Zamanla kendisine 'Ayı Mevlüt' lakabı takılmasının sebebi iriliği ve çalışma hususundaki gözükaralığıdır. Yetmiş yaşının üzerindeyken, ayağında iç donu elinde yabaltıyla samana daldığına defalarca şahit olmuşluğum var. Eskiler iş delisiymiş, sanki Ayı Mevlüt bu konuda biraz daha fazlaydı. Kendisini çalışmaya öylesine kaptırmıştı ki sosyal hayatı sıfıra yakın gibiydi. En azından kardeşleri arasında öyle görünüyordu. Belki lakabının gerekçelerinden biri de bu durumudur...
Yok, o zamanlar lakaplar sadece kişinin görüntüsü ve fiziki özellikleriyle takılıyor değildi. Günün popüler isimlerine benzetmeler de yapılıyordu. Televizyon olmadığı, gazetenin köye girmediği o yıllarda acaba Dünya liderlerinin görüntüsü hakkında bir fikirleri var mıydı, bilinmez; ama Ayımevlüte bir ara Çörçil lakabı takmışlar...
Ayımevlüt, Demirdelen Yahya kızı Sare ile evlendi. Sare Hanım, Şavalgadirin kardeşidir. Ayrı anadan Ümmühan Ablaları, Hacahmetlerin İbrahim'e yani Sarışükrünün abisine (daha sonra Şaşdımhalile) vardı. Onun dışında Ayımevlüt; Hacıların Çapıtçı Hafız, Tingildeklerin Osman ve Gödecinmısdığın Ahmet ile bacanak oldular...
Burada daha önemli husus, Ayımevlüt ile Sare Hanımın hala dayı çocuğu olmalarıdır. Hatta bir kuşak öncesinde, Sare Hanımın dedesi ile Ayımevlütün ninesi de kardeşlerdi. Çocuklarının, torunlarının evliliklerinde bile bu akrabalık bağı gözetildiği için özellikle hatırlatmak gerekiyor...
Hatırlanacağı üzere Mevlüt'ün, kendisinden dört yaş daha büyük bir ablası vardı ve Onun da adı Sare idi... Şimdi dayısının kızı ve eşi Sare olması, ayrıca bacanağı Çapıtçıhafız torunlarından biri (Yılıkların Uzunmehmet eşi) de aynı adı taşıması, bize bir şeyler anlatıyor sanki: Sare ismi, Demirdelenlenler/Amcalar kaynaklıdır...
Hala Dayı çocuğu olan Sare ile Mevlüt, kişilikleri bakımından birbirini dengeler bir çift oldular. Ayımevlütün aksine Sare Hanım; insan ilişkilerinde çok başarılı, sıcakkanlı, güleryüzlü; müşfik, yardımsever, iyilik meleği gibi bir kadındı. Kırıcı olmayı bırak, ağzından sert tonda bir söz dahi çıkmazdı. Sürekli iyilik etmek için bahane arar gibi bir hali vardı. Yaptığı şeyin bilinmemesine çok dikkat eder, ya başkaları ondan haberdar olursa, tedirginliğini hep üzerinde taşırdı... Önce 1997'de Sare Hanım vefat etti, ondan bir yıl sonra 1998'de Ayımevlüt ötedünyaya göçtü...
Sare Hanım ile Ayımevlütün üçü kız üçü oğlan, altı çocukları oldu. Yaşlarına göre bunların isimleri; Fadime, Ferah, Fahrettin, Cemil, Şerife ve Sait'tir... Bu isim çeşitliliğini yorumlamak çok zor. Hadi Fadime ile Şerife, Ayımevlütün ninesi ve anası adı diyelim; ya diğerleri?...
Büyük kızı 1937 doğumlu Fadime, Gödeşlerin Halil'e; ortanca kızı Ferah Gobakların Garibana vardı... Küçük kızı Şerife ise Mantaroğlu Mehmet Azbay eşidir... Anası Şaşdımoğlu Halil kızı olmasından dolayı Mantaroğlunun ninesi ile Şerife'nin anası kardeştir...
Ayımevlüdün Ahmet
Büyük oğlu Fahrettin 1947 yılında doğdu. Adını Fahrettin Altay Paşa'dan aldığı düşünülüyor... Büyük Taarruzda Süvari Kolordusu Komutanı olan Paşa, başka yerlerde hak ettiği ilgiyi görmese de Eğretlilerce sevilen biridir. Eğret'in kurtuluşunda Onun atlılarının payı zaten malum... Sonrasında Üyük bağrına bir şehitlik dikmesi ve vakit buldukça Eğret'e yolunu düşürmesi bu sevginin başlıca sebebi olabilir. Ayımevlütün büyük oğluna bu adı vermesinin sebebi olarak Paşa'yı düşünmek yanlış olmaz...
Bununla beraber kimse Onu bu adıyla bilmez, herkes 'Ayımevlüdün Ahmet' olarak tanır. Nüfusta ne yazarsa yazsın, insanlar bildiğince duyduğunca hareket eder... Rivayete göre, Ferah Ablası sevip avuturken 'Ahmet' ismiyle seslenir, öyle uyuturmuş. Onun ağzıyla diğerleri de Ahmet demişler ve ondan sonra herkes bu ismiyle tanımış...
Ahmet, Garaçaylı Emmisinin kızı Melahat ile evlendi ve Uykucunun Ahmet ile bacanak oldular... Satı, Sare ve Sait adlarında iki kızıyla bir oğlu oldu. Satı, Macuralinin Mevlüt Öncül; Sare, Körhocanın Azam'ın Muhittin Varlı eşidir... Oğlu Sait, Devecinin Cemil kızı Sema ile evlendi...
Ayımevlüdün Cemil
Ortanca oğlu Cemil 1948 yılında doğdu. 'Ayımevlüdün Cemil' diye lakaplandı hala da öyle anılmaktadır... Hacemirlahın kızı Emine ile evlendi; Şekeralinin Veli ve Kelarzımanın Bahattin ile bacanak oldular... Kelarzımanın Ninesi, Ayımevlüdün halası olur; Hacemirlahın Hanımı, Kelarzımanın kardeşidir... Başka söze gerek var mı?...
Ayımevlüdün Cemil ile Emine Hanımın da iki kızı ve bir oğlu dünyaya geldi. İsimleri Saide, Şerife ve Mevlüt'tür...
Saide, Şaşdımoğlu Mevlüt'ün Yaşar Şen eşidir. Bu Şaşdımlarla Hacımahmutların önceden kurulmuş bir bağı var. Şöyle ki; Şaşdımhalilin ilk eşi Azime (Uykucunun anası) Hacımahmutlardan... Azime Hanım ölünce ikinci olarak Demirdelen Yahya kızı Ümmühan ile evlendi. Ümmühan Hanım da Saide'nin Sare ninesinin ablası... Haliyle, Yaşar'ın babası Mevlüt ve Saide'nin babası Cemil teyze çocuğu oluyorlar...
Cemil'in küçük kızı Şerife, Deliyakıbın Halil İbrahim Kopan ile evlendi. Şerife ile Halil İbrahim'in akrabalığı o kadar girift değil, çok basit; Şerife'nin dedesi ile Halil İbrahim'in anası kardeş...
Cemil'in tek oğlu Mevlüt, Siçanalinin kızı Ömür ile evlendi. Gazilerin Saadettin Yıldız ve Şavalındavılcı oğlu Ali Özdemir ile bacanak oldular. Emine, Cem, Leman ve Müberra adlarında üç kızı ve bir oğlu var...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder