İşten anlayanlar 2021 şartlarında ülkemizde borçsuz insanın bulunmadığını söylüyorlar. Kredi kartı marifetiyle olsun, banka kredisi şeklinde olsun veya klasik elden borçlanma biçiminde insanların mutlaka az çok borç sahibi olduğunu belirtiyorlar. Bilemedin taksitli alışverişin bile bir çeşit borçlanma olduğu söyleniyor. Böylece insanların ekonomik bağımsızlıkları yok edilerek kontrol altına alınıyorlarmış. Şehirde de yaşasan, köyde de olsan değişmiyor bu durum. Şu halde Anıtkaya'da da borçsuz kişi hemen hemen yok gibi.
Paranın insan hayatında bu kadar söz sahibi olmadığı vakitlerde borçlanma da çok yaygın değilmiştir. En fazla öndüş alma olayları varmıştır herhalde. Bu, Eğret'te parasal anlamda borçlanma yoktu anlamına gelmez tabi. Elimizde 1886 yılına ait bir Eğretli'nin borçlanma öyküsü var:
"Karahisar-ı
Sahibe bağlı Eğret Köyünde oturan Hasan oğlu Hacı Ahmed adlı kişi mahkemede;
Karahisar Ak Mescid mahallesinde vefat eden Hacı Nuri Ağa’nın küçük oğlu
Zekeriya’nın yasal vasisi Eytâm müdürü Ahmed Efendi’nin de huzurunda: 'Ahmed
Efendi’nin vasisi bulunduğu Zekeriya’nın malından (20 kuruşluk gümüş mecidiye
hesabıyla) 2.165 kuruşu borç olarak teslim aldım. Bu belgenin tarihinden üç yıl
sonra, aldığım borç miktarının üzerine, helalinden bir koyun bedeli olan 972
kuruşu da ekleyerek toplam 3.137 kuruşu adı geçen Zekeriya’ya ödeyeceğimi taahhüd
ederim.' dedi. Hazır bulunan Turuncuzade Ali Efendi ve Hocazade Avni Efendi de
meblağı belirtilen borca kefil olduklarını söyleyince karar yazıya geçirildi.
30 Eylül 1886"
Hikaye anlaşılıyor sanırım. Eğretli Hacı Ahmet borçlanıyor Zekeriya adlı birine. Yalnız ortada Zekeriya'nın kendisi yok, vasisi Eytam Müdürü Ahmet Efendi var. İki ihtimal var, Zekeriya reşit değil ya da askerde. Peki böyle bir durumda Hacı Ahmet neden ondan borç alıyor ki? Tanıdığı veya yakını olduğu için mi. Öyle olsa bu durum belirtilirdi kayıtta. Belki de Zekeriya'nın vefat eden babası Hacı Nuri Ağa ile önceden böyle alacak verecek işleri oluyordu, kapıyı değiştirmek istemedi. Eskiden Afyonlu zenginler ağalık yaparlarmış, borç vererek hem paralarını işletir hem de köylünün işi görülsün diye. Gerçi bu ağalık müessesesi Anıtkaya'da hala az da olsa geçerliliğini koruyor. Sanırım Hacı Ahmet'inki de böyle bir borçlanma. Zaten asıl borca eklediği bir koyun bedeli var, ondan da anlaşıldığı üzere aldığı parayla koyunculuk yapacak. Borçlanma tarihi de bu senaryoya uygun, harman sonu, koç katımına yakın bir vakit.
Hacamedinguyu (Hacı Ahmet'in Kuyu) dediğimiz kuyuyu kazan/kazdıran Hacı Ahmet, bahsedilen kişi olabilir mi acaba?
Mahkemede senede bağlanan bu borçlanma olayını 615 Numaralı Karahisar Şeriyye Sicilinden öğreniyoruz. Bu defteri inceleyen Mehtap SİLİGÜL.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder