11 Nisan 2022

Tingildekler

     

    Eğret Sözlüğünde dengilmek; yerinde düzgün, dik duramamak; yana doğru düşecekmiş gibi durmak anlamına geliyor. Bu biçimde duran nesnelere de 'dengildek' deniyor. Tingildeklere neden böyle dendiğine dair ilgililerden doyurucu bir açıklama alamadım. Bir yana düşecekmiş hissi vererek durdukları/yürüdükleri için böyle bir lakap takılmış olabilir.

    Tabi Tingildekler, son yüz yıllık dönemle ilgili bir yakıştırma. Öncesinde Sülaleye Garamusalar deniliyordu. Sülaleye adını veren Kara Musa oğlu Ali'ye kadar inebiliyoruz; daha ötesi meçhulümüz... Yalnız Bugünün Tingildekleri, Turaçoğlu Mustafa'nın çocuklarıdır. Garamusalarla bağı, Tureşoğlunun onun damadı olması sebebiyledir. Bu dönüşüm hikayesi, bir bakıma Tingildekleri anlatır...

    Erkek evladı olmayıp beş kız babası olan Kara Musa'nın Ali, 1847 yılında vefat ettiğinde 60 yaşının üzerindeydi.  En büyük kızı Havva, 'Demirci Eyüp oğlu Ahmet bin Ahmet' ile evliydi. Kayınpederinin ölümünden sonra onun evine yerleşen Ahmet, Gocamatların atasıdır...  

    Garamusaoğlu Ali'nin yetişkin kızlarından biri de Ayşe'dir. Babası vefat ettiğinde O da komşuları Turaçoğlu Mustafa'nın karısıydı. Tureşlerin yurdu ile, babasından kalan kısmı birleştirip eski kendi yerlerinde yaşamaya devam ettiler.  

    Mustafa'nın 1825 doğumlu olduğunu biliyoruz, 1847'de Ayşe Hanım için 'yetişkin' denildiğine göre aşağı yukarı kocasıyla aynı yaşlarda oldukları düşünülebilir. Zaten 1851 yılında doğan bir çocukları var... 

    Karamusaoğlu Mehmet Ali, yukarıda bahsedilen Mustafa-Ayşe ailesinin 1851 yılında doğan oğludur. Peki Mehmet Ali'nin kardeşleri yok mu?... Var... Birincisi 1864'te doğan Ayşe... Ayşe Hanım önce Ayanoğlu Halil'e varıyor, bu Kölgecinin emmisidir. Halil ölünce Ayanoğlu Ahmet'e veriyorlar, bu da 'Derviş Ahmet' diye bilinen biri. Derviş öldükten sonra da Ayanoğlu Hüseyin ile everiyorlar, bu da Kölgecinin babasıdır... İkincisi 1883'te doğan Emine... Büküroğlu Hüseyin'e veriyorlar; Bükürünalinin anası, bugünkü Bükürlerin ninesidir...

    Turaçoğlu Mustafa, Garamusanın Ali kızı Ayşe Hanımla evlendikten sonra Garamusalar sülale adının bayraktarlığını da devralıyor. Hani Garamusaların son ferdi de erkek evlatsız vefat etmişti ya, bundan sonra Garamusalar denince Mustafa akla gelecek... İyi de Mustafaların zaten bir lakabı vardı, Turaçoğlu/Tureçler deniliyordu onların sülalesine... Tureçler unutuldu, ama izi kaldı. Ayanoğlulara varan Mehmet Ali'nin kardeşi Ayşe vardı ya, işte ona 'Turaç' lakabı takılmıştı. Dillere destan güzelliği nedeniyle böyle anıldığı düşünülse de; aslında Turaç Hanım sülalesinin unutulan lakabını taşıyordu...

    Eski Turaçoğlu, yeni adıyla Garamusaların Mustafa; Ayşe Hanımın 1880'lerde vefatından sonra iki evlilik daha yaptı. İşin o kısmını Gödeşler bölümünde inceleyeceğiz, burada Mehmet Ali'den devam edelim...

    Mehmet Ali, önce Şerife Hanım ile evlendi, kayıt tutulduğu sırada hayatta olmadığı için Şerife Hanımın kimlerden olduğunu bilemiyoruz. Onun vefatı üzerine Mustafa kızı Fatma ile evlenerek Tekelioğlu Ahmet ile bacanak oldu. Çünkü Fatma Hanım ile Tekelinin eşi Ümmühan kardeşler. Ümmühan da kim derseniz; Paşanın İbramın, Gocagafanın, Pangeci Mısdıfanın ve Kör Essanın nineleridir... Bu hikayede 'Yörük' vurgusu biraz fazla olacak...

    Garamusaların Mehmet Ali'nin Fatma Hanım'dan çocuğu yok. Mehmet Ali ile, kimlerden olduğunu bilemediğimiz Şerife Hanımın üç çocukları oldu, biri kız. Hepsinin büyüğü olan Fatma, 1871 yılında doğdu ve onu Körüslülerin Mustafa'ya verdiler. İleride Gara Ömer Kök'ün anası olacak...  Yalnız bir şey daha dikkat çekicidir, Fatma Hanımın eşi Körüslerin Mustafa ile yukarıda adı geçen Tekelioğlu Ahmet teyze çocuğu olur...

    1. Mehmet

    Oğullarına geliyoruz... Büyüğünün adı Mehmet, 1874 yılında doğdu. Önce Daldalların Deli Veyis kızı Ümmü ile evlendi. 1904 yılında Hasan ve 1907 yılında anasının adını verdiği Şerife olmak üzere iki çocukları oldu... 

    Hasan'a döneceğiz; Şerife'nin evlilik kaydı var (üstelik 5 evlilik kaydı var) ama Eğret dışına gelin olmuş gibi görünüyor, zira bunca evlilik bağıyla Eğret'te kalmış olsa bugün bile kendisini hatırlayanlar çıkardı...

    Mehmet, sonradan Çorcalı Yusuf kızı Hatice Hanım ile evlendiyse de ondan çocuğu olmamış; zira Hatice Hanım dul kalmış görünüyor... Kesin tarihi bilinmemekle birlikte kocası vefat etmiş... 

    Sevgili Dede
    Şimdi 1904 yılında doğan Hasan'a geri dönelim... Yaşı yetenler Hacapdıllanın küçük kardeşi bir 'Sevgili Dede'den söz ediyor. Sorduğum herkes adını bu şekilde söyledi, hatta adının resmen 'Sevgili' olduğunu söyleyen de oldu. Bence bu onun lakabıydı, ardında çoluk çocuk bırakmadığı için gerçek adını teyit edebileceğimiz bir kaynak yok. Adı unutuldu, lakabı adının yerini aldı. 

    Bacıdedenin tuttuğu ölüm defterinde, Sevgili Dedenin 4 Mart 1959'da öldüğü ve adının Mehmet olduğu yazılı. Oysa incelediğimiz kütüklerde bu tanımlamaya uyan bir Mehmet kayıtlı değil...

    Bir görüşe göre de, Hacapdılla, İncemehmet ile Sevgili Dede kardeş değiller, amca çocuklarıydı. Eğer bu doğruysa, gözler Mehmet emmilerine çevrilir. Onun tek oğlu da 1904 doğumlu Hasan idi. Sevgili Dede'nin bu Mehmet oğlu Hasan olması halinde taşlar biraz daha yerine oturur. Çünkü o durumda Sevgili Dede, Deliveyisin torunu olur ve diğer torunları Hamdi Hoca ve Çapar ile üçünün evlerinin aynı hizada bulunması anlaşılır hale gelir.

    Sevgili Dedenin adının Hasan'dan Mehmet'e dönüşmesine sebep ise gayet açık; yetim kalan erkek çocuklara babasının adını vermek gibi yaygın bir uygulama var Eğret'te... Resmiyete yansımasa bile Hasan, Mehmet'e dönüşüvermiş; sonra millet ikisini de unutup Sevgili Dede'ye itibar etmiş...

    Yetim kaldığında yaşı oldukça küçükmüş. Oğlu yanında tay olduğu halde annesi Osmanköy’e kocaya varmış, Hasan/Mehmet orada büyümüş. İşittiğime göre meşhur lakabını Osmanköy’deki bu çocukluğu sırasında vermişler. Sofradalarken sesli olarak yellenmiş, çocuk mahcup olmasın diye lagaraya boğup ‘Sevgili Dede geldi’ diye gülüşmüşler. O günden sonra böyle anılmış.

    Sevgili Dede büyüyünce Osmanköy’de, Halime adlı bir hanımla evlenmiş. Kızları olmuş, onları gelin ettikten sonra hanımıyla birlikte köyünün yolunu tutmuş, Eğret’e gelmiş. Osmanköy ne kadarcık yer, bu arada Eğret ile alakasını kesmemiş demek ki; ayrıca akrabaları da var Deliveyis dedesinden kalma eve yerleşmiş. Bu dönemde mahalleliye de kendini sevdirmiş, çok hürmet ederlermiş. Kızları zaman zaman ziyaretine geldiğini de söylüyorlar... 1959 Yılında vefat etmeden önce evinin tamamını cami yeri olarak bağışlamış. Hacapdılla da kendi hissesinin bir kısmını verince Yeni Cami'yi yapmışlar...

    2. Osman

    Bizi Tingildeklere götürecek olan Mehmet Ali'nin küçük oğludur. Adı Osman ... 1885 yılında doğdu. Emirdağlı Türkmen Musa kızı Ümmühan ile evlendi. Ümmühan Hanım; Arzıların Çolak Musa, Gurugafa ve Dendenin halaları oluyor...

    Osman ile Ümmühan'ın 1904 yılında ilk oğulları dünyaya geldi. İkisinin de saygı duyacağı bir isim olarak Musa adını verdiler. Ümmühan Hanımın babasının adıdır; ama Osman'ın Ayşe ninesi de Garamusaoğlu Ali kızı olduğunu unutmayalım... 1913 Doğumlu ikinci oğullarının adını da Mehmet koydular; bu, dedesi Mehmet Ali'nin Mehmet'i olabilir. Büyüdükçe kendisine 'İnce Mehmet' denilecektir... Üçüncü ve son çocuklarının adı ise Abdullah...

    Abdullah doğduktan sonra, babası Tingildeklerin Osman'ın vefat ettiği anlaşılıyor. Harpte kaldığı ifade edildi, hangi harp olduğu bilinmiyor. Çanakkale listesinde adı yok, başka bir cephede kalmış olabilir, hatta İstiklal Harbinde şehit düşmüş de olabilir; lakin şehadeti kesin... Şimdi üç oğlu üzerinden Tingildekleri takip edelim...

    Musa
    Tingildeklerin Osman'ın büyük oğlu Musa, Daldalların Deli Veyis torunu Şefika ile evlendi. Şefika Hanım, Aligurunun kardeşidir. Hatırlanacağı üzere, Musa'nın Mehmet amcası da Şefika'nın halası Ümmü ile evlenmişti... Bu, Deliveyisler ile kurulan ikinci bağ oldu... 

    Bilenlerin anlattığına göre, Musa Dede hafızalarda sevimli bir ihtiyar olarak kalmış. En büyük özelliği olarak, namaz vakti girdiğinde arazide ise; işini bırakıp şevkle ezan okuması ve sonrasında namaz kılması söyleniyor. Kırda bayırda onun okuduğu ezan işitilince 'Musa Dede ezana başladı, demek ki vakit girdi' derlemiş... Musa Dede 1973'te, eşi Şefika Hanım ise 1992 yılında vefat ettiler... Çocuklarına bakalım...

    Şefika ile Musa'nın bir oğlu iki kızı oldu. Kızları Fadime, Arapların Gözeliban eşi; Hacer de Buruşakların Suguşu eşi oldu. Gözelibanın oğlanlardan birinin adı, bu yüzden Musa'dır... Aslında küçük yaşlarda vefat eden bir oğluyla bir kızı daha olmuş. Bunlar 1923 yılında doğup oniki yaşında ölen Hasan ile 1940'ta doğup beş yaşında ölen Fadime'dir...

    1927 Yılında doğan ve adını, dedesini hatırlatırcasına Osman koyduğu oğlu hayatta kalmış... Osman'ı Demirdelen Yahya kızıŞaval kardeşi Hanife ile everdiler. Hanife Hanımın küçüğü olan Atike de Gödecin Ahmetin eşi olacağından onunla bacanaktılar. Bunu özellikle belirtişin sebebi; Tingildeklerin Osman'ın dipdedesi ile Gödecin Ahmet'in dedelerinin kardeşliğidir... Osman bir süre Muhtarlık yaptı, sebebi bilinmiyor, süresi dolmadan bu vazifesinden istifa etmiş... Kendisi 1983 yılında, eşi Hanife Hanım ise 2021'de vefat ettiler...

    Osman-Hanife'nin üç kız bir oğlu var. Büyük kızı Lütfiye, Amcaların Kelmehmet oğlu Süleyman eşi oldu. Ortanca Şerife, İzmir'e gelin gitti. Küçük kızı Ümmühan ise Saraydüzü'ne... 

    Tek oğlunun adını Seyfettin koydu; bu isim, askerde çok sevdiği Yüzbaşısının adıydı. Seyfettin de Saraydüzü'nden Şerife Hanım ile evlendi. Bu evlilik, kardeşi Ümmühan ile değişik yapma şeklinde gerçekleşti...

    Tingildeklerin Seyfettin'in çocukları; Osman, Sinem ve Muzaffer... Osman malum, dedesinin adı... Muzaffer ise Seyfettin'in Hacer Halasının merhum oğlunun hatırasına konulmuş bir isim... Kızı Sinem, Çakırların Süreyya eşidir. Oğlu Osman da Çakırlardan Adem kızı Cansel ile evlendi. Muzaffer bekar... Anıtkaya'da yaşıyorlar...

    İnce Mehmet
    Osman'ın ortanca oğlu Mehmet 1913 yılında doğdu. Delinorilerden Hatice ile evlendi; Amcaların Godalyusuf ve Hacıariflerin Kelahmet ile bacanak oldular... Bunara yakın vişne bahçesi ve gocagapısının altındaki sürgü değirmeni ile aklımda kalmış... 

    İkisi erkek, altı çocukları oldu. Erkekler en büyük ve en küçükleridir. Kızlarından Fatma, Tellilerin Halil eşi idi, erken vefat etti, Veysel Öztürk'ün anasıdır... Kerime, Delinorilerden Kümüğün Yusuf eşi; Emine, Garapaçalardan Eyüpçetin oğlu Mehmet Hoca eşi; Hüsniye de Tingildeklerin Hikmet Akyol eşidir....

    İncemehmetin büyük oğlunun adı Şaban... Kekliklerden Hacıiresl kızı Sabire ile evlendi. Garmenlerin Ahmet ve Akbaşların Mustafa ile bacanak oldular... Fransa'ya gitti, oraya yerleşti. İkisi erkek, sekiz çocukları oldu. Kızları Fatma, Hatice, Meryem, Zeynep, Ayşe, Sema... Bunlardan Anıtkayalı ile evlenen yalnız Zeynep oldu. Akbaşların Ahmet eşi olan Zeynep, esasında teyzesinin oğluna varmış oldu. Diğer beş kızı da Anıtkaya dışından beylerle evlendiler...

    Şaban'ın büyük oğlu Mustafa, Garmenlerin Davut Geçer kızı Kerime ile evlendi. Kerime, Mustafa'nın teyzesi torunudur; Samet, Elif, Eda ve Osman adlarında dört çocuğu var... Küçük oğlu Ahmet de Sağırların Ali Osman torunu Firdevs ile evlendi, onun da Emre, Ersin ve Enes adlarında üç oğlu var... İncemehmetin Şaban ve çocukları halen yurtdışında yaşıyorlar...

    İncemehmetin küçük oğlu Selahattin, Afyon'dan evlendi ve baştan beri Afyon'a yerleşik... 

    Küçük yaşlarda vefat eden üç oğlundan da burada söz etmek gerekiyor. En büyükleri Muzaffer varmış, 1933'te doğmuş ve iki yaşındayken ölmüş. Veysel ile Mustafa ikiz olabilir, 1938'de doğmuşlar. Fakat biri yaşına girdiğinde diğeri de iki yaşındayken vefat etmişler... Şaban'ın bir oğlunun adı Mustafa, ve Tellilerin Halil'in büyük oğlu Veysel olmasının sırrını burada aramak lazım...

    İncemehmet 1989 yılında vefat etti... Eşi Hatice Hanım, gocagapının altındaki modernize edilmiş değirmeninde bulgur çekmeye devam etti. Ta ki 2003 yılında vefat edene kadar...

    Hacı Abdullah
    Tingildeklerin Osman'ın küçük oğlu Abdullah 1915 yılında doğdu. Yahyalardan Kezban Hanım ile evlendi. Berber idi; dükkan açmadı, o zamanki yaygın uygulama olarak odalarda traş ediyordu. Diğer berberler gibi dişçilik benzeri yan işlemleri de yapıyordu. Artı bir meşgale olarak saat tamirciliği de vardı. Zamanın meşhur kurmalı çalar saatlerini yılda bir kez kendisine götürüp sildirirdik. Hacca gidip geldikten sonra 'Hacapdılla' diye bilinir oldu.

    Hacapdılla ile Kezban Hanımın çocukları olmadı. İki kızı evlat edindiler. Bunlardan birisi Gocayahya eşi Halime, diğeri de yeğeni Osman Akyol eşi Şükran'dır. Şükran, esasında eşi Kezban'ın yeğenidir; zira ilk eşi Ayşe'den dolayı Curak ile Hacapdılla bacanaklar, Şükran da Curağın kızı...

    Karısı Kezban Hanım 1979'da vefat etti... Yeni Cami ile bitişik olan evini vakfettiği için, 1990'da kendisi vefat ettikten sonra camiye dahil ettiler. Böylece cami genişletildi, avlu ve müştemilat eklendi....

    Babaları Tingildeklerin Osman şehit olan üç oğlan; Musa, İnce Mehmet ve Hacapdılla, 1934 soyadı kanunu ile KASAL soyismini aldılar.


    

07 Nisan 2022

Arzılar

     19. Yüzyılın ortaları... Emirdağlı Balabanların Musa, iş bulup çalışmak amacıyla çıktığı yolda gelip Eğret'te duraklıyor.  Belki de duraklamıyor, zaten hedefi Eğret idi... O günün şartlarında burası büyük bir merkez, arpa buğday ambarı... 

    Selimlerin Mustafa'ya bekar duruyor... Dokuz erkek çocuklu büyük bir aile olan Selimlerin o kadar çok işi var ki hizmikar tutma gereği duyuyorlar. Bir müddet bu minval üzere çalışıyor Musa... Selimlerin biricik kızı var, adı Arzı... Tutuluyorlar birbirlerine... Arzı'yı babasından istedi mi, buna cesaret edebildi mi, Selimlerin Mustafa 'Sana verecek kızım yok!' dedi mi, yoksa bunların hiç biri yaşanmadı mı, bu süreçle ilgili hiç bilgimiz yok... Gerçek şu; Arzı ile Musa kaçıyorlar...

    Dokuz oğlanın dokuzu ve bir de babaları Mustafa, peşlerine düşüyor iki kaçağın... Gidecekleri yer malum; Emirdağ'daki köylerinde buluyorlar bunları. Bakıyorlar ki niyetleri ciddi, yuva kurmak maksadıyla kaçmışlar. Büyüklük yaparak nikahlarını kıyıp dönüyorlar Eğret'e...

    Gel zaman, git zaman Emirdağ'a Balabanlara gelin ettikleri kızlarını yoklamaya gidiyorlar... Musa ile Arzı'nın iki kızları olmuş; lakin durumları perişan... Zaten durumu iyi olsa Musa, Eğret'e hizmikarlığa gider miydi... Musa ile Arzı'yı bırakmıyorlar orada, iki yeğenlerini de alıp Eğret'e getiriyorlar. Küçük kızlardan birinin adı Ayşe, Akören'e gelin oluyor sonraları... Diğer kız hakkında malumat yok...

    Burada bir parantez açalım... Anlatılan Arzılar hikayesinde iki tarihi gerçeğin karıştırılarak bir efsane oluşturulduğu anlaşılıyor. Selimoğlu Hacı Ali'nin sekiz oğlu var, kayıtlar oluşturulmadan biri öldüyse bu sayı 9 olur; bu birinci gerçek... Selimoğlu Mustafa, Hacı Ali'nin dokuz oğlundan biridir. Onun da Arzı adında bir kızı var ve Türkmen Musa ile kaçıyorlar; bu da ikinci gerçek... Yani Arzı'nın dokuz tane erkek kardeşi yok, olsaydı en azından birinin haberi günümüze ulaşırdı. Lakin babasının 9 erkek kardeşten biri olduğu doğrudur...

    Arzı ile Musa'nın ailesi, Selimlerin Mustafa ve oğulları gözetiminde Eğret'te yeniden filizleniyor... Bir oğlan bir kız çocukları da burada doğuyor... 

    İlk zamanlarda Musa'ya Türkmenoğlu diyorlar; ama Eğretliler ailesiyle birlikte hepsine 'Arzılar' demeye başlayınca bu yeni yakıştırma tutuyor. O günden beri Selimlerin kızı Arzı ile Türkmen Musa'nın oluşturduğu aile Arzılardır...

    Arzıların Eğret'teki ilk çocuğunun adı Ömer... 1876'da doğan Ömer'den sonra, 1880 yılında Fatma adında bir kızları doğdu. Ömer koluyla Arzılara geçmeden önce, kardeşi Fatma üzerinde durmak lazım.

    Kayıtlardan anlaşıldığına göre Ömer'in kardeşi Fatma, Kekliklerden Hasan'a varıyor. 1898'de Hatice adında bir kızları olduktan sonra Hasan vefat ediyor ve Ömer, kardeşi Fatma ile Yeğeni Hatice'yi yanına alıyor. Hatice büyüyünce, Gobakların Salih'in eşi (Gocakazımın anası) olacak ve babası Hasan'a izafeten Kekliklerden diye bilinecektir...

    Kel Ali
    Bir başka mahkeme kaydından anlaşıldığına göre de Arzıların Ömer'in kardeşi Fatma, Keklikler'e verilirken değişik yapılmış, yani Fatma'nın abisine de Kekliklerin kızı alınmış... Peki Fatma'nın hangi abisine? Ömer'e değil... Anlaşıldığına göre Ömer ile Fatma'dan önce, ikisinin de abisi bir Ali var... Fatma Kekliklerin Hasan'a verilirken, Ali'ye de Kekliklerin kızı alınıyor...

    Ali'ye eş olan Kekliklerin kızı da Fatma... Benzerlik sadece isimlerde değil; Arzıların Ali de eniştesi Kekliklerin Hasan gibi, 1888'de taze bir oğlu olmuşken vefat ediyor. Vefat ettiğinde askerde, yani şehit... Oğluna, kendi adı olarak Ali ismini koyuyorlar. Keklikler de kardeşleri Fatma ile yeğenleri Ali'yi alıp kendileri büyütüyorlar. O günün küçük Ali'si, yıllar sonra Çanakkale Gazisi meşhur Kel Ali olarak karşımıza çıkacak. Yani sizin anlayacağınız, Kekliklerin Kel Ali, esasında Arzıların Kel Ali'dir. Hatta Arzı Ninenin -belki de- ilk torunudur...

    Şimdi 1876 doğumlu Ömer'e gelebiliriz. İdirizlerden Fatma ile evlendi. Fatma Hanım, Goca Osmanın emmi kızı; Hörküle Sultan ile Kesginin de halalarıdır.

    Beş tane oğulları oluyor, Ömer ile Fatma'nın...İsimleri: Musa, Ali, Mustafa, Osman, Ahmet... İlk üçünün isimlerine karşılık gelen atalarını kayıtlardan takip edebiliyoruz. Musa, Arzı Nineyi kaçıran Emirdağlı Türkmen/Yörük Dede... Ali, Eğret'te doğan ve şehit olan büyük oğullarının adı... Mustafa da Arzı Ninenin babasının adı... Osman ve Ahmet'in de mutlaka bir karşılığı vardır; belki Musa Dedenin Emirdağ geçmişi ve hatıralarıyla ilgilidir... Bu beş oğlan üzerinden Arzıları ele alacağız.

    Babaları Türkmenoğlu Ömer, Cihan Harbinden hemen sonra işgalden önce vefat ediyor. Arzı Hanım ise kesin yılı bilinmemekle birlikte 1920-25 arasında vefat ettiği tahmin ediliyor...


    1. ÇOLAK MUSA

    Beş oğlanın en büyüğü Musa, 1895 yılında doğdu. Hacapdıramanlardan Kör Mehmet Hocanın kızı Zehra ile evlendi. Bu evlilik sonucu; İdirizlerin Sarımehmet, Cavanın Ahmet, Yumrukların Musa ve kendi kardeşi Gurugafa ile bacanak oldular... 

    Kazım Karabekir Paşanın birliğinde askerlik yaptığı söyleniyor. Bu vazifesinin Cihan Harbine denk gelmiş olması büyük ihtimaldir. Bununla beraber İstiklal Harbinde de çarpıştığı, büyük taarruz sırasında fırsatını bulduğu bir gece evine geldiği, diğer yandan yolunu kaybeden arkadaşlarının da yol sormak için kendisini bulduğuna dair bir şeyler işittim.

    Musa-Zehra'nın da dört çocukları oldu; hepsi erkek... Mehmet, İbrahim, Kazım ve Ramazan... Yine ilk iki ismin izini sürebiliyoruz. Mehmet, Zehra Hanımın babası adı; İbrahim, Ömer Dedenin hanımı Fatma Nine'nin baba adı... Kazım ile Ramazan'ın adları hakkında fikir yürütemedik, küçük olan belki Ramazan ayında doğmuştur... İbrahim doğduğunda Fatma Ninenin sağ olduğu sonucu da çıkarılabilir buradan...

    Mardakların Ali ile girdiği kavgada kolu koptuktan sonra Arzıların Musa, 'Çolak Musa' olarak lakaplandı. 1956 Yılında kendisi, 1969'da ise eşi Zehra Hanım vefat ettiler...

    Beygirli
    Çolak Musa'nın büyük oğlu Mehmet 1924 yılında doğdu, Belceli Hanife Hanımla evlendi. Adından daha çok 'Beygirli' lakabıyla tanındı. Cambazlıkla iştigal ettiği ve ileşberlikte beygir koştuğu için bu yakıştırma yapıldığı söyleniyor. Üç oğlan, iki kız beş çocukları oldu. Büyük kızı Havva, Beygirlinin amcaoğlusu Ali İhsan eşi; küçük kızı Fatma ise Dayıların Halil eşidir... 

    Beygirlinin büyük oğlu Adem, Arzıların büyük Ahmet emmisinin kızı Fatma ile evlendi; yani Arzıların Alessan ile değişik usulü yapmış oldular. Adem'in de iki oğlan bir kızı olduysa da küçük oğlu Ahmet erken vefat etti. Asım adındaki büyük oğlu, Hafızın İban kızı Fadime ile evlenip Terziizzet ve Hüseyinhocaya bacak oldu... Adem'in kendi ninesinin adını koyduğu kızı Zehra, Curağın Mehmet eşidir...

    Ortanca oğluna büyük dedesinin adı olan Ömer ismini koydular. Mesleğinden dolayı 'Demirci Ömer' dediler; ama O daha çok 'Çeyrek' lakabıyla tanındı. Böbülerin Salih kızı Ayşe ile evlendi. Bekçifahrettin ve Dıkmanınşef ile bacanaklardır... Onların da iki oğlan bir kız çocukları var. Oğlanlar Ahmet ile Mehmet, kız ise Sabire... Büyük oğlan Mehmet, dedesi Beygirlinin adını; Ahmet, ölen büyük amcanın adını; Sabire ise anneannesinin adını almış. Mehmet, ninesinin köyü Belce'den evlenirken,  delicesine çalışmasından dolayı 'Patoz' lakabını hak eden Ahmet, Kelarzımanların Mehmet Ali kızı Merve ile evlendi. Sabire ise Kantinlerin İbrahim oğlu Ali eşidir...

    Beygirli küçük oğluna babasının adı olan Musa'yı verdi. Anıtkaya dışından evlenen Musa'nın ilk eşi vefat edince yine Anıtkaya dışından evlendi, Afyon'da oturuyor...

    Kendisi 2013 yılında vefat eden Beygirliden üç yıl sonra eşi Hanife Hanım da vefat etti. Karı kocanın doksan yaşına geldiklerinde vefat etmeleri de ayrı bir ilginçliktir...

    İbrahim
    Ninesinin baba adını alan İbrahim, Çolakmusanın ikinci oğludur. 1930 Yılında doğdu.  Devrimbeşlerin Gavureyüp kızı Refiye ile evlendi. Akbaşların Mehmethoca ve Çolakların Mehmet Ali ile bacanaklardır... Altı kız, iki oğlan toplam sekiz çocukları oldu. Kızları Ayşe, Yörüğoğlulardan Lütfi Tüplek eşi; Azime, Kekecin Muhsin eşi; Zehra, Arapseliminin Arif eşi; Melek, Köreminin İzzet oğlu Adem eşi; Hüsniye, Yeşilömerlerin İsmail oğlu Mehmet eşidir. Meryem ise bekar...

    İbrahim iki oğlundan büyük olana babası Musa'nın adını koydu. Mesleği icabı 'Terzi Musa' diye bilindi. Bu lakap üzerine o kadar yapıştı ki terziliği bıraktıktan yıllar sonra bile hala Terzi Musa olarak anılıyor. Kirtyusufun kızı Selime ile evlenmesinde annesinin akrabalık bağı gözettiği anlaşılıyor. Böylelikle Köreminin İzzet ve Gavuralinintopalın Adem ile bacanak oldular. Terzi Musanın üç kız, bir oğlu oldu. Büyük kızı Zele, Çakalın İbrahim oğlu Ramazan eşi; Arzı, Yılıkların Uzun Mehmet oğlu Süleyman eşi; küçük kızı da Hacıeminin Şaban oğlu Ramazan As eşidir. Terzi Musa'nın tek oğlu Muhammet, Gobakların Köreminin Ahmet kızı ile evlendi...

    Terzi Musa'nın küçüğü İsa... Körüslerin Emin kızı Şerife ile evlendi. İki oğlu bir kızları var. Oğlanların büyüğü, dedesinin adı İbrahim'i almış. Küçüğünün adı da Samet. Bir dönem Afyon'da minibüsçülük yapan İsa, uzun yıllardır Anıtkaya'da oturuyor ve bakkalcılıkla uğraşıyor... Babaları Çolakmusanın İbrahim 2021 yılında vefat etti...

    Kazım
    Kazım, Çolak Musa'nın üçüncü oğlu, 1932'de doğdu... Kantinin Osman kızı Zehra ile evlendi. Bir erkek üç de kız çocukları oldu. Ayrıca 1959'da doğdukları halde küçük yaşlarda vefat eden Azime ve Muzaffer adlarında bir oğluyla bir kızı daha varmış...

    Hayatta kalanlardan oğlanın adı Ali Osman; kızlar ise Naciye, Hasibe ve Zehra... Çocukların isimleri üzerinde biraz düşünecek olursak, anneleri Zehra Hanımın etkisi görülebilir. Çünkü Kantinlerin kızı Zehra'nın dedesinin adı Ali, babasının adı da Osman... Ninesinin adı ise Hasibe... Küçük kızları Zehra'yı, Arzıların Kazım'ın ana adı olarak düşünebiliriz. 

    Yalnız Zehra Nineye vardığımızda Ali Osman'ın isim yorumu da değişebilir. Çünkü bu isim Zehra Ninenin Çanakkale'de şehit olan biricik oğlan kardeşinin adıdır. Bu şehit dayının adı bir Cavanın Ali Osman'da bir de Arzıların bu Ali Osman'da yaşamaktadır... Ali Osman doğduğunda Zehra Ninenin hayatta olması bu yorumun isabet oranını yükseltiyor...

    Kütahya'ya yerleştiler. Kızlarının üçü de Anıtkaya dışına gelin oldular. Oğulları Ali Osman Kütahya'dan evlendi, bir oğlu oldu, halen orada yaşıyor. Çolakmusanın Kazım 2022 yılında doksan yaşında vefat etti...

    Bakkal Irmızan
    Çolak Musa'nın en küçük oğlu 1936'da doğdu. Adı Ramazan... Hacapdıramanlardan Hafize ile evlendi. Hatırlanacağı üzere Ramazan'ın annesi Zehra Hanım da Hacapdıramanlardandı... Bir bakıma hala-dayı çocuklarının evliliği oldu onlarınki. 

    Evinin altındaki dükkanda bakkalcılık yaptığı için 'Bakkal Irmızan' diye tanınırdı. Eşi Hafize Hanım çocukları olmadan vefat etti. Bakkal Irmızan Olucaklı Saide Hanım ile evlendi. Evlat edindikleri oğullarına Musa adını koydular ve Onu büyük amcaları Mustafa'nın torunlarından Çavuşmehmet kızı Ayşe ile everdiler.

    Bakkalırmızan 2001 yılında, eşi ise 2019'da vefat ettiler... Oğlu Musa Türkmenoğlu uzun zaman önce yerleştiği Afyon'da yaşıyor...


    2. ALİ

    Çolak Musa'nın bir küçük kardeşinin adı Ali'dir. 1902 Yılında doğdu. Adının, Arzı Ninenin Eğret'te doğan ve şehit olan ilk oğlundan geldiğini söylemiştik. Ali, Ayanoğlu Hacı Hüseyin kızı Ayşe ile evlendi. Ayşe Hanım Kölgecinin kardeşidir... Ayrıca Ali'nin Arzı Ninesi ile Ayşe'nin Havva Ninesi ikisi de Selimlerden olup emmi çocuğudurlar...

    Resmi kayıtlara adı Dudu olarak geçen Ayşe Hanım Ali'ye gelmeden önce başından bir evlilik geçmişti. Nesli bugüne gelmeyen Araplardan Ahmet Hasan'a varmış; ama çabuk ayrılmışlar...

    1921 Yılında bir oğulları oldu, adını Ömer koydular. Çocuk, dedesinin adını almış oldu... Bundan sonra Arzıların Ali'nin adına kayıtlarda rastlanmıyor. Bunun anlamı, 1925'ten önce vefat ettiğidir... Tek oğullarının bakım ve gözetimi üzerine kalan Ayşe/Dudu Hanım ise kırk yıl daha yaşamış ve 1963'te vefat etmiş...

    Öter Ömer
    Genellikle cambazlık yapan Ömer'in lakabı 'Öter Ömer' idi. Hatta adıyla pek anılmaz, kısaca 'Öter' derlerdi. Öter Ömer, Keçilerin Ali kızı Fadime ile evlendi. İki oğulları oldu; Ali ve Nurettin...

    İki taraftan da dedesinin adını alan Ali 1954'te doğdu. Uzun süre cezaevinde kaldıktan sonra dışarı çıkınca kendini toparlayamadı ve 2013 yılında öylece vefat etti...

    Öter Ömer'in küçük oğlu Nurettin ise Tekeli Gocabıyık İbramın kızı Gülşen'le evlendi. Onun da iki oğlu oldu; büyüğe dedesinin adı olarak Ömer ismini verdi, küçük ise Kurtuluş... 28 Ağustosta doğduğu için olabilir... Nurettin de bir süre baba mesleği cambazlıkla iştigal ettiyse de bu işte gelecek göremediğinden İzmir taraflarına taşındı. Halen orada oturuyorlar.

    Karısı 1971'de öldü. Öter Ömer ise 2001 yılında vefat etti...


    3. GURUGAFA

    Arzı Ninenin babası adı Mustafa idi. Buna hürmeten onun, 1907'de doğan üçüncü torununa da Mustafa adı konuldu. Zira torunu doğduğunda Arzı Nine hayattaydı. Hacapdıramanlardan Mehmethoca kızı Fadime ile evlenen Mustafa'nın tek çocuğu oldu. Adı Ömer, yani dedesinin adı... 1931'de Fadime Hanımın vefatı üzerine Hacapdıramanların Mehmethocanın diğer kızı Şerife'yi nikahına aldı. Bu durum garip karşılanabilir; ama o zaman evliliklerin amaçlarından biri de kadını sahipsiz bırakmamak ise diğeri de öksüzün hakkıyla bakımını sağlamaktı. Bunu en iyi yapacak olan da ana yarısı kabul edilen teyzedir... 

    Uzun boylu zayıf yapılı biriydi. Zayıflığı, başına da yansımış; sanki hiç eti olmayan bir kafatasına deri geçirilmiş gibi görünüyordu. Bu görüntüsünden dolayı Arzıların Mustafa'ya 'Gurugafa' lakabı takıldı... 1979 Yılında ölen Gurugafadan yıllar sonra, 1993'te Şerife Hanım da vefat etti...

    Tek çocuk Ömer'e dönelim... Eminlerin Süleyman kızı Fatma ile evlendi. Kelsüleymanın da kardeşi olan Fatma Hanım için torunları 'Macur Nine' diyorlar. Bunun sebebi, Balkan muhaciri olmasıdır. İşin esası, Macur Ninenin anası Ayşe ile Çakırların Macur Ninesi Fatma kardeşler...

    Macur Fatma ile Arzıların Ömer'in altı çocukları oluyor, bunların ikisi erkek... 2000 Yılında Fatma Hanım ve 2003 yılında Gurugafanın Ömer vefat ettiler... Çocuklarına bakacağız, kızlardan başlayalım. Fatma, Canalilerin Aziz eşi; Satı, Doğvellerin Ömer eşi; Saynur, Garaburunun Şevket eşi; ve Şerife, Hafızın torunu Ahmet eşidir... Kızlardan Fatma, ninesinin; Şerife de ninesinin kardeşi adını almışlar...

    Çavuş Mehmet
    İki oğlundan 1944'te doğan büyüğünün adını Mehmet koydular. Fadime Ninesinin baba adı Mehmet idi, ondan yadigar bir isim olmalı. Lakin adıyla değil, 'Çavuş Mehmet' lakabıyla bilinir oldu. 

    Çavuş Mehmet, Gıdakömer kızı Hatice ile evlendi ve Galgancılardan Mehmet Aytar ile bacanak oldular... Dört çocukları oldu, ikisi kız. Macur Ninenin hatırasını büyük kızında yaşatmak için adını Ayşe koydu. O Ayşe, Bakkalırmızan oğlu Musa eşidir. Küçük kızı Fatma da Bükürlerin Posdeci Mehmet Ali oğlu Göksel'in eşidir...

    Çavuş Mehmet'in büyük oğlu Erdal, Kirpitçilerin Gedik Hasan kızı Hülya ile evlendi. Oğulları Mehmet, Onur ve Ozan'dır. Dede Çavuş Mehmet'in adı unutulmamış... Küçük oğlu Ahmet, Keçimehmetin Zabit kızı Fatma ile evlendi. Onun çocukları da Emre, Hatice ve Kübra'dır. Burada da Hatice Ninenin ismi var... 

    Çavuşmehmet öğrenmeyi, öğretmeyi, anlatmayı seven hoşsohbet bir adamdı. Karşısındakini dinler, kendisini de dinletmeyi bilirdi. Arzılarla ilgili bu bilgilerin çoğunu ondan öğrendim. En son Kelsüleyman dayısı ve ailesini anlatmış, aceleye gelen bu görüşmeyi daha ferah bir vakitte yenilemeye dair söz almıştı. Ben sözümden caymış değilim; ama Çavuşmehmet o sene (2023) çıktığı Hac yolculuğundan geri dönmedi, Mekke'de güzergah değiştirip sonsuzluk yurduna yönelmiş diye duyduk...

    Sarı Mısdık
    Macur Fatma Hanımın Çavuş Mehmet'ten sonraki ikinci oğlu Mustafa'dır. Dedesi Mustafa, Arzı Ninenin baba adı olarak konmuştu. Dolayısıyla bu üçüncü kuşak Mustafa, bizi Selimlerin Mustafa'ya kadar götürmelidir. Arada yedi nesil var, bu da nereden baksan birbuçuk asır eder. 'Sarı Mısdık' olarak da bilinen Mustafa, Akören'den evlendi. Bir oğluyla bir kızı oldu Sarı Mısdığın... 

    Kızının adı Arzu, Dayıların Halil oğlu Dalyan eşidir. Biraz duralım... Bilmem kaç yıl önce Selimlerden Mustafa, tek kızına Arzı adını koymuştu... Şimdi onların torunlarından bir başka Mustafa, yine tek kızına Arzu adını koymuş... 

    Sarımısdığın oğlunun adı Ömer... Dedesinin adını alan Ömer de Nursi Öter'in kızı Nurdan ile evlendi. Anıtkaya'da oturuyorlar...


    4. DENDEN

    Türkmen Musa ile Arzı Ninenin, oğulları Ömer'den dördüncü torunu Osman 1910 yılında doğdu... Garametlerden Fadik (Fatma) ile evlendi. Sebebi anlaşılamadı; ancak Osman'a 'Denden', bundan sonra onun çocuklarına da 'Dendenler' denildi... 

    Dendenin üçü kız, yedi çocuğu oldu. Büyük kızı Ayşe, Gasapların Körömer eşi; ortanca kızı Nurten, Haydarın Mehmet Acar eşi; küçük kızı Fatı da Anıtkaya dışından Yılmaz eşi oldu. Küçük kızına kendi anasının adı olan Fatma ismini vermesi gözden kaçmamalı. Yalnız ondan önce 1945 Yılından doğan birinci Fatma (Fatma/Fadime/Fatı/Fadik... bunların hepsi aynı kapıya çıkar) çok yaşamamış, oniki yaşında vefat etmiş. Sonraki Fatı onun adını almış olmalıdır... Denden 1972'de, eşi Fadik Hanım 1999'da vefat ettiler... 

    Fadik Hanım, ne zaman takıldıysa, 'Kör Fadik' lakabıyla tanınırmış. Ölümüyle ilgili duyduğum bir söylenti var; güya bunlar fırında aşka gelip Beygirlinin eşi Hanife Hanımla güreş tutmuşlar. Bu arada kafası taşa veya duvara çarpmış, bundan sonra iflah olmayıp vefat etmiş... Artık oğlanların ayrıntısına geçelim... 

    Dört oğlundan her biri, bir oğullarına mutlaka babalarının adı olan Osman ismini koydular. Şimdi onlara bakalım... 1948 Doğumlu büyük oğluna babası Ömer'in adını koydu. Dendenin Ömer, Sarışükrünün kızı Aynur ile evlendi. Sarışükrü de Garametlerden olduğu unutulmasın. Bir kız, bir oğlan iki çocukları oldu. Oğlu Osman Anıtkaya dışından evlendi, onun da Ömer adında bir oğlu var...  Kızı Hatice, Göçmensüleymanın Ali oğlu Halil eşidir... Dendenin Ömer 2020'de vefat etti...

    Nebi, Dendenin ikinci oğlunun adıdır. Olucak'tan Şerife Hanım ile evlendi. Emeklilikten sonra Belediye Başkanlığına aday olmuştu... İki kız, iki oğlan dört çocuğu var. Kızları Hatice, Kalpsizin Hüseyin eşi; Başak da Almanmahmutun İbrahim eşidir. Büyük oğlu Osman, Yörüğoğluların Sait kızı Elveda ile evlenirken; küçük oğlu Bülent de Esnanların Halil İbrahim kızı ile evlendi...

    Üçüncü oğlu Şahin, Omarcıklardan Feyzullah kızı Fidan ile evlendi. Bir kız bir oğlu var... Osman ve Deniz adındaki bu çocukları Anıtkaya dışından evlendiler. Şahin ailesiyle Afyon'da yaşıyor...

    Siçan Ali
    Dendenin en küçük oğlu Ali... Ali isminin kaynağını biliyoruz artık; Dendenin şehit emmisi... 'Dendenin Ali' de diyorlar; ama onun daha yaygın kullanılan lakabı 'Siçan Ali'... Daldalların Hamdi kızı Leman ile evlendi. Üç kızları oldu: Arzu, Ömür ve Fadik... Büyük kız Arzı Nineyi çağrıştırıyor; küçük, Ali'nin anasının adı; ortanca Ömür'de ise, Leman Hanım tarafının hatırası var... Arzu, Gazilerin Sadettin eşi; Ömür, Ayımevlütlerin Mevlüt eşi; Fadik (Fatma) da Şavalın Davılcının Ali eşidir... Bu kızlar küçükken anneleri vefat etti. Bunun üzerine Siçan Ali, Anıtkaya dışından Sadegül Hanım ile evlendi. Üç kız, bir oğlan olmak üzere dört çocuğu daha oldu. Oğluna, dedesi ile babasının adını birleştirerek Ömer Osman ismini koydu. Kızları Ebru, Anıtkaya dışına gelin oldu; Esra, Gavalcıların Erol oğlu Mehmet eşi; Ayşegül ise bekar... Anıtkaya'da oturuyorlar...


    5. AHMET

    Arzı Ninenin en küçük torunu Ahmet 1913 yılında doğdu, İdirizlerden Hamsinci Mustafa kızı Şerife ile evlendi. El değil, hala-dayı çocukları oluyorlar. İkisi kız olmak üzere beş çocukları oldu. Kızı Selime, Yörüğoğlular Halil Efe oğlu Gurtluahmet eşi; küçük kızı Fatma da Beygirlinin Adem eşidir...

    Arzıların Ahmet, 1960 yılında Yörüğoğluların odada Jandarma tarafından vurularak öldürüldü. Bu olaydan sonra Arzıların Ahmet'in kendi çocukları ve Beygirlinin Adem ile Ömer de oğullarına onun adını verdiler. Eşi Şerife Hanım ise kocasından kırküç yıl sonra, 2003'te vefat etti...

    Şimdi Arzıların Ahmet'in erkek çocuklarına geldik... Büyük oğlu Veysel, 'Hademe Veysel' olarak bilinir. Ortaokulda uzun yıllar çalıştığı ve o işle bütünleştiği için öyle tanınıyor. Hacıların Kelidiriz kızı Mükerreme ile evlendi, ikisi oğlan beş çocukları oldu. Kızları Zele (Zeliha), Gıvırcığın oğlu Mürsel Patlar eşi; Şerife, Hassönlerden Veysel Koç eşi; Semiha ise, Mardaklardan Kelmısdıfa torununun eşidir... Veysel'in büyük oğlu Ahmet, Anıtkaya dışından evlendi; iki oğlu bir kızı var. Oğullarının adı Veysel ve Uğur...  Veysel'in küçük oğlunun adı Cengiz... Kıbrıs'ta şehit olan Cengiz Topel'in hatırasına binaen bu isim konulmuş. Tekirgızıların Osman'ın kızı Emine ile evlenen Cengiz, İzmir'de yaşıyordu, 2020'de orada vefat etti. Annesi Mükerreme Hanım ise 2023 yılında vefat etti...

    Arzıların Ahmet'in 1945'te doğan ortanca oğlunun adı Ali İhsan idi. Anıtkaya ağzında kısaca 'Alessan' diye söylenir. Beygirlinin kızı Havva ile evlendi. Meşhur ve eski cambazlardan olarak bilinirdi. 1970'li yıllarda yaptığı Koruma Reisliği hatırlardadır. Bir dönem Belediye Başkanlığına aday olduysa da kazanamadı. Alessanın üç kız, bir oğlan; dört çocuğu var. Kızlardan Sultan, Sağırmamutlar Ziya oğlu Mahmut eşi; Şerife, İdirizlerin Sarımemet kardeşi Mustafa eşi; Ayşe, Yörüğoğluların Sait oğlu Halil eşi oldu. Oğlu Ahmet ise Cavaların Tahir kızı Ömür ile evlendi. Görüldüğü üzere Alessanın çocuklarında da ana babasının isimleri (Şerife-Ahmet) var. Kendisi 2016 yılında vefat etti...

    Akgabak
    Ömer, Arzıların Ahmet'in küçük oğlu... Dedesinin adını almış... Ömer'e 'Akgabak' lakabı takıldı. Belki adını bile bilmeyenler, onu bu lakabıyla tanıyorlar. Buruşakların Cemal kızı Zehra ile evlenen Ömer, İzmir'de çalıştı ve oraya yerleşti. Veysel, Cengiz ve Ahmet adlarında üç oğlu var. Yazlarını hala Anıtkaya'da geçiriyor...

    ***

    Emirdağ Türkmenlerinden Musa, Eğret'te Selimlerden kaçırdığı Arzı Hanım ile bir yuva kurdu. Arzılar diye adlandırılan bu yuvanın çocukları, soy ismi olarak TÜRKMENOĞLU ve TÜBLEK soyadını kullanıyorlar.


04 Nisan 2022

İlk Av

 

    [Aşağıdaki yazıyı İresilhoca (Resul Ayas)ın oğlu Mustafa Ayas yazdı.]

    Kelmısdıfanın Avcılığı

    Her yerin buz tuttuğu, karın çok olduğu bir kıştı. Mardakların Odada teneke sobanın verdiği sıcaklıkla, yaşlılar ve üç beş çocuk, yatsı namazından sonra muhabbete kulak kabartmaya başlamıştık. Zaten orada bulunmamızın nedeni buydu; sohbet dinlemek, hizmet etmek...

    Babam imamdı, az konuşur; ama ortaya bir ateş koyar, kenara çekilirdi... İyi avcılar vardı yaşlılardan, Kel Mustafa, Keskin Dayı, Kemiğin Ali... Çay zaten eksik olmazdı... Daha ilk bardaklarını bitirmeden, babam Keskin Dayı'ya gözüyle işaret etti ve "Kel Mıstığa nasıl avcılığa başladığını sor hele" diye fısıldadı.

    Keskin Dayı, ufak boylu, kısık gözlü, muzip mi muzip biriydi. Kel Mustafa'ya dönerek "Len sen nasıl avcı oldun, nasıl çoban oldun, de bakam." dedi. Mustafa Dayı önce duymazlıktan geldi, sonra Keskin Dayı'yı "Yav işin yok mu senin!" diye tersledi. Kalabalık güldü; ama her bir ağızdan ısrar edilince, dayanamadı ve gülerek takgasını dizine koyup, başladı anlatmaya:

               ***

    13-14 yaşımda falandım herhalde, bubam hasta oldu. Koyuna gidilecek ama hasta olduğundan bana "Bugün sen git koyuna, falanca filanca, bilmem kim seni kollarlar. Onlarla gider gelirsin" dedi. Ben hiç evden çıkmamışım, dağ görmemişim çocuğum daha, korktum; ama birşey de diyemedim. Babam korktuğumu anladı ve "Al bunu da yanına" diyerek elime tabancasını tutuşturdu. Sırtımı sıvazladı, sert bir sesle "Aman Mıstığım, canavarlara dikkat et, çok bu aralar mındarlar" diye de uyardı. Tabancayı görünce merak ve hevesle belime taktım; ne korku kaldı bende ne telaş.

    Akşam çobanlarla beraber arkalı önlü, sürüleri köyden çıkarmaya başladık. Dağa vardık; ama bende bir hava, bir hava... Elim belimde devamlı tabancamı elleyip duruyorum. Neyse, akşam oldu; bende ne hava kaldı, ne de cıva... Korkmaya başlamıştım... Babamın beni emanet ettiği çobanların yanından ayrılmamaya çalışıyordum. Genç adamlar, laklak ediyor gülüyor eğleniyorlar... Ben ise sadece saf saf bakınıyorum. Geç vakit oldu, uykum da geldi; ama koyunlar var, nasıl edeceğimi bilemedim.

    Benim uykumun geldiğini anladılar ve "Sen bu kuytuya yat, köpekler var, biz varız..." dediler. Kepeneği üstüme aldım; ama korkudan uykum kaçtı, uyumadan bakarım sağa sola, diye düşündüm. Bir vakitten sonra üşüdüm, kepeneğin içinde az daha büzüldüm. 

    Uyumuşum... Gecenin kör vakti üzerimden köpekler havlayarak geçtiklerinde uyandım... Ortalık zifiri karanlık... Ayın ışığı zayıf... İleride bir karmaşa, bir hareketlilik var; ama ne olduğu belli değil. Öbür çobanlar sürülerle başka taraflara gitmişler herhalde, kimse kalmamış. Köpekler havlıyor, sağa sola koşuyor. Ben durmadan bağırıyorum; ama kime ve niçin bağırdığımı da bilmiyorum. Belimdekini çektim, ileride alaca belece koşuşturan canavarlara doğru verdim ateşi... Tabancanın sesine köpekler sustu, ortalıkta koşan alacalar falan kalmadı, ak koyunlar zaten belli... Korkudan bir yere gidemedim. Kayaya oturdum, ortalık ağarana kadar yerimden kıpırdamadım. Ortalık aydınlanınca dağılan sürüye doğru gittim... Bir de ne göreyim, üç tane keçi var yerde, ölmüşler... Biri de gözleri yarı açık, can çekişiyor... 

    Mevzu netleşti, ben korkudan keçilere ateş etmişim canavar diye.

    Keçiler de zaten bizim değilmiş, katımmış. Babam sahibine keçilerin parasını ödedi... Hem de beni öyle bir dövdü, vay anam vay!..

                ***

    Bugün gibi aklımda; Kelmısdıfa, o tatlı kısık sesi ve sakin üslubuyla bir anlattı, oda yarıldı gülmekten ...

    Berbat adamdı...



03 Nisan 2022

Gobaklar - Kaçmaz


    Hatiboğlu Mehmet'in torunlarını incelemeye devam... Gobak Dede Hatiboğlu Hasan 1829 yılında doğmuştu. Ele aldığımız onun çocuklarıdır; en küçük oğlu İbrahim çocukları günümüzde Kopan soyismini taşıyorlar... Sırada Gobak Dedenin ortanca oğlu Hüseyin var...

    Aslında Hüseyin ile Mehmet'in hangisinin ortanca hangisinin büyük olduğunu bilmiyoruz; çünkü ilk kayıtlar tutulduğu sırada doğmamışlardı, son kayıt sırasında da hayatta değillerdi. Tahmin yürüterek Hüseyin'in Mehmet'ten küçük olduğunu düşünüyoruz...

    Hatiboğlu söyleyişi halk arasında zamanla yalnız Mollaosmanlar kanadına bırakılıyor. Hüseyin'e de, babasıyla ilişkilendirerek 'Gobakların Hüseyin' denilmeye başlanıyor...

    Gobakların Hüseyin, 1860 doğumlu Ayşe/Eşe ile evlenmiş. Ayşe Hanımın Türkmen Abdullah kızı olduğu tahmin ediliyor. Böylece Hüseyin, Apdıramanların Abdurrahman (Curak babası) ve Müdüroğluların Ahmet ile bacanak oldu... 

    Dört oğulları var; lakin onların bir de Halime adında ablaları var ki Mardakların Hüseyin dedenin eşi oluyor. Halime Nine sayesinde Mardaklarla kurulan bu bağ, belirgin bir şekilde ileriye doğru güçlenecektir...

    Halime 1883'te doğmuştu... Oğulların büyüğü Halil ise ondan iki yıl sonra 1885 yılında doğdu. Yılıklardan olduğu düşünülen Fatma Hanım ile evlendi. Gobakoğlu Hüseyin'in dört oğlunun büyüğü Halil hakkında bilgi bu kadar. Çocukları oldu mu, yoksa çocuksuz mu öldü; Cihan Harbinde filan mı kaldı, bilinmiyor... Ama vefat ettiği kesin... Fatma Hanım sonradan Sıntırhüseyine varmış, Garakazımın anasıdır. Orada 1960 yılında vefat etti...
    

    1. Garabacak

    Gobakoğlu Hüseyin'in ikinci oğlu İsmail 1889 yılında dünyaya geldi. 'Garabacak' diye lakaplandı. Karacaahmetli Hamide Hanım ile evlendi. İkisi kız olmak üzere altı çocukları oldu. Kızlarının büyüğü, halası Halime'nin adını aldı ve onun evliliğiyle kurulan Mardaklar bağı doğrultusunda, Mardakların Kelmısdıfa eşi oldu. Küçük kardeşi Eşe (Ayşe)ye ise ninesinin adını koydular. O da yine Mardakların Ahmet eşi oldu. Ablası gibi, İsmail'in iki kızı da Mardaklara gitmiş oldu. Bu evliliklerde Halime Hanımın etkisi kesin gibidir...

    Garabacağın Seydi Ahmet
    Büyük oğlunun adı Seydi Ahmet... 1914 yılında doğdu. Karacahmet Köyündeki Karacahmet Sultan'ın makamına hürmeten; erkek çocuk doğarsa Seydi Ahmet, kız doğarsa Sultan ismi vermek gibi yaygın bir adet var. O köyden olan Hamide Hanım, ilk oğluna bu sebeple Seydi Ahmet adını koydurmuş olmalı.  

    Seydi Ahmet, Eğret dışından Hatice ile evlendi; ama tam olarak nereli olduğu bilinmiyor. Celil, Salih ve Yakup adını verdikleri üç oğulları oldu. 

    1937 Yılında doğan Celal/Celil, önce Sakaların Kelbekir kızı Bahriye ile evlendi... Ahmet ve Mehmet adında iki oğulları oldu. Bilallerin Halil kızı Hüsniye ile evlenen Ahmet, Ziraat Bankasından emekli olduktan sonra İhsaniye'ye yerleşti. Şimdi orada oturuyor... Mehmet ise Buruşakların Kırtümmet Hüseyin kızı Şerife ile evlenip Şampayanın Tacittin ile bacanak oldu. İzmir'de yaşıyordu, 2023'te orada vefat etti... Celil, sonradan Eğret dışından ikinci evliliğini yaptı. Bir kız, iki erkek çocuğu oldu. Kız, Bilallerin Osman Kaynar eşi oldu. Oğullarının adları ise Salih ve Yakup idi, Anıtkaya dışından evlendiler ve İzmir taraflarına yerleşip oralarda yaşadılar... Celil kendisi 2014 yılında vefat etti...

    Seydi Ahmet'in 1940'ta doğan ortanca oğlu Salih'e 'Garagaş' derlermiş. Dişçilik yaptığı için bir lakabı da 'Dişçi Salih' idi. Bilallerin Apil kızı Kerime ile evlendikten sonra Karakaş Salih, Almanya'ya gitti, orada çalıştı, yerleşti ve 2020 yılında vefat etti. Çocukları Sunay, Gülay, Şenay, Nuray ve Tuncay halen Almanya'da ikamet ediyorlar...

    Yakup 1947 yılında doğmuş. Herhalde evlenme fırsatı bulamadan 1968 yılında vefat etmiş... Gobakların Garabacağın Seydi Ahmet de 1977 yılında vefat etti. Eşi Hatice Hanımın ölüm tarihi ise 1984...

    Kel Şaban
    Garabacak İsmail ortanca oğluna Şaban adını koydu. Şaban Ayında doğanlara genelde bu isim verilirdi, demek ki 1929'un Şaban ayında doğmuş... 'Kel Şaban' olarak tanındı.

    İlk olarak Gasapların Araphüseyinin kızı Maksude ile evlendi. İki çocukları oldu, tazeyken öldüler. Sonra 1952'de Maksude Hanım da vefat etti...

    İkinci olarak Karacaahmetli Fatma Hanım ile evlenmesinde annesi Hamide Hanım'ın etkisi olabilir. Dört kız, iki oğlan olmak üzere altı çocukları dünyaya geldi. Büyük kızı Maksude, İbişlerin Yakup Tür eşi; onun küçüğü Sunay, Kedivelilerin İbrahim oğlu Ramazan Ildız eşidir. Diğer kızları Hamide ile Emine Anıtkaya dışına gelin olmuşlar... 

    Büyük oğlu Ömür de yine Anıtkaya dışından evlenmiş; 2016 yılında vefat etti... 

    Küçük oğlu Hüseyin, Cingenalilerden Süleyman Saçan'ın kızını aldı. Burada dikkatimizi çekmesi gereken bir husus; Kelşabanın bir kızına kendi annesinin, bir oğluna da dedesinin adını koymasıdır. Hamide ismini diğer kardeşlerinde de görmek mümkün; lakin Gobakların Kaçmaz kolunda Kelşabanın oğlundan başka Hüseyin adlı birini duymadım. Oysa bilindiği üzere dipdede Hatiboğlu Hüseyin'dir...

    Eşi Fadime Hanım 1995, Garabacağın Kelşaban ise 1996 yılında peş peşe vefat ettiler...

    Kör Halil
    Gobakların İsmail'in üçüncü oğlu Halil 1931'de doğdu... Oğluna bu ismi vermiş olmasından yola çıkarak, ağabeyi Halil'in erken yaşta öldüğü (büyük ihtimal şehit olduğu), hatırasını yaşatmak için bir oğluna onun adını verdiğini düşünebiliriz. 

    Kendisine 'Motur Halil' veya 'Kör Halil' diyorlardı. Halimeninmehmet kızı Makbule ile evlendi. Makbule Hanımın da Hatiboğlulardan olduğunu unutmayalım. İki kız, iki erkek dört çocukları oldu. Büyük kızlarına ninesinin adı Hamide ismini koydular ve onu Apdıramanlardan Kelhasan oğlu Muzaffer Kirkit ile everdiler. Küçük kızı Aynur ise Çulluların Köralosman Çavuş oğlu Selim Haykır eşidir. 

    Büyük oğlu, Garabacak dedesi İsmail'in adını aldı ve Müdüroğlunun Cemal'ın kızı Kezban ile evlendi. Kezban da İsmail'in Halime halasının torunudur... İsmail 2020 yılında vefat etti... Moturhalilin küçük oğlu Şeref ise Anıtkaya dışından evlendi.

    Körhalil veya Moturhalil; 2011 yılında vefat ettiğinde seksen yaşında bulunuyordu...

    İbrahim Kaçmaz
    İsmail'in küçük oğlu İbrahim... Çanakkale şehidi amcasının adını alan İbrahim, Gavalcılardan Havva ile evlendi. Hamide, Elveda ve Fatma adında üç kızları oldu. Büyük kızı Hamide, Mardakların Ahmet oğlu İsmail Saki eşidir. İsmail ile Hamide hala-dayı çocuklarıdır. Elveda ile Fatma Anıtkaya dışına gelin oldular, Ankara'da yaşıyorlar. Babaları İbrahim 2006 yılında vefat etti...

    Çocuklarını ayrıntılı verdiğimiz Garabacak İsmail 1943 yılında 54 yaşındayken vefat etti...


    2. Salih

    Salih, Hatiboğlu Hüseyin'in dört oğlundan üçüncüsüdür. 1891 Yılında doğdu. Kekliklerden Hasan kızı Hatice ile evlendi. Hatice Hanım'ın anası Arzılardan, aslında Hatice'yi bakıp büyüten de Arzılar; ama babasına istinaden hep Kekliklerden diye söyleniyor... 

    Biri kız beşi oğlan, altı çocukları oldu. İsimleri Hasan Hüseyin, Kemal, Ayşe, Hilmi, Kazım ve Mahmut... En büyükleri Hasan Hüseyin 1919'da doğmuştu, üçüncü Ayşe ise 1924'te... İkisi de 1926 yılında öldüler... Bu vaziyetteyken 1937 yılında Gobakların Salih vefat etti... Dört oğlunun en büyüğü 14, en küçüğü ise bir yaşındaydı... Hatice Hanım dört yetimiyle yeniden evlendi, çocuklarını tay götüremeyeceğine göre kocası içgüveyisi olmalıydı. Böylece Körüslerin Akömer ile evlenmiş oldu. Orada 1941 yılında Veysel Kök doğdu... Sonra Akömer ile de ayrıldılar, 1972 yılında vefat etti...

    Hayatta kalan dört oğluna bakacağız. İki numara Hilmi'den başlayalım, 1928 yılında doğmuştu. Hastacaktı veya askerdeyken hastalandı... Kurtulamadı ve 1948 yılında vefat etti... Bundan sonra Hilmi'nin üç kardeşi de (Kör Kemal, Goca Kazım, Pafıldak Mahmut) oğullarına onun ismini koydular. Hatta Gobakların diğer kolunda, Çerçi Mehmetin torunu Hilmi Kopan'ın adı da bundan yadigar...

    Kör Kemal
    Üç kardeşin büyüklerinin adı Kemal; kurtuluştan hemen sonra 1923'te doğduğu için Mustafa Kemal hatırasına bu isim verilmiş olmalıdır. 'Kör Kemal' olarak bilinen Kemal, Keçilerden Gulaksız İbram kardeşi Fadime ile evlendi. İdirizlerin Kelidiriz, Kinislerin Çitili Mehmet ve Tatıresilin Mustafa ile bacanak oldular...

    Biri kız, altı çocukları oldu; isimleri Salih, Hilmi, Hüsnü, Hasan, Aynur ve Adem... Tek kızı Aynur, Mardaklardan Kelmısdıfa oğlu Alaattin Saki eşidir...

    Büyük oğlu, dedesi Salih'in adını aldı. Cavanın İbram kızı Ayşe ile evlendi. Onların da iki kız, iki oğlan dört çocukları oldu; oğlanlar Tuncay ve Ahmet'tir... Dedebaşı denilen yerdeki türbeden Yeşil Cami'ye doğru inen küçük bir aralık vardı. Orayı satın alan Salih, bina yaparak kapatmayı düşünüyordu. Tatıresil 'Orası göremediğimiz bazı varlıkların mekanı olabilir, onları rahatsız etmekten sakın. Burayı kapatmaktan vazgeç, bak sonra genç ölürsün' diye nasihat etti. Ecel başka bir şey tabi; ama Salih'in 1986 yılında genç yaştaki ölümüyle ilgili böyle bir şey anlatılıyor...

    Kör Kemal'in ikinci oğlunun adı Hilmi; hakkında bilgi bulamadım...

    Hüsnü ise üçüncü oğludur, 1953'te doğdu... Dayısı Gulaksız İbram kızı Sultan ile evlendi, Azıraklının Ahmet Kalkan ile bacanak oldular... Bir oğlu bir kızı olan Hüsnü de 1979 yılında genç yaşta vefat etti... 

    Kör Kemal'in dördüncü oğlu Hasan, 'Topal Hasan' diye bilinirdi. Delimısdık kızı Adalet ile evlendi, Çakırosmanın Mustafa ile bacanak oldular... Kemal ve Hüsnü adını koyduğu iki oğlu var...

    Adem, Kör Kemal'in en küçük oğlu... Anıtkaya dışından evlendi. Üç kızı var; birisi Gulizlerden Aziz oğlu Ahmet eşidir...

    Eşi Fadime Hanım kendisinden önce 2005'te öldü; Körkemal ise ondan dört yıl sonra 2009 yılında vefat etti...

    
    Goca Kazım
    Gobakların Salih'in, yaş sırasına göre diğer oğlunun adı Kazım; 1931 yılında doğdu. Babası öldüğünde altı yaşındaymış... Sonradan uzun boylu ve iri yapılı oluşundan olsa gerek 'Goca Kazım' diye lakaplandı. 

    Gocakazım, İdirizlerden Hamsincinin Delimemet kızı Cemile ile evlendi. Deligızın Arif, Güdükahmetin Emin, Danaların Mehmet ve Timitirinin Mehmet ile bacanak oldular... Cemile Hanım ile dört kız, bir oğlan beş çocukları oldu; Fadime, Sevim, Nevin, Birsen ve Hilmi... 

    Cemile Hanım 1963 yılında vefat etti... Bundan sonra Gocakazımın bozulan düzeni bir daha dikiş tutmadı. İkinci olarak Hatiplerin Ömer Faruk'tan dul kalan Garahmetin kızı Hacer ile evlendi; 1967'de Hacer Hanım vefat etti. Sonra Gıdilerden Raziye ile evlendi, 1993'te Raziye Hanım vefat etti... En sonunda Anıtkaya dışından son hanımını aldı ve 2011 yılında kendisi de vefat etti...

    Çocuklarına bakacak olursak, kızları; Fadime, Alçakların Hacıemin oğlu Mehmet As eşi; Sevim, Sağırlardan Ali Osman Hoca eşi; Nevin, Çolakların Halil Kurt eşi; Birsen,  Hacıların Şerafettin oğlu Süleyman Azbay eşi oldular...

    Gocakazımın tek oğlu Hilmi, Delibayram kızı Ayşe ile evlendi. Büyük oğluna babası Kazım'ın, ortanca oğluna dedesi Salih'in adlarını koydu. Küçük oğlunun adı ise Soner... Kazım, Gecegondunun Nevzat Hocanın kızıyla; Salih, Hacılardan Parlak Mehmet kızıyla; Soner de Takkuşların Hüseyin kızıyla evlendi. Salih Anıtkaya'da oturuyor, Kazım ile Soner Anıtkaya dışında yaşıyorlar... Anneleri Ayşe Hanım 2018'de vefat edince, Gocakazımın Hilmi Anıtkaya dışından bir hanımla tekrar evlendi; kah Afyon'da, kah Anıtkaya'da oturuyor...

    Pafıldak Mahmut
    Gobakların Salih'in üçüncü oğlunun adı Mahmut, 1936'da doğdu; 'Pafıldak Mahmut' olarak bilindi. Çakırmehmet kızı Fadime ile evlendi. Çakırların da esasında Hatiboğlu/Gobakoğlu olduğu hiç unutulmamalı... Kelsaleğin Kirli ve Kölgecinin Halil İbrahim ile bacanak oldular... 

    Gobakların Pafıldakmahmut 2018 yılında vefat etti... Çocuklarına gelirsek; Fadime Hanımla onun üç kız bir oğlan, toplam dört çocukları oldu; isimleri Selime, Hilmi, Seviye ve Cemile'dir...

    Kızları Selime, Gocagulakların Mehmet eşi; Seviye, Kirlinin Mehmet eşi; Cemile de Delibayramın Ömer eşidir. Burada, Kirlinin Mehmet ile Seviye'nin teyze çocukları olduğuna; bir de küçük kızına, abisi Gocakazımın ilk eşi ölünce onun adını vermişler, buna dikkat çekelim...

    Tek oğlu Hilmi, esasında yaşlarına göre çocukları arasında ikinci sıradadır. Daldalların Gariban kızı Ömür ile evlendi. Ömür Hanımın annesi Azime de Gobaklardan... Hilmi, esnaflık yaptı; kadınların el işine yönelik malzemeler sattığı için 'İpçi Hilmi' diye tanındı. Sonra 'Tuhafiyeci Hilmi'... Daha sonra da otomobil ticaretine girişti ve 'Galerici Hilmi' oldu... Ve 2008'de bir trafik kazasında vefat etti.

    Hilmi ile Ömür'ün üç oğulları oldu. Büyük oğluna kendi dedesinin, ortancaya kendi babasının adını verirken; küçük oğluna da kayınpederinin adını koydu: Salih, Mahmut ve İbrahim...  Salih, Hassönlerden Terzi izzet'in kızıyla; Mahmut da yine Hassönlerden Güngör'ün kızıyla evlendiler. Anıtkaya'da yaşıyorlar...

    3. İbrahim

    Hatiboğlu Hüseyin'in en küçük oğlu İbrahim'e geldik. 1894 yılında doğdu. Hakkında başka bir kayıt yok. Gobaklar cihetinden şifahi de olsa onunla ilgili bir bilgi alamadım. Köyü tespit edilemeyen Afyonlu Çanakkale Şehitleri arasında şu bilgiler, Gobakların İbrahim'inkiler ile örtüşüyor: "Afyonlu Hüseyin oğlu İbrahim; Üçüncü Kolordu, Ondokuzuncu Fırka, Onikinci Alay, İkinci Tabur, Dokuzuncu Bölük Nizamiye eri iken; 5 Mart 1915'te Merkeztepe'de şehit oldu." 

    ***

    Zaman geçtikçe Hatiboğlu Hüseyin'e Eğretliler Hatiboğlu demeyi bıraktılar; babasıyla ilişkilendirip ona da Gobakların Hüseyin dediler. Çocuklarına da tamamen Gobaklar deniyor; ama soyadları KAÇMAZ. Aslında önce onlarınki de Kopan imiş, sonradan değiştirmişler...

    


29 Mart 2022

Gobaklar-Kopan


    Daha önceden ölen kalan var mıydı, bilmiyoruz; ama Hatiboğlu Gobak Hasan'ın üç oğlu vardı... İbrahim bunların en küçüğü olmasına rağmen bugünkü Gobakların ana kolunu oluşturduğu için ondan başlıyoruz... 

    Gobak dedenin üç oğlundan başka ayrıca Atike, Hafize ve Fatma adlarında üç de kızı vardı... Atike ile Hafize İbrahim'in ablası oluyor, Fatma ise altı kardeşin en küçükleri...  

    Gobak Dede ile kimlerden olduğunu bilemediğimiz eşi Ümmühan Hanım, üç kız üç oğlanın ana babaları olarak yirminci yüzyıla yaklaşırken vefat ediyorlar...

    Üç kızın durumu şöyle; büyüğü Atike, 1859 yılında doğdu. Demirdelenoğlu İbrahim'e vardı, Şavalgadirin ninesidir... Ortanca Hafize 1862 doğumludur. Eminlerin Mehmet Emin'e vardı, iki oğlu erken vefat ettiler. Kızlarından yola çıkarak kendini tanımlamak gerekirse; Ethem ve Şimbilemin kardeşler ile Hacızekeriyanın ninesi/anneannesidir... Küçük kız Fatma 1876 yılında doğdu. Hacımahmutların Telli Halil eşi, Gocahasanın anasıdır; 1944 yılında vefat etti...

    İbrahim'e geliyoruz... 1869 Yılında doğdu, Gobakdedenin en küçük oğlu gibi görünüyor...  Eyüplerden Derviş Halil kızı Zeliha (Zele) ile evlendi. Zele Hanım beş kız kardeşin dördüncüsüdür, bu yüzden dört baldızı sebebiyle Gobakoğlu İbrahim'in bacanakları var...

    İlk bacanağı Küpelilerin İbrahim'dir. Küçükmehmet diye bilinecek oğlunu doğurduktan sonra Dervişhalil kızı Ayşe vefat etmişti. Küçükmehmet, Patlakların Çetenin kayınpederidir...

    İkinci bacanağı Çorcalıoğlu Mehmet'tir; Godalömer, Gavureyüp ve Büzükhalilin babası olan Çorcalı Mehmet vefat edince anaları Fatma Hanım Tongulların Hasan'a vardığı için onu da bacanakları arasında saymak lazım...

    Diğer bacanağı Söylemezoğlu İbrahim ki, Kırtişinapilin babası; Gıbış, Gociban ve Dıkmanın dedeleri olur...

    En son ve en küçük bacanağı ise Türkmenoğlu Ahmet olup, Aliefe ile Halilefenin babalarıdır...

    Gobakoğlu İbrahim ile Zeliha'nın 1889 yılında ilk çocukları Kezban doğdu. En küçük oğulları Hasan ise onların beşinci çocuğuydu. Bu arada hacca gitti, Hacı oldu... Yine kayıtlardan anlaşıldığına göre; 'Hatiboğlu Hacı İbrahim bin Hasan' 1910 yılının Eğret Muhtarıdır...

    Cihan harbi başladığında Gobakoğlu İbrahim, redif askeri olarak cephedeydi. Hangi cephede bulunduğu bilinmiyor; kesin olan bir şey var ki Hatiboğlu İbrahim, bu dönemde şehit oldu. Varisler arasında küçük yaşta biri (Hasan) bulunduğu için miras bölüşümü mahkeme kanalıyla yapılıyor, biz de bu mahkeme kararından öğreniyoruz şehit olduğunu. 1918 Yılında verilen kararın ilgili bölümü şöyle: "Eğret Köyünden ve Asâkir-i Şâhâne mensubu iken birliğinde vefât eden Hatiboğlu Hacı İbrahim bin Hasan bin Abdullah'ın verâseti nikahlı eşi Halil kızı Zeliha ile yetişkin kızları Kezban ve Ümmühan; yetişkin oğulları Mehmed ve Halil İbrahim ve küçük oğlu Hasan'a ait olduğu..." 

    Kararda Hatiboğlu İbrahim'in künyesinde dede adı olarak Abdullah yazılması bizi yanıltmasın. Şehidin veya ilgilinin babasından önceki ceddinin adı belirlenemediği durumlarda kayıtlara 'Abdullah' olarak geçirilmesi yaygın bir uygulama; çünkü bu ismin anlamı 'Allah'ın kulu'dur...

    Her bir oğluna 15387 kuruş, 7 para değerinde miras bıraktığına göre Gobakoğlu İbrahim, variyetli biriymiş. O günün Eğret ortalamasına göre böyle en azından...

    1889 Yılında doğan büyük kızı Kezban, babası şehit olduğunda Hacımahmutlardan Veli eşiydi ve ileride kendisine Çolağüseyin denilecek Hüseyin (Ildız)ın annesiydi. Yani Gobakoğlu İbrahim, torun sahibiyken şehit oldu. Diğer kızı Ümmühan 1904'te doğdu. Yörüğoğluların Ali Efe eşidir, teyze çocuğu oluyorlar...

    1. Çerçi Mehmet

    Üç oğlunun büyüğü Mehmet 1895 yılında doğdu. Babasının şehadeti sonrası, miras paylaşım kararının verildiği 1918 yılında asker olmadığı anlaşılıyor. Eğer öyle olsaydı, küçük kardeşi Hasan'ın hissesiyle birlikte onunki de Eytam Sandığınca güvence altına alınırdı. Oysa yalnız Hasan'ın hissesi blokeli görünüyor... Torunları onun 14 yıl askerlik yaptığını söylüyor... 4+8 Toplam 12 yıl rutin askerlik sisteminin son uygulanışı bunlara denk gelmiş, 12'yi 14 gibi anlamış olabilirler. Yahut Seferberlikte süre doğal olarak uzamıştır, arada izin kullanmıştır belki... 

    Biraz ayrıntıya girelim... Maraş'ta askerler, Doğveli filan da orada. Yedinci yılda kaçmış bu... Kaçmasaymış beş yıl daha orada kalacakmış, Doğveli kaçmadığı için öyle olmuş mesela... Maraş'tan Eğret'e, orada burada saklana saklana üç ayda gelmiş... Gelmiş ama; Afyon'da da bir yedi yıl askerliği daha var... Etti mi ondört yıl... Mesele anlaşıldı; Maraş'ta kalsaydı 12 yılda bitecekti, Mehmet Afyon'da iki yıl fazla yapmayı göze alarak firar etmeyi tercih etti...

    Böyle yapmasının mantıklı bir açıklaması var. Kardeşleri Halil İbrahim 1900, Hasan 1911 doğumlu... O kadar büyük iş yükünün altından kalkabilecek, işleri çekip çevirebilecek durumda değiller. Mehmet, 'köye yakın olursam yardımcı olabilirim' diye düşünmüş. Nitekim başları sıkıştıkça asker abilerine koşmuşlar 'Ağa, arabanın şurası kırıldı, öküze böyle oldu' diye dert yanmışlar. Mehmet de akşama doğru çıkmış yola, gece köye gelip işleri düzene sokar, sabah da birliğinde olurmuş. 

    Benzer durumlar öyle sık yaşanır olmuş ki Mehmet, bu geliş gidişleri bir sisteme bağlamış. Karanlık kavuşunca gelir, arabayı gocagapının altına sokup kapıyı kapatırlarmış. İşini bitirince zaten el ayak çekilmiş olur, kimseye görünmeden arabayı koşar ayrılırmış. Bir keresinde bir aksilik olmuş, aynı zamanda komşuları olan Kezban ablaları kapıyı örtmeyi unutmuş. Bir başka komşuları Bükürlerin Hüseyin veya Mehmet, açık kapıdan tuhaf arabayı görünce 'Yav bu ne arabası böyle, ikide bir geliyor, çerçi midir nedir!' gibisinden söylenince 'He, çerçi arabası' diye savuşturuyorlar. Bu olaydan sonra Mehmet'in lakabı 'Çerçi Mehmet' kalıyor...

    Çerçi Mehmet, önce Hassönlerin Hacibram kızı Azime ile evlendi. Azime Hanım anası itibariyle Tongullardan olduğu için, önceden bir yakınlık var... Biri kız dört çocukları oldu. Sonra Azime Hanım 1935 yılında vefat etti... Tek kızlarının adı Zehra... Aslen bir başka Hatiboğlu olan Çakır Osman eşi oldu...

    Çerçinin Şükrü
    Büyük oğlunun adı Şükrü, 1925 yılında doğdu...  Yörüğoğluların Aliefe kızı Eşe ile evlendi. Hani Çerçimehmetin kızkardeşi Ümmühan Yörüğoğlulara gitmişti ya... Yani  Şükrü, halasının kızını almış oldu... 

    Tek bacanağı var, Hassönlerin Körmustafa oğlu Kazım... Anası Hassönlerden olduğu için onunla da zaten akraba idiler, ayrıca bacanak oldular... 

    Şükrü ile Eşe Hanımın iki kızı oldu. Büyük kızı Sultan Olucak'a gelin oldu, Elektrikçi İrfan'ın anasıdır... Ninesinin adını alan Azime de Kirpitçilerin Cemal oğlu Mehmet eşi oldu... 

    Çerçinin Şükrü askerdeyken küçük kardeşini evermişlerdi. Bunu haber aldığında çok bozulmuş, memleketini soranlara 'Büyüğü dururken küçüğünü everen bilmemnetdimin köyündenim!' diye cevap verdiği anlatılır. Asker dönüşü gerçekleştiği için onun evliliği kardeşinden sonraya rastlar... 

    Neticede Çerçinin Şükrü 2013 yılında vefat etti. Mahallede 'Eşe Nine' olarak bilinen karısı da ertesi sene 2014'te öldü...

    Çerçinin Topal
    1929'da doğan ortanca oğluna dedesinin adını koydular: İbrahim... Kısaca 'Çerçinin Topal' derlerdi... İbrahim'i de Hacımahmutlardan Hafız Mehmet kızı Sare ile everdi. Böylece İbrahim, Yılıkların Süleyman ve İşofun Dombeyli ile bacanak oldular... 

    Topal ile Sare Hanımın üçü kız beş çocukları oldu. Büyük kızı Azime, Faddiklerin Güçcük Ahmet eşi; ortanca kızı Birsen, Gulizlerin Aziz eşi; küçük kızı Nursen de Dombeylinin Ömer eşidir. Birsen ve Nursen'in evliliklerindeki akrabalığı tekrar belirtmeye gerek yok... 

    Büyük oğlu Hilmi, Gasapların İbram kızı Kezban ile evlendi, sonuçta Kezban Hanım da Hassönlerden... Sağırların Emin, Naymelerin Çakır, Bidakgenin Ömer ve Kınilerin Mustafa ile bacanak oldular... Burhanettin ve İbrahim adlarında iki oğlu oldu. Burhanettin Naymelerin Çakır kızı, yani teyzesinin kızı Zehra ile evlendi. Anıtkaya'da oturuyorlar... 

    Çerçi ve Hafız dedelerinin adını alan Mehmet de aynı zamanda halasının kızı da olan Gobakların Derviş İbram kızı Emine ile evlendi... Çolağüseyinin Mevlüt, Çakalın Sucu Süleymanın Hasan ve Terlemezlerin Vedat oğlu Yusuf ile bacanak oldular. Erken dönemde Afyon'a yerleşti ve 2016 yılında vefat etti. Çocukları Afyon'da oturuyorlar...

    Çerçinin Topal İbrahim 1985, eşi Sare Hanım ise 2007 yılında vefat ettiler...

    Arık Halil
    1932 Yılında doğan küçük oğluna Halil adı verilmesinde Zele Ninenin etkisi açıktır. Hiç oğlu olmayan Derviş Halil'in adı bari torunumun oğlunda yaşasın demiş olabilir... Bununla beraber çocuğa 'Arık Halil' lakabı takıldı. Zele Nine hayattaydı, ama çocuğun anası Azime Hanım o çok küçükken vefat etmişti; çelimsiz öksüze kaldığverilen lakabın sebebi bu olabilir... Hacızekeriye kızı Havva ile evlendi. Havva Hanımın annesi de Hassönlerden... Onunla evlenince Sağırların Hilmihoca ile bacanak oldular...

    Arıkhalilin de dört kızı oldu. Büyük ninelerinin adlarını alan kızlarının büyüğü Zeliha (Zele) Afyon'a; Kezban, Kelarzımanın Cemil Hoca'ya; Cemile, Hacelilerin İbrahim'e; Azime ise Tekelilerin Hasan'a gelin gitti...

    Kızlarının evlenmesinden yıllar sonra Havva Hanım 2017 yılında öldü. Arıkhalil ise ondan üç yıl sonra 2020'de vefat etti...

    Çerçi Mehmet'in, ilk eşi Hassönlerin Azime Hanımdan olan dört çocuğunun hikayesi böyle... Azime Hanımın ölümünden sonra Sarıcaovalı Çerkez Şerife Hanım ile bir evlilik daha yaptı ve ondan da Sabire adında bir kızı oldu. Sabire amcaoğlusu Derviş İbramın eşi olacaktır... Bütün bu hikayenin sonunda Çerçimehmet 1962 yılında vefat etti... Çerkez usulü açtığı böreklerle methedilen Şerife Hanım ise iki yıl sonra, 1964'te öldü...

    2. Halil İbrahim

    Hatiboğlu/Gobakoğlu İbrahim'in ortanca oğlu Halil İbrahim... 1900 yılında doğdu. Cava Mustafa kızı Halime ile evlendi. Annesi Hassönlerden olan Halime Hanım, Halil İbrahim'den on yaş daha küçüktür. İkisi kız altı çocukları oldu. Bir de 1940'ta doğup tazeyken ölen İbrahim adında bir oğlu daha varmış...

    Kızlarının büyüğü Ayşe, Çakır Mehmet oğlu Delimısdık eşi; küçük kızı Azime de Daldalların Gariban (İbrahim Honça) eşi oldu... Oğlanlara bakalım....

    Deli Yakup
    Halil İbrahim'in büyük oğlu Yakup 1922 yılında doğdu... Hacımahmutların Hafız kardeşi Zeliha (Zele) ile evlendi. Hacıların Kelsalek ve Kırtişinapil ile bacanak oldular... 'Deliyakıp' diye bilinirdi. Odası, bakkal dükkanı, yarma değirmeni ve iflah olmaz futbol tutkusuyla hatırımda kalmış... Kızları Selime, Hafız Mehmet oğlu Mahmut eşi; Şerife, Çakır Osman oğlu Mehmet eşi; Halime, Yörüğoğlular Metin eşi... Bu evliliklerdeki akrabalığı tek tek belirtmeye gerek yok...

    Deliyakıbın büyük oğlu Aziz, Garametlerin Halil kızıyla evlendi. Fatih ve Yakup adlarında iki oğlu var, Anıtkaya'da oturuyorlar. 

    Küçük oğlu, dedesinin adı olan Halil İbrahim'dir. Ayımevlüdün Cemil kızı Şerife ile evlendi. Afyon'a yerleşti ve halen orada oturuyor...

    Deliyakıbın öne çıkan özelliklerinden biri de cömertliği idi. Kazanılan bir maç sonrası bütün takıma ziyafet, herhangi bir yarışta cazip ödüller koyma, en basitinden yanındakilere bir şeyler ısmarlama gibi anlık doğal cömertlik gösterilerine çok şahit olunmuştur. Kendisi 1998, eşi Zeliha Hanım ise 2019 yılında vefat ettiler...

    Kör Emin
    Halil İbrahim'in ikinci oğlu Emin, 1930 yılında doğdu. 'Gobakların Kör Emin' olarak bilindi. İşof kızı Ratibe ile evlendi. Çolakların Ömer, Garaçaylı, Gecegondu ve Keçimehmet ile bacanak oldular... Ratibe Hanım anası kanalıyla Yörüğoğlular ve Eyüplere bağlanır...

    Köremin ile Ratibe Hanımın da üç kız, üç erkek altı çocukları oldu. Büyük kızları Saynur ile Şerife'yi, Şekeralilerden Halil ile Salim kardeşlere verdi. Küçük kızı Elveda ise Kantinlerin Necati eşidir... 

    Büyük oğlu İzzet, Kirtyusuf  kızı Kezban ile evlendi, Terzimusa ve Gavuralinintopalın  Adem ile bacanaklardır. İki oğlu oldu. Delialinin Havva ile evlenen büyük oğlu Halil İbrahim 2010 yılında vefat etti. Küçük oğlu Adem ise Arzıların İbrahim kızı Melek ile evlendi...  Köreminin İzzet kendisi de 2013 yılında öldü...

    Ortanca oğlu Ahmet, Boduoğlu kızı Mukadder ile evlendi, Körhalilin Halibanhoca ve Delibanın Hasan ile bacanak oldular... Halen çocuklarıyla birlikte Anıtkaya'da yaşıyorlar...

    Küçük oğlu Necati de Turabilerin Hüseyin kızı Elveda ile evlenip Yumrukların Ali ile bacanak oldular. Necati de ailesiyle Anıtkaya'da yaşıyor... 

    Kör Emin, kendi oğullarına değil ama; büyük oğlundan ilk torununa babası Halil İbrahim adının konulmasını sağladı... 2020 Yılında, doksan yaşındayken vefat etti; Ratibe Hanım ise ertesi yıl öldü...

    Gara İban
    Üçüncü oğluna Gobakoğlu Halil İbrahim, şehit babası İbrahim'in adını koydu. 'Gariban (Kara İban)' olarak bilinirdi. Ayımevlüt kızı Ferah ile evlenen Gariban, Gödeşin Halil ve Mantarosmanın Mehmet ile bacanak oldular... 

    Üçü kız, beş çocuğu oldu. Cavalardan olan ninesinin adı Halime ismini verdiği büyük kızı, Cavalardan Mehmet eşi; ortanca kızı da Danaların Abdullah eşi oldu. Küçük kızının adı Vecihe, Sağıroğlunun Mehmet Sancak eşidir... 

    Büyük oğlu Sait, Osmanköylü Garahmetin Halis kızı Muzaffere ile evlendi; Emeklilik sonrası köyüne döndü, halen Anıtkaya'da yaşıyor...

    Küçük oğlu Halil İbrahim de Cingenmehmet kızı Ayşe ile evlendi. O da çocuklarıyla Anıtkaya'da yerleşik.

    Uzun yıllar minibüsçülük yapan Gariban, son zamanlarında bu işi oğlu Halil İbrahim'e bırakmıştı, 2003 yılında vefat etti; Ferah Hanım ise 2009'da öldü... 

    Apak
    Halil İbrahim'in küçük oğluna geldik... Adı Mevlüt... Daha çok 'Apak' olarak tanındı. İdirizlerden Pepe Hasan kızı Seher Hanım ile evlendi. Beş kızı var Apak'ın.... Hüsniye, Kelsaleklerden Parlak Mehmet eşi; Halime, Kelahmetin Ahmet Bar eşi; Zele (Zeliha) Emirlahlar Abdullah eşi; Melek, Hatiplerden Adem eşi;  Dilek, Hatiplerden Çaylının Osman eşidir...

    Apak da minibüsçülük yaptı, ama bundan elli yıl önceydi. Kırmızı burunlu minibüsü hatırımda kalmış... 

    Bir dönem muhtarlık da yapan Gobakların Halil İbrahim, 1968 yılında öldü. Eşi Cava kızı Halime Hanım ise kendisinden yirmi yıl sonra, 1989'da vefat etti.  En küçük oğulları Apak Mevlüt ile gelinleri Seher Hanım halen Anıtkaya'da yaşıyorlar...

    3. Hacı Hasan

    Gobakoğlu İbrahim şehit olduğunda, yaşı küçük diye mirastan hissesine düşen miktarı Eytam Sandığının emanete aldığı Hasan büyüdü. Kantinlerin Alibeyin kızı Şerife ile evlendi, Olucaklı Garacahalilin Seydiçavuş ile bacanak oldular...

    Mahkeme kayıtlarından anlaşıldığına göre eşi Şerife Hanım, Gobakoğlu Hasan'ı 1926 yılında dava etmiş. Gerekçe, üzerine eş alması... Avukat tutup davasının takipçisi oluyor ve 1927 yılındaki karardan anlaşıldığına göre davayı kazanıyor... Demek ki sulh olmuşlar... 

    Hasan ile Şerife'nin yedi çocuğu oldu, bunların dördü kız... Büyük kızı Raibe/Rabia, Kölgecinin Tuna Hüseyin eşi; Zele/Zeliha, Hamzaların Hamza eşi; Hasibe, Garapaçaların Uncu Osman eşi; ve Hüsniye de Çorcalı Eyüp oğlu, eski başkan Ömer Aydın eşi oldu... 1948 Doğumlu bu en küçük kızı, 1966 yılında eşinin askerlik görev yerine gittiklerinde henüz kırk günlük taze gelinken vefat etti... Oğlanlara bakalım...

    Goca Yusuf
    Gobakların Hasan'ın 1930 yılında doğan büyük oğlunun adı Yusuf... İriliğinden olsa gerek 'Goca Yusuf'' diyorlardı. Belki de aynı adlı meşhur pehlivana benzetildi. Gocayusuf, Delimamın Ali kızı Refiye ile evlendi böylece; önce Tülümurat sonra Dedelerin Çapar, Yörüktahirin Bakkalsarı, Sağıroğlunun Süleyman, Terlemezin Nazmihoca ve Hörkülenin Gavurarif ile bacanak oldular...

     Anıtkaya Belediye Başkanlığı da yapan Gocayusuf'un biri erkek dört çocuğu oldu. Büyük kızı Günay, Afyon'a gelin oldu. Diğer kızları Şerife, Sağıroğlunun Adem eşi; Meryem de Sarı Halit oğlu Celal eşidir. Adem-Şerife ve Celal-Meryem teyze çocukları... 

    Gocayusufun tek oğlunun adı Ali... Bu isim konulmasında iki ihtimal görünüyor. Birincisi, ninesi Şerife'nin baba adı (Alibey) olması... İkincisi ise ana-dedesinin adı (Delimamın Ali) olması... Gocayusufun Ali, Yetimlerin Mevlüt kızı Hüsniye ile evlendi. Onun da çok bacanağı var; Hatiplerin Yaşar Aykaç, Tökürdeklerin Ahmet As, Kölgecilerin Ömer Kayır, Kelidirizin Ziya oğlu Süleyman Azbay... 

    Gocayusuf 1994 Yılında vefat etti. Oğlu Ali, tek oğluna dedesinin adını verdi; halen bu oğlu ve torunlarıyla Anıtkaya'da oturuyor...

    Derviş İbram
    Hasan'ın ortanca oğlunun adı İbrahim; yani şehit dedesi Hatiboğlu İbrahim'in adı... 'Gobakların Derviş' diye tanındı. 1960'lı yıllarda Nurculuk davasında soruşturma geçirmişler, lakabın sebebi bu olabilir... Amcası Çerçi Mehmet kızı Sabire ile evlendi; hanımlarının anaları ayrı olsa da Çakırosman ile bacanak oldular... 

    Sabire Hanım ile Dervişin dört kızları oldu. Büyük kızı Sare, Çolağüseyin oğlu Mevlüt eşi; Emine, Çerçilerin Mehmet eşi, Hüsniye Çakalın Sucu Süleyman oğlu Hasan eşi olurken; küçük kızı Şerife, Afyon'da oturan Anıtkayalılardan Terlemezlerin Vedat oğlu Yusuf'a vardı...

    Sabire Hanım 2011 yılında vefat etti. Bundan sonra Derviş yalnız yaşadı, son zamanlarında yalnızlık ve geçmişe duyduğu özlemden yakınırdı... 2021 Yılında eski dostlarıyla bir araya gelebileceği çok kalabalık bir yurda irtihal etti...

    Arif Kopan
    Gobakların Hasan'ın küçük oğlu Arif, Kantinlerin Cemile Hanım ile evlendi. Karısıyla hala dayı çocuğu oluyorlar... Goca Camide yaptığı gönüllü müezzinlikten kalma etkili sesi, hala kubbenin altında çınlar gibi gelir bana... Hasan ve Hüseyin adında iki oğlu Sağlıkçı oldu. İki kızından Dilek Gocayahya oğlu Abdullah eşi; Tuba da Bidakgenin Aziz oğlu Ahmet eşidir...

    Hüseyin, Güdüğizzetin İsmet kızı Suna ile evli...

    Ve Gobakların Hacı Hasan, 1985 yılında vefat etti... Karısı, Alibeyin kızı Şerife Hanım da çok durmadı; 1989 yılında vefat etti...

    ***

    Birliğindeyken şehit olan Gobakoğlu İbrahim'in çocuklarının macerasını anlattık. Bütün bunlar olurken İbrahim'in dul eşi, Eyüplerin Derviş Halil kızı Zeliha Hanım hayattaydı. Kocasının ölümünden sonra kırk yıla yakın çocuklarının başında durdu. Yukarıda özellikle vurguladığımız Hassönler, Yörüğoğlular, İşoflar, Hacımahmutlar vb. akrabalıkların özü Derviş Halil kızı Zele Nineye dayanır... 1952 Yılında vefat etti... 

    Hatiboğlu Mehmet'in torunu, Gobakoğlu şehit İbrahim'in oğulları Mehmet, Halil İbrahim ve Hasan, KOPAN soyismini aldılar. Belki soyisim listesinde Gobak lakabına en yakın kelime bu olduğu içindir...