1904 Kayıtlarında Emiralanlar-Emiraliler-Emirhanlar birbirine girip arapsaçına dönmüş. Garmenlerin ataları 1831'de Emiralanoğlu adıyla kaydedilirken, 1904'te karşımıza Emiralioğlu diye çıkıyor...
***
Emiralanoğlu
Osman'ın iki oğlu vardı; Hüseyin ve Hasan... Büyük oğlu Hüseyin 1813 yılında
doğdu. Yukarıda sözü edilen ilk kayıtta '18 yaşında bıyığı yeni
terlemiş, uzun boylu' bir delikanlı olarak tarif edilmiş. Fatma Hanım
ile evlendiğini, yıllar sonra tutulan oğluyla ilgili kayıtlardan öğreniyoruz.
Dolayısıyla eşiyle ilgili adından gayrı bilgimiz bulunmuyor.
1840 yılında,
Ömer adını verecekleri bir oğulları dünyaya geldi. Artık bundan başka çocukları
oldu mu, ne kadar yaşadılar, ne zaman öldüler vs. bunlar hakkında bilgi yok.
Hikaye Ömer üzerinden devam edecek... Yalnız 1904 Yılında hayatta olan Ömer,
Emiralioğlu diye kaydedilmiş; yukarıda sözü edilen problem burada karşımıza
çıkıyor...
Ömer, Mehmet kızı Ayşe ile evlendi. Malesef Ayşe Hanım hakkında da bilgi bulunmuyor. Bir rivayete göre, Çatallardan bir kız Garmenlere gitmiş. Bu rivayete dayanarak bir tahmin yürütecek olursak, Ayşe Hanım yahut Onun kaynanası Fatma Hanım Çatalların kızı olabilir... Yalnız ilk eşinin vefatından sonra aldığı ikinci hanımının adı da Ayşe, hatta son çocuğuna da bu yüzden aynı ismi veriyor. Bu durumda Çatallardan gelen kadını teşhis etmek iyice zorlaşır.
Ömer'in de
dört çocuğu oldu; 1859'da Ali, 1864'te Neslihan, 1866’da Şerife ve 1890’da Ayşe
dünyaya geldi. Büyük kızlar iki kardeş Araplara gelin giderek
aynı zamanda elti oldular. Neslihan, Arapların Halil'e vardı, Gavasın anasıdır...
Şerife ise, Halil'in abisi Hüseyin ile evlendi; Bezeki ile Patırmahmutun
anası, Gambırhüseyin ile Çolakların Ömer
Kurt'un ninesidir... En küçük kızı Ayşe ise Küpelilerin
Ali’nin ilk eşidir. Küpelilerin Ali, Bekçialinin dedesi oluyor…
Oğlu Ali
ise Bükürlerden Mehmet Ali kızı Hanife ile evlendi. Tam tarif
gerekirse; Hanife Hanım, Bükürünalinin halasıdır... Ali ile
Hanife'nin çok çocuğu var, sekiz tane; bunların üçü oğlan... Yaş sırasına göre
isimleri; Ahmet, Akile, Azime, Fadime, Ayşe, Şerife, Hüseyin, Hasan...
Sekiz torunun
hikayesi başlarken, evin büyükleri Ömer Dede ile Ayşe Ninenin vefat ettiği
kaydedilmiş. İkisinin de 1904-1910 arasında öldüğü anlaşılıyor. Biz torunlarına
geri dönelim...
Ali'nin büyük
kız Akile 1885 Yılında doğmuştu. Körüslerin Ali'ye vardı. Ömer
adında bir oğlu, Nazik ve Halime adında iki kızları oldu; ama Ali Cihan
Harbinden dönemedi, şehit oldu. Oğlu sonraları Akömer olarak
bilinecektir. Nazike, Gödeşmısdık eşi; Halime de Arapların Şükrü
eşi oldular. Çocukları başgöz edildikten sonra Akile Hanım Yahyaların Yahya'ya
vardı. Gerçi bu evlilik kısa sürdü, 1966'da Akile Kök olarak vefat etti...
İkinci kızı
Azime hakkında bilgi bulamadım...
Sonraki kızı Fatma/Fadime
1891 yılında doğdu. Apdıramanların Ali'ye vardı. Cihan
Harbinden eşi dönemedi. Bundan sonra Fatma, Dinar köyüne kocaya varmış, sonra
çocukların Ablak taraflarına dağılmışlar. Şimdi o civarlarda yerleşikler...
Garmenlerin Ali'nin
dördüncü kızı Ayşe 1894 yılında doğdu. Arapların Halil oğlu,
yani Neslihan Halasının oğlu İsmail ile evlendi. Henüz çocukları yoktu, İsmail
Çanakkale'de şehit oldu. Halaoğlusundan dul kalan Ayşe, daha sonra Aliciklerin
Deliçakır kardeşi Garamehmete vardı. Orada bir kızı
olunca anasının adı Hanife ismini vermiş, kendisi 1955'te öldü. Kızı küçükken
Elpirek'e taşındıkları kaydediliyor, Hanife Elpirek'te evlenip, bir oğluyla bir
kızını Eğret'teki teyzesi kızının çocuklarıyla değişik usulüyle everdi; Hanife
Hanım Seyfettin Kasal'ın kaynanasıdır...
Beş kızın en küçüğü Şerife 1900 yılında doğdu. Hacapdıramanların Ali
Osman'a vardı. Malesef Şerife'nin eşi de harpte kalanlardan... Sonra
Şerife, Demirdelenoğlu Yahya'ya ikinci eş olarak vardı. Orada
bir oğlu ile iki kızı olduktan sonra 1938'de vefat etti. Kızları Hanife, Tingildeklerin Osman
Kasal eşi; Atike de Gödeşin Mısdığın Ahmet Seviş eşi oldular.
Tek oğlu ise Şavalgadir...
Garmenlerin Ali'nin
üç oğluna gelince... Aslında büyük oğlu Ahmet'in başına gelenler, kızlarda
anlattıklarımızdan çok önce olup bitmişti...
Ahmet, sekiz
kardeşin en büyüğüdür; 1884 yılında doğdu... Elciklerin Osman
kızı Ümmühan ile evlendi. Yani kızkardeşi Ayşe daha Elciklerin
Garamehmete varmadan Ahmet Onun kardeşi Ümmühan ile evlenmişti...
Ayrıca Ümmühan Hanım, Elciklerin İbrahim, yani Naymelerin dedesinin
de kardeşidir... Bu evlilikle Garmenlerin Ahmet, İdirizlerin Onbaşıoğlu Hasan
ile de bacanak oldular...
Henüz
çocukları yokken Ahmet askere gitti. Hicaz-Yemen taraflarında bulunduğu bir
sırada '7. Ordu Nakliye Alayı, 1. Tabur, 3. Bölük, 1. Takım, 2. Neferi
iken; 15 Ağustos 1905 günü vefat etti.' Dul kalan Ümmühan Hanım, bu
durumu belgelemek için dava açtı. Duruşma Hacıların Odada
yapıldı; ölüm tasdiklendi, verese belirlendi... Ümmühan Hanım bundan
sonra Canalioğlu Ahmet'e varacak ve bugünkü Canalilerin ninesi
olacaktır. 1946 Yılında vefat etti...
Garmenlerin Ahmet'in
iki erkek kardeşi Hüseyin ile Hasan, tam da Onun vefatından hemen önceki
yıllarda, 1902 ve 1904'te dünyaya gelmişlerdi. O sırada askerde olduğu için
belki de Ahmet Onları hiç görmedi... İşin tuhafı Hüseyin hakkında bugüne ulaşan
bir bilgi bulunmuyor... Büyük ihtimal Cihan Harbi yıllarında vefat etti. Garmenlerin hikayesi en küçük çocuk Hasan ile devam edecek…
Emiralioğlu Ali'nin
ne zaman öldüğü anlaşılamadı. Bir tahmin yürütülecek olursa; 1920-25 aralığı
gösterilebilir. Eşi Hanife Hanımın ise 1929 yılında, Garmenler adını
sürdürecek olan en küçük çocuğu Hasan'ın evinde vefat ettiği kaydedilmiş...
1904 yılında
doğan Garmenlerin Hasan, Veyisoğlu Ramazanın oğlu Ahmet'ten torunu Naciye ile evlendi. Naciye Hanım dört kız kardeşten
biridir. Diğerleri, Arapların Patırmahmuta varan Hatice, yani Korelinin anası, Yağcımahmutun kaynanası; Danaların Hüseyin'e
varan Abide, yani Tekelilerin Şükrü'nün kaynanası ve Kirpitçinin Sabri
eşi Fadime, yani Hızarcı Hasan'ın anasıdır...
Hasan ilginç
bir kişilikti, zekiydi. Askerde matematik zekasıyla öne çıktı. Askeri
hesaplamalardan zorlananlara adres olarak onu gösterir, 'Git, hesabı
Esat'a yaptır' derlerdi. Oradan adı 'Esat' kaldı.
Köyüne döndükten sonra bu yakıştırma kendisine lakap oldu, ortaya 'Garmenlerin
Esat' çıktı...
Girişimci
bir ruha sahipti. Eğret'in ilk dolmuşçusu diyorlar O'nun için. Kepineğini kapan
sabah erkenden evin önüne gelirmiş. Dolmuşçuluğu at arabasıyla yapıyor çünkü,
yolcular da ona göre tedbirli yola çıkıyorlar. Daha motorlu araçlar yokken,
sonradan Şoförhalibramın evin önünde bekleyecekleri gibi Garmenlerin
Esatın evin önünü durağa çevirmişler...
Bir diğer
hususiyeti de hayvan hastalıklarında şifa kaynağı olmasıdır. Baytarın olmadığı
o vakitlerde kendi dertlerinin yanında mallarının sıkıntısını da insanlar böyle
şifa kaynaklarından deva umarak gideriyorlar. Büyükbaş hayvanlar ve özellikle
koşum atları sancılandığında Hasan’a getirmelerinin sebebi, bu hastalığın ‘eli’
olmasıymış. Duasını eder, okur; sonra bir şaplak attığında hayvan iyileşirmiş. Çoğu
zaman okuduktan sonra hayvanın karnını oğar, şapkasını vururmuş; öyle
anlatıyorlar… Bu elini büyük kızı çocukları ve torunlarına verdiği, onların da
idrarını yapamayıp sancılanan hayvanları tuttuğu anlatılıyor.
İkisi kız
üçü oğlan, beş çocukları oluyor. Bunların İsimleri Azime, Abide, Ahmet, Yusuf
ve Yakup'tur... Garmenlerin Esat olarak bilinen Ali oğlu
Hasan, 1959 yılında vefat etti... Eşi Naciye Hanım ise kocasının ölümünden
sonra daha uzun yıllar yaşadı ve 1984'te O da vefat etti...
Çocuklarına
gelecek olursak... Büyük kızı Azime, Turabilerin Hüseyin'e
vardı; Salih, Berbermehmet ve Hasan Külte kardeşlerin anasıdır. Küçük kızı
Abide ise Kirpitçilerin İncegadir ile evlendi; Kadir ile Abide
hem teyze çocuğu olur, hem de dedeleri kardeştir...
Esatın Ahmet
Büyük oğlu Ahmet 1938 yılında doğdu. İsmini
ana-dedesinden yahut birliğinde vefat eden büyük emmisinden almış. Kendisine
kah 'Garmenlerin Ahmet' kah 'Esatın Ahmet' diyorlar. Esat lakabı,
babasından sonra en çok onun isminin önüne getirildi.
Kekliklerin Hacı İresil kızı Rabia (Çinigız) ile evlendi.
Böylece Akbaşların Mustafa ve İncemehmetin Şaban
ile bacanak oldular... Çocukları Davut, Hasan, Mehmet, Meryem ve
Fadime'dir. Oğlanlar doğduktan sonra Ankara'ya yerleşti. İki kızı orada dünyaya
geldi ve orada Ankaralı beylerle evlendiler...
Büyük oğlu Davut,
Anıtkaya'dan evlenerek Macuralinin kızı Nursefa'yı aldı. Garaömerlerin Ahmet
ve Gugukların Mehmet ile bacanak oldular... Onların da iki
kızı ve bir oğlu var. Büyük kızı Kerime, Şaban Kasal'ın oğluna vardı; yani
babasının teyzeoğlusuna... Küçük kızı Zeynep ise Anıtkaya dışından Osman'a
vardı... Tek oğlu Ahmet de Ankaralı Ceren Hanımla evlendi, bir oğlu bir kızı
var; isimleri Ege ile Ada... Davut geçer ailesiyle halen Ankara'da oturuyor...
Ortanca oğlu
Hasan, bilindiği üzere dedesi Garmenlerin Esatın adını
almış... Ankara'da Hatice Hanım ile evlendi. Bir oğluyla bir kızı var. Kızı
Mine Gugukların Mehmet oğlu Hasan eşidir. Oğlu Ahmet ise Ankara'da Kırşehirli
Mine ile evlendi, bir oğlu iki kızı var ve halen Ankara'da yaşıyorlar...
En küçük oğlu
Mehmet, Yozgatlı Fatma ile evlendi; Resul ve Ahmet adlarında iki oğlu var.
Halen Ankara ve çevresinde yaşıyor... Esatın Ahmet'in eşi Rabia Hanım (Çinigız) 2015
yılında vefat etti... Kendisi Ankara'da yalnız yaşıyor...
Garmenlerin Yusuf
Esatın ortanca oğlu Yusuf 1943 yılında doğdu. Çilmahmutun Hasan'ın
tek kızı olan Hatice Hanım ile evlendi. Erken dönemde İzmir'e yerleşti. Hülya,
Nermin ve Hasan adlarında üç çocukları oldu...
Üç çocuğu da orada
evlendiler. Büyük kızı Hülya, Doğan ile evlendi; Ayşegül, Merve ve
Mustafa adlarında üç çocuğu var... Nermin Ödemişli Mustafa ile evlendi, Onun da
Emine ve Eda adlarında iki kızı var...
Tek oğlu Hasan'ın kimin adını taşıdığı malum... Hasan da orada evlendi, bir kızı var... Çocukları doğal olarak orada evlenip orada yerleşik olan Garmenlerin Yusuf da 2003'te İzmir'de vefat etti. Eşi Hatice Hanımın vefat tarihi ise 2022...
Garmenlerin Yakup
Garmenlerin Esatın küçük oğludur;
1950'de doğdu. Tekirgızıların Mevlüt Usta kızı Fadime ile
evlendi. Erken dönemde İzmir'e yerleşti...
Sezin, Zeliha ve
Hasan adını verdikleri üç çocukları İzmir'de doğdu ve orada evlendiler. Kızlar
Sezin ve Zeliha Anıtkaya dışından beylere vardılar. Hasan ise Yonuzların Yunus
kızı Hatice ile evlendi. Omarcıkların Abdullah oğlu Apil
Sağlam ile bacanak oldular. Adını Yakuphan koyduğu bir oğlu var...
Garmenlerin Yakup
ve ailesi, halen erken dönemde yerleştikleri İzmir'de yaşıyorlar...
Emiralioğlu
Ali ailesine halk arasında Garmenler deniliyordu. En küçük çocuğu Hasan'a askerde
Esat lakabı takıldı. Garmenlerin Esat denilen Hasan, sülalenin tek temsilcisi
olarak GEÇER soyadını seçmiş...
Şimdi başa
dönüp Emiralanlarla Garmenler bağlantısını yorumlayabiliriz.
Bu konuda en mantıklı yaklaşım, başlangıçta Germiyan isimli birinin varlığı
gibi duruyor. Nitekim Tahrir Defterlerinde bu isim var. Germiyan'ın çocukları
çoğalarak Garmenleri oluşturdularsa, neden kayıtlarda Germiyanoğlu değil de
Emiralanoğu/Emiralioğlu yazıldı? Resmiyetteki lakaplarla halk arasında
kullanılan lakaplar her zaman birbiriyle uyuşmayabiliyor... Ayrıca nesil her
zaman oğullar vasıtasıyla aktarılmıyor, kızlar sayesinde nesil devam
edebileceği gibi sülale adı da transfer edilebiliyor. Yani oğlu olmayan
Germiyan'ın kızları mesela Emiralanlara vardıysa, halk arasında Emiralanlar
Garmenler olarak bilinebilir... Bir başka ihtimal de... Garmenlerden birisi
askerde emirkulu, emiralan pozisyonundadır. Sonrasında her iki lakap da
kullanılır.... Hasılı kelam bu tartışma
çok su götürür...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder