Küçükismailoğlu Hüseyin, daha önceden başka bir hanımla evlenmiş olabilir; bundan haberimiz yok. 20. Yüzyıla sağ olarak ulaşabilen eşi Fatma, 1845 doğumlu olduğu için söylüyoruz bunu. Aralarındaki 15 yaş farkı ister istemez böyle düşünmemize yol açıyor. Sözünü ettiğimiz Fatma Hanım Veyislerden Veli kızıdır. Tam olarak tarif istenirse; Yörükmehmetin anası Satı vardı, işte o Satı'nın ana-dedesinin kardeşidir...
Fatma Hanım ile Hüseyin'in bir oğluyla bir kızı var; İsmail ve Şerife... 1879 Yılında doğan Şerife, Amcaların Süleyman'a varacak ve Kelmehmet ile Godalyusufun anaları olacaktır...
Oğulları İsmail ise 1871 yılında doğdu. Ahmet kızı Ümmühan ile evlendi. Ümmühan Hanım da Veyisoğlu Ramazan'ın kardeşi... Anlaşıldığı kadarıyla Fatma Hanım oğlunu kendi sülalesinden bir kızla evermek istemiş... Ümmühan Hanımın bir kız kardeşi daha var Neslihan, O da Veyislerden Mehmet'e, yani Doğveli ile Kösenin babasına varınca İsmail ile Mehmet bacanak oldular... Demek ki hanımlar oldukça baskınmış, zira Çatallardan çok Veyislerden söz ediyoruz...
Üç kızları oldu; 1895'te Nazik, 1901'de Şerife ve 1904 yılında Hayriye doğdu. Bu arada önce babası sonra anası vefat ettiler. Onların vefatı bir şey değil de ardından 1905 yılında çocuklarının annesi Ümmühan Hanım vefat edince İsmail perişan oldu. Büyük kızı 10 yaşında, kendini idare ederdi de, biri dört yaşında öteki taze olan küçükler ne olacaktı... Nitekim hemen ardından taze çocuk Hayriye de öldü...
Bu durumda İsmail, Hatice adında ikinci hanımını aldı... Hatice Hanımın kimlerden olduğu anlaşılamadı, çünkü bu hanım kütüğe işlenmemiş. İsmail'in onunla evlendiğini çocuklarının ana adından anlayabiliyoruz. Buna göre Mehmet/Ümmühan kızı Hatice, bizi Tığlılara götürüyor. Gırhasanların Hatice'den başka bu tanımlamaya uyan birisi Eğret kütüğünde bulunmuyor. Eğret dışından değilse Hatice Hanım; Davılcı Kelhalilin babası olan Batıkmehmetin halasıdır...
Evet, Çatalların İsmail ile Hatice Hanımın üç oğlu olduğu görünüyor. Bunların büyüğü Hüseyin 1906, ortanca Ahmet 1908 yılında doğmuş. En küçükleri Mevlüt'ün ise 1920'de doğduğu anlaşılıyor...
Şimdi öksüz kızlara geri dönelim. En küçükleri Hayriye zaten hemen anasının ardından ölmüştü. Bir müddet sonra onun büyüğü Şerife de vefat etti. Hepsinin ablası Nazik kaldı... Onu da Daldalların Ramazan'a verdiler... Ramazan Cihan Harbinde Kafkaslarda şehit olunca, Nazik Hanım da iki oğluyla dul kaldı. Bu oğlanlar Bacıdede ile Burukhüseyindir...
Oğlanlara gelince... Hüseyin hakkında bilgi bulamadım. Evlenmeden vefat ettiği anlaşılıyor; fakat bunun tam olarak ne zaman olduğu da meçhul...
Topçu
İsmail'in ortanca oğlu Ahmet 1908 yılında doğdu. Gödenlerin Süleyman kızı Neslihan ile evlendi. Neslihan Hanım, Bakkalsüleymanın halası olur. Ayrıca bu evlilikle Urganlının Abisi Küçükmehmet ve Naymelerin İbrahim ile bacanak oldular...
Ahmet'in bir bacağı yoktu, dizinin üzerinden kopuktu. Yunandan kalan bir top mermisinin patlaması sonucu koptuğu söyleniyor. Kendi yaptığı ağaçtan bir protezle tak tak yürürdü. Sırf bu ilkel protez sebebiyle 'Tahtabacak' derlermiş. Fakat bu lakaptan daha fazla, ona sebep olan mermiyi işaretle 'Topçu' lakabını takmışlar, o daha çok tutmuş...
Topçunun üç kızı ve bir oğlu oldu; Şerife, Ayşe, Rabia ve İsmail... Ayşe, 1942'de doğmuş ve tazeyken vefat etmiş. En küçükleri İsmail de 1949 yılında doğmuş ve yaşını doldurmadan vefat etmiş... Sağ kalanlardan Rabia, Arabınalinin Ramazan Tetik eşi; Şerife de Patlakların Harilli Ahmet Patlar eşi oldular...
Eşi Neslihan Hanım 1961'de vefat ettikten sonra, Çatalların Tahtabacak Topçu Ahmet uzun yıllar daha yaşadı ve 1979 yılında kendisi de vefat etti...
Potuk
En küçük oğlunun adı Mevlüt... 1920 Yılının Mevlid kandilinden doğmuş olabilir... Hayvan adlarıyla lakaplama çok görülen bir durum, şaşırmamak lazım. Ancak Eğret'te bu lakaplamalar genelde iri hayvanlara benzetme yoluyla yapılıyor; ayı, manda, aygır, deve, öküz gibi... Deve neyse de onun yavrusuna benzetmek biraz tuhaf geldi; çünkü potuk deve yavrusu demek. Burada Mevlüt'e 'Potuk' yakıştırması yapılması da doğrudan annesiyle ilgilidir...
Potuk, Bakkalsüleymanın ablası Naime ile evlendi. Naime Hanım, Süleyman Dadak'ın ablası olur; ama Gödenlerden değil... Bu konuyu biraz açmak gerekiyor...
Naime Hanımın hikayesinin başlangıcı biraz Arapseliminkine benziyor... Genelilerden biri Hicaz'dan dönerken yanında Hurşit adlı bir çocuğu da getiriyor. Vakti gelince Onu Osmanköy'e yerleştirip Döne adlı bir hanımla everiyorlar. Hurşit ile Döne'nin bir oğluyla bir kızı oluyor. Oğlan Cihan harbi yahut İstiklal Harbinde şehit oluyor. Bu arada Döne Nine de ölünce Hurşit biraz içleniyor 'Ben buralara yalnız geldim, yine yalnız mı kalacağım' diye... Kaderin önüne geçilmez, o haldeyken Hurşit de vefat ediyor... Geride kalan kızının adı Gülsüm... Ona anasının akrabaları sahip çıkıyor... Hacıbeyli'ye gelin ediyorlar. Naime adını verdikleri bir kızı doğuyor; fakat çocuk üç beş aylıkken babası vefat ediyor. Bu sefer Gülsüm bir kızıyla yalnız kalıyor... Mecburen tası tarağı toplayıp anasının köyüne, Osmanköy'e geri dönüyor... Tam bu sırada Sağırların Ali Osman Hoca da Osmanköy'de hoca... Aklından Hacınınibramı geçiriyor ve Gülsüm ile onun evliliğine önayak oluyor. Böylece Eğret'e geliyorlar... Hacınınibram işi olmayınca, taze dul Gödenlerin Mehmet'i düşünüyor... Nasip böyleymiş deyip Gülsüm Hanım, Eğret'te Gödenlerin Mehmet ile yeni yuvasını kuruyor, tabi Naime de yanında tay geldi... Emine ve Süleyman adında iki çocukları olurken bu arada Naime de büyüyor... Zaten kardeşi Neslihan'ı Topçuya vermişlerdi ya, bildik yer deyip Topçunun kardeşi Potuğa da Naime'yi veriyorlar... Çocuklarına geçmeden önce belirtelim; Potuk 1983 yılında, eşi Naime Hanım ise 1991'de vefat ettiler...
Potuk ile Naime'nin bir kız ve iki oğulları oldu; Ümmühan, Asım ve Ahmet... Yalnız Bacıdedenin defterine göre üç çocukları da ölmüş. 1961'de ölen üçüncü çocuklarının adı Seviye imiş... Hayatta kalanların büyükleri Ümmühan, 1948 yılında doğdu. Çatalların Mustafa oğlu İsmail Soylu (Olcaklıısmeyil) eşidir...
Büyük oğlu Asım 1955 yılında doğdu. Erken dönemde Kütahya'da çalışmaya başladı. Yıllar geçti, Topçu Emmisinin Rabia'dan torunu Nazik ile evlendi. Bir oğlu ve bir kızı var ve halen Kütahya'da yerleşikler...
Küçük oğlu Ahmet 1964 yılında doğdu. Berberhüseyin kızı Halime ile evlendi. Körahmetin Zeynel Çotak, Kelibanın Misgin Abdullah Dalgıç ve Canavarcının Aziz Sargın ile bacanak oldular... Özlem adındaki bir kızını Afyon'a gelin eden Ahmet Anıtkaya'da yerleşik...
Potuğun anası Hatice Hanıma 'Deve Nine' derlermiş. Bu lakabın sebebini tam olarak bilemiyoruz, uzun boyu bir sebep olabilir; yalnız oğlu Mevlüt'e neden 'Potuk' dedikleri annesinin lakabından anlaşılıyor... Devenine, 1949 yılında vefat etti... Kocası Çatalların İsmail, on yıl kadar önce 1938'de ölmüştü...
1934 Soyadı uygulamasında Çatalların İsmail GÖCEN soyadını aldı. Kendisi öldükten sonra bu soyadı Onun küçük oğlu Potuğa adeta ikinci bir lakap oldu. Kendisinden sonra iki oğlu da bu lakapla anılır oldular. 1970'lere kadar bu böyle sürdü gitti. Sonra soy ismini GÜLEN olarak düzelttilerse de Asım ve Ahmet hala Göcen lakabıyla bilinirler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder