506 Numaralı Karahisar-ı Sahib Şeriyye Sicili
Sedef UYSAL'ın hazırladığı bu çalışmada Afyonkarahisar mahkeme kayıtlarının 1657-1660 arasındaki kısmı bulunuyor. Eğret'i ilgilendiren bir bölümü aşağıda:"Karahisâr-ı Sâhib'e bağlı Eğret Köyü sakinlerinden Abdi Çavuş kızı Hüma Hatun’un vekili Süleyman Ağa, Yüce mahkeme heyetine “Sülümenli köyünden Hasan oğlu Çora huzura çağrılarak, müvekkileme ait köylerindeki tahminen dört dönümlük çayırı neden zabtettiği sorulsun.” dedi. Bunun üzerine Çora: “Behsedilen çayır Hüma Hatunûn ana-baba bir kardeşi Süleyman adlı kişinindir. Bundan elli sene önce bana tasarruf yetkisinin kendinde olduğunu söyledi ve belli bir ücret karşılığında bu hakkından vazgeçti. Elli yıldır sahibi benim ve ben tasarruf ediyorum.” deyince, kardeşi Süleyman Ağa sorgulandı ve müvekkile Hüma Hatun ile yüzleşerek çayırı elli yıldır bu şekilde kullandığını kabul ve itiraf etti. Haziran 1658"
Benim bu kayıttan anladığım şu. Hüma Hatun aslen Sülümenli köyünden. Vakti zamanında Eğret'e gelin gelmiş. Babasından kendisine miras kalan bir çayırı araştırıp soruşturunca başka birisi tarafından kullanıldığını öğreniyor. Bu adamı mahkemeye veriyor. O zamanın şartlarına göre bu işi bizzat yapamadığı için kendine Süleyman Ağa adlı birini vekil tutuyor. Davalı mahkemedeki beyanında bu çayırın kullanım hakkını, kadının kardeşi Süleyman'dan ücret karşılığı devraldığını ve 50 yıldır bu şekilde sahiplenerek çayırdan yararlandığını belirtiyor. Kadının kardeşi Süleyman Ağa da bunu doğrulayınca mesele anlaşılıyor.
Olayın içinde çok fazla Süleyman olunca olay karışık gibi görünüyor. Kadının avukatı Süleyman, onun dedesinin ve büyük dedesinin adı da Süleyman. Ayrıca kadının kardeşi de Süleyman. Bir de kendileri Süleymanlı (Sülümenli) köyünden olunca olay biraz anlaşılmakta zorlanıyor. Sicil incelemesinin bir yerinde çayırın bulunduğu köy "Selmanlı" olarak okunmuş. Bunun bir imla hatası mı yoksa gerçekten söz konusu olan böyle bir köy mü vardı zihinlerde soru işareti oluşturuyor.
Yukarıdaki kayıt hakkında daha başka şeyler de söylenebilir. İlerde... Şimdilik şunu da belirtmek lazım ki, şimdiki Afyon'a bağlı Sülümenli Kasabası ile buradaki köyü karıştırmamak gerek. Eğret ile arasında 50-60 km'lik mesafe bulunan o Sülümenli ile Eğret köylüsünün bu kadar yakın bir irtibat kurması uzak ihtimal. Uzağı yakın eden bugünün teknolojisinde bile öyle bir irtibat yok.
Şimdiki Cumalı köyü Balkan göçü sebebiyle 19.yy sonunda kurulmuş. Onun öncesinde o civarda küçük de olsa bir yerleşim var ve adı da Süleymanlı. Bu isim "Sülümenli" diye de okunabiliyor. Hatta Cumalı-Osmanköy arasındaki keskin dereye şimdilerde "Boğazlayan" deniyor ya, daha eski vakitlerde mesela 100 yıl önce oranın adı "Süleyman Boğazı" Bunu Büyük Taarruz'daki uçak keşif raporlarından öğreniyoruz. Sonuç olarak sicillerde bahsedilen Hüma Hatun'un çayırı Eğret'e komşu Süleymanlı-Sülümenli köyündedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder