506 Numaralı Karahisar-ı Sahib Şeriyye Sicili
Sedef UYSAL'ın hazırladığı bu çalışmada Afyonkarahisar mahkeme kayıtlarının 1657-1660 arasındaki kısmı bulunuyor. Eğret'i ilgilendiren bir bölümü aşağıda: "Yalvaçlı
tüccar Hacı Ahmet oğlu Osman adlı kişi… “Karahisar-ı Sahib kazasına bağlı Eğret
köyünden Sefer oğlu Ali’ye, kervanla Eğret’e vardığımızda Hacı Musa’nın
odasında kalırken gece yarısı, üç büyük bohça içindeki 20 adet astar ve 92 adet
astar bezinin çalınması hususunun sorulmasını istiyorum.” dedi. Soruldu ve Ali
cevabında: “Osman adlı bu kişi Hacı Musa’nın odasında misafirken Demirci
kasabası sakinlerinden Mehmet adlı katırcı ile gece yarısı odaya içeriden
girip üç bohça içinde 20 astar ve 92
astar bezini çaldık. Sonra Kayışçı Mehmet bir sarı katırına yükleyip aldı
gitti.” diyerek çaldıklarını kendi rızası ve her cezayı kabulen itiraf ettikten
sonra… Ocak 1659"
Bu mahkeme kaydı dikkat çekici. Bir defa 17. yüzyılın ortasında misafirhane anlamında "oda" kavramı Eğret'te mevcut. Yani köydeki Kervansaray işlevini yitirmeye başladıktan sonra yavaş yavaş oda kültürü oluşmuş değil. Aynı anda hem han hem de odalar işler durumda. Belki Hanın yetersiz kaldığı durumlarda odalar devreye giriyor, belki de Kervansaray daha sistemli çalışan ticaret kervanlarına hizmet veriyordu, odalar ise bireysel çalışan küçük tüccarlara kapısını açıyordu. Belki de insanlar ücret ödememek için odalara yöneliyordu. Her ne sebeple olursa olsun Eğret'te odanın tarihi çok eski yıllara götürülmeli. Bu karardan, bunun en azından 16. yüzyıla kadar götürülebileceği anlaşılıyor. Sanırım iş yine varıp Hacı İbrahim Vakfına dayanır.
Oda sahibi Hacı Musa da ilginç. Acaba kimlerin atası, hangi sülalenin kökü. Odasında böyle bir hırsızlık olayı yaşanması sonucu hangi duyguları yaşadı. Kararda onu suçlayıcı bir ima yok. Yine de insan yerinde olmak istemiyor. Eğret odası değil de Eğret'te Hacı Musa'nın odası diye özellikle belirtildiğine göre başka odalar da var. Eğret'te 1659'da kaç tane oda vardı, bu da ayrı merak konusu.
Olaya ismi karışan kişilerde bir netlik yok. Metnin orijinalinde "...kasaba-i demirci sükkanından Mehmed..." şeklinde yazılmış. İmlaya dikkat etmeden bu şekilde yazıldığında sanki "... demircilik yapan kasaba sakinlerinden Mehmed..." gibi bir anlam verilmiş ama doğrusu yukarıdaki metinde yazdığım gibi anlaşılmalıdır. Karışıklık bununla sınırlı değil; suç ortağı bu Mehmet'in katırcı olduğu belirtilmiş fakat astarları bir katıra yükleyip götüren Mehmet'ten kayışçı diye söz ediliyor. Acaba bu başka biri mi yoksa yanlış mı yazıldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder