Eğret Sözlüğünde dengilmek; yerinde düzgün, dik duramamak; yana doğru düşecekmiş gibi durmak anlamına geliyor. Bu biçimde duran nesnelere de 'dengildek' deniyor. Tingildeklere neden böyle dendiğine dair ilgililerden doyurucu bir açıklama alamadım. Bir yana düşecekmiş hissi vererek durdukları/yürüdükleri için böyle bir lakap takılmış olabilir.
Tabi Tingildekler, son yüz yıllık dönemle ilgili bir yakıştırma. Öncesinde Sülaleye Garamusalar deniliyordu. Sülaleye adını veren Kara Musa oğlu Ali'ye kadar inebiliyoruz; daha ötesi meçhulümüz... Yalnız Bugünün Tingildekleri, Turaçoğlu Mustafa'nın çocuklarıdır. Garamusalarla bağı, Tureşoğlunun onun damadı olması sebebiyledir. Bu dönüşüm hikayesi, bir bakıma Tingildekleri anlatır...
Erkek evladı olmayıp beş kız babası olan Kara Musa'nın Ali, 1847 yılında vefat ettiğinde 60 yaşının üzerindeydi. En büyük kızı Havva, 'Demirci Eyüp oğlu Ahmet bin Ahmet' ile evliydi. Kayınpederinin ölümünden sonra onun evine yerleşen Ahmet, Gocamatların atasıdır...
Garamusaoğlu Ali'nin yetişkin kızlarından biri de Ayşe'dir. Babası vefat ettiğinde O da komşuları Turaçoğlu Mustafa'nın karısıydı. Tureşlerin yurdu ile, babasından kalan kısmı birleştirip eski kendi yerlerinde yaşamaya devam ettiler.
Mustafa'nın 1825 doğumlu olduğunu biliyoruz, 1847'de Ayşe Hanım için 'yetişkin' denildiğine göre aşağı yukarı kocasıyla aynı yaşlarda oldukları düşünülebilir. Zaten 1851 yılında doğan bir çocukları var...
Karamusaoğlu Mehmet Ali, yukarıda bahsedilen Mustafa-Ayşe ailesinin 1851 yılında doğan oğludur. Peki Mehmet Ali'nin kardeşleri yok mu?... Var... Birincisi 1864'te doğan Ayşe... Ayşe Hanım önce Ayanoğlu Halil'e varıyor, bu Kölgecinin emmisidir. Halil ölünce Ayanoğlu Ahmet'e veriyorlar, bu da 'Derviş Ahmet' diye bilinen biri. Derviş öldükten sonra da Ayanoğlu Hüseyin ile everiyorlar, bu da Kölgecinin babasıdır... İkincisi 1883'te doğan Emine... Büküroğlu Hüseyin'e veriyorlar; Bükürünalinin anası, bugünkü Bükürlerin ninesidir...
Turaçoğlu Mustafa, Garamusanın Ali kızı Ayşe Hanımla evlendikten sonra Garamusalar sülale adının bayraktarlığını da devralıyor. Hani Garamusaların son ferdi de erkek evlatsız vefat etmişti ya, bundan sonra Garamusalar denince Mustafa akla gelecek... İyi de Mustafaların zaten bir lakabı vardı, Turaçoğlu/Tureçler deniliyordu onların sülalesine... Tureçler unutuldu, ama izi kaldı. Ayanoğlulara varan Mehmet Ali'nin kardeşi Ayşe vardı ya, işte ona 'Turaç' lakabı takılmıştı. Dillere destan güzelliği nedeniyle böyle anıldığı düşünülse de; aslında Turaç Hanım sülalesinin unutulan lakabını taşıyordu...
Eski Turaçoğlu, yeni adıyla Garamusaların Mustafa; Ayşe Hanımın 1880'lerde vefatından sonra iki evlilik daha yaptı. İşin o kısmını Gödeşler bölümünde inceleyeceğiz, burada Mehmet Ali'den devam edelim...
Mehmet Ali, önce Şerife Hanım ile evlendi, kayıt tutulduğu sırada hayatta olmadığı için Şerife Hanımın kimlerden olduğunu bilemiyoruz. Onun vefatı üzerine Mustafa kızı Fatma ile evlenerek Tekelioğlu Ahmet ile bacanak oldu. Çünkü Fatma Hanım ile Tekelinin eşi Ümmühan kardeşler. Ümmühan da kim derseniz; Paşanın İbramın, Gocagafanın, Pangeci Mısdıfanın ve Kör Essanın nineleridir... Bu hikayede 'Yörük' vurgusu biraz fazla olacak...
Garamusaların Mehmet Ali'nin Fatma Hanım'dan çocuğu yok. Mehmet Ali ile, kimlerden olduğunu bilemediğimiz Şerife Hanımın üç çocukları oldu, biri kız. Hepsinin büyüğü olan Fatma, 1871 yılında doğdu ve onu Körüslülerin Mustafa'ya verdiler. İleride Gara Ömer Kök'ün anası olacak... Yalnız bir şey daha dikkat çekicidir, Fatma Hanımın eşi Körüslerin Mustafa ile yukarıda adı geçen Tekelioğlu Ahmet teyze çocuğu olur...
1. Mehmet
Oğullarına geliyoruz... Büyüğünün adı Mehmet, 1874 yılında doğdu. Önce Daldalların Deli Veyis kızı Ümmü ile evlendi. 1904 yılında Hasan ve 1907 yılında anasının adını verdiği Şerife olmak üzere iki çocukları oldu...
Hasan'a döneceğiz; Şerife'nin evlilik kaydı var (üstelik 5 evlilik kaydı var) ama Eğret dışına gelin olmuş gibi görünüyor, zira bunca evlilik bağıyla Eğret'te kalmış olsa bugün bile kendisini hatırlayanlar çıkardı...
Mehmet, sonradan Çorcalı Yusuf kızı Hatice Hanım ile evlendiyse de ondan çocuğu olmamış; zira Hatice Hanım dul kalmış görünüyor... Kesin tarihi bilinmemekle birlikte kocası vefat etmiş...
Bacıdedenin tuttuğu ölüm defterinde, Sevgili Dedenin 4 Mart 1959'da öldüğü ve adının Mehmet olduğu yazılı. Oysa incelediğimiz kütüklerde bu tanımlamaya uyan bir Mehmet kayıtlı değil...
Bir görüşe göre de, Hacapdılla, İncemehmet ile Sevgili Dede kardeş değiller, amca çocuklarıydı. Eğer bu doğruysa, gözler Mehmet emmilerine çevrilir. Onun tek oğlu da 1904 doğumlu Hasan idi. Sevgili Dede'nin bu Mehmet oğlu Hasan olması halinde taşlar biraz daha yerine oturur. Çünkü o durumda Sevgili Dede, Deliveyisin torunu olur ve diğer torunları Hamdi Hoca ve Çapar ile üçünün evlerinin aynı hizada bulunması anlaşılır hale gelir.
Sevgili Dedenin adının Hasan'dan Mehmet'e dönüşmesine sebep ise gayet açık; yetim kalan erkek çocuklara babasının adını vermek gibi yaygın bir uygulama var Eğret'te... Resmiyete yansımasa bile Hasan, Mehmet'e dönüşüvermiş; sonra millet ikisini de unutup Sevgili Dede'ye itibar etmiş...
Yetim kaldığında yaşı oldukça küçükmüş. Oğlu yanında tay olduğu halde annesi Osmanköy’e kocaya varmış, Hasan/Mehmet orada büyümüş. İşittiğime göre meşhur lakabını Osmanköy’deki bu çocukluğu sırasında vermişler. Sofradalarken sesli olarak yellenmiş, çocuk mahcup olmasın diye lagaraya boğup ‘Sevgili Dede geldi’ diye gülüşmüşler. O günden sonra böyle anılmış.
Sevgili Dede büyüyünce Osmanköy’de, Halime adlı bir hanımla evlenmiş. Kızları olmuş, onları gelin ettikten sonra hanımıyla birlikte köyünün yolunu tutmuş, Eğret’e gelmiş. Osmanköy ne kadarcık yer, bu arada Eğret ile alakasını kesmemiş demek ki; ayrıca akrabaları da var Deliveyis dedesinden kalma eve yerleşmiş. Bu dönemde mahalleliye de kendini sevdirmiş, çok hürmet ederlermiş. Kızları zaman zaman ziyaretine geldiğini de söylüyorlar... 1959 Yılında vefat etmeden önce evinin tamamını cami yeri olarak bağışlamış. Hacapdılla da kendi hissesinin bir kısmını verince Yeni Cami'yi yapmışlar...
2. Osman
Bizi Tingildeklere götürecek olan Mehmet Ali'nin küçük oğludur. Adı Osman ... 1885 yılında doğdu. Emirdağlı Türkmen Musa kızı Ümmühan ile evlendi. Ümmühan Hanım; Arzıların Çolak Musa, Gurugafa ve Dendenin halaları oluyor...
Osman ile Ümmühan'ın 1904 yılında ilk oğulları dünyaya geldi. İkisinin de saygı duyacağı bir isim olarak Musa adını verdiler. Ümmühan Hanımın babasının adıdır; ama Osman'ın Ayşe ninesi de Garamusaoğlu Ali kızı olduğunu unutmayalım... 1913 Doğumlu ikinci oğullarının adını da Mehmet koydular; bu, dedesi Mehmet Ali'nin Mehmet'i olabilir. Büyüdükçe kendisine 'İnce Mehmet' denilecektir... Üçüncü ve son çocuklarının adı ise Abdullah...
Abdullah doğduktan sonra, babası Tingildeklerin Osman'ın vefat ettiği anlaşılıyor. Harpte kaldığı ifade edildi, hangi harp olduğu bilinmiyor. Çanakkale listesinde adı yok, başka bir cephede kalmış olabilir, hatta İstiklal Harbinde şehit düşmüş de olabilir; lakin şehadeti kesin... Şimdi üç oğlu üzerinden Tingildekleri takip edelim...
Bilenlerin anlattığına göre, Musa Dede hafızalarda sevimli bir ihtiyar olarak kalmış. En büyük özelliği olarak, namaz vakti girdiğinde arazide ise; işini bırakıp şevkle ezan okuması ve sonrasında namaz kılması söyleniyor. Kırda bayırda onun okuduğu ezan işitilince 'Musa Dede ezana başladı, demek ki vakit girdi' derlemiş... Musa Dede 1973'te, eşi Şefika Hanım ise 1992 yılında vefat ettiler... Çocuklarına bakalım...
Şefika ile Musa'nın bir oğlu iki kızı oldu. Kızları Fadime, Arapların Gözeliban eşi; Hacer de Buruşakların Suguşu eşi oldu. Gözelibanın oğlanlardan birinin adı, bu yüzden Musa'dır... Aslında küçük yaşlarda vefat eden bir oğluyla bir kızı daha olmuş. Bunlar 1923 yılında doğup oniki yaşında ölen Hasan ile 1940'ta doğup beş yaşında ölen Fadime'dir...
1927 Yılında doğan ve adını, dedesini hatırlatırcasına Osman koyduğu oğlu hayatta kalmış... Osman'ı Demirdelen Yahya kızı, Şaval kardeşi Hanife ile everdiler. Hanife Hanımın küçüğü olan Atike de Gödecin Ahmetin eşi olacağından onunla bacanaktılar. Bunu özellikle belirtişin sebebi; Tingildeklerin Osman'ın dipdedesi ile Gödecin Ahmet'in dedelerinin kardeşliğidir... Osman bir süre Muhtarlık yaptı, sebebi bilinmiyor, süresi dolmadan bu vazifesinden istifa etmiş... Kendisi 1983 yılında, eşi Hanife Hanım ise 2021'de vefat ettiler...
Osman-Hanife'nin üç kız bir oğlu var. Büyük kızı Lütfiye, Amcaların Kelmehmet oğlu Süleyman eşi oldu. Ortanca Şerife, İzmir'e gelin gitti. Küçük kızı Ümmühan ise Saraydüzü'ne...
Tek oğlunun adını Seyfettin koydu; bu isim, askerde çok sevdiği Yüzbaşısının adıydı. Seyfettin de Saraydüzü'nden Şerife Hanım ile evlendi. Bu evlilik, kardeşi Ümmühan ile değişik yapma şeklinde gerçekleşti...
Tingildeklerin Seyfettin'in çocukları; Osman, Sinem ve Muzaffer... Osman malum, dedesinin adı... Muzaffer ise Seyfettin'in Hacer Halasının merhum oğlunun hatırasına konulmuş bir isim... Kızı Sinem, Çakırların Süreyya eşidir. Oğlu Osman da Çakırlardan Adem kızı Cansel ile evlendi. Muzaffer bekar... Anıtkaya'da yaşıyorlar...
İkisi erkek, altı çocukları oldu. Erkekler en büyük ve en küçükleridir. Kızlarından Fatma, Tellilerin Halil eşi idi, erken vefat etti, Veysel Öztürk'ün anasıdır... Kerime, Delinorilerden Kümüğün Yusuf eşi; Emine, Garapaçalardan Eyüpçetin oğlu Mehmet Hoca eşi; Hüsniye de Tingildeklerin Hikmet Akyol eşidir....
İncemehmetin büyük oğlunun adı Şaban... Kekliklerden Hacıiresl kızı Sabire ile evlendi. Garmenlerin Ahmet ve Akbaşların Mustafa ile bacanak oldular... Fransa'ya gitti, oraya yerleşti. İkisi erkek, sekiz çocukları oldu. Kızları Fatma, Hatice, Meryem, Zeynep, Ayşe, Sema... Bunlardan Anıtkayalı ile evlenen yalnız Zeynep oldu. Akbaşların Ahmet eşi olan Zeynep, esasında teyzesinin oğluna varmış oldu. Diğer beş kızı da Anıtkaya dışından beylerle evlendiler...
Şaban'ın büyük oğlu Mustafa, Garmenlerin Davut Geçer kızı Kerime ile evlendi. Kerime, Mustafa'nın teyzesi torunudur; Samet, Elif, Eda ve Osman adlarında dört çocuğu var... Küçük oğlu Ahmet de Sağırların Ali Osman torunu Firdevs ile evlendi, onun da Emre, Ersin ve Enes adlarında üç oğlu var... İncemehmetin Şaban ve çocukları halen yurtdışında yaşıyorlar...
İncemehmetin küçük oğlu Selahattin, Afyon'dan evlendi ve baştan beri Afyon'a yerleşik...
Küçük yaşlarda vefat eden üç oğlundan da burada söz etmek gerekiyor. En büyükleri Muzaffer varmış, 1933'te doğmuş ve iki yaşındayken ölmüş. Veysel ile Mustafa ikiz olabilir, 1938'de doğmuşlar. Fakat biri yaşına girdiğinde diğeri de iki yaşındayken vefat etmişler... Şaban'ın bir oğlunun adı Mustafa, ve Tellilerin Halil'in büyük oğlu Veysel olmasının sırrını burada aramak lazım...
İncemehmet 1989 yılında vefat etti... Eşi Hatice Hanım, gocagapının altındaki modernize edilmiş değirmeninde bulgur çekmeye devam etti. Ta ki 2003 yılında vefat edene kadar...
Hacapdılla ile Kezban Hanımın çocukları olmadı. İki kızı evlat edindiler. Bunlardan birisi Gocayahya eşi Halime, diğeri de yeğeni Osman Akyol eşi Şükran'dır. Şükran, esasında eşi Kezban'ın yeğenidir; zira ilk eşi Ayşe'den dolayı Curak ile Hacapdılla bacanaklar, Şükran da Curağın kızı...
Karısı Kezban Hanım 1979'da vefat etti... Yeni Cami ile bitişik olan evini vakfettiği için, 1990'da kendisi vefat ettikten sonra camiye dahil ettiler. Böylece cami genişletildi, avlu ve müştemilat eklendi....
Babaları Tingildeklerin Osman şehit olan üç oğlan; Musa, İnce Mehmet ve Hacapdılla, 1934 soyadı kanunu ile KASAL soyismini aldılar.