenler orada ciddi ciddi hayvancılık yapıyor, ağılları var; ileşberlik yapıyor, harman döküyorlar. Çoğu ihtiyacını asıl köylerinden karşılıyorlar, ama ekmek için fırın, her şey için demirci dükkanı filan da yapıyorlar. Dışarıdan bakan için uyduruk filan değil, basbayağı küçük bir köy... Nitekim hükümet yetkilileri yeni bir macur köyüne yer bakarken orada bir köy olduğunu görüp biraz daha güneydoğudaki Kurtluoğlan Kapısı denilen mevkiye kurulmasını raporluyorlar. Böylece Saadet köyünün kurulacağı yer kesinleştiğinde Örenler'deki uyduköy vazifesini icra etmiş oluyor.
Bundan sonra uyduköylüler hemen asıl köyleri olan Eğret'e geri dönmüyorlar. Yunan işgali sırasında Omarcıklardan yerleşenler hala oradaymış. Hatta Güdüğizzett'in ikizi Nuri orada vefat etmiş. Sonra onlar da Eğret'e dönünce oraların örenleşme süreci başlıyor ve adı Örenler oluyor.
Burada merak edilen şey, uyduköyün yetkililere bildirilen ismidir. Tamam baktılar, burada bir köy var, hadi eyvallah demediler herhalde... Bu köyün adı nedir, hangi ailelerden ve kaç haneden oluşuyor, nüfusu geçimi vs. nedir diye sorular sormadılar mı? Göstermelik bile olsa bir isim bildirilmeli değil miydi? Şimdiye kadar bu husus hiç akıllara gelmediydi...
Evet, 'Hayra Akan Su, Kızılay Karahisar Maden Suyu' kitabındaki haritayı görene kadar bu köycüğün adı hiç akıllara gelmediydi. Biraz dikkatli bakınca Çatalçeşme ve Bayramgazi'nin kuzeyinde, İlbulak Dağı denginde bir yerleşimin işaretlenmiş olduğunu fark ettim. Tam da Örenler mevkiine denk gelen bu yerin adını 'Kızılcık' gibi okudum. (Yanlış okumuş olabilirim, eski vesika uzmanları daha doğru okurlar...) Aklıma o zaman geldi, uyduruk köyün adı Kızılcık olarak bildirilmiş olabilir mi diye...
Bu sorunun cevabı, sözü edilen haritanın tarihi hakkında da bir fikir verebilir. Zira malum köycüğün kuruluş hikayesi yukarıda arzettiğim gibi yirminci yüzyıl başlarıdır. O halde haritayı 1900-1910 arasına tarihlemek gerekir.
Eğret ve çevresi hakkında her gün yeni bilgiler ortaya çıkıyor. Onlarla birlikte yeni soru işaretleri de geliyor tabi. Bakalım daha neler çıkacak...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder