03 Nisan 2021

Bir Hibe Hikayesi

    538 Numaralı Karahisar-ı Sahib Şeriyye Sicili

    Ayşe Nur BAKIR'ın hazırladığı bu çalışmada Afyonkarahisar mahkeme kayıtlarının 1731-1732 arasındaki kısmı bulunuyor. Eğret'te bir mal bağışlama bölümü aşağıda:

    Karahisar-ı Sahib kazasına bağlı Eğret Köyü halkından Mehmed oğlu Satılmış adlı kişi, mahkemeye başvurarak “Sahibi bulunduğum 20 baş koyun ve keçi, 1 baş öküz, 4 sahan, 2 tencere, 1 haba ve 1 kilim ile Saferşah oğlu Mehmed’den alacaklısı olduğum 10 kuruşu Cafer oğlu Mehmed’e hibe ediyorum.” dedi. Borçlu olarak adı geçen Mehmed de bunu doğrulayınca karar kaydedildi.

    Pek de dikkat çekmeyen bir hikaye. Notere gitmiş de mal varlığını bağışladığını bildiren bir belge düzenletmiş gibi. Eskiden Kadılar hem mahkeme hem de noterlik hizmeti veriyorlarmış. Dikkat çeken bir unsur yine isimler. Malını bağışlayan kişi Mehmed, hibe ettiği kişi Mehmed, borçlu kimsenin adı da Mehmed. Anıtkaya'da günümüzde de en çok kullanılan isimdir Mehmet.

    Mal varlığı da dikkat çekici; koyun-keçi, haba-kilim, tas tabak. Bugün için anlamsız gelebilir ama 18. yüzyıl için önemli bir servet olmalı. Öküzün tek olması da garip gelebilir. Fakat biz öküz-eşek, öküz-inek, inek-eşek, inek-inek, eşek-eşek koşulduğunu gördük. Yani bir çift öküz bile konforlu bir çiftçilik göstergesi olabilir.

    Bağışlananlar içinde tarla yok. Herkes toprak sahibi olamıyor. Ancak ekip biçtiği toprağın vergisini ödeyenler var. Bunlara bennak deniyor.

    Bir başka ilginç durum alacağın da hibe edilenler içinde sayılması. Son yıllara kadar Anıtkaya'da baba oğula veya toruna böyle bağışlarda bulunabiliyordu. Son yıllar dediğim, henüz tarlalara tapu çıkarılmadan önceki yıllardır. O zaman notere gidip bu şekilde devirler yapılabiliyordu. Ondan da önce Muhtarlık senediyle de alış veriş ve bağışlar yapılıyordu. Tanzimat'tan önce ise bu işler Kadı kanalıyla halloluyormuş, bu mahkeme kaydından öğreniyoruz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder