01 Nisan 2021

Ot Hırsızları

    507 Numaralı Karahisar-ı Sahib Şeriyye Sicili

    Büşra KAYAR'ın hazırladığı bu çalışmada Afyonkarahisar mahkeme kayıtlarının 1650-1662 arasındaki kısmı bulunuyor. Eğret'i ilgilendiren bir bölümü aşağıda:

    Karahisar-ı Sahib Kazasında Kuyucak adlı köye padişah fermanıyla mutasarrıf olan Kanlızade Mehmed Bey’in oğlu ve vekili Mustafa Bey mahkeme meclisine müracaat ederek; “Eğret Köyü sakinlerinden Hüdaverdi oğlu Ahmed ve Hasan huzura çağrılarak sorulsun: Örneğini sunduğum belgede kayıtlı, Kuyucak Köyünde 46 akçeye kiraladığım Elmalı Yaylası diye bilinen merayı haksız yere bozup otunu neden biçmişlerdir?” diye talebini dile getirmiştir. Davalılara sorulunca, bahsedilen çayırın otunu biçmediklerini, çayırın Mustafa Beyin müvekkili Mehmed Beye ait olmadığını iddia etmişler bunun üzerine Mustafa Bey’in beyan ettiği defter sureti incelenmiş ve Kuyucak Köyünde Elmalı Yaylağının 46 akçe bedelle kiralandığı bilgisinin kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca aynı kazaya bağlı Oğulbeyli Köyünden Sinan, Hasan ve Şaban; Toyranlı Köyünden Veli ve Mehmed adlı kişiler, sözü edilen çayırın Mehmed Bey’in uzun süredir mutasarrıf olduğu Kuyucak’a bağlı çayır olduğuna şahitlik ettiler. Haziran 1661

    Bu mahkeme kaydından anlaşılacağı üzere Eğretli iki kişinin başkasının çayırını biçtikleri anlaşılıyor. Metnin şu haliyle, Ahmet ve Hasan isimli bu kişiler kardeş gibi görülüyor. Hüdaverdi oğlu Ahmet ve Hasan... Sonuçta mahkeme kaydında adli olaylara yer verilir ama yine de hırsızlığa karışmış Eğretlilerden söz edilmesi pek hoş değil. İşin bu yanını bir kenara bırakırsak, Ahmet ile Hasan'ın mahkemedeki tavrı da tam bir pişkinlik örneği. Çayırı biçtiklerini kabul etmiyorlar, bir de Mehmet Bey'in çayırı devletten kiralamış olduğunu inkar ediyorlar. Hem biçmedik diyorsunuz, hem de zaten çayır da onun değil diyorsunuz. Biçmediyseniz çayır kiminse kimin, size ne. Sanırım hafifletici sebep olarak, biz bu çayırın kiralandığından haberdar değildik, miri malı sandıydık onun için biçtik demeye getiriyorlar ama onu da beceremiyorlar.

    Burada bir başka dikkat çeken nokta, çayırın yeri. Kuyucak köyü sınırları içinde Elmalı merası diye bir yer. Anıtkaya arazisinin bir köy olarak ne kadar geniş olduğunu biliyoruz. Bugünün sınırlarını bugünün şartlarına göre bile oldukça geniş kabul ederken 1661'de Kuyucak köyüne dayanmış olması inanılmaz. Çünkü bir yere ot biçmeye gidiliyorsa, oranın komşu köyü olmak gerekir. Arada Cumalı, Yenice gibi köylerin son dönemde oluştuğu hususu tamam. Ama o yıllarda Eğret Kuyucak ile sınır komşusu demek ki. Ayrıca Kuyucak da Karahisar-ı Sahib kazasına bağlıymış. Eğret ile Kuyucak arasında yaklaşık 20 km. mesafe olduğu düşünülürse şaşkınlığımız anlaşılabilir.

    Olayın adli vaka boyutuna geri dönecek olursak; bir görüşe göre, "kendilerine ait olmayan bir çayırın otunu biçmiş hırsızlar" denilebilir. Ama bir başka açıdan bakınca da "Gışın mal maşat yisin deye gırda, gırangda ot biçmişler" denilir. Bakışa açısına göre değişir ama ortada hakkı yenen bir Mehmet Bey var. İnsanın aklına, ister istemez yazın yaşanan saman hırsızlığı vakaları geliyor. Bir de son 50 yıla damgasını vuran bir "Anıtkayalı Samancılar" gerçeği var...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder